• Sonuç bulunamadı

2. BEŞERİ COĞRAFYA ÖZELLİKLERİ

2.2. Batman Şehrinin Yerleşme Özellikleri

2.2.2. Batman Şehrinde Yerleşmeyi Etkileyen Faktörler

“Yerleşmelerin kuruluşunda, gelişmesinde veya gelişmemesinde, mekanı kullanımında, yerleşim tipinde, yerleşim tarzında ve yerleşmelerin dağılışında kesinlilkle en etkili faktör doğal çevre faktörleridir” (Akdemir, 2004: 121).

Yerleşmeye etki eden faktörleri fiziki ve beşeri (yer şekilleri, iklim, su kaynakları, maden kaynakları, toprak yapısı, sanayi, ulaşım vb.) faktörler olarak iki ana başlık altında toplayabiliriz.

“Bugün olduğu gibi geçmişte de iklim, su, toprak, ulaşım, savunma durumu yerleşim alanlarının seçiminde birinci dereceden etkili olmuştur” (Özçağlar, 1994:220).

İl merkezleri gelişimini, büyüklüğünü ve fonksiyonel özelliklerini önemli ölçüde fiziki şartlara borçludur. Yükselti, iklim, yerşekli, bakı, toprak ve hidrografya gibi özelliklerin birinin veya birkaçının yerleşme yeri seçiminde ön planda olduğu görülmektedir (Özdemir ve Karadoğan, 1996). Bu özelliklerden önemli olanların dikkate alınmadığı durumlarda ise önemli sorunlar yaşanmaktadır.

Batman şehrinde yerleşmeyi etkileyen faktörlere baktığımızda Batman şehrinin de diğer tüm yerleşmelerde olduğu gibi fiziki ve beşeri unsurların koşullandırıcısı altında bugünkü durumu aldığını görmekteyiz.

Buna göre Batman şehrinde yerleşmeyi etkileyen fiziki ve beşeri faktörleri şu başlıklar altında toplayabiliriz:

Batman Şehrinin Jeolojik ve Jeomorfolojik yapısı T.P.A.O ve TÜPRAŞ Rafinerisi

Ulaşım Fonksiyonu

“Alaeddinoğlu, Batman şehrinde yerleşmeyi etkileyen özellikleri şöyle açıklamaktadır: "Batman’ın kuruluş yeri incelendiğinde kuruluş yerinin getirdiği en büyük avantajın modern dünyanın en önemli enerji kaynağının çıkarılması ve işletilmesi olduğu görülmektedir. Ancak her ne kadar şehrin kurulmasında ve gelişmesinde petrol belirleyici faktör ise de, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin iklim şartları düşünüldüğünde su ve ona ilişkin her türlü yaklaşım şehrin gelişmesini ve organizasyonu etkilemektedir.

Bu anlamda şehrin çevresinde bulunan Batman Çayı ve Dicle Nehri basta olmak üzere İluh deresi ve diğer küçük akarsular şehrin gelişmesini desteklemişlerdir. Şehir mücavir alan sınırları içinde gelişmesini sürdürmekte ve alansal olarak hızla büyümektedir. Verimli ova üzerinde yaşanan bu gelişme şehrin çevresindeki mahallelerde boş alanların iskânı seklinde yaşanırken, kuzey, kuzeybatı ve doğu yönünde plânlı olarak devam etmektedir. Zira şehrin bundan sonraki süreçte bu gelişim süreçlerine ek olarak batı yönünde de gelişeceği düşünülürse yakın zamanda verimli ovanın tamamı şehirsel alanlar tarafından işgal edileceği gerçeğiyle karşı karşıya kalınacaktır”(Alaeddinoğlu, 2007:23).

Jeolojik ve jeomorfolojik Yapının Etkisi

Bir şehrin kurulacağı alanın jeolojik şartları o şehrin geleceği için önemlidir. Bir şehir kurmak ya da mevcut şehri geliştirmek söz konusu olduğunda iyi bir arazi seçilmeldir. İyi zemin, masif volkanik kayaçlar, ayrışmamış sağlam metemorfik kayaçlar, sert çimentolu tortul kayaçlar, sert kum, çakıl ve sert kil ve killi settir (Özdeş, 1972:90).

