• Sonuç bulunamadı

1.4. GEÇERLİK ÇALIŞMASI KAPSAMINDA KARANLIK ÜÇLÜ İLE

1.4.3. Kişilik ve Karanlık Üçlü

1.4.3.1. Beş Faktör Kişili Modeli ve Karanlık Üçlü

Beş Faktör Kişilik Modeli, birbirini tamamlayıcı veya birleştirici bir yapı seti olarak, dilde çeşitli şekillerde kodlanmış bireysel farklılıkların belirgin üst düzey boyutlarını temsil etmesine karşın, karanlık üçlü kişilik özellikleri, bir noktada kendi içlerinde benzerlik gösteren kötü niyetli psikolojik eğilimleri ve davranış stratejilerini içermektedir (O’Boyle, Forsyth, Banks, Story ve White, 2015; Paunonen ve Jackson, 2000). Bu temel ayrımla birlikte, karanlık üçlü kişilik özelliklerinin ortaya çıkması, Beş Faktör Kişilik Modeli’nin kapsayıcılığına yönelik iddiaların tekrar sorgulanmasına yol açmıştır. Bu bağlamda, Beş Faktör Kişilik Modeli, özellikle değerlendirici terimleri (evaluative terms), geçici halleri açıklayan kelimeleri (words describing temporary states), seyrek kullanılmakta olan ortak dil sıfatlarını (common-language adjectives that were being infrequently employed) ve kaba sayılan ifadeleri (terms considered impolite) dikkate almadığı şeklinde eleştirilmiştir. Konuyla ilgili olarak, Beş Faktör Kişilik Modeli’nde önemli özelliklerin eksik olup olmadığını belirlemek için yapılan bir çalışmada, daha ılımlı bir kesme puanı kullanıldığında, öncesinde modele dahil edilmemiş olan manipülatiflik (manipulativeness), kışkırtıcılık (seductiveness), risk alma (risk-taking), bencillik (egotism) gibi genellikle sosyal olarak olumsuz kabul edilen kişilik özelliklerini içeren on geniş boyutun ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Elde edilen sonuçlar göz önüne alındığında ise Beş Faktör Kişilik Modeli’nin, antisosyal özelliklerdeki bireysel farklılıkları yeterince açıklayamıyor olabileceğine dikkat çekilmektedir

(Book, Visser ve Volk, 2014; Paunonen ve Jackson, 2000; Veselka, Schermer ve Vernon, 2012).

Diğer taraftan, Beş Faktör Kişilik Modeli’nde yer alan beş kişilik boyutu ile karanlık üçlü kişilik özellikleri arasındaki ilişkiler incelendiğinde, birçok çalışmada özellikle uyumluluk (agreeableness) faktörünün tüm karanlık üçlü kişilik özellikleriyle negatif yönde ilişkili olduğu ifade edilmektedir (Jakobwitz ve Egan, 2006; Paulhus ve Williams, 2002; Stead ve Fekken, 2014; Veselka, Schermer ve Vernon, 2012). Karanlık üçlü kişilik özelliklerine sahip bireylerin etkileşimlerinde şefkat, işbirliği ve güven eksikliği gibi özellikler sergiledikleri ve başkaları tarafından geçimsiz / uyumsuz olarak algılanma eğiliminde oldukları görülmektedir. Karanlık üçlünün aksine uyumluluk faktörü, olumlu kişilerarası ilişkiler ve sosyal davranış için bir çeşit tutkal görevi gören, güvenirlik, yumuşak başlılık, dürüstlük, elseverlik, merhametlilik ve alçakgönüllülük özelliklerini içermektedir (Costa, McCrae ve Dye, 1991; Muris, Merckelbach, Otgaar ve Meijer, 2017; Somer, Korkmaz ve Tatar, 2002). Bu çerçeveden bakıldığında ise karanlık üçlü kişilik özellikleri ile uyumluluk faktörü arasındaki negatif yönlü ilişki makul bir sonuç olarak kabul edilmektedir (Stead ve Fekken, 2014). Bu bağlamda, karanlık üçlünün büyük bir genel faktöre indirgendiği (uyumluluk) ve kişiliğin karanlık tarafının genel popülasyon içinde düşük uyumluluk faktörüyle açıklanabileceği bildirilmektedir (Jakobwitz ve Egan, 2006). Faktör içeriği daha detaylı incelendiğinde ise uyumluluk faktörünün altında yer alan güven, elseverlik, uyma / itaat, dürüstlük ve merhametlilik özelliklerinin eksikliği, makyavelyanizmle ilişkilendirilirken, alçakgönüllülüğün ve dürüstlüğün eksikliği, psikopati ve narsisizm ile ilişkilendirilmektedir. Yani, düşük uyumluluğun, psikopati ve narsisizm yerine makyavelyanizmle daha güçlü bir bağlantıya sahip olduğu bildirilmektedir. Başka bir ifadeyle, düşük uyumluluk faktöründe somutlaştırılan uyumsuz kişilerarası tutum ve stratejilerin, karanlık üçlünün çekirdeğini oluşturmaktan ziyade başkalarını manipüle etme, ahlaksızlık, ikiyüzlülük gibi özelliklerle karakterize edilen makyavelyanizmle ilişkili olduğu düşünülmektedir (Stead ve Fekken, 2014). Özetle, makyavelyanizmin, uyumluluk özelliğinin düşük ucunu / tersini yansıttığı ifade edilmektedir. Uyumluluk faktöründe yüksek puan alan birey, temelde fedakar olarak tanımlanmaktadır. Böyle

