• Sonuç bulunamadı

Bir Zeigarnik Etkisi Örneği: Neo-Osmanlıcılık

4.3. ALTIN ÇAĞ REFERANSI OLARAK OSMANLI GEÇMĠġĠ VE ZEĠGARNĠK

4.3.2. Bir Zeigarnik Etkisi Örneği: Neo-Osmanlıcılık

Özal döneminden sonra özellikle AK Parti döneminde geliĢme imkânı bulan bir diğer kavram ise Neo-Osmanlıcılık kavramıdır. Bu kavram ilk olarak, 1970'li yıllarda Kıbrıs Türklerine yapılan müdahaleler neticesinde gerçekleĢtirilen Kıbrıs Harekâtı‟ndan

100

sonra, baĢta Yunanistan olmak üzere duyulan kaygı neticesinde „Neo-Osmanlıcılık‟ (Yeni Osmanlıcılık) Ģeklinde kullanılmaya baĢlanmıĢtır (OsmanbaĢoğlu, 2018: 3). Bu yönüyle Yeni Osmanlıcılık terimi, dıĢ kaynaklı bir yakıĢtırma olsa da zaman içerisinde tekrar yorumlanarak kimi zaman benimsenmiĢ, kimi zaman ise kopuĢlara sahne olmuĢtur. Neo- Osmanlıcılık fikri kimilerince milliyetçilik ile bütünleĢmiĢ bir kavram olarak değerlendirilirken, kimilerine göre ise milliyetçiliğin yeniden yorumlanarak etnik vurgulardan uzak bir milliyetçilik anlayıĢı olarak değerlendirilmektedir. Bu kavram aynı zamanda, zihinlerde farklı duruĢ ve düĢünüĢ Ģekillerinin belirdiği ve özellikle Ġslam ile sıkça eklemlenen bir portre çizmektedir. Cumhuriyet dönemindeki devrimler ile yeni bir ulus-devlet vücuda getirmek amacıyla eski tasfiye edilmiĢ, Ġslamiyet öncesi Türk tarihi odak noktası haline gelmeye baĢlamıĢ ve Osmanlı'ya iliĢkin kültürel ve tarihi miras silikleĢmeye baĢlamıĢtır. Bu ötekileĢtirme ve tarihsel kopuĢ sürecinde Osmanlı bir gurur kaynağı olarak görülmemiĢ ve „hasta adam‟ figürü ile acziyet vesikası olarak öğretilmiĢtir (OsmanbaĢoğlu, 2018: 4). Özellikle Osmanlı dönemine ait kültürel pratiklerin ve dini ritüellerin büyük bir kısmı reddedilmiĢtir. Bu durum, yeni bir ulus-devlet kurma fikri üzerine kurulmuĢ olan Cumhuriyet ekseninde düĢünüldüğünde normal karĢılanabilir. Fakat zaman içerisindeki bir değiĢim yerine devrimler ile Osmanlı'nın apar topar tasfiye edilmesi, halkın zihninde deyim yerinde ise „Zeigarnik Etkisi‟4

bırakmıĢtır.

Neo-Osmanlıcılıkda ise bu yarım kalmıĢlık hissi kendini göstermektedir. Bu fikir ile birlikte Osmanlı'ya ait hatıralar canlandırılır, Osmanlı mirası ile birlikte sıkı bağlar kurulmaya çalıĢılır ve her daim Osmanlı hatırası bir övünç kaynağı olarak sunulur. DP döneminde, Osmanlı ve Ġslam‟a yönelik bazı kısıtlamaların kaldırılması DP'nin Osmanlı‟ya dönüĢ yoluna girdiği yönünde iddialara sebep olsa da, ekseriyetini CHP içerisinden gelen elitlerin oluĢturduğu DP liderlerinin böyle bir niyette olduğunu savunmak oldukça abartılı bir yorum olacaktır (OsmanbaĢoğlu, 2018: 4). 2000'li yıllarda ise bu çizgide değerlendirilebilecek, iktidara talip olan siyasi partilerin siyaset sahnesinden silinmesinden

4

Zeigarnik etkisi, Bluma Zeigarnik tarafından keşfedilmiştir. Zeigarnik 1927 yılında gerçekleştirdiği bir araştırmasında insanların yarım kalan işlerini, tamamlanmış işlerine nispeten çok daha iyi oranda hatırladıklarını gözlemlemiştir. Zeigarnik etkisini kısaca tanımlayacak olursak, yarım kalmış işlerin tamamlanmış işlere oranla daha kolay anımsanması olarak tanımlanabilir (Atak, Syed, Çok, Tonga, 2016: 297).

101

sonra AK Parti sancağı omuzlayacaktır. Her ne kadar AK Parti tarafından neo-Osmanlıcılık yakıĢtırmaları kabul edilmese de, özellikle kullanılan dil ve söylemlerde kendisini hissettirmektedir (Uzunçayır, 2013: 211).

