• Sonuç bulunamadı

Bir BeĢer Sözü Olduğunu Ġddia Etmeleri

4. ĠNKAR EDENLERĠN VE MÜNAFIKLARIN ALAY ETTĠKLERĠ KONULAR

4.5. Ġnkâr Edenlerin Kur‟an-ı Kerim Ġle Alay Etmeleri

4.5.1. Bir BeĢer Sözü Olduğunu Ġddia Etmeleri

Tarih boyunca hak ve batıl mücadelesi devam etmiĢ olup, batıl davanın peĢinden gidenler hakikate karĢı savaĢ açmıĢlardır. Hak davasını ortadan

kaldırabilme uğruna hangi konuda baĢarılı olabileceklerini düĢünmüĢlerse o yönde bir saldırıya geçmiĢlerdir. Ġlk önce Allah‟ı inkâr etme düĢüncesi ön plana çıkmıĢ ancak insanın içerisinde bulunan kulluk düĢüncesi bu çabayı sonuçsuz bırakmıĢtır. Bu noktada sonuç alınamayınca gönderilen elçilere akla hayale gelmeyen iftiralar atılarak toplumun nezdinde küçük düĢürülmek istenmiĢti. Gerçek Ģu ki toplum önünde rezil etmeye çalıĢtıkları elçilere en güzel vasıfları kendileri takmıĢlardı. Peygambere saldırıdan bir sonuç alınamayınca bu defa Peygamberlere gönderilen kitaplar üzerinde entrikalar üretmeye çalıĢtılar.

Ġnkar eden kimseler Peygambere iftira atarak dediler ki; “Ġnkâr edenler: Bu

(Kur‟an), olsa olsa onun (Muhammed‟in) uydurduğu bir yalandır. BaĢka bir zümre de bu hususta kendisine yardım etmiĢtir, dediler. Böylece onlar hiç Ģüphesiz haksızlığa ve iftiraya baĢvurmuĢlardır. Yine onlar; Bu ayetler, onun, baĢkasına yazdırıp da kendisine sabah akĢam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır dediler.”256

Ancak onlar Rasûlüllah (s.a.v)‟ın okuma yazma bilmediğini de biliyorlardı. Bunu bile bile ona iftira attılar. Bu iftiralarında bizzat kendileri gülünç duruma düĢmüĢlerdir. Birbirlerine biz böyle diyoruz ama o okuma yazmayı bilmiyor ki dedikleri rivayetlerde zikredilmektedir. Bu ayetler, onların beyinsiz olduklarını ortaya koyuyor ve iddia ettikleri gibi Hz. Muhammed (s.a.v.)‟in, Kur‟an-ı Kerim‟i bir yerden almadığı bilakis onun, Allah katından olduğu ifade ediliyor. Kâfirler, bu iddialarının tutarsız olduğunu ve söylediklerinin bir kısım hezeyandan baĢka bir Ģey olmadığını aslında çok iyi bilirler. Zira hepsi de Rasûlullah‟ın, okuyup yazma ile meĢgul olmadığını, doğumu anından itibaren kendisine Peygamberlik verilinceye kadar onların arasında yaĢadığını, dürüstlüğü, güvenilirliği, doğru sözlülüğü ve nezaheti ile meĢhur olduğu için kendisine “Emin” denildiğini yine çok iyi biliyorlardı. Fakat kendisine Peygamberlik gelince onu çekemediler, çeĢitli iftiralarda bulundular. Rasûlullah‟ı bu Ģekilde yıpratamayınca kaba kuvvete baĢvurdular. Fakat,

Allah, Peygamberine yardım etti, kâfirler ise hüsrana uğradılar. Bu ayetlerin, Nadr b.Hâris hakkında nazil olduğu rivayet edilmiĢtir.257

MüĢrikler Allah Rasülüne inen vahyi kabul ettikleri takdirde ona inanmanın gerekli olacağını biliyorlardı. Halkın zihninde vahyin Allahtan indiği düĢüncesi yerleĢmiĢ olsaydı o zaman herkes Kur‟an‟ı kabul etme durumunda kalacak ve böylelikle Mekke halkının ileri gelenleri için bu durum tehlike arz edecekti. Bu düĢünceden hareketle müĢriklerin ileri gelenleri Kur‟an‟ın Allah kelamı olmadığı bilakis önceki toplumlardan rivayet edilen bir sihir olduğu görüĢünü yaymaya çalıĢıyorlardı. Kur‟an-ı Kerim onların bu düĢüncesini ayan beyan ortaya çıkarmıĢ ve Ģöyle buyurmuĢtur; “Annesinin karnında tek baĢına yarattığım bu insan,