Araştırma sahamızda yerleşmeyi etkileyen birinci faktör hiç şüphesiz yerleşme sahasının jeolojik ve jeomorfolojik yapısıdır. Araştırma sahasının depremsellik ve taşkın riskinin yüksek olmasının yanında verimli bir tarım arazisi üzerine kurulmuş olması da şehir yapılaşmasını olumsuz yönde etkilemiştir. Ayrıca Batman şehrinin kurulmuş olduğu saha taban suyu seviyesinin yüksek olduğu alüvyal tabakalar ile gevşek kum ve yumuşak killi tabakalardan oluştuğu için riskli bir zemin özelliği göstermektedir.

“İluh Deresi Havzası’nın büyük bölümü Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı çamurtaşı, kumtaşı ve konglomeralardan (Şelmo Formasyonu) oluşmaktadır (Yılmaz ve Duran, 1997). Bu yapı üzerinde ise kalınlığı yer yer 1 m’den fazla olan killi toprak örtüsü yer almaktadır. Batman şehrini etkileyen İluh Deresi Havzası’nda zeminin killi yapısı sızma kapasitesini düşürerek yüzeysel akış miktarını artırmıştır. İluh Deresi Havzası’nın killi yapısı sızma kapasitesinin düşük olmasına yol açmıştır. Bu özellik nedeniyle şiddetli yağışlarda sızma kapasitesi çok kısa sürede aşılmaktadır. Havzada düşük eğim, akımı yavaşlatarak İluh Deresi’nin çevreye yayılmasına neden olmaktadır” (Sunkar, Tonbul, 2010:4).

Aşağıdaki fotoğrafta Batman şehrinde çeşitli fonksiyon alanlarını ve Batman şehrini etkileyen İluh Deresi, Batman Çayı ve sulama kanalını görmekteyiz (Foto 14).

Görüldüğü gibi Batman şehri tarım arazileri üzerine kurulmuş, Tpao ve Tüpraş tesisleri şehrin içerisinde kalmış ve İluh Deresi yatağında yerleşim sahası oluşturulmuştur. Dolayısıyla şehirleşme ve yerleşim açısından riskli bir durum ortaya çıkmıştır.

Foto 13: Batman Şehrinin Genel Arazi Kullanımı (Batman Belediyesi, 2009)

“Yerleşme alanlarının seçiminde jeomorfolojik özellikler göz ardı edildiğinden yaşanan doğal afetler nüfusu önemli ölçüde etkilemektedir. Aynı şekilde jeomorfolojik özelliklerin risk faktörü olarak fazla değerlendirilmediği durumlarda da şehirlerdeki plansız ve çarpık kentleşme ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan alansal olarak hızlı gelişen şehirler jeomorfolojik yapı üzerinde küçük de olsa bazı değişiklikler yaparlar. Bu durum doğal yapıyı bozmakta ve bazı jeomorfolojik sorunları ortaya çıkarmaktadır. Batman şehrinde de bu tip bir yapılanma sonucu önemli jeomorfolojik sorunlar yaşanmaktadır. Batman şehri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Diyarbakır Havzası’nın doğusunda yer almaktadır. Şehir, Batı Raman Dağı kuzey eteklerinde Batman Çayı’nın eski menderes yeniği sekileri üzerinde kurulmuştur” (Tonbul, Sunkar, 2008).

Cumhuriyetin ilk yıllarında, günümüzdeki İluh Mahallesi’nin yerinde bir köy merkezi iken petrolün bulunmasıyla hızlı bir şekilde gelişerek 16 Mayıs 1990’da il statüsü kazanmıştır. Batman şehrinin bu hızlı gelişmesi çarpık ve plansız kentleşmeyi beraberinde getirmiştir.

