• Sonuç bulunamadı

Bentik organizma Çeşitliliği

Belgede Ders Notları ≈ (sayfa 92-96)

Tatlısu bentik türler gelişti milions boyunca birçok filumlara gelen yıl ve zengin bir fauna temsil eder. İçinde A Treatise dördüncü ve son hacmiLimnoloji , G. Evelyn üzerinde (1993) Hutchinson tekrar gözden Soru o ilk poz 40 yıl önce-"Neden bu kadar çok çeşit var hayvanlar "-? ama bağlamında zoobentos. (1993) Hutchinson sonucuna Bu "Diptera bugüne kadar olan Böceklerin en farklı amacıyla tatlı su; en çok aslında herhangi önemli taksonun çeşitlendirilmiş tatlı su organizmaları. "O tahmini Bu 20.000'den fazla Dipteran türler

Dünya çapında tatlı su cins , Yaklaşık dört kez sayı Coleoptera. Diğerleri tahmin çok sayıda vardır. protozoa bentik türler , kabuklu hayvan , ve diğer grupların (Palmer ve ark. 1997). Ayrıca , sistematik uzmanlarını tahmin sadece bir küçük bir yüzdesi bu Belirli takson (örneğin , tatlı su nematodlar) tarif edilmiştir. Çeşitli formlar sürekli keşfedilen , especialy derin Sularda bulunan , içinde hangi bölgesel endemik izolasyonu yansıtacak ve evrimsel adaptasyon Belirli koşullar Birçok tür halen tanımlanmamış , taxonomicaly hem de ekolojik olarak. çeşitli koruma bentik topluluklar gerektirir wil daha iyi anlaşılması uzun dönem fonksiyonel ilişkiler Bir ekosistemdeki bu türler arasında bağlam. Bireysel Önemi Ekosistem süreçlerinde türler Bu karasal çalışmalardan bellidir. türlerin bu türlerin sayısı başına mutlaka ilgili değil Ekosistem üretim oranları (örneğin Chapin ve diğ. 1997 , Tilman ve ark.

İ Ç S U L A R Z O O B E N T O Z U

diğer türler tarafından yanıtlar fonksiyonel olarak telafi girişimi ilişkili türler değişikliklerin (Frost ve ark. , 1995 , Naeem 1998). Son zamanlarda , Palmer ve ark. (1997) , önerilensöz konusu bentik türleri belirlemek için especialy önemlidir nasıl organik madde işlenir Tatlı su ekosistemlerinde. Onlar çeşitliliği ve ekolojik tarif Tatlısu bentik rolleri türleri ve en önemli süreçler Bu tür tatlı su etkilemeye ekosistemler. Bu makalede , biz özetlemek Birkaç yeni çalışmalar nasıl özel zoobentik türler göstermek ekosistem süreçlerini değiştirmek. Biz Bu zoobentik türler vurgulamak especialy kabuklular , etkisi hem tatlı su gıda ile enerji akışı ağları ve besin döngüsü (Şekil 2).Bu göstermektedir bazı durumlarda , bu tek bir türün varlığı veya yokluğu dramaticaly ekolojik değiştirebilir Bu tür otlatma oranları gibi süreçler ve ayrışma.

Bentik topluluklarda bile yakından ilişkili türler elde edebilir farklı onların besin kaynakları. Sonuç olarak , türler tahmin edilmektedir yollarla ya da oranlarındaki farklılık hangi Onlar ayrı bir ekosistem gerçekleştirmek Hizmet (örneğin , birincil üreticilerin hareket herbivores , predatör , ya da detritivores). Biz vurgulamak rağmen Sadece bir kaç örnek , sayısız vardır Besin Web bağı oluşturarak ki burada bir tür etkileşime olumlu ya da negatif diğerleri sahip olan veya içerisinde Tek bir türün eklenmesi ya da zarar Gıda-Web dinamikleri değiştirir. Merkezli hakkında güncel bilgilere Bentik arasında nişler ayrılması tür , farklı olduğu sonucuna çökelti Yaşama macroinvertebrates türleri değiştirilebilir olması muhtemel Birçok bileşenlerin Karmaşık ekosistem süreçleri. Çeşitlilik ve türler ekosistemlerde fazlalık Niş teorisinin bağlantı besinsel için dinamikleri "perçin hipotezi" yol açtı (Ehrlich ve Ehrlich 1981) , her hangi türler öne sürülen temel gerçekleştirmek için bir potansiyele sahip sebat rolü toplum ve ekosistem ve Bazı türler olarak kalabilir ki Belirli bir tek temsilcilerigrubu (Ehrlich ve Walker 1998).Açık olmasına rağmen o bazı Her tür seviye benzersiz , örtüşme kaynak türler arasında kullanımı değil

