• Sonuç bulunamadı

BİRLEŞMİŞ İSLAM MİLLETLERİ FİKRİ VE ATİLHAN

C. Çıkardığı Dergi ve Gazeteler

VII. BİRLEŞMİŞ İSLAM MİLLETLERİ FİKRİ VE ATİLHAN

Atilhan, daha Harbiye yıllarındayken Birleşmiş İslam Milletleri fikrine sahipti120. Harbiye’nin son sınıfındayken kendi imkânlarıyla Kuzey Afrika seyahatine çıkmış, Tunus, Fas ve Cezayir gibi ülkeleri ziyaret etmiştir. Bu seyahat sırasında, Fas Meliki Mevlay Hafiz ile görüşmüş ve yakın ilgisine mazhar olmuştu. Atilhan, ziyarette bulunduğu ülke insanlarının, sırf Türk olduğu için kendisine saygı duyduklarını belirtmiştir. Atilhan, Arapların Türklere olan bu sempatisini Türk-Arap kardeşliği için sağlam bir iç dinamik olarak kabul etmiştir121. Atilhan’a göre İslam Dünyası, “Derin bir atalet ve iptidailik içinde

yüzmekteydi.” Bunun nedeni, emperyalistlerin ve Siyonistlerin Müslümanlar üzerinde

asırlardır uyguladıkları ekonomik ve siyasî kaynaklı sömürge politikalarıydı. Atilhan’ın buna bulduğu çare, Türk-Arap birliğinin başını çektiği tüm Müslüman halkların ortak bir kader birliği oluşturmasıydı. Atilhan’a göre Birleşmiş İslam Milletleri, Müslüman ülkelerin istiklallerini çiğnemek isteyen emperyalistlere karşı tek müdafaa çaresiydi122. Atilhan,

Birleşmiş İslam Milletlerinin önemini şöyle ifade etmiştir: “ Beş yüz milyon Müslüman’ın aynı dinî saffet ve samimiyetle, aynı ilahî bayrak gölgesi altında, aynı asil şefkat ve merhamet duygularıyla, aynı kıbleye yüz çevirmiş, aynı sulh ve selamet düsturlarıyla, aynı âlicenap hisler ve Müslümanlık sayesinde tekâmül etmiş bir vicdan ve mekarımı ahlakla yekpare ve yek hedef şekilde, şahlanmış ve gözü kararmış açgözlü teknik medeniyetin karşısına çıkması, şuur ve ümidini kaybetmiş olan beşeriyet için yegâne teselli kaynağı ve ümit membaıdır.”123

Atilhan, Birleşmiş İslam Milletleri idealinin gerçekleşmesinde dinin mutlak gücünden faydalanmayı ummaktadır. Atilhan’a göre, Müslüman milletleri ortak bir dava etrafında ancak İslam’ın gücü birleştirebilirdi. Bu konuda, Yahudilerin bilinen sıkı dayanışmasını Müslümanlara örnek gösteren Atilhan, Yahudilerin dinlerine bağlılıkları sayesinde ayakta kaldığını, İsrail’in din gücüyle dünyaya hükmettiğini ve koca Arap dünyasını bir lahzada yere serdiğini ve hiçbir ferman dinlemediğini vurgulamıştır124. Ancak Atilhan, burada da alışılagelmiş bir fikir değişikliği içinde bulunmaktadır. Bir yazısında, Yahudilerin arasındaki dayanışmanın tamamen sahte olduğunu vurgulamaktadır:

“Bazı gafiller Yahudiler arasındaki tesanüt ve işbirliğinden hayranlıkla bahsederler. Cenab-ı Hak ise katiyen böyle buyurmuyor. Kitab-ı Kerimi'nde bize; ‘Onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek buğz-u edayet ilka ettik’ buyuruyor. Bu ilahi ifadenin sırrına