“Bu gelişmede, jeomorfolojik yapı dikkate alınmadığı için şehir taşkın ve zemin özelliklerinden kaynaklanan doğal risklerle karşı karşıyadır. Batman şehrinin gelişimindeki en önemli sorunu yerleşmelerin yer seçimi oluşturmaktadır. Batman şehri

uygun jeomorfolojik alana kurulmadığı için taşkın riski yüksek bir yerleşmedir. Taşkın riskinin yüksek olmasında; şehrin büyük bölümünün İluh Deresi ve kolları tarafından oluşturulan vadi sistemi ve birikinti yelpazesi üzerine kurulmuş olması etkilidir. Batman şehri, Batı Raman Dağı kuzeyinde, K-G yönünde akan Batman Çayı’nın eski menderes yeniği sekileri üzerinde kurulmuştur. Bu sekilerden yüksek olanlar doğudan gelen İluh Deresi ve kolları tarafından yarılırken, alçak sekiler aynı akarsu tarafından oluşturulan birikinti yelpazesi ile örtülmüştür” (Tonbul, Sunkar, 2008:2).

Batman şehri, zemin açısından sağlam olmayan çamurtaşı ve kumtaşı ardalanmasından oluşan litoloji ile kısmen alüvyal zemine sahiptir. Bu litolojik yapı, düşen yağışın zemine sızmasını engellemektedir. Böylece killi yapı üzerine düşen yağışın büyük bölümü yüzeysel akışa geçerek sel ve taşkın oluşturmaktadır. Şehrin büyük bölümü yerleşme açısından uygun olmayan birikinti yelpazesi ve taşkın yatağı üzerine kurulup geliştiği için sel riski yüksek bir yerleşmedir. Bu şekilde birikinti koni ve yelpazeleri üzerinde, özellikle de yelpazelerin kök kısmına kurulan yerleşmelerde sağanak yağışlar sonrasında sel olayları olağandır.

“Batman, taşkın riski çok yüksek bir yerleşmedir. Taşkın riskinin yüksek olmasında sağanak yağışların yanında şehrin jeomorfolojik açıdan uygun alana kurulmaması etkilidir. Petrole bağlı olarak hızlı ve çarpık gelişme taşkınlara davetiye çıkarmıştır. Şehir merkezinden geçen İluh Deresi ve kollarının yataklarının yerleşme ve sanayi tesisleri tarafından işgal edilmesi taşkın riskini daha da artırmıştır. Meteorolojik kayıtlara göre Batman’ da taşkın olayları sık yaşanmaktadır” (Tonbul, Sunkar, 2008:9).

Yaşanan bu taşkın olayları 1960’dan günümüze kadar şiddeti artarak devam etmektedir. Taşkının günden güne etkili olmasında 1960’dan günümüze kadar Batman’ın sürekli büyüyerek gelişmesi etkilidir. Bu gelişmede, yerleşme ve sanayi tesisleri dere yataklarına kurulduğu için bir sonraki taşkın her zaman daha büyük olmuştur. Son taşkında da büyük can ve mal kayıplarının yaşanması dere yataklarının yerleşmeler tarafından işgal edilmesine bağlıdır. Bununla birlikte bir haftalık etkili yağış ve yağışın son günde maksimuma ulaşması önemlidir.

Foto 14: İluh Deresi Sel Felaketinden Bir Görünüm (2006)

“Kısa sürede gelişen ve büyüyen Batman şehri en son 2006 Kasım ayı başında yaşanan büyük bir taşkından etkilenmiştir. Bu taşkında başta Batman Petrol Rafinerisi olmak üzere şehrin yarısı zarar görmüştür. Ekonomik açıdan büyük kayıplara neden olan bu taşkında 10’u şehir merkezi, 1’i de Hasankeyf ilçesinde olmak üzere 11 kişi boğularak can vermiştir. Bu taşkın olayı Batman şehrinin taşkın riskini ortaya koymada tek başına yeterli bir olaydır” (Tonbul, Sunkar, 2008:6)

