• Sonuç bulunamadı

7. ÇEVİRİ ELEŞTİRİSİ

7.1. Çeviri Eleştirisinde Yaklaşımlar

7.1.1. Kaynak Metin Odaklı Yaklaşımlar

7.1.2.2. Betimleyici Kuramlar Bağlamında Çeviri Eleştirisi

Toury ve Even-Zohar’ın kurucusu olduğu Betimleyici kuramlarda çeviriyi etkileyen tarihsel, kültürel, toplumsal koşullar ön plandadır ve bu nedenle de çeviri eleştirisinde tercih edilen yaklaşımların önünde gelmektedir. Betimleyici kuramlarda da hata çözümlemesine dayalı bir yaklaşım kabul edilmekte ve çeviriyi erek kültürdeki genel normlar açısından bütünsel olarak tarihsel bir bakış açısıyla değerlendirerek neden–sonuç ilişkileri içerisinde irdelemektedir. Çeviri eleştirisinde çevirinin yapıldığı kültürdeki zaman ve ortam etkisiyle biçimlenen normlar ele alınmaktadır. Bu kuramlar, çeviriyi tamamlanmış bir ürün olarak görmektedir ve ürünün kaynağından farklı olmasıyla değil, farklılığın nedenleri ile ilgilenmektedirler (Yücel, 2007: 50-54).

Çeviri eleştirisinde, kaynak metni dizgesel bir şekilde ve yazınsal özelliklerini dikkate alarak karşılaştırmalı olarak çeviri metni üzerinde inceleyen betimleyici kuramları temel alan yaklaşımlardan bir diğeri de Van den Broeck’un (1985) eleştiri yöntemidir. Ona göre eleştirmeninin görevi, çevirmenin kurallarını ve seçeneklerini belirlemek, etkisinde olduğu kısıtlamaları ve bu kısıtlamaların çeviri sürecini ve ürününü nasıl etkilediğinin saptamaktır. Broeck, çeviribilimi geçmiş ve güncel uygulamalarla bütünleştiren, nesnel ve geniş kapsamlı bu yöntemde ilk olarak kaynak ve erek metinleri dizgesel ve yapısal bağlamda karşılaştırmalı olarak çözümlemektedir. Karşılaştırma sırasında eleştirmenin kendi eleştiri ölçütleri, çevirmenin benimsediği ilkelerden ayrı tutulmakta ve çevirmenin sanatsal dil şeçimi, erek dil okuruna yönelik çeviri yöntemi, amacına ulaşmak için benimsediği tutum gibi hususlar da göz önünde bulundurulmaktadır. Söz konusu yöntemdeki çözümleme, kaynak ve erek metin arasında bilinen geleneksel eşdeğerlik türlerinden farklı olarak gerçek eşdeğerlik (factual equivalence) gözetmektedir. Gerçek eşdeğerlik, Toury’nin kaynak metindeki işlevsel ilişkilerin erek metinde mümkün olduğu kadar yeniden kurulması olarak tanımlanan yeterli çeviri’ye (adäquate translation) dayanmaktadır (Toury, 1980: 122). Broeck, bunun yanı sıra çeviri eleştirisi yönteminde Popovic’in “deyiş kaydırma”

(Popovic, 1981: 156-162) kavramından yararlanmaktadır. Deyiş kaydırmada, kaynak metindeki sapmalar ve yanlış kabul edilen birimler, kaynak metni erek dilde en iyi biçimde yeniden oluşturmak üzere kurallarca belirlenen, erek dilbilimsel ve kültürel dizgelerce yönlendirilen zorunlu veya isteğe bağlı yapılan değişikliklerdir. Çözümlemeden sonraki aşamayı, erek metinde yer alan, kaynak metindeki metinsel işleve sahip “betik birim”lere benzer unsurların karşılaştırılması ve kaymaların ya da sapmaların belirlenmesi oluşturmaktadır. Son aşama ise kaynak ve erek metin arasındaki “gerçek eşdeğerlik” ve “yeterli çeviri” arasındaki farklılıkların “betik birim” karşılaştırması bağlamında genel bir değerlendirmeyi içermektedir (akt. Aksoy, 2002: 166-167).

Çeviri eleştirisinde nesnel bir yaklaşım kullanmak, hem kaynak hem de erek metni kapsayan bazı aşamaların göz önünde tutulmasını gerektirmektedir. Nesnel bir çeviri değerlendirmesindeki aşamalar sırayla şöyledir (Serindağ, 1999: 3-8):

Çeviri amaçlı metin çözümlemesi

Çeviride sürecinde yapılan hatalar genellikle kaynak metnin çözümlenmesi ile çeviri metnin düzenlenmesi sırasında oluşmaktadır. Çevirinin nesnel olarak değerlendirilmesinde bu yöntem, kaynak dil metninin erek dildeki eşdeğerlik bağlamlarını ve çevirmenin dilsel edincinin yeterli olup olmadığının tespit etmek için kullanılmaktadır. Koller’e (1997) göre bu değerlendirmede metnin dilsel, içeriksel, dilsel-biçemsel ve estetik özellikleri ile metnin dil kullanımının okura yönelik özellikleri belirlenmelidir. Böylelikle metnin aktarımı sırasında oluşan hatalar ortaya çıkacaktır.

