• Sonuç bulunamadı

Yapılan desenler ne kadar başarılı çalışılırsa çalışılsın makine ayarları düzgün değilse, yapılan nakış istenilen kalitede olmaz. Makine ayarları, üst iplik ve alt iplik tansiyon (yavaşlık, hızlılık) ayarlarından oluşur. Bu ayarları yapmak bilgi birikimi ve tecrübeye dayanır.

2.9.2. Nakış makinelerinin bakımı ve temizliği

Makineler düzenli olarak hava kompresörü ile temizlenmeli, çağanoz kısmı günlük olarak yağlanmalı, gerekli bölümleri uygun yağlar kullanılarak yağlanmalı ve sürekli bakımları ihmal edilmemelidir.

2.9.3. Nakış ölçüleri ve işaret kalıbı

İşaret kalıbı müşteri tarafından hazır olarak getirilir ya da firma tarafından uygulanacak yere göre kalıbı çıkarılır. Kalıbın tam olarak neresine işleneceği belirlenir. Belirlenen yerde başlama noktası kalem ucu genişliğinde delinir (Fotoğraf 33).

2.9.4. Desen hazırlanması

Müşterinin istediği desen, nakış deseni oluşturmada kullanılan punc programlarında desen tarayıcı (scanner) ile taranarak desenin matematiksel koordinatları bulunur ve bilgisayar ortamına alınır. Bilgisayarın monitöründe görünen desenin boyutu belirlenir, başlama noktası seçilir, sargı, Çin iğnesi vb. karar verilir, desenin etrafından bir tel kafes çizilir, tarama ve bitiş noktası verilerek desen tamamlanır. Nakış işlenecek makinenin markasına, modeline ve özelliklerine göre özel nakış formatı haline getirilir (Fotoğraf 34).

Fotoğraf 34: Desen Hazırlama (Çetinkaya Nakış Firmasından)

2.9.5. Numune çalışması

Müşteri tarafından istenen ürüne göre kumaş, iplik rengi seçilir. İstenen ölçülerde numune makinesinde (Fotoğraf 35) çalışılan, numune üzerinde gerekli görülen değişiklikler yapıldıktan sonra müşterinin kesin onayı alınır. Daha sonra seri üretime geçilebilir.

2.9.6. Seri üretim

Kesin onayı alınan numuneye göre yapılan anlaşmalar çerçevesinde istenilen miktarda seri üretime geçilir. Makinelerin en yüksek verimlilikte çalışmasına özen gösterilmesi, işin ekonomik ve zamanında tamamlanması açısından önem taşır.

2.9.7. Yedek iş

Seri üretim sırasında duraklamanın en aza indirilebilmesi için, işin bitiş zamanı tahmini olarak hesaplanmalı ve sıradaki iş seri üretime hazır duruma getirilmelidir.

2.10. Kalite Kontrol

Gelen müşterinin isteği ürün güvenliği ile ilgili yüksek standartların sağlanması ve sürdürülmesi için bazı aşamalardan geçirilmesi gerekmektedir. Bunlar;

1. Mal teslim alındığında adet ve belirtilen kalite incelenir.

2. Ön hazırlık esnasında bütün mallar birer birer gözden geçirilir, daha sonra özel kalemlerle işaretlenerek işlenmek üzere makinelere verilir.

3. Nakış işleme esnasında makineye serim yapılırken tekrar incelenerek sevke hazır hale getirir.

4. İşleme bittikten sonra arka tela temizliği, üst iplik temizliği, leke ve nakışın kalitesinin kontrolü yapılır, eksikler tespit edilir.

5. Küçük tamir makinelerinde eksikler tamamlanır.

6. Üretim sırasında ürünlere karışan metal malzemeler metal dedektörü tarafından tespit edilir.

2.11. Eğitim

Eğitim insanlık tarihi kadar eskidir. Eğitim doğumdan ölüme kadar devam edecek bir süreçtir. İnsan hayatının hiçbir döneminde bu ihtiyaç sona ermez. İlk insanlar eğitimi informal bir şekilde ihtiyaç duydukça vermişlerdir. Bu insanlar çevre ile

etkileşimde bulunarak öğrenmişlerdir. Böylece davranışlarında değişiklik meydana getirmişler ve bir eğitim süreci yaşamışlardır.

Eğitim pek çok düşünür ve eğitimci tarafından tanımlanmıştır. Tyler ‘a göre eğitim, kişinin davranış örüntüsünü değiştirme sürecidir. Ertürk ise; eğitimi bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme süreci olarak tanımlamıştır. Yıldırım eğitimi insan davranışlarında bilgi, beceri, tavır, karakter gibi önemli sayılan kişilik özellikleri yönünden belli değişmeler sağlamak amacıyla yürütülen düzenli bir etkileşim olarak eğitimi tanımlarken Özçelik, Ertürk’ün tanımından hareketle istendik yönde bir dereceye kadar kalıcı değişmeler meydana getirme süreci olarak tanımlamaktadır. Fidan eğitim belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir derken, Ertürk ve Tyler’in görüşünü desteklemektedir (Sönmez, 1991: 41). Durheim eğitimi yetişmiş kuşakların yetişecek kuşakları bir yöntem dâhilinde eğitilmesi olarak tanımlar. Bazı düşünürler eğitimi kültürleme süreci, bazıları ise kasıtlı kültürleme süresi olarak ele almıştır (Sönmez, 1991: 42).

Tüm bu görüşlerin ve verilerin ışığında eğitim çevre ayarlaması yoluyla kişinin davranışlarını istendik yönde değiştirme ve değerlendirme süreci olarak tanımlanabilir (Sönmez, 1991: 43).