Harita 20: Batman Şehri ve Çevresinin Litoloji Haritası (Tonbul, Sunkar, 2010)

Batman şehrinin bu denli yüksek bir taşkın riskiyle karşı karşıya kalmasının nedeni şehrin kurulduğu zeminin hem litolojik hem de jeomorfolojik olarak uygun olmamasıdır. Litolojik olarak Batman şehrinin kurulmuş olduğu zemine baktığımızda yerleşmeye uygun olmadığını görmekteyiz. İluh Deresi havzasının killi bir yapıya sahip olması sızma kapasitesini düşürerek yüzeysel akış miktarını arttırmış, bu durum da taşkınların yaşanma ihtimalini kolaylaştırmıştır (Harita 20).

Batman şehrinin kurulduğu alan bir ova görünümündedir. Dolayısıyla verimli bir tarım arazisi özelliği gösteren Batman ovasının yerleşmeye açılması büyük sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunların başında yukarıda da açıklandığı gibi taşkın, sel gibi sorunlar başta gelirken kış mevsiminde hava kirliliği, yaz aylarında ise aşırı bunaltan sıcakların yaşanması gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır.

Batman şehrinin çekirdeğini oluşturan İluh Mahallesi, Batman Çayı’nın 25-45 m sekisi, ilk rafineri tesisleri ise 60-75 m sekisi üzerine kurulmuştur. Bu alanlarda her hangi bir doğal risk, özellikle taşkın riski söz konusu değildir. Asıl sorun yerleşme dokusunun sıklaşarak İluh Deresi ve kolları tarafından oluşturulan yelpaze üzerinde yayılmasıyla başlamıştır (Foto 15).

Foto 15: İluh Deresi’nden Bir Görünüm

“Son 20-30 yıllık dönemde verimli tarım arazilerine doğru kontrolsüz bir şeklide gelişen şehir adeta taşkına davetiye çıkarmıştır. Aynı dönemde doğuya doğru olan gelişmede akarsu yatakları yerleşme ve iş merkezleri tarafından işgal edilmiştir. Bu şekildeki hızlı ve çarpık kentleşme gelecekte Batman şehrinde 2006 yılında yaşanan taşkından bile daha büyük taşkınların yaşanma riskinin yüksek olduğunu göstermektedir. Şehrin kuruluş ve gelişmesinde jeomorfolojik özellikler dikkate alınmamış olup mahallelerin büyük bölümü İluh Deresi ve kollarının taşkın yatakları üzerine kurulmuştur. Şehrin gelişmesiyle birlikte dere yatakları da sanayi tesisleri ve yerleşmeler tarafından işgal edilmiştir” (Tonbul, Sunkar, 2008:2).

Batman, günümüzden 50-60 yıl öncesine kadar İluh adında köy statüsünde bir yerleşme iken 1940-50 yılları arasında Raman Dağı’nda petrolün bulunmasıyla hızla gelişerek şehirleşmiş, daha sonra da il statüsü kazanmıştır. Batman Rafinerisi göçü tetiklemiş, nüfus ve yerleşmeleri kendine doğru çekerek İluh Deresi Vadisi boyunca şehrin gelişmesini sağlamıştır. Fakat, rafineri jeomorfolojik açıdan uygun alana kurulmadığı için şehir de uygun alanda gelişme gösterememiştir. Bu durum üzerinde planlama hataları da etkili olmuş, böylece şehirsel alanın önemli bir bölümü doğal olaylar açısından riskli duruma gelmiştir. Düşük eğimli sekiler ve birikinti yelpazesi üzerinde kurulan Batman şehri göç ve hızlı gelişme ile plansız bir şekilde büyürken akarsu yataklarının bir bölümü yerleşmeye açılmış, bir bölümü de gecekondular tarafından işgal edilmiştir. Bu durum nedeniyle uzun dönemlerde görülen aşırı sağanak

yağışlar şehir merkezinde taşkınlara neden olmaya başlamıştır. Büyük can ve mal kayıplarının yaşandığı bu taşkınların en önemlisi 2006 yılı Kasım ayı başında gerçekleşmiştir.