sıradışı , especialy freshwaterfood içinde ağ-yapılar. Onlarca yıldır , ekolojistler var.

Bentik İndikatör Türler

Değişen ortam koşullarına planktonik formların uyum ve dayanıklılıkları da değişkenlik göstermekle birlikte genel olarak toleransları zayıftır. Ayrıca ortam koşullarıyla organizmalar arasında kantitatif ilişki vardır. Tüm organizmalar gibi zooplankton ve fitoplanktonlar da sadece fizyolojilerine uygun ortamlarda yaşarlar ve gelişirler. Bu şekilde dağılımları ve yoğunlukları belirli ortamlarla sınırlanan , su kütleleri ile bunlardaki değişiklikleri işaret eden organizmalara “indikatör tür” diyebiliriz. İndikatör türlerin dağılımlarını sınırlayan faktörler arasında sıcaklık , tuzluluk , pH , elektriksel iletkenlik , beslenme gibi fiziksel ve kimyasal faktörler yer alır. Kirlenmenin etkisinde kalan akarsu , göl ve denizlerde yaşayan mikro ve makro organizmaların kalitatif ve kantitatif özellikleriyle dağılışlarında önemli değişimler olur. Zira bu bölgede kirlenmenin başlamasıyla bazı türler derhal bölgeden uzaklaşır ve ölürler (Regresif türler). Bazı türler bu bölgeye gelip yerleşebilir (Trunsgresif

İ Ç S U L A R Z O O B E N T O Z U

türler). Diğer bazı türler ise kirlenmeden etkilenmeyerek yaşamlarını sürdürürler (Duyarsız türler).

İndikatör türler ortam koşulları uygun olsa bile koşullardan birinin eksikliğine karşı duyarlılık gösterirler ve bu faktör böyle türlerin gelişmelerinde sınırlayıcı rol oynar. Bir türün bir bölgedeki mevcudiyeti ve bolluğu belirli ekolojik koşullara bağlı olup , belirli ortamların göstergesi olabilir. Kantitatif bakımdan bir veya birden fazla faktörün etkisiyle bir tür hızla çoğalır ve sayıları patlamaya dönüşebilir. Bu araştırmada teşhis edilen bazı zooplankton ve fitoplankton türleri ötrofik göller için indikatör türlerdir. Suların Biyolojik izlenmesinde kullanılmak üzere kabul edilmiş tüm tatlı su organizmaları arasından bentik omurgasızları (özellikle sucul böcekler , akarlar , yumuşakçalar , kabuklular ve kurtlar) en sık tavsiye edilen gruptur. Su Çerçeve Direktifi (SÇD) Direktifi 2000/60/EC , nehirler , göller , yeraltı ve geçiş (nehir ağzı) ve kıyı suları kapsayan mevzuat bir bütün olarak 2000 yılında kabul edilmiştir. Su Çerçeve Direktifi izleme için herhangi bir özel yöntemlerin kullanılması zorunlu olmadığından , 2006 yılında bir biyomonitoring kullanım kılavuzu hazırlandı; bu araç Su Çerçeve Direktifi altında su kalitesinin izlenmesi için uygun bir yöntem seçimi kolaylaştırmak için bir kılavuz olmayı hedeflemektedir. Belirli bir izleme aracın veya yönteminin seçiminde iki önemli kriter vardır: maliyet-etkililik (costeffectiveness) ve amaç - uygunluk (fit-for-purpose).