Osmanlı kimliğinin benimsenmesi Ģeklinde ifade edebileceğimiz neo-Osmanlıcılık, aynı zamanda bir kendi kendini tanımlama süreci Ģeklinde cereyan etmektedir. Bu düĢünce sisteminde bütün Müslüman ülkeler aynı medeniyete mensup kabul edilmektedir. Bu fikir sistemi tepeden inme bir politikadan ziyade, tabanın oldukça önemli bir kısmından destek ve etkileĢim alan bir profildedir. Fakat bu durumun toplumun tamamını kapsayacak Ģekilde geniĢ ölçekli bir Ģekilde ifade etmek mümkün gözükmemektedir.

Osmanlıcılık fikri, Osmanlı'nın son dönemlerinde uygulamaya çalıĢılmıĢ fakat baĢarıya ulaĢamadığı için vazgeçilmiĢtir. Neo-Osmanlıcılık fikri ise daha çok ekonomik ve siyasi amaç güdülerek uygulamaya konmuĢtur. Herhangi bir Ģekilde sınırların geniĢletilmesi ya da yayılmacı bir politika amacı güdülmemiĢtir. Özellikle Özal döneminde kendisinden söz ettiren neo-Osmanlıcılık fikri, bu dönemde tam olarak süreklilik arz eden bir politika profili çizememiĢtir. Bu yönüyle dönemin koĢullarına göre dozu ayarlanan, parçalı yapıda bir politika olduğu söylenebilir (OsmanbaĢoğlu- 2018: 10). AK Parti döneminde ise daha istikrarlı bir görünüm kazanan neo-Osmanlıcılık fikri, gerek söylemsel gerekse ideolojik çizgisini korumaya devam etmiĢ ve irredentist söylemlerden kaçınmıĢtır. Neo-Osmanlıcılık fikrindeki amaç yayılmacı bir politika değildir. Asıl gaye, geçmiĢte kim olduklarını ve ortak hareket edildiği takdirde gelecekte tekrar eski ihtiĢamlı günlere dönülebileceğinin, büyük iĢler baĢarılabileceğinin iddiasıdır. Aynı zamanda hem içeride hem de dıĢarıda Osmanlı adı ve mirası ile barıĢmak, Cumhuriyetin kurulması ile birlikte çok hızlı bir Ģekilde tasfiye edilen Osmanlı ve mirasına iade-i itibarda bulunmaktır denebilir. Kemalistlerin ve CHP'nin Türk tarihini 1919 öncesini yok sayarak dar bir kalıba soktuğunu iddia eden Erdoğan'ın, Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra tek parti döneminde halkın geçmiĢi ile bağlarını koparmaya yönelik çok yanlıĢ bir politika izlendiğini vurguladığı Ģu konuĢması önem arz etmektedir:

Osmanlı'yı reddeden, Selçuklu'yu görmezden gelen, İslam medeniyetine tümden düşman kesilen, Türk tarihini daracık bir kovuğa hapsetmek isteyen kısır bir anlayış türetilmiştir.

102

Yeni nesillerin kafasında sanki milletimizin tarihi 1919'da başlıyor, daha öncesi bize ait değil gibi bir yaklaşım nakşedilmeye çalışılmıştır. Evlatlarımız kendilerine okul kitaplarında anlatılan tarih ile babalarından, dedelerinden, çevrelerindeki arif ve alim büyüklerinden tevarüs ettikleri bilgiler arasında şaşırıp kalmışlardır... Hâlbuki sadece toplantımızın konusu olan arşivcilik açısından baktığımızda dahi karşımızda eşsiz bir hazine durduğunu görüyoruz. Bilhassa Osmanlı arşivi öyle bir hazine ki sadece ülkemizin değil aynı zamanda 40'dan fazla devletin geçmişini içinde barındırıyor. Bir başka ifadeyle Türkiye, arşivlerinde kendisiyle birlikte dev bir coğrafyanın hafızasını saklıyor. Bugün bölgemizdeki pek çok uluslararası sorunun çözümünün Osmanlı arşivlerinde aranması boşuna değildir (Hürriyet, 2019).

BeĢtepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen „ArĢivlerimizin GeliĢimi, Vizyonu ve Tarih AraĢtırmalarına Katkısı Sempozyumu‟nda yaptığı bu konuĢma ile Erdoğan ayrıca, arĢivlerin „milletlerin ve devletlerin hafızası‟ olduğunu; geçmiĢlerini bilmeyen ve hafızası olmayan milletlerin nereden geldiklerini, Ģuan nerede olduklarını ve nereye gittiklerini bilemeyeceklerini dile getirmiĢtir.