“Jeomorfolojik özellikler göz ardı edildiği için şehrin % 50’si taşkın riski altındadır. Taşkın riskinin daha az olduğu, 1990’lı yılların başından itibaren kuzeye doğru hızlı bir gelişme gösteren modern Batman ise litolojik/yapısal özelliklerden kaynaklanan zemin ve depremsellik riski altındadır” (Tonbul, Sunkar, 2008:1).

“Batman taşkın riski yüksek bir yerleşme olduğu için bu tip taşkın olayları muhtemel sıklıkta yaşanacaktır. Bu nedenle şehri etkileyen dere yatakları en kısa sürede ıslah edilmelidir. Bu ıslah çalışmalarında maksimum yağışlar ve havza alanı dikkate alınmalıdır. Islah çalışmalarında dere yataklarına kurulmuş yerleşmeler ve sanayi tesislerinin yeri değiştirilmelidir. Ayrıca havzayı çevreleyen dağlık alanlardaki doğal bitki örtüsü korunmalı ve uygun alanlar ağaçlandırılmalıdır” (Tonbul, Sunkar, 2008:11).

“İnsanın doğa ile uyum içinde olmayan veya doğaya engel niteliğinde olan her türlü faaliyeti, taşkından doğacak zararların boyutunu arttırarak taşkını bir afet haline dönüştürmektedir. Burada, hatalı arazi kullanımı, bitkilerin yok edilmesi, ormansızlaşma, dere yataklarında usulsüz yerleşimler, erozyon, yatağın taş veya kumla doldurulması gibi faaliyetleri kontrol altına alarak, taşkından doğacak zararları en aza indirmek mümkündür” ( Ecer, Yenigün, 2006:186). Ecer ve Yenigün’ün de ifade ettiği gibi İluh Deresi derhal ıslah edilmeli ve buradaki yerleşimler uygun olan bir sahaya taşınmalıdır.

İluh Deresi’nin ıslahı kapsamında öncelikli olarak dere taşkın alanındaki 361 adet yapının kamulaştırılarak dere çevresinde rekreasyon alanları oluşturulmalıdır. Ayrıca bu bölgedeki yerleşim alanlarının şehrin yeni çekim merkezi olan ve aynı zamanda güney çevre yolunun geçtiği, yeni üniversite kampüsünün kurulduğu Raman sahasına kaydırılması gerekmektedir.

İlyas Yılmazer ve arkadaşlarının "Kentsel Planlamada Yerseçiminin Önemi: Batman" adlı makalelerinde Batman’ın kurulmuş olduğu yerleşme sahaısına alternatif bir öneri yerleşke sahası ortaya koydukları görülmüştür. Alternatif yerleşke alanı, Raman petrol sahasıdır. Öneri Raman yerleşke sahasında Batman Ovası’nın dezavantajlaını görmemekteyiz. Batman Ovası’nın taşıdığı depremsellik, sel ve hava kirliliği tehlikesi vb. olaylar öneri yerleşke sahası olan Raman’da bulunmamaktadır.

“Raman sahası; sel, deprem, kaymalar, kaya düşmeleri ve benzeri doğal tehlikeler taşımamaktadır. Zemin taşıma gücü, oturmalar ve benzeri duyarsızlık sorunları da yoktur. Batman ovası I. derece deprem tehlikesi altındadır” (Yılmazer ve Arkadaşları, 2004: 361).

“Batman I. sınıf tarım ovası içerisine kurulmuştur. Batman için önerilen yeni kent alanı Raman, sıfır depremsellik ve sel tehlikesi taşımaktadır. Raman’ın çevresiyle olan bağlantısı güvenilir ve ekonomik olan demiryolu ile sağlanacaktır. Kent enerjisi, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacaktır. Kentin besin kaynağı olarak, Batman çayı ovası ve Batman Çayının yumuşak eğimli birinci sınıf bahçe tarımı yapılabilecek alanları kullanılacaktır” (Yılmazer ve Arkadaşları, 2004:363).