Muhammed‟e indirilen Kur‟an hakkında düĢündü. Onun hakkında ne söyleyeceğini Ölçtü biçti. Lanete uğrayası, Kur‟an hakkında ne söyleyeceğini nasıl da ölçtü biçti. Sonra lanete uğrayası, bunu nasıl ölçüp biçti. Sonra bu meseleye baktı. Sonra kaĢlarını çattı, yüzünü ekĢitti. Allah‟a iman etmekten ve onun indirdiğini tasdik etmekten yüz çevirdi. Hakkı ikrar etmeye karĢı böbürlendi, Kur‟an hakkında “Bu, baĢkalarından alınmıĢ bir sihirdir. BaĢka bir Ģey değildir. Bu Kur‟an sadece insan sözüdür. Bu Allah‟ın kelamı değildir.”258

dedi.

Müfessirler, bu ayetlerin Velid b. Muğire‟yi tasvir ettiklerini söylemiĢlerdir. Bu hususta Ġkrime diyor ki: “Velid b. Muğire, Rasûlullaha geldi. Rasûlullah ona Kur‟an okudu. Velid Rasûlullaha karĢı yumuĢar gibi oldu. Bu durum Ebû Cehil‟e intikal etti. Bunun üzerine Ebû Cehil, Velid b. Muğire‟ye

-“Ey amcam, kavmin sana yardım topluyor.” dedi. Velid:

-“Niçin?” diye sordu. Ebû Cehil

257 Taberi, Camiu‟l Beyan, XIX, 238. 258 Müddessir, 74/11-25.

-“Sana vermeleri için. Çünkü sen, Muhammed‟e giderek onda bulunan Ģeyle- re tenezzül etmiĢsin.” dedi.

Velid:

-“KureyĢ de biliyor ki, ben onların içinde çok malı olan biriyim.” diye cevap verdi. Ebû Cehil:

-“O halde Muhammed aleyhinde bir Ģey Ģöyle ki kavmin, onun söylediklerine karĢı çıktığını ve onu sevmediğini bilsinler.” dedi.

Velid:

-“Ben onun hakkında ne söyleyeyim. Vallahi içinizde Ģiirleri, recezleri, kasideleri ve cin Ģiirlerini benden daha iyi bilen kimse yoktur. Vallahi onun söylediği bunlardan hiç birine benzemiyor. Vallahi onun söylediğinin bir tatlılığı var. Onun söylediği, kendisinin dıĢında olanları yıkıyor. Vallahi o yükselir, hiçbir Ģey onun üstüne çıkamaz.” diye cevap verdi.

Ebû Cehil:

-“Vallahi kavmin, onun hakkında bir Ģey söylemedikçe senden razı olmazlar.” dedi. Velid

-“Bırak beni onun hakkında biraz düĢüneyim.” diye cevap verdi. Dü- Ģündükten sonra ise,

-“Onun söyledikleri baĢkasından alınan bir Ģiirdir.” dedi.

ĠĢte bunun üzerine “Beni Ģu adamla baĢbaĢa bırak.” ayetinden, “Onun üzerinde on dokuz melek vardır.” ayetine kadar olan kısım nazil oldu.259

Abdullah b. Abbas diyor ki: “Velid b. Muğire, Ebûbekir b. Ebi Kuhafe‟nin yanına gitti. Ona Kur‟an‟dan sordu. Ebûbekir ona Kur‟an okuyunca Velid onun yanından çıkıp KureyĢin yanına gitti. Ve onlara Ģöyle dedi: “Ġbn-i ebi KebĢe‟nin

