• Sonuç bulunamadı

2.4. Bilişsel Davranışçı Terapi

2.4.6. Bilişsel Teknikler

Bilişsel yeniden yapılandırma süreci: Bilişsel yer değiştirme olarak da aktarılan bilişsel yeniden yapılandırma, danışanın akılcı olmayan düşünce ve inançlarının ortaya konulup bunların kanıta dayanan ve mantıklı düşünce ve inançlarla değiştirilmesi işlemini içermektedir (Rice, 1999). Cameron ve Meichenbaum’a (1982) göre bilişsel yeniden yapılandırma uygulayabilen terapist yeme bozukluğu, depresyon, fobiler, panik bozukluk, benlik saygısının düşük olması, sporcuların performans kaygısı, öğrencilerin sınav kaygısı, stresle baş edebilmede zorlanma gibi birçok problem noktasına çözüm üretmede verimli olabilmektedir. Bilişsel yeniden yapılandırma, aşağıdaki süreçleri kapsar:

1) Benliğe gönderilen olumsuz mesajlar dâhil otomatik düşüncelerin tespiti 2) Otomatik düşünce mantık dışı inançların sorgulanıp etkilerinin azaltılması

3) Danışanın mantıklı ve işlevsel inanç ve düşünceleri seçmelerini sağlayıp hayatlarına uygulamalarını sağlamak (Onbaşıoğlu, 2004).

Bilişsel yeniden yapılandırma süreci diğer bilişsel tekniklerin kapsayıcısı olarak nitelendirilebilir.

Sorun ve amaç belirleme: Terapiden azami fayda sağlayabilmek için danışanın probleminin doğru tanılanmış ve sınırlarının belirlenmiş olması gerekmektedir.

Danışan problemini “iyi biri olmak isterim” ya da “insanlar beni sevsin diye terapiye geliyorum” gibi soyut ifadelerle aktarabilir. Terapist de mümkün olduğunca danışana bu terapi ile neyi değiştirmek istediğini, hedeflerini, bu terapi sonucunda nasıl olmak istediği tarzında sorularla somutlaştırma yapar. Ayrıca danışanın çevresindeki diğer insanların farklılaşması ile ilgili amaçlar da kabul edilmemelidir. Kendi denetimi ve değiştirebileceği noktalardan uygun amaçlar belirlenmelidir. Ayrıca amaç cümleleri bilişsel çarpıtmalar içeren veya olumsuz ve negatif cümle kalıpları da içermemelidir (Türkçapar, 2012).

Otomatik ve işlevsel olmayan düşünceleri tanımlama: Terapist ile danışan sorun ve amaç belirlemesi yaptıktan sonra otomatik ve işlevsel olmayan düşünceler konusunu ele alırlar. Terapist bu noktada otomatik düşüncelerin neler olduğu, hangi durumlarda ortaya çıktığı gibi hususları anlatır. Ardından otomatik düşünceleri danışana buldurmak için de terapist her zaman olduğu gibi danışana doğrudan bildirmek yerine çeşitli yönlendirici sorular sorarak danışanın otomatik düşünceleri bulmasını sağlar.

Bu sorular “…. hissettiğiniz vakit aklınızdan neler geçiyordu”, “o durumla ilgili zihninizde canlanan anı var mı?”, “O ana gidersek kendinize neler söylüyordunuz?”

gibi danışanı otomatik düşünceyi bulmaya yönlendirici tarzda olmalıdır. Danışanı olumsuz hisleri yoğun yaşadığı anlara götürüp o anda zihnine istemsizce gelen düşünceleri almasını ister. Bu otomatik düşüncelerin belirlenmesinde bilişsel davranışçı yönelimli formlar kullanılabilir, bu formların etkililiği için danışana ev etkinliği şeklinde de verilebilmektedir. (Beck, 2001).