Tonbul ve Sunkar, Batman şehri için öneri yerleşke alanlarını da gösteren bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada Batman şehrinin yeni imar alanları ile öneri yerleşke sahalarını görmekteyiz. Batman şehri için önerilen yeni yerleşke alanları Batman şehrinin güneyinde bulunan ve yeni Toki alanlarınında kurulduğu Raman sahası ile Batman şehrinin doğusudur. Bu alanlar zemin özellikleri ve litoloji açısından uygun olan alanlardır. Ayrıca sel, taşkın ve depremsellik riskinin de bulunmadığı sahalardır (Harita 21).

Son yıllarda yapılan çalışmalarla Batman şehri yerleşim sahasının öneri yerlşeke haritasında gösterilen alanlara doğru kaydırıldığını görmekteyiz. Öneri yerleşke alanına kurulan Batman Üniversitesi kampüsü, bu sahadan geçirilen güney çevre yolu, bu sahaya kurulan yeni Toki alanları ve son olarakta ikinci organize sanayi bölgesinin de bu sahaya kurulacak olması yeni öneri yerleşke sahasında şehirsel gelişimin başladığını göstermektedir.

Harita 21: Batman Şehri Öneri Yerleşke Alanları (Tonbul, Sunkar, 2010).

Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşıldığı gibi Batman şehri hem litolojik hem de jeomorfolojik olarak uygun olmayan bir alana kurulmuştır. Bu durum başta taşkın ve sel olayları olmak üzere birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Bu sorunların aşılabilmesi için hem belediyenin hem de D.S.i’nin sorunların çözümüne yönelik adımlar atması gerekmektedir.

T.P.A.O Ve Tüpraş Rafinerisi:

1940’lı yıllarda önce 13 haneden ibaret olan İluh Köyü, petrolün bulunması, üretilmesi ve rafinerinin kurulmasıyla beraber hızla gelişmeye başlamıştır. T.P.A.O ve TÜPRAŞ rafinerisi Batman şehir yerleşmesinin oluşmasında lokomotif görevi görmüştür. Petrolün bulunmasıyla birlikte kurulan T.P.A.O ve TÜPRAŞ rafinerisi için duyulan işgücü ihtiyacı Batman şehrine doğru gerçekleşen göçü tetiklemiştir. Batman şehrine doğru gerçekleşen göç hareketi, İluh köyünden ibaret olan Batman Şehri’nin birdenbire büyümesini ve hızlı bir şekilde gelişmesini sağlamıştır.

“Batman son 30-40 yıllık dönemde hızla gelişerek orta ölçekli bir şehir özelliği ile çok yeni şehirlerimizden biridir. Bununla birlikte plansız ve hızlı kentleşme beraberinde önemli bazı sorunları getirmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde göç ve şehirleşmenin etkisiyle ortaya çıkan hava kirliliği, su kirliliği, ulaşım keşmekeşi, tarımsal arazilerin şehir tarafından işgal edilmesi gibi sorunlar” (Çağlıyan ve Akdemir, 2003:298) Batman şehrinde de görülmektedir. Bu sorunlardan başka son yıllarda bahar mevsimlerinde yaşanan sel ve taşkın olayları, meteorolojik bir olay olmanın dışında plansız ve hızlı kentleşmenin bir sonucudur.

Mahallelerin kuruluş ve gelişmelerine baktığımızda Batman şehrinin, kuruluşundan günümüze kadar sürekli kuzeye doğru bir gelişme eğiliminde olduğunu görmekteyiz. Bu durum üzerinde ulaşım ağı ve sanayi gibi beşeri faktörler etkili olmakla beraber şehrin doğu ve batı yönden gelişimini engelleyen beşeri ve fiziki faktörler de bulunmaktadır. Şehir 1955’ten günümüze kadar T.P.A.O. ve TÜPRAŞ rafinerisi engeliyle karşı karşıya kalmış olup şehir ve mahallelerin bu yöne doğru yayılmasını engellemiştir. Dolayısıyla Batman şehri T.P.A.O, TÜPRAŞ rafinerisi ve demiryolunun kuzeyinde Batman-Diyarbakır eski karayolu yönünde gelişme göstermiştir.