(Muhammed‟in) söylediklerine ĢaĢılır. Vallahi o ne Ģiirdir ne de sihir. Ne de delilikten kaynaklanan saçmalık. ġüphesiz ki onun söylediği, Allah kelamıdır.” Bunları iĢiten KureyĢliler aralarında toplandılar ve “Vallahi Ģayet Velid dinini değiĢtirecek olursa bütün KureyĢliler dinlerini değiĢtirirler.” dediler. Ebû Cehil bu meseleyi iĢitince “Vallahi ben ona yeterim. Bu meseleyi bana bırakın.” dedi. Gidip Velid‟in yanına vardı ve ona:

-“Kavmin sana sadaka topladı görmüyor musun?” dedi. Velid:

-“Ben onların mal ve evladı en çok olanı değil miyim?” diye cevap verdi. Ebû Cehil:

-“Senin, Ġbn-i Ebi Kuhafe‟ye (Ebûbekir‟e), onun yemeğinden faydalanmak için gidip geldiğini söylüyorlar.” dedi.

Velid:

-“Benim kabilem bunu mu söyledi? Onlar artık diğer Kusay oğulları hakkında da bir Ģeyler söylemekten geri durmazlar. Ben artık ne Ebûbekir‟e, ne Ömer‟e ne de Ġbn-i Ebi KebĢe‟ye yaklaĢırım. Ġbn-i Ebi KebĢe‟nin sözleri baĢkalarından alınan sihirli sözlerden baĢka bir Ģey değildir.” dedi.

Bunun üzerine Allah Teâlâ: “Beni Ģu adamla baĢbaĢa bırak..” ayetinden “O,

insan derisini yakıp kavurarak simsiyah eder.”260

ayetine kadar olan ayetler nazil

oldu.261

Mekke müĢrikleri Peygamberimizin Kur‟an-ı kendisi uydurduğu iddiasında bulunuyorlardı. Onların bu düĢüncelerine mukabil Allah onlarla tehaddî262

yoluyla karĢılık verdi. “Yoksa, Onu (Kur‟an‟ı) kendisi uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer

doğru iseniz Allah‟tan baĢka çağırabildiklerinizi yardıma çağırın da siz de onun gibi

260

Müddessir, 74/11-29.

261 Ġbn Kesîr, Tefsiru‟l Kur‟an-i‟l-Azîm, III, 570.

uydurulmuĢ on sûre getirin.”263

Ayetinde müĢriklerin „Kur‟an bir beĢer sözüdür‟ Ģeklindeki düĢüncelerinin ne kadar anlamsız ve gereksiz olduğu ortaya konmuĢtur.

Bu ayette aynı delil iki Ģeyi kanıtlamak için öne sürülmektedir. Birincisi Kur‟an‟ın Allah tarafından inzal edildiği; ikincisi ise Tevhid öğretisinin doğruluğudur;

“Siz diyorsunuz ki Kur‟an Allah tarafından vahyedilmedi, aksine benim tarafımdan uydurulup icad edildi ve sonra Allah‟a izafe edildi. Sizin iddianızın aslı astarı olsaydı, sizlere tekrar tekrar meydan okumama bir karĢılık olarak, sizin de buna benzer bir kitap icad etmeye gücünüz yeterdi. Tüm kaynak ve güçlerinizi birleĢtirmenize rağmen bunu baĢaramadığınıza göre, Kur‟an‟ın Allah‟ın vahyi olduğuna dair iddiam kesin olarak, tamamen ve bütünüyle kanıtlanmıĢ oluyor.”264

Kur‟an sizin tanrılarınıza iki koldan meydan okudu, fakat onlardan hiç ses seda çıkmadı. Onlar, Kur‟an gibi bir kitabı üretmek konusunda sizi yardıma çağırdılar; ama yardıma gelen olmadı. Bu da gösterir ki onların ne bir güçleri, ne de ulûhiyette bir ortaklıkları vardır. Onların bu imtihanı baĢaramadıklarını, aksine kendilerini kitaptaki açık saldırılara karĢı savunmakta bile aciz kaldıklarını kendiniz gördünüz; Kitap, ilah olduğu iddia edilen o varlıklara tapmamalarını istemiĢtir insanlardan, çünkü onların ulûhiyete herhangi bir iĢtirakleri yoktur. Tüm bunlar bu tanrılarda ilahi hiçbir özelliğin bulunmadığını ve sizlerin onları akılsızca ilah ittihaz ettiğinizi kanıtlar.”265