Bilişsel Çarpıtmaları Belirleme: İlk etapta bilişsel çarpıtmalar danışana anlatılıp bunlarla ilgili pekiştirici alıştırmalar yapılmalıdır. Danışanla otomatik düşünceler çalışılırken öğretilen bilişsel çarpıtmalar hatırlatılarak bu otomatik düşünceler içerisindeki bilişsel çarpıtmaları bulması ve paylaşması istenebilir. Otomatik düşünceler içerisinde birden çok bilişsel çarpıtmalar olabileceği, bilişsel çarpıtmaların da iç içe geçebileceği hatırlatılarak rahat bir biçimde bu çalışmayı gerçekleştirmesi istenir. Danışanın bilişsel çarpıtmalarını görmesini sağlamak kendi düşüncelerine

dışarıdan, farklı bir bakış açısı ile bakmak ve bu şekilde kendini inceleyebilmesini sağlamaktır (Türkçapar, 2012).

Otomatik düşünceleri değiştirme: Otomatik düşünceleri değiştirme sürecine girerken düşünce kayıt formları kullanılmaktadır. Bu formlarda danışanın yaşadığı olay, bu olay anındaki ruh halleri ve o anda zihninden geçen otomatik düşünceler yer alır. Bazı formlarda buna ek olarak düşünceyi destekleyen ya da desteklemeyen kanıtlar aranıp sonra tekrardan ruh hali ölçümü yapılmaktadır. (Beck, 1988).

Otomatik düşünceleri sorgularken yapılacak en önemli iş kanıt aramadır. Otomatik düşünceler belirlenip ilgili forma kaydedildikten sonra bu düşüncelerin aslında ne kadar gerçekliğe uygun olup olmadığı konusunda farklı sorular sorulur. Bu sorulan sorularla kanıtlara dayalı ve somut gerçekliklerle süregelen bir inceleme yapılır.

Burada terapistin birçok otomatik düşünce içerisinden ruhsal olarak en yoğun hissedilen “en etkin düşünce”yi buldurup bu otomatik düşünce hakkında danışanla çalışması daha verimli olmaktadır. Çünkü en yoğun hislere yol açan düşünce ile ilgili somut veriler elde etmek, kanıtlarla bu düşünceyi analiz etmek kişinin farkındalığını ciddi bir biçimde arttırmaktadır (Beck, 1995).

Ana ve ara inançların ortaya çıkarılması: Yalnızca otomatik düşünceleri sorgulamak ve değiştirmek bilişsel davranışçı terapinin amacı değildir. Sadece bu işlem de kalıcı bir çözüm ve değişim yaratmamaktadır. Otomatik düşüncelerin de altında yer alan ara ve ana inançların da meydana çıkarılması ve irdelenmesi gerekmektedir. Bunların meydana çıkarılması otomatik düşüncelerin meydana çıkarılmasından daha fazla çaba ve uğraş gerektirmektedir. Bu inanç manzumelerini ortaya çıkarmak için bazı ölçeklere başvurma veya ortak tema incelemesi kullanılabilir. Ayrıca bu noktada aşağı doğru ok tekniğini kullanmak da faydalı olmaktadır (Flexman ve Bond, 2002).

Aşağı doğru ok tekniği: Aşağı doğru ok tekniğinde otomatik düşünce, onun alt katmanında olan ara inanç ve ara inancın alt katmanında yer alan temel inançlara ulaşmak hedeflenir ve bu şekilde aşağılara inilir. Otomatik düşüncelerin belirlenmesinden sonra bu düşünceleri içerisinde en yoğun hislere yol açan en etkin düşünceler belirlenir. Bunun ardından otomatik ve etkin düşüncelerin ne anlama geldiği danışana sorularak ara inançlar ortaya çıkarılmaya çalışılır. Ara inançların da danışan için ne derecede önemi olduğu bulunmalıdır. Ayrıca ara inancın negatif ve pozitif yönleri ele alınıp analiz edildikten sonra bunun yerine daha mantıklı bir inanç yerleştirme işlemi gerçekleştirilir. Bu seviyeye gelinince terapistin de uzmanlık

becerisi ile otomatik düşünce ve ara inançların altında yatan ve ciddi biçimde olumsuz hislere yol açan temel inançlara varılmaya çalışılır. Bu temel inançlara ulaşılması zor olduğu için danışanla uyumlu bir şekilde sorgulama süreci yürütülmeli ve sabırlı davranılmalıdır. Temel inançlar “sevilmeyen biriyim, başarısızım, beceriksizim, kötüyüm” gibi kişinin benliğini zedeleyici tarzda, katı bir şekilde yerleşmiş inançlardır (Karahan ve Sardoğan, 2004).