“Şüphesiz mekansal sorunları işlerken T.P.A.O. ve şehre göç olgusu da beraberinde işlenmelidir. Bu bağlamda şehrin kurulmasında ve ilk gelişme evrelerinde T.P.A.O’nun önemli bir yeri olduğunu vurgulamakta fayda vardır. Batman şehri ve T.P.A.O. birbirlerini tamamlayan ya da birlikte anlam bulan iki kavram gibi algılanmaktadır. Oysa T.P.A.O. Batman şehrinin gelişim hikayesinin yalnızca ilk yıllarında bir aktör olmuştur. Sonraki yıllarda iç dinamikleri değiştirmekten uzak sadece şehirsel gelişimi, aşırı göç ve şehirsel yığılmalar noktasında etkileyen bir aktör olmuştur” (Alaeddinoğlu, 2007:32).

T.P.A.O ve TÜPRAŞ rafinerisi Batman şehrini ikiye bölen demiryolunun güneyinde ve İluh Deresi’nin de kuzeyinde kurulmuştur. Dolayısıyla Batman Şehri de T.P.A.O, TÜPRAŞ rafinerisi ve İluh Deresi çevresinde büyüme göstermiştir. Batman şehrinin İluh Deresi çevresinde kurulması sel ve taşkın tehlikesiyle karşı karşıya kalınmasına neden olmaktadır. Batman şehri TÜPRAŞ rafinerisinin hemen yanı başında kurulduğu için de şehirde yoğun bir hava kirliliği oluşmuştur. Ayrıca TÜPRAŞ rafinerisi etrafında kurulan Şirinevler, Cumhuriyet ve İpragaz mahalleleri TÜPRAŞ rafinerisinden yer altına doğru sızan gaz tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. TÜPRAŞ

rafinerisinden yer altına doğru sızan gazlar TÜPRAŞ Rafinerisinin hemen yanı başında kurulmuş olan eski sanayi sitesinde 2004 yılında büyük bir patlama yaşanmasına neden olmuştur. 2002 yılından itibaren Toptancılar Sitesi olarak kullanılan eski sanayi sitesinin TÜPRAŞ rafinerisinden sızan gazlarla patlaması sonucu üç kişi ölmüş, onlarca kişi yaralanmış ve büyük çapta maddi hasar meydana gelmiştir. Toptancılar Sitesi üyelerinin TÜPRAŞ’a açmış olduğu mahkeme yıllarca sürmüş ve açılan dava TÜPRAŞ aleyhine sonuçlanarak TÜPRAŞ rafinerisi Toptancılar Sitesi üyelerine maddi tazminat ödemek zorunda kalmıştır.

Foto 16: İluh Mahallesi, Tpao ve Tüpraş'tan Bir Görünüm (2010)

Batman şehrinin gelişme sürecini dört farklı aşamada inceleyen Alaeddinoğlu’na göre 1955’ten 1970’lere kadar olan ikinci dönemde T.P.A.O’dan kaynaklanan nitelikli bir iş gücü hareketliliğinin yaşandığı ve aynı zamanda şehirsel oluşumun kendini hissettirdiği dönemdir. Bu aşama köyden şehre dönüşümün yaşandığı, petrole yönelik tesislerin kurulduğu ve sanayi sektöründe istihdamın oluşturulduğu bir süreçtir. Batman şehri bu dönemde oluşan istihdam olanakları sayesinde hızlı bir imar faaliyetine girmiştir.

Bu dönemde batman şehri İluh Mahallesi ve T.P.A.O. arasındaki alan içerisinde gelişmiştir. T.P.A.O. çalışanları için oluşturulan Site mahallesi planlı yerleşmeye güzel