120

“Cevat Rifat Atilhan Kimdir?”, Büyük Cihad, 7 Eylül 1951, Nu: 26, s. 4. 121

Atilhan, Tarih Boyunca İslam Hâkimiyeti, s. 180. 122

Atilhan, Tarih Boyunca İslam Hâkimiyeti, s. 229. 123

Atilhan, “Müslümanlığın Büyük Hedefi”, Sebilürreşad, C. 3, Ocak 1950, S. 70, s. 70. 124

erişemeyenler zahire yani görünüşe bakarak aldanırlar, aldanmakta da berdevamdırlar. Evet, onlar sadece ve münhasıran beşeriyet aleyhine olan her harekette, sanki evvelden sözleşmiş gibi birleşirler ve şer hususunda daima birlik ve beraberdirler. Ama kendi aralarında ne Talmud, ne de Şulhan Aruh bir dostluk ve tesanüt meydana getirememiştir. Birbirlerini yerler ve en basit maddi bir menfaat için birbirinin gözünü oyarlar. Mağzup İsrail diyarına gidenler, bu göze çarpan hakikati görürler ama ifade etmek işlerine gelmez…” Atilhan buna

nazaran, İslam ülkelerindeki seyahatlerden çıkardığı neticeyi, samimiyet dostluk ve Müslümanların kardeş olduğu yönünde ifade edecektir125.

Zaman zaman yaptığı Afrika ve Ortadoğu gezilerinde, bölge halklarının Türkiye’yi liderleri olarak gördüklerine şahit olduğunu belirten Atilhan, Türkiye’nin liderliği konusunda, Hindistan halkının ünlü lideri Mahatma Gandi’nin İslam Konferansı’nda söylediği “Türkiye,

Müslüman dünyanın lideri olduğu gibi, Şarkın ve bütün Asya’nın da lideridir.” şeklindeki

sözlerine atıfta bulunmuştur126. Atilhan’a göre Türkiye, İslam dünyasıyla sağlam bir ittifak kurmalı ve tarihin ona yüklediği İslam Birliği’nin liderlik misyonunu layıkıyla yerine getirmeliydi127.

Atilhan, 1956 yılında, bu idealinin propaganda organı olarak The Islamic United

Nations gazetesini çıkarmıştır. Özellikle yurt dışında belli merkezlere gönderilen gazete,

yayımını düzensiz aralıklarla üç yıl devam ettirmiştir. Derginin Pakistan'da yerleşik Pan- Islamic League tarafından finanse edildiği ve editörünün İsrail'in kuruluş savaşı sırasında Arap ülkeleri safında savaşacak Türk gönüllülerinden oluşan bir birlik kurmaya çalışan ancak başarısız olan R. Ettenheim adlı bir Alman olduğu belirtildi128. Atilhan, The Islamic United

Nations’ı, sadece Müslüman ülkelerine değil, aynı zamanda Hıristiyan ülkelerin Siyonizm ve

Komünizm aleyhtarı çevrelerine de göndermekteydi. Atilhan, İslam Birliği’nin sadece İslam dünyasına hitap etmediğini, birliğin dünyanın şer güçleri gördüğü Yahudilik ve Komünizm’e karşı da mücadeleyi esas aldığından, Hıristiyan ülkelerin dindarlarıyla da işbirliği içinde

olacağını belirtmiştir129. Atilhan, Hıristiyanları Müslümanlara yakın görmüştür.

Hıristiyanlıkla Müslümanlık arasındaki benzerliğe atıfta bulunarak Maide Suresi 82. ayeti referans göstermiştir: “İnsanlar içinde müminlere karşı en şiddetli düşmanlık gösterenleri

Yahudilerle Allah'a şirk koşanları bulacaksın. Müminlere sevgi bakımından en yakını da ‘Biz

125

Atilhan, “Bir Seyahatin Objektif Neticeleri”, Yeni İstiklal, 2 Ekim 1963, Nu:136, s.2. 126

Atilhan, “Dünya İslam Birliği”, Sebilürreşad, C. 2, Mart 1949, S. 36, s. 167-168. 127

Atilhan, “Çin Müslümanlarının Feryadı”, Hilal, Ekim 1961, S. 20. 128

Bali, “Cevat Rifat Atilhan -II”, Tarih ve Toplum, C.30, Ağustos 1998, S. 176, s. 23. 129

Atilhan, “When The Cause of The I.U.N Substantiated”, The Islamic United Nations, August 1957, Nu: 2, s. 1, 3. Atilhan’a göre Türkler ve Araplar, İslam’ın iki temel faktörüydüler. Ancak Yahudiler, İslam dünyasını zararlı bir kurt gibi kemirmekteydiler. Türlü entrikalarla bu iki toplumun arasına nifak sokuyorlardı.