Hata çözümlemesi

Hata çözümlemesi, Kussmaul’a (1994: 210) göre yapılan hataların, metnin anlaşılmasında ve çevirinin işlevindeki etkisini ortaya çıkarmaktadır. Bunun yanı sıra hata çözümlemesi, nesnel bir değerlendirme ölçütünün ortaya konulabilmesi açısından değerlendirmede hata tipolojisi yapma olanağı vermektedir. Çeviride “bir normdan ya da kurallar dizgesinden sapma” olarak tanımlanan hata, dilbilimsel çeviri anlayışına göre ikiye ayrılır:

• Çeviri metni oluştururken erek dil yetisinin eksikliğinden doğan hata (Nord, 1988: 200)

İşlevsel yaklaşıma göre ise bir metnin çevirisi hem işlevsel, hem anlamsal hem de sözdizimsel bağlamda erek dilin kültür ortamına uygun düşmesiyle ölçülmektedir. Çevirinin işlevi, erek metin ve erek dil okurunun beklentileri, gereksinimleri ve ilgileri arasındaki uyumu, metin türü ve biçimi, dilsel ve kültürel uzlaşımları ile ilgili beş tip hata vardır (Kupsch ve Losereit, 1986: 15).

Metin türü ve işlevi

Erek metne yönelik bir değerlendirme anlayışı benimseyen Reiss, metin türlerinin işlevlerinin çeviri metninde de gözetilmesi gerektiğini vurgulamaktadır (Göktürk, 2002: 85). Buna göre nesnel anlamın ve kullanmalık bilginin ön planda olduğu metinlerin çevirisinde içeriksel eşdeğerlik önemli olduğundan değerlendirmede nesnel ölçütler ortaya koymak zor değilken, yan anlamsal ve çağrışımsal ögelerin erek dilin işleyiş özelliklerine ve çevirmenin kurgulama yetisine göre ön plana çıktığı yazınsal metinlerin çevirisinin değerlendirilmesinde nesnel ölçütler tespit etmek zor olmaktadır.

Çevirinin erek kültür için gerçekleştirildiğinden yola çıkan Reiss ve Vermeer, kaynak metnin kaynak dilde taşıdığı dilsel iletişimsel işlevin, çeviri aracılığıyla farklı kültürü olan erek dilde de sağlanması gerektiğini savunmaktadır.

Çeviri amacı

Skopos kuramıyla kaynak metnin kaynak kültür için, çevirinin de erek kültür için üretildiğini vurgulayan Reiss ve Vermeer’e göre, çeviri ancak amacın tanımlanmasıyla bir anlam kazanmaktadır ve çeviri değerlendirmesinde geçerli bir ölçüt ancak çeviride amacı dikkate alınmasıyla elde edilmektedir. Söz konusu ölçüt eşdeğerlik değil ‘yeterlik’tir (Adäquatheit). Çevirinin, farklı dil ve kültürler arasında iletişimi sağlamak olduğu gerçeğinden yola çıkan Kurultay’a göre yeterlik ölçütünü çeviri görevinin kendisi vermektedir (Kurultay, 1997: 26).

Çevirinin sadece kuramlardan hareket ederek ya da kuramlara bağlı kalarak yapılması, kimi zaman yorumsal alanın kısıtlanması anlamına da gelmektedir. Çevirinin değişik toplumların, ulusların, bilim, sanat, düşünce alanındaki çabalarını paylaşma yönüyle dillerin dili ortak bir dil olma (Göktürk, 1986) özelliğiyle çevirmenin, eşdeğerliği ve yeterliği sağlamak için farklı kültürel ögeleri biçemsel ve etkisel bağlamda hesaba katması gerekmektedir.

Bu çalışmada da amacımız çeviri eleştirisi bağlamında sadece doğru yanlış çözümlemeleri yapmak değil, kaynak metin ile erek metinler arasında ayrımsal (contrastive) bir çalışmayla karşılaştırmalı olarak benzer türdeki yanlışların, kaydırmaların, sapmaların, ekleme ve çıkarmaların nedenlerini saptamak, işlenme olasılıklarını dizgesel bir biçimde ortaya koymak ve yapıcı bir eleştiri örneği sunmaktır.

Benzer Belgeler