• Sonuç bulunamadı

Basamaklılık (Tedricîlik) Yöntemi

2.2. TENCÎMÜ’l-KUR’ÂN VE PEYGAMBER

2.2.2. HZ MUHAMMED (SAV) AÇISINDAN KUR‟ÂN-I KERÎM‟ĠN MÜNECCEMEN

2.2.2.4. Rabbinin Eğitiminde Ve Himayesinde Bir Peygamber

2.2.2.4.2. Basamaklılık (Tedricîlik) Yöntemi

KiĢide, istendik davranıĢ ve tutum değiĢikliklerinin hedeflenen düzeyde gerçekleĢtirilmeleri her zaman bir seferde mümkün olamaz. Hele ki hedef/kazanım bireyin tüm fenomonolojik alanında derin etki ve değiĢim meydana getirecek türden ise kiĢinin bu hedef/kazanımlara ulaĢması için iyi planlanmıĢ basamaklılığa ve de

aĢamalılığa ihtiyaç vardır. Ferdin içinde bulunduğu konjonktür, çevresel Ģartları

algılayıĢ biçimi ve bu daire içindeki fiilleri bir arada değerlendirilerek kiĢinin

fenomonolojik alanı96 betimlenir. Akabinde ise bireyin, hedef/kazanımlara göre konumunun teĢhisi yapılır. Yapılan analiz neticesi elde edilen veriler kiĢiyi hedef/kazanımlara ulaĢtırmada izlenecek yolun temel koordinatlarını verecektir. Böylece hedefe giden yol birbirinin ön belirleyicisi olan aĢamalara, birbirlerini tamamlayan basamaklara ayrılır. Aynı zamanda her bir aĢama bir diğerinin kolaylaĢtırıcısı niteliğindedir.

96

Özetle “görüngü bilim” Ģeklinde anlam verebileceğimiz fenomenoloji kavramı fenomenolojik alan tamlaması haline dönüĢtüğünde; bireyin içinde doğup büyüdüğü ve karĢılıklı etkileĢim içerisine girdiği varlık âleminin yine o bireyin benliğinde bıraktığı iz anlamına gelir. Ancak bu iz bireye istemsiz olarak dıĢarıdan gelmez bireyin arzularıda, eğilimleride bu izin oluĢmasında etkin görev alır.

Fenomonolojik alan kavramı ile farklı değerlendirme ve ayrıntılı açıklama için bkz. Adler, Alfred.

(1870-1937), KiĢilik Bozuklukları Ve Toplumsal BütünleĢme (çev.: Belkıs Çorakçı), 1.baskı, Say y., 1983, s.37; Burger, Jerry M., KiĢilik Psikoloji Biliminin Ġnsan Doğasına Dair Söyledikleri (çev.: Ġnan Deniz Erguvan Sarıoğlu), 1.baskı, Kaknüs y., Ġstanbul, 2006, s. 420.

ġekil-3:Vahiy gruplarında basamaklılığın ve aĢamalılığın temsili gösterimi III.basamak II.basamak I.basamak

Tedricîlik yöntemi esasen vahyin sosyolojik alanda (ribâya dayalı ekonomi yerine zekât müessesesinin temini, sınırlandırılmıĢ mükellefiyeti, köleliğin ve asabiyenin ilgası ile ümmetin inĢası, kadının konumu, cihat anlayıĢı, vb.) iĢe koĢtuğu bir yöntem olsa da burada fert bazında kullanıldığı Ģekli değerlendirilmiĢtir.

Kur‟ân-ı Kerîm‟in getirdiği ilk üç temel ilke okumak, temizlik, tekbir kendilerinden sonra gelen tüm aĢamaların ön belirleyicisi ve de kolaylaĢtırıcısı niteliğindedirler. Bu durumun en yalın örneği namaz ibadetinde ortaya çıkmaktadır. Ġnsanı namaza hazırlayan ilk aĢama yaratılıĢ olayını ve evrendeki düzeni idrakidir. Ġkinci basamakta gelen temizlik ile de bütün pislikler (putlar; Allah ile insan arasında aracılık ettiğine inanılan her nevi varlık ve bunlara ait apriori, insanın ruhunu ve bedenini fesada sürükleyen Ģeyler) insan ruhundan ve fiziki ortamından atılır.