bir özelliğe sahip olan bireyler, başkalarına yardım etmeye heveslidir ve başkalarının da kendisine benzer şekilde, ilişkilerinde yardımsever olduğuna inanmaktadırlar. Bunun tersine makyavelyanist bireyler, ben merkezli, işbirliğine yatkınlıktan çok rekabetçi, amaçlarına ulaşmak için bilinçli, istekli bir şekilde ilişkileri ve ahlaki ilkeleri göz ardı eden ve başkalarının niyetlerine şüpheyle yaklaşan özellikler göstermektedirler (O’Boyle, Forsyth, Banks, Story ve White, 2015). Ayrıca makyavelyanistlerin, diğerleriyle etkileşimlerinde uyumsuz kişiler arası inançlara sahip olmaları, başkalarını güvenilmez, aldatıcı olarak algılamaları ve duygusal etkileşimlerinde oldukça sığ olmaları, manipülatif kişiler arası tarzı kullanmalarını kolaylaştırmaktadır. Bu durum ise makyavelyanizm ile uyumluluk faktörü arasındaki negatif yönlü ilişkiyi desteklemektedir (Stead ve Fekken, 2014).

Gösteriş peşinde olma, şişirilmiş bir benlik imgesi ve bu imgenin başkaları tarafından güçlendirilmesini sağlama arzusuyla ilişkili olan narsisizmin, makyavelyanizm ile benzer şekilde bencillik davranışlarını içermesinden dolayı uyumluluk faktörü ile ters yönde bir ilişkiye sahip olduğu belirtilmektedir. Bunun yanı sıra, narsisist birey diğerleriyle etkileşim kurarken oluşturduğu ilk izlenimde, büyüleyici ve sosyal olarak algılanma eğilimindedir. Bu çerçevede, narsisizm ile dışadönüklük (ekstraversion) faktörü pozitif yönde ilişkilendirilmiştir. Ayrıca daha az belirgin olmakla birlikte, narsisizm ile deneyime açıklık (openness to experience) arasında pozitif yönde bir ilişkinin elde edildiğinden bahsedilmektedir. Söz konusu bu ilişki ise narsisistik bireylerin yüksek yaratıcılık kapasitesine sahip olmalarına atfedilmiştir. Duygusal yüzeysellik, düşük dürtü kontrolü, başkalarının duygularına kayıtsızlık, zarar verici eylemlerden pişmanlık duymama ve sosyal manipülatiflik ile bağlantılı olan psikopatinin ise beş faktör kişilik özelliklerinden uyumluluk ve öz denetim / sorumluluk (conscientiousness) faktörleriyle negatif yönde ilişkili olduğu bildirilmiştir (Muris, Merckelbach, Otgaar ve Meijer, 2017; O’Boyle, Forsyth, Banks, Story ve White, 2015; Paulhus ve Williams, 2002).

Davranışsal genetik bir çalışmada, karanlık üçlü kişilik özelliklerinin her biri ile büyük beş boyutlarının bazıları arasında anlamlı fenotipik ilişkiler olduğu gözlenmiştir. Bu ilişkiler, makyavelyanizm ile duygusal tutarsızlık (neuroticism) arasında pozitif, öz denetim / sorumluluk arasında negatif, narsisizm ile

dışadönüklük arasında pozitif, psikopati ile öz denetim / sorumluluk arasında negatif ve tüm karanlık üçlü kişilik özellikleri ile uyumluluk arasında negatif yönde ortaya çıkmıştır. Yani, daha yüksek düzeyde karanlık üçlü kişilik özelliklerine sahip olan bireyler, daha fazla uyuşmazlık / geçimsizlikle (düşük uyumluluk), daha fazla kaygıyla (duygusal tutarsızlık) ve daha fazla kayıtsızlık / ihmalkarlıkla (düşük öz denetim / sorumluluk) ilişkilendirilmiştir. Ayrıca çok değişkenli davranışsal genetik analizler, bu değişkenlerin fenotipik düzeydeki ilişkilerinin, büyük ölçüde ortak genetik faktörlere ve daha az oranda ortak olmayan çevresel faktörlere atfedilebileceğini göstermiştir. Bu bağlamda, karanlık üçlü kişilik özellikleri ile Beş Faktör Kişilik Modeli’ndeki boyutların birlikte veya aynı anda ortaya çıkmasına neden olan genlerde önemli bir çakışma olabileceği düşünülmektedir (Veselka, Schermer ve Vernon, 2012).

Bir meta analiz çalışmasında ise karanlık üçlü kişilik özelliklerinin standart ölçüm araçlarıyla (MACH-IV Ölçeği, Narsisistik Kişilik Envanteri, Öz-bildirim Psikopati Ölçeği-III) komposite ölçüm araçları (Kısaltılmış Karanlık Üçlü (KK3) Ölçeği, Kirli Düzine (KD) Ölçeği) karşılaştırılmıştır. Söz konusu çalışmada, KK3 ve KD’nin standart ölçeklerle kıyaslandığında, karanlık üçlü kişilik özelliklerinin tüm yönlerini değerlendirme yeteneğinin olmadığına vurgu yapılmıştır. Bununla birlikte, bu çalışmada, KK3 kullanılarak yapılan ölçümlerde makyavelyanizm, narsisizm ve psikopati ile duygusal tutarsızlık arasında zayıf ancak istatistiksel olarak anlamlı negatif ilişkilerin bulunduğu bildirilmiştir. Bu doğrultuda, KK3 tarafından ölçülen karanlık üçlü kişilik özelliklerinin, olumsuz duyguları deneyimle eğilimlerinin zayıf olabileceği ileri sürülmüştür (Muris, Merckelbach, Otgaar ve Meijer, 2017).