• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.4. Basın Dilinin OluĢma Etkenleri ve Arapça Alıntı Kelimelerin Kitle

2.4.1. Basın Dilinin OluĢma Etkenleri

Basın dilinin oluĢması için temel malzemeyi edebî dil oluĢturur. Bu, ilk aĢamada kitap ve konuĢma dilidir. Bu durumda kelime seçimi çok önemlidir. Kelime seçimi, ilk önce gazete üslübunun temel prensipleri arasında sayılır ve o gazetenin dilini toplumsal-sosyal yönden değerlendirir. Seçim ölçüsü olarak sözü

değerlendirmek, ifade edebilme yeteneği, onun aktüel veya potansiyel değerlendirme özelliklerinden yola çıkılarak kullanılmalıdır. Bu durumda kelime seçimi, o sözün edebî dilin bir alanından diğer bir alanına direkt geçit yapması anlamını taĢımaz. Bu, sözün semantik üslup özelliklerinin değiĢmesi, çevrilmesi yeterince zor bir aĢamadır ve çeĢitli etkenlere bağlıdır. Bir yandan alıntının kaynağının ve genel dil özelliklerinin büyük önem taĢıdığı ifade ediliyorsa, diğer taraftan alınma etkenlerinin önemli rol üstlendiği de ifade edilmektedir (Memmedova, 2004, s.137-139).

Bizim anlayıĢımıza göre de, basın dilinin ortaya çıkmasında hem kitap dili hem de sokakta konuĢulan yaĢayan dil önemli iki etken olarak kendini gösterir. Öte yandan teknolojik geliĢmeler sayesinde kullanımı zorunlu kelimeler de basın dilinin oluĢmasını etkileyen önemli ve sürekli etkenlerden biridir. Bunun yanısıra siyasî ve ekonomik terimlerin basın dilini büyük ölçüde değiĢtirdiği de unutulmamalıdır.

2.4.2. Arapça Alıntı Kelimelerin Kitle ĠletiĢim Araçlarında Kullanılması

1875 yılında Hesen Bey Zerdâbî önderliğinde ilk çalıĢmalarına baĢlayan Azerbaycan basını ilk günden itibaren halkın hayatında gösterdiği etkilerin yanı sıra, Azerî Türkçesinin de zenginleĢmesi yönünde büyük öneme sahiptir. XX. yüzyılın baĢlarında dönemin ünlü aydınları “Hayat ve Füyüzat” dergilerinde basın dilinde kullanılan gereksiz alıntıları keskin bir Ģekilde eleĢtirmiĢlerdir. Halkların tarihinde dilin kelime hazinesinin değiĢtirilmesi ve geliĢtirilmesinin önemli bir ihtiyaç olarak kendini gösterdiği dönemler vardır. Azerbaycan edebî dili uzun bir geliĢme süreci geçirmiĢtir. Uzun bir süre Azerbaycan dilinde Arapça sözleri, tamlamalar, geniĢ bir Ģekilde kullanılmıĢ olup, bu da toplum tarafından zor anlaĢılmıĢtır.

Azerbaycan Türkçesi dil terminolojinin oluĢum sürecini üç gruba ayırmak mümkündür:

1)1922-1930 2)1930-1952

3) 1952-den bugüne kadar.

Azerî Türkçesinde kullanılan alıntı terimleri aĢağıdaki dönemlere bölmek daha isabetli olacaktır:

“1900‟den 1920 yılına kadar olan dönemde 1905 inkılabı ile ilgili olarak “sınıf, müsavat, firge, Ģura, emperyalist müharibesi, dünya müharibesi, partiya

üzvü, firge üzvü, ingilab Ģurası, ingilabçı, sosialist inkilabı, ingilabçı halg, iĢçi halg, müveggeti hükumet, ikihakimiyyetlilik, herbi komunizim, iktisadi siyaset”

vb. yüzlerce kelime basın aracılığıyla edebî dile girmiĢtir.

1920‟li yıllar: Bu dönemde sosyal düzenin değiĢmesiyle “Ģura hükumeti, Azerbaycan hukumeti, halg komissarları Ģurası, halg nezareti, fehle-kendli

müfettiĢliği” vb. sözler kullanılmaya baĢlamıĢtır.

1930‟lu yıllar: “Stahanov harekatı, emek mahsüldarlığı, Azerbaycan proletar yazıçılar cemiyyeti, ikinci dünya müharibesi” vb. sözler kullanılmaya baĢlamıĢtır.