Üçüncü adımda gelen tekbir ile her bir birey tek ve eĢsiz olan Allah‟ın adı altında birleĢmeye çağrılır. Artık birey doğrudan rabbine yakarabilir. Son aĢamada ise belirli bir karaktere bürünen misyon; namaz ritüeli müslümanın yaĢamında ikame edilir. Kul ve rabbi arasında somut bir bağın kurulması evrene içkin olan Allah inancını bireyin yaĢamında sabit bir çizgi haline getirir. Kul bu yolla rabbine ulaĢarak aracısız biçimde arzuhalini aktarabilir. Diğer taraftansa fert her an rabbinin kendini gözettiği bilinci ile bu sistemli çizgi etrafında Ģekillenen bir yaĢam biçimi meydana getirir. Allah‟ın huzuruna açılan kapı olan namaz ile kiĢiye yeni bir basamak ve bu basamakta yer alan yeni aĢamalar sunulur. Aynı zamanda bu basamak ve aĢamalar namazın sıhhati ile doğrudan bağlıdırlar.

1.aşama 2.aşama ... 1.aşama 2.aşama ... 1.aşama 2.aşama ...

Namaz kılan birey yeryüzünde öksüz ve yetim kalanları, velisi bulunmayanları görüp gözetmekle yükümlüdür. Namaz kılan birey Allah‟a duyarlı olduğu gibi O‟nun yarattığı varlığa da duyarlı olmalı ihtiyaç sahiplerine el uzatmada tereddüt etmemelidir.97 Böylelikle namaz ibadeti yeni bir müessesenin (sadaka-zekât) kurulmasında öncül bir basamak halini almıĢ olur.

Bazı durumlarda birey hedefe giden yolda belirlenmiĢ olan bir aĢamada baĢarısız olabilir. Bu durumda ise kiĢinin aynı adımı tekrarlaması sağlanır veya hedefe ulaĢmada alternatif bir basamak sunulur. Yukarıda değinildiği üzere bu ilkede ağırlıkla sosyolojik yönteme bağlı bir husus niteliği taĢıyor alsa da vahyin tencîmi bünyesinde fert bazında örnekleri mevcuttur.

Kur‟ân-ı Kerîm bünyesinde Hz. Muhammed‟e (sav) ve mü‟minlere yapılan uyarılar;98

içinde yer aldıkları ya da kendilerinden sonra gelen vahiy gruplarında tekrarlanması gereken aĢamayı da bildirirler. Resûlüllah‟ın, Abdullah b. Mektûm‟a yönelik tutumu karĢısında yapılan uyarı99

O‟na tebliğ görevinde geri bildirim niteliği taĢımakta ve bu vazifeyi ifa ederken gözetmesi gereken standardın muhatabın Ġslam‟a karĢı iĢtiyak ve de arzusu olması gerektiğini emretmektedir.100

Hedeflenen aĢamanın herhangi bir basamağında gerçekleĢen hata karĢısında tekrarın gerekli görüldüğü durumlara misal getirilebilecek bu hadisede karĢımıza geri bildirim kavramı çıkmaktadır. Geri bildirim vahyin belirlediği aĢama ve basamaklarda bireyin aldığı yol; verilen görev içindeki baĢarı düzeyi hakkında ferdi haberdar etmektir. Böylece vahyi hayata aktarma konusunda kendisine düzenli haber verilmesi kiĢinin, rabbinin gözetiminde bulunduğuna olan inancı kuvvetleneceği gibi, kiĢi atmıĢ olduğu adımların doğruluğu veya yanlıĢlığı konularında mutmaîn olur. Bununla beraber Hz. Muhammed‟in (sav) Mekke döneminde göğüslediği tepkiler ve de O‟nun Ģahsına yönelik alçakça ithamlar karĢısında peygamberi öven, O‟nu yücelten, görevinin

97 Maun 107/1-7.

98 Koç, Ahmet. Kur‟ân‟da Ġnsan Ve Hz. Muhammed Din Eğitimi Açısından Bir YaklaĢım, Rağbet y.,

Ġstanbul,2005, s.51, 52.

99 Suyûti, Ebu'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman., Esbâb-ı Nüzûl (çev.:Ġbrahim Seyfi Oymalı), Fatih y.,

Ġstanbul, ts., II, 707.

ulviliğini ve meĢruiyetini kesin ifadelerle ortaya koyan vahiy grupları inzal olmuĢlardır.101