Hıristiyanlarız’ diyenler olduğunu göreceksin. Çünkü onların aralarında keşişler ve rahipler vardır; sonra bunlar kibirli değillerdir.”130

Merkezi Viyana’da bulunan National Council of The Crusade For Freedom (Hürriyet Mücadelesi İçin Milli Konsey) adlı teşkilatın başkan yardımcısı Prof. Dr. Albay A. Lengyel, Atilhan’a gönderdiği bir mektupta, The Islamic United Nations’ı yakından takip ettiğinden bahisle, Yahudilerin Macaristan’da Macar halkını imha yoluna gittiğini belirterek buna karşı İslam âleminden yardım istemiştir131. Atilhan da bir yazısında konuya değinmiş ve

Bolşeviklerin Macaristan’da yaptıklarını iğrençlikle vasıflandırmış, yaşananların

“İnsanoğlunun taş devrinde yaptıklarından daha inanılmaz ve berbat olduğunu” ifade

etmiştir. Ayrıca bölgede olup bitenlere Türk milletinin ırkî ortaklıktan dolayı seyirci kalmaması gerektiğini vurgulamıştır132.

Atilhan, Birleşmiş İslam Milletleri idealinin gerçekleşmesinde Hac müessesesinin önemli bir görev üstleneceğini düşünmüştür. Buna göre, dünyanın dört bucağından her sene Kâbe’ye gelen milyonlarca Müslüman, İslam ülkelerinin sorunlarını ele alarak bunlara köklü ve kalıcı çözümler bulabileceklerdi. Böylece Hac, daimî ve evrensel bir İslam Kongresi vazifesi görecekti133. Atilhan, İslam liderleri kongrelerini, İslam Birliği’nin gerçekleşmesinde önemli görmekteydi. Bu kongreler, İslam toplumları arasında oluşturulacak Müslüman kardeşliği ve dayanışması bağlamında önemli görevler üstlenmekteydi. Ayrıca, İslam ülkeleri arasında kurulacak ekonomik ve siyasî ilişkilere de zemin hazırlamaktaydı. Atilhan, bu derece önemsediği İslam Kongrelerini yakından takip etmiş ve bazılarına da katılma imkânı bulmuştur. Atilhan, bu seyahatler dolayısıyla kendisine yapılan eleştirilere de cevap vermiştir:

“…Garbi Afrika'da toplanan İslam Liderleri Kongresi'ne davetli idim. Orada ne yapacaksın? diyenlere cevabım gayet basittir: Şu İsrail Hükümetinin kocakarı Hariciye Vekili Afrika'nın istiklale kavuşmuş namütenahi servet sahibi memleketlerinde ne arıyorsa ben de onu yapacaktım.”134

1950 sonlarında Nijerya’da toplanan ve Riyaset Divanı’na seçildiği İslam Liderleri Kongresi’ne davet edilmiş, fakat kendisinin bu yöndeki faaliyetlerini mahsurlu gören hükümet yetkililerince engellenmiştir. Ona göre, duruma bizzat müdahale eden Cumhurbaşkanı Celal

130

Atilhan, Küfrün Karşısında Müslümanlık, Üçdal Neşriyat, İstanbul 1966, s. 46. (Ayetin Meali için Bknz: Ebulalâ El- Mevdûdî, Tercümanu’l Kur’an, İnkılab Yay., İstanbul 2004, s. 143).

131

BCA, 130. 01. 62. 381. 25/2.

132

Atilhan, “A General Look At The World Events”, The Islamic United Nations, February 1957, Nu: 2, s. 1. 133

Atilhan, Tarih Boyunca İslam Hâkimiyeti, s. 230. 134

Bayar135, kendisinin pasaport almasına izin vermemiştir136. Yalman’ın yurt dışı seyahatleri için çok kolay pasaport alması karşılığında kendisine zorluk çıkarılmasını eleştirmiştir137. Atilhan, yakın dostu Başbakan Yardımcısı ve DP milletvekili Tevfik İleri’den neden kendisine pasaport verilmediğine dair bilgi istemiş, Tevfik İleri ise kendisinin de bu duruma mantıki bir gerekçe bulamadığını belirtmiştir. Atilhan bunu, devletin içinde etkin olan Yahudi nüfuzuna bağlamıştır138.