1940‟lı yıllar: “Sovet malumat bürosu, Ukrayna cebhesi, Belorusiya

cebhesi, gırıcı teyyare, Ali BaĢ Komandanlıg, herbi Ģura, herbi düĢerge, ikinci cebhe, BirleĢmiĢ Milletler TeĢkilatı, Ümumdünya Sülh ġurası” vb. sözler

kullanılmaya baĢlamıĢtır.

1950‟li yıllar: Kosmik feza, süni peyk, yerin süni peyki, vb. sözler kullanılmaya baĢlamıĢtır.

1960‟lı yıllar ve daha sonrası: “Milli Astronavtika, rabite seansı, yerüstü

idareetme, ateist terbiye, özünehidmet, metro gatarı, metro gatarının beledçisi, neft ölçen cihaz, meiĢet guĢesi, meiĢet evi, elektrik malları, metbuat evi” vb. sözler

kullanılmaya baĢlamıĢtır” (Kasımov, 1971, s.197).

“Burada bütün mağazalar “özünehidmet” mağazasına çevrilmiĢtir (Bakü, 1971, s.4).

“Gesebede tezece istifadeye verilen “meiĢet evi” her cür avadanlıgla techiz edilmiĢdir” (AbĢeron, 1970, s.3).

“Estetik zövg, estetik terbiye, yeni insan terbiyesi, sənaye estetikası, radiorele hetti, istehsalat estetikası, meiĢet estetikası” vb. kelimeler son dönem kelimeleri olması itibariyle ilk defa basın sayfalarında rastlanmaktadır. “Ġstehsalın

ehtiyat menbeyi, ictimai konstruktor bürosu, genaet rejimi, hatire vimpeli, yeyinti senayesi iĢçileri günü” kelimeleri de 1960‟lı yıllardan sonra kullanılmıĢtır.

“Sehlerde ve sahelerde istehsalatın ehtiyat menbelerinden maksimum istifade edilir” (Bakü, 1970, s.3).

“Burada ictimai konstruktor bürosu geniĢ fealiyyet gösterir” (Bakü, 1970, s.4). “ĠĢ yerlerinde istehsalın ictimai semeresini yükseltmek və genaet rejimini güclendirmek üçün tükenmez ehtiyat menbeleri vardır” (Bakü, 1970, s.2).

“En çoh ferglenmiĢ inĢaatçı telebe destelerine hatire vimpelleri verilmiĢdir” (Bakü, 1970, s.3).

“Yeyinti senayesi iĢçileri günü ehali en zeruri nemetler hazırlayan zehmet adamlarının nailiyyetlerine bahıĢ günüdür” (Bakü, 1970, s.3).

Türk dilinde bilimsel alanda terimler önceleri Arapça ve Farsça kelimeleri aracılığıyla yapılmıĢsa da, son dönemler Arapça ve Farsça sözleri anlam kaybına uğramıĢtır. Türk Dil Kurumu uluslararası (Ġngilizce, Fransızca) terimlerin ortak oluĢumundan yeni kelimeler üretmektedir (Baskakov, 1963, s.117).

ġu bir gerçektir ki, her yeni kelime, terim veya kelime grubu ilk olarak kendi varlığını daha çok basında bulmaktadır. Basın dili Azerî Türkçesinin en aktif ve kullanım alanı geniĢ olan bir sahasıdır. Basın dili, dildeki her bir geliĢmeyi ve yenileĢmeyi kendinde ihtiva eder, topluma ulaĢtırır, bazen hiç bir kitapta, sözlükte yer almayan sözler ilk defa basın sayfalarında yer alır (Adilov, 1969, s.24).

Devlet gazetelerinden “Halg”, “Azerbaycan” ve en çok okunan “Yeni Müsavat” gazetesinin sayfalarında kullanılan Arapça alıntı kelimelerin Azerî Türkçesinde doğru kullanılmaması endiĢesi vardır. Ülkenin resmi ve bağımsız gazetelerinde kullanılan dil, gerçek anlamda halk dilinin aynasını oluĢturmalıdır.