(I) ekolojinin teorik kavramlarından türetilmeli (II) akılcı olmalı

(III) Potansiyel ekolojik işlevleri değerlendirebilmeli

(IV) potansiyel genel insan etkisini ayırabilmeli (yani , antropojenik bozukluğu tanımlayabilmeli)

(V) Potansiyel antropojenik etkiyi türlerine ayırabilmeli (İnsan etkisinin farklı dağılım ve gruplarını ayırt edebilmeli)

(VI) Örnekleme ve tasnifi maliyetleri düşük (arazi çalışmaları) ve deneyler standart olmalı (laboratuar yaklaşımlar) (VII) Örnekleme protokolü basit olmalı

(VII) Sistematik teşhis maliyetli düşük olmalı (teşhis için hiçbir uzmanlık gerekli olmamalı)

(VIII) Büyük ölçekli uygulanabilirliği

(IX) Olmalı (eko veya biyocoğrafik bölgeler arası

(X) Genel olarak insan etkisi değişikliklerin güvenilir bir göstergesi olmalı (XI) Farklı insan etkisi değişimlerinin güvenilir göstergesi olmalı

(XII) İnsan etkisini Lineer ölçekte belirleyebilmeli

Günümüzde , tatlı suların biyolojik çeşitliliği karasal ortamlarınkinden çok daha hızlı olarak azalmaktadır. Tatlı su ekosistemleri içinde de akarsular en çok tehlike altında

İ Ç S U L A R Z O O B E N T O Z U

düzenlenerek sürekli kullanımını sağlamayı ve ihtiyacı karşılayacak kadar suyun , her an kullanılabilir durumda olmasını düzenlemek ise son hedeftir. Bunun için ilk önemli temel adım olarak , izleme programları ile kapsamlı bir şekilde yüzey sularının durumları belirlenmeye çalışılmaktadır. Daha sonraki izleme programlarında kullanılmak üzere , var olan izleme yöntemleri gözden geçirilmiş ve yeni düzenlemeler yapılmıştır. Halen , yeni yöntemler üzerinde çalışılmaktadır. Uzun

“referans habitatlar” ile karşılaştırılması gerekmektedir. Referans habitatlar herhangi bir nedenle tahribata uğramamış veya çok az değişime uğramış ortamlardır. Referans habitatların ve tahribata uğramış sucul ekosistemlerin özellikleri şöyledir:

Yüksek kalite (High quality): Fiziko-kimyasal değişkenlerde ve hidromorfolojik kalite unsurlarında insan kaynaklı etki yoktur veya çok az dır. Bu tipteki sular , ortamıntamamen bozulmamış durumda olduğu anlamına gelir. Çevrelerinde yerleşim yeri bulunmaması , atık suların karışmaması , alabalık çiftliği , ekili alan gibi mekanların olmaması önemlidir. Bu tipteki sular için biyolojik kalite yansıtır ve kirlilik yada bozulma olmadığını yada çok alt seviyede olduğunu gösterir. Bu koşullar , yüksek kaliteli ortam ve bu ortamda bulunan canlılara özeldir.

Orta Kalite(Moderate quality):Bozulmamış durumdaki yüksek kalitedeki su tiplerinden orta düzeyde farklılık gösteren ve orta kaliteye uygun biyolojik kalite değerlerine sahip su tipleridir. İnsan aktivitelerinden kaynaklanan bozulma ve kirlilik işaretlerini orta düzeyde yansıtan özelliklere

İyi kalite (Good quality):İyi kalitedeki su tipleri için biyolojik kalite değerleri , insan aktiviteleri nedeniyle meydana gelen bozulmalardan ötürü daha düşük seviyededir. Fakat , yine de bozulmamış durumdaki yüksek kalitedeki su tiplerinden çok az düzeyde farklılık gösterirler. Yüksek ve iyi kalitedeki ortamlarakıyasla bozulmalar ve kirlilik gözle görülür düzeydedir.