Atilhan, 1964 yılında Nijerya’nın başkenti Mogadişu’da toplanan 6. Dünya İslam Kongresi’ne davet edilmiştir. Başkanlığını, Kudüs Müftüsü Hacı Emin El- Hüseyni’nin yaptığı Kongre’nin İcra Komitesi Başkanlığı’na Atilhan getirilmiştir139. Kongrede Türkiye Cumhuriyeti’ni, Diyanet İşleri Müşavere Heyeti’nden Osman Seyfullah Keskioğlu resmen temsil etmiştir. Atilhan Kongrede, Siyonizm’i ve İsrail’in politikalarını eleştiren kapsamlı bir konuşma yapmıştır. Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Batı Asya’ya hakim olan Osmanlı Devleti’nin, Filistin’de bir Yahudi Devleti kurmak için Siyonistler tarafından yıkıldığını öne sürmüştür. Osmanlı Devleti’nin emperyalist bir politika gütmediğini, aksine İslam mefkûresini üç kıtaya yayan bir milletler topluluğu olduğunu dile getirmiştir. Atilhan ayrıca, Osmanlı döneminde iki din kardeşi olan ve Ortadoğu’ya hâkim durumda olan Türklerle Arapların Yahudiler tarafından birbirine düşürüldüğünü vurgulamıştır140. Atilhan ayrıca Türk ve Arap milletlerinin din kardeşliğinden hareketle, bu iki unsurun Müslümanlığın ebedi ve ezeli düşmanı dediği İsrail’e karşı tek vücut olması gerektiğini, aksi takdirde İsrail’in önü alınamaz bir emperyalist politika takip edeceğini ve Türklerle Arapları birbirine düşüreceğini belirtmiştir. Arapların Arap milliyetçiliği yapmaktan vazgeçmesi gerektiğini, böylesine dar bir milliyetçiliğin Türklerle Arapları birbirinden ayırdığını, özellikle de Filistin probleminde Arapların geniş İslam âleminin desteğinden mahrum kaldığını vurgulamıştır141.

Atilhan’ın Birleşmiş İslam Milletleri fikri, İslam âleminde yankı bulmuş, Kudüs Müftüsü Hacı Emin El-Hüseyni ve Ebulalâ El- Mevdûdî gibi liderlerin desteğini almayı başarmıştır. Atilhan, zaman zaman Arap âlemine yaptığı gezilerde saygıyla karşılanmış, Hacı

135

Atilhan, Celal Bayar için İttihatçı ve dünya Siyonizm’ine bağlı demektedir (Atilhan, Menemen Hadisesinin İçyüzü, Aykurt Neşriyatı, İstanbul 1968, s. 58).

136

Atilhan, Tarih Boyunca İslam Hâkimiyeti, s. 231. 137

Atilhan, “İki Şahsiyet, İki Kongre”, Hüradam, 16 Ocak 1959, s. 4. 138

Atilhan, “Siyasî Bir Skandal”, Yeni İstiklal, Temmuz 1966, Nu: 258, s. 2. 139

Atilhan, “Müslüman Milletler Önünde”, Yeni İstiklal, 17 Şubat 1965, Nu: 184, s. 2. 140

Aynı Yer. 141

Emin El- Hüseyni tarafından bizzat ağırlanmıştır142. Mevdûdî ise, Atilhan’ın İslam Birliği faaliyetlerini yakından takip etmiş, liderliğini Türkiye’nin yapacağı birliğe destek vermiştir143.

Atilhan, Birleşmiş İslam Milletleri idealinin gerçekleşmesine en büyük engelin dünya Yahudiliği olduğunu savunuyordu: “…Dünya iktisadiyatına hâkim, dünya siyasetine nazım

olan ve doymak bilmeyen bir hırsla cihanın maddi bünyesini bir fare gibi kemiren İsrailoğlu, kendi hudutsuz emellerini gerçekleştirmek ve saltanatını daimileştirmek dünya servetini oburca yutabilmek için Müslüman birliğinin meydana gelmemesine olanca kuvvetiyle çalışmaya olanca şeytanetiyle, vicdanları ve soysuzları satın alarak durup dinlenmeden gayret sarf etmiştir.”144

Benzer Belgeler