2.4.2.1. Kitle ĠletiĢim Araçlarında Arapça Toplumsal ve Siyasî Kelimelerin Kullanılması

Tarihte Azerbaycan‟a Arap, Fars ve Moğol akınlarının olduğu bilinmektedir. Arapçanın Azerbaycan‟da yayılması ve derin köklerinin olmasının belli baĢlı siyasî- toplumsal, kültürel-tarihi nedenleri olmuĢtur. Özellikle IX. yüzyıldan sonra bu dilin kullanım alanı geniĢlemiĢ, Azerî Türkçesinin kelime yapısına ve kelime klavuzuna çok sayıda Arapça kelime geçmiĢtir. Bu sözler hem yazı, hem de konuĢma dilinde kullanılmıĢtır. Biçim ve anlamı birkaç kere değiĢmiĢ çok az sayıda kelimeler istisna olmakla birlikte, Azerî Türkçesindeki Arapça kelimeler direkt alınmalardır. Yeni coğrafî ortamda fonetik (sesbilimsel) yapısı değiĢen Arapça kelimeler Azerî Türkçesinin gramer yapısının kurallarına uygunlaĢtırılarak öyle benimsenilmiĢtir ki, sonuçta Azerî sözlerinden pek de farklılık göstermemiĢtir. Onlardan bazıları eklerle birlikte dilimize geçmiĢ, büyük çoğunluğu ise Azerî Türkçesinin yapım eklerini almıĢtır.

Azerî Türkçesi edebî dilinde millî anlamda bilimsel terimlerin oluĢması XIX. yüzyılın II. yarısına tesadüf etmektedir. O zamana kadar ki bilimsel terimler genellikle Arapça kökenli olmuĢ, tercüme olunan eserlerde olduğu gibi verilmiĢtir (Azerbaycan Edebî Dili Tarihi, 1982, s.41).

Hacıyev, 1920‟li yıllardan sonra terim anlayıĢının iki aĢamadan geçtiğini söylemektedir:

1. 1920-1940 yılları arasındaki dönem; 2. 1950-1980 yılları arasındaki dönem;

Hacıyev (1992), Arapça-Farsça veya Rusça-Avrupa dillerinden alıntı sözcüklerin çokluğundan fazla bunların terim oluĢturmadaki fonksiyonlarını göz önüne almaktadır. 1920‟li yıllarda “şura”, “daire”, “firge”, “beynelmilel”,

“inkilap”, “medeniyyet”, “maliyye” gibi Arapça terimlerin karĢılığında 1930‟lu

yıllarda Rusça-Avrupa kökenli terimler kullanılsa da, 1940‟lı yılların sonlarında bu kelimelerin yerini yeniden Arapça-Farsça kökenli kelimeler alır. Örneğin;

Absolyutizm-mütlegiyyet, avtonomiya-muħtariyyat, emigrant-mühacir, intervensiya-müdaħile, intelligent-ziyalı, intriga-fitne, intrigan-fitnekar vb. (Budagova, Hacıyev, 1992, s.130-131).

Rusça ve Avrupa dillerinden alınma kelimelerin Azerî Türkçesinde kullanım alanı ve geniĢliği geliĢtikçe, alınma sürecinde leksik paralellik Arap diline oranla bu dillerin üstünlüğü ile sonuçlanır. ġu da bir gerçektir ki, bu kelimelerin dile yerleĢmesi, geliĢme perspektifleri ile sıkıca bağlantılıdır. ġu örnekler bu konuyu daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır:

“Rüb”-“kvartal”

Azerî Türkçesinde “kvartal” terimi, iĢlenme oranına göre Arap kökenli “rüb” sözünden daha üstündür (Arapça aslı rub‛ dur). Bu terimlerin her ikisi Azerî Türkçesinin imla klavuzunda yer almıĢtır. Rüb terimi özellikle pedagoji alanında kullanılır. Kvartal hem müessese, hem de ormancılık terimidir.

“Lövhe”-“stend”

“Levha” sözü Arapçanın bütün üslubları için geçerlidir. Kullanım alanı geniĢledikce terminoloji alanında daralmayla karĢı karĢıya kalmaktadır. Stend sözü ise bu süreçte daha da aktifleĢmiĢtir. Nitekim aynı anlamda “sergide gösterilen veya gösteri için uygun olan yer” onun eĢ anlamıysa, “stend” sözü daha iki terminoloji alanında iĢleklik kazanmıĢ ve yerini korumuĢtur. Teknik alanda “tezgehları yapılandırmak ve kontrol etmek için özel araç, yer”, spor alanında “stend atıcılığı ve deneme yarıĢmaları için özel donanımı olan alan.”

Stend sözü “levha” kelimesinin kullanım alanını daraltmıĢtır.

Bu kelimenin kullanımı için kitle iletiĢim araçlarından Ģu örnekler gösterilebilir:

“Söhbet gedim evlerin siyahıya alınıb, üzerine dövlet terefinden gorunduğuna dair lövhe vurulmasından gedir” (Azerbaycan, 1988, s.162).

Bu sıraya “nüsha-resept, eczahane-aptek, mühasire-blokada, mücerred- abstrakt, nögteyi-nezer-aspekt (Azerbaycan, 1988, s.178-179).