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyine sahip olabilmesi, teknoloji, ekonomi, kültür ve medeniyet alanlarında ilerlemesi iyi bir eğitime bağlıdır. Eğitimin olmadığı veya doğru uygulanmadığı yerlere ise temeli iyi atılmamış bina gibi her an yıkılmaya mahkûmdur.

Teknolojik gelişmenin artan hızı, insanların yaşam biçimlerini ve ilişkilerini derinden etkilemektedir. Küresel bir perspektif kazanmanın ötesinde çok hızlı bir bilgi erişimi olanağına kavuşulmuş olması coğrafyayı sınırlayıcı bir unsur olmaktan neredeyse çıkarmıştır. Bilgi, sanayilerin gelişimi ve diğer coğrafyalardaki insan gücünden yararlanma olanaklarının genişlemesi, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki iyi yetişmiş yeteneklerin önemini küresel bazda artırmaktadır. Bu çerçevede nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi için eğitim olanaklarının genişletilmesi bütün dünyanın üzerinde özenle durduğu temel konu haline gelmiş bulunmaktadır (ekutup.dpt.gov.tr).

2.11.1. Eğitim Sanayi İlişkisi

gücü kaynağına bağlıdır. İnsan gücünün oluşturulması da eğitimin işidir. Dewey (1996: 10), en geniş anlamıyla eğitimi, sosyal yaşamın sürdürülme aracı olarak tanımlar. Sosyal grubun amaç ve alışkanlıklarından habersiz ve bunlara kayıtsız olarak dünyaya gelenleri, amaçlar ve alışkanlıklar doğrultusunda bilinçlendirmek ve aktif olarak bilgilendirmek gerekir. Bu boşluk ise ancak eğitimle doldurulur (Dewey, 1996).

Eğitim ülkelerin ekonomik sosyal, kültürel ve politik alanda yaşanan hızlı gelişme ve değişmelerden azami faydayı sağlamak ve bunlarda meydana gelebilecek olumsuzlukları asgariye indirebilmek için kullanabilecekleri en önemli araçlardan biridir. Bunun farkında olan toplumlar, bazen aşırıya kaçarak her sorunun temelinde eğitim eksikliği veya yanlışlığı arar hale gelmişlerdir. Bu durum eğitime olan inancı giderek güçlendirirken eğitimden beklentileri de yükseltmektedir.

1970’lerden sonra bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı değişim ve gelişme ile hâkim olmaya başlayan küreselleşme süreci sadece ekonomik alanda belirleyici olmakla kalmayıp sosyal ve kültürel alanlarda da öne çıkmaya başlamıştır. Öne çıkan bu küreselleşme süreci ekonomik ve sosyal hayata ilişkin yeni gelişmelere neden olmuştur. Bu gelişme bilgi toplumu oluşum sürecini başlatmıştır. Bilgi toplumunu ekonomik büyümeyi hızlandırıcı sosyal alt yapı hizmetlerinin sunumunu iyileştirici kültürel etkileşimi artırıcı etkiler oluşturmuştur. Ancak bilgi toplumuna geçişin en önemli şartlarından birisi de bilgiye yapılacak olan yatırımdır. “Bu sebeple gelişmekte olan ülkelerin gelişmesine en büyük katkıyı insan kaynaklarına yapılan yatırım ve alt yapının iyileştirilmesi olacaktır” 1980’lerden sonra iş dünyasını şekillendiren iki kavram ortaya çıkmıştır. Biri sürekli değişim diğeri ise artan bilgidir. Günümüzde şirketler, faaliyetlerini ve kültürlerini sürekli olan bu değişime uyumlu hale getirmek için bilgi sermayesi artırma yoluna gitmektedir.

Bilgi, ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeyle bilim ve teknolojinin etkisinin artırılmasıdır. Bilgili nesillerin yetiştirilmesi, eğitimin yaygınlaştırılması ve eğitim seviyesinin yükseltilmesiyle sağlanacaktır. Gelişmenin esas unsurunu oluşturan yetişmiş insan gücü eğitimle sağlanmaktadır. Bir ülkenin geleceğini eğitilmiş insan gücü belirlemektedir.

2.11.2. Eğitim Ekonomi İlişkisi

gereksinim duyduğu insan gücü eğitim tarafından yetiştirilir. Eğitimin ekonomik işlevi, toplumdaki bireylere belli bir beceri kazandırarak onları üretici durumuna getirmek ve endüstri, tarım, hizmet alanlarında toplumun ihtiyacı olan insan gücünü yetiştirmektir (Fidan, 1986: 53). Eğitilmiş insan gücü ekonominin en önemli üretim faktörlerinden biridir. Böyle bir insan gücü daha az zaman, daha az emek ve daha az para harcayarak daha çok ve daha kaliteli mal ve hizmet üretir (Kızıloluk, 2007: 27).

Eğitim insan gücü yetiştirirken ekonominin taleplerini göz önünde bulundurmalıdır. Ekonominin talep ettiği alanlarda, talep ettiği sayıda ve talep ettiği nitelikleri kazanmış insan gücü yetiştirmelidir. Ekonominin talep ettiği alanlarda insan gücü yetiştirirken öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini göz önünde bulundurmalıdır. Öğrenciler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda iş alanlarına ve mesleklere yönlendirilmelidir. Çünkü öğrenci ilgi duyduğu, sevdiği ve yeteneğinin olduğu bir mesleğe yönlendirilirse, mezun olup meslek hayatına atıldığı zaman mesleğinde daha başarılı olur, daha kaliteli mal ve hizmet üretir. Kaliteli mal ve hizmet üretimi ise beraberinde ekonomik ve sosyal kalkınmayı getirir (Kızıloluk, 2007: 27).

Benzer Belgeler