Orta kalitenin altında kalan su kalitesi tipleri zayıf ve kötü olarak sınıflandırılır. Bu tipteki sular biyolojik kalitedeğerleri bakımından oldukça kötü durumdaki suları ifade eder. Bu tipteki sularda bulunan canlı toplulukları bozulmamış veya çok az düzeyde bozulmuş yüksek , iyi ve orta kalitedeki sularda bulunan canlı Sağlıklı bir ekosistemin tanımında fiziksel-kimyasal , morfolojik ve biyolojik koşulların tümünün Topluluklarından önemli ölçüde farklılık gösterirler. Su kalitesi izleme programlarında , sadece fiziksel-kimyasal değişkenleri kullanmak yeterli değildir. Çünkü , içinde belli canlıları barındıramayan bir sucul ortam , insanlar için de kullanılabilir bir kaynak olamaz. Canlı toplulukları , bir ekosistemin “hafızası” olarak da değerlendirilir. Çünkü , fiziksel ve kimyasal değişkenler ölçüm yapılan andaki durumu belirtirken geçmiş dönemdeki su kalitesi hakkında bilgi sağlamaz. Bu nedenle de canlıların su kalitesi çalışmalarında kullanımı , “Su Çerçeve Direktifi”nin ekolojik izleme sisteminde fiziksel , kimyasal değişkenlerden daha önde gelir. Su Çerçeve Direktifinde de belirtildiği gibi biyolojik izlemede kullanılması gereken canlılar , başta taban büyük omurgasızları olmak üzere fitobentos , fitoplankton , makrofit ve balıklardır. Taban büyük omurgasızlarını oluşturan canlılar şunlardır. Insecta (Böcekler)Insecta , Crustacea (Kabuklular)Crustacea , Diğer gruplar Gruplar. Diğer canlıların o ortamda yaşamasına uygun olduğunu belirtmek

İ Ç S U L A R Z O O B E N T O Z U

gerekir. Bir ekosistemin koşullarını belirlemek için çeşitli canlıların biyolojik veriler olarak kullanıldığı çalışmalar biyolojik izleme çalışmalarıdır. Biyolojik izleme , hassas ekosistemlerin tahribatını çok daha net bir şekilde gösterdiği için fiziksel , kimyasal ve biyolojik yönden ortaya çıkan sorunları belirlemede birleştirici bir yöntemdir. Bu yöntemde , çalışılan bölgenin faunası ve biyoindikatör (biyolojik gösterge) olarak kullanılabilecek taksonlar belirlenmelidir. Biyoindikatörler , çevresel değişikliğe karşı yaşam fonksiyonlarını değiştirerek veya toksinleri vücutlarında biriktirerek cevap veren canlılardır. Biyoindikatörler , ekosistemin fiziksel ve kimyasal değişkenlerinde oluşan değişimlere karşı oldukça hassaslardır. Bu canlıların varlığı ve komünite yapıları habitatın kalitesini yansıtır.

Biyomarkör; Toksik maddlerin molekülerde , hücrede ve dokuda verdiği hasarı belirleyen biyokimyasal ölçümlerdir. Örneğin , metal zehirlenmesi varsa MT (metallotiyonin) enziminde bir artış gözlenir. Oksidaz , asetilkolinesteraz , selülaz / carbohydrase , genotoksisite , iyon düzenlenmesi , stres proteinleri ya da oksidatif stres enzimleri gibi biyomakörler özellikle omurgasızlarda sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Bunun yararı ise toksik etki daha yüksek organizasyonlu canlıları etkilemeden erken uyarı sistemi gibi bizi uyarmasıdır. Tek bir biyomakör insan etkisini göstermeye yetmeyebilir , ancak 12 kiterden 6 tanesini karşılayabilir. Özellikle düşük canlı sayısı ve ucuz maliyet en önemli avantajlarındandır. Bioassay ve toksik testler; bir organizmanın , bir toksik maddeye karşı etkisini büyüme , beslenme oranı , pupa devresi , davranış , morfoloji , ya da üreme gibi çeşitli dönemlerde değerlendirmektir. (toksik seviye tespiti , invitro deneyler ve biyoakumülasyon). Bu testlerde her türlü insan ve dış çevre (oksijen ve ısı gibi) etkisini ucuz ve standart bir şekilde ölçülüp değerlendirilebilir. 12 kriterden 10 tanesini karşılaması bakımından önemlidir.

Belgede Ders Notları ≈ (sayfa 92-96)

Benzer Belgeler