Yüzyılın baĢlarından itibaren Arapça kökenli terimlerin kullanımında aĢağıdaki özellikler görülmektedir:

“Müdahile, behr, cezire, muzaf, ismi-cins, ismi-esas, muzafun-ileyh,

cümleyi-möterize, mübhem zemirler, mizamil-heraret., isnadi-istihad, getli- nüfus, rüsumi-siyaset, meharici-kesire, nefsi-emmare” örneklerden de görüldüğü

gibi tamlamalar Farsçanın izâfet göstericisi olan “i” ile Azericeye geçmiĢ ve dilimize uygun olarak “i” sesi ile karĢılanmıĢtır. Bazıları dilimizin gramer özelliklerine uyarak, ismi birleĢmelere dönüĢmüĢ, tarafları Arapça kökenli olsa da sıraları değiĢmiĢtir. Örneğin; “ef‛âli-mürekkeb; mürekkeb feil, hey‟et-tahrir, redaksiya hey‟eti, ülumi-ictima‟iyye, ictima‟î elmler” vb.

2. AzerîceleĢmiĢ yerleĢik kelimeler:

“Müamile, divan, millet, imtahan, sual, rütubet, teyin, senet, legeb, ticaret, tebabet, iglim, medahil, meharic” vb. Bu tür Arapça terimler Azerî

Türkçesinin millileĢmesi süreci için doğaldır (Cahangirov, 1989, s.192-193).

Arapça kökenli kelimeler, sadece edebî dilde değil ayrı ayrı ağızlardan sözlü olarak dilimize geçmiĢtir. Arapça kökenli terimlerin alınma Ģekli Ģu Ģekillerde karĢımıza çıkmaktadır:

1. Ekonomik, manevî- kültürel iliĢkiler ve coğrafî yakınlık ile ilgili olarak konuĢma dilinden alıntılar.

2. Dinin etkisiyle Arapçadan yapılan alıntılar: (Heyruddin, 1983, s.8).

Yukarıdaki iki maddeye ek olarak çalıĢmamız sırasında elde ettiğimiz veriler doğrultusunda Arapça kelimelerin Rusça yoluyla Azerî Türkçesine geçtiğini de vurgulamamız yerinde olacaktır. Çünkü Azerbaycan yetmiĢ yıldan daha uzun bir süre Rusya‟nın egemenliği altında kalmıĢtır. Bu süre içinde Rusça‟ya geçiĢ serüvenlerini kesin olarak bilmediğimiz bazı kelimeler de Azerî Türkçesine geçmiĢtir. Bu konuyla ilgili bir kaç örnek, çalıĢmamızın sonundaki ek.2 de bulunmaktadır.

Yine alıntı kelimelerin geliĢ kaynakları içinde Farsça‟dan geçenleri de unutmamak gerekir. Bölgesel yakınlık ve etnik kaynaĢma bu geliĢe temel sebep teĢkil etmektedir.

Arapça kökenli sözler Azerî Türkçesinin terminoloji yapısında aynı düzeyde değildir. Örneğin, zıraat, hayvancılık, pamukçuluk, bahçivanlık alanlarında bunların sayısı çok azdır. Hayvan, hayvanat, mal vb.

Eğer Arapça sözlerin çoğu Azerî Türkçesine Fars dili aracılığıyla geçmiĢse, Arapça da birçok Doğu dillerinden Azerîceye terimlerin geçmesinde önemli rol oynamaktadır. Azeri Türkçesi ve Arapça olan biyoloji terimlerinden, “gerenfil,

reyhan, dut, zeytin, fıstık” Arapçadır (Mayzel, 1983).

Bu Ģekilde diller arasındaki geçiĢler normaldir. Çünkü bu durum kaçınılmazdır. Tarihî süreç içinde savaĢlar ve benzeri sebeplerle milletler birbirleriyle bir Ģekilde temas etmektedirler. Bunun sonucu olarak da bu değiĢimler ortaya çıkmaktadır.

Siyasî alınma terimler hem kelime, hem de birleĢme halinde dilimizde kullanılmaktadır. Bu kelimelerin bazılarının Azerî Türkçesinde karĢılığı olsa da, dil taĢıyıcıları o dilden geçen kelimeleri daha çok benimsemektedir.

Bu sözleri kullanma yönüyle de ikiye ayırabiliriz:

1. Önceleri pasif olan, daha sonra tarihi zorunluk sonucunda aktifleĢen kelimeler,

2. Son dönemlerde dilimize girmiĢ olan kelimeler.

“Mühalifet” sözü dilimizde, özellikle edebîyatta mühalif fikir söylemek

Ģeklinde bir mevkiye sahiptir. Lakin belirli siyasî-toplumsal durumun değiĢmesi ile ilgili olarak Arapça kökenli olan “mühalifet” sözü Azerî Türkçesinde aktifleĢti. Basında aktif kullanılan mühalifet sözünün köküne, “çi” yapım eki getirilmekle yeni söz oluĢturmaya çaba gösterilmiĢtir ki, bu da doğru bir Ģey değildir. Ona göre de eğer mühalifetci sözü kullanılır olsaydı, o zaman “iktisatçı” kelimesinin olması da icap ederdi.

“Ġstiglaliyyet”, “hürriyyet”, ve “müstegillik” kelimeleri 20‟ci yüzyılın

baĢlarında Azerî basınının dilinde aktif kullanılan kelimelerdir. Nitekim, Halk Cumhuriyeti dönemine kadar ve Cumhuriyet döneminde bu kelimeler her kesin dilinin ezberi olmuĢtur. O dönemin basın dilinde istiglal mücahitleri, müstegillik

aĢigleri, hüriyet carçıları yaygın kullanılan ifadeler idi.

Sovyet iĢgalinden sonra bu kelimeler unutuldu, dilin karanlık köĢelerinde kendine yer edindi.

Son dönem basınının dilinde “milli istiglalımız”, “ebedi müstegilliyimiz” ifadeleri yaygın bir Ģekilde kullanılmaktadır.

Azerbaycan‟da “hüriyyet” baĢlığını taĢıyan gazetelerinin olması da düĢüncelerimizde ne kadar haklı olduğumuz kanısını taĢımaktadır (Yagubova, 2003, s.196-199).

Basın dilinin üslübu, edebî dilin diğer üslüblarından kendine özgü bazı farklılıklar taĢır. Basın dili, özellikle, onun önemli bir bölümünü oluĢturan gazete dili çeĢitli değiĢiklikler gösterir. Gazete sayfalarında Ģablon bir üslup olması ile seçilen bilgiler içerikli yazıların yanı sıra, çağdaĢ okuyucu kitlesinin zevkine uygun, onun estetik eğitiminin oluĢmasında etkili olan çeĢitli edebî yazılar, köĢe yazıları ve baĢlıkları yayımlanır. Buna göre de birçok araĢtırmacı “gazete dili” denildiğinde, gazete sayfalarında önemli rol üstlenen çeĢitli edebî türlerin özeliklerini esas alırlar (Memmedov, 1972, s.6).

Gazete dili genelde bütün üslübların bir araya geldiği önemli faktördür. Ona göre de buradaki hazır ifadeleri ve çeĢitli üslüblarına göre, edebî türlerine göre sınıflandırmak mümkündür. Lakin sadece gazete bilgilerinde bu tür hazır ifadelere, birleĢmelere daha çok tesadüf edilir. “Gelebe gazanılmıştır, nail olunmuştur,

öhdeçilik gebul edilmiştir, ehemiyyet kesb edir, digget verilmelidir, nezere almışlar

vb.” gibi çok sayıda birleĢmeler vardır ki, bunlar da gazete yazılarında sık sık tekrar edilir (Memmedov, 1972, s.118).

Azerî Türkçesine son dönemlerde girmiĢ alıntı kelimeler sadece siyasî- toplumsal özellikler taĢımadığından onları aĢağıdaki gibi grublara ayırabiliriz :

Siyasî-Toplumsal kelimeler, Ġktisadî, Kültürel, Diplomasî Alanında (Diplamatik), Hukukî, Dînî, Günlük YaĢamda Kullanılan Kelimeler, Spor, Tıp, Zıraat, Fizikî ve Kimyevî Elementlerin Adları, Coğrafî Adlar (yer adları, toponimler).

2.4.2.1.2. Diğer Alanlarda Kullanılan Alıntı Kelimeler Askerî Kelimeler:

Asger, zabit, müdafie, cebhe, tehlüke, müharibe vb.

Ticarî Kelimeler:

Dükan, mal, mezenne, mebleğ, giymet, telebat, erzag vb.

Tıbbî Kelimeler:

Cerrah, zökem, zuhrevi, istiska, ishal, mualice, muayine, cüzam vb.

Siyasî Kelimeleri:

Müşavire, siyaset, hürriyyet vb.

Müzikle Ġlgili Kelimeler:

Mizrab, muğam, sema-i şems, tesnif vb.

Kimya Ġle Ġlgili Kelimeler:

Naşatır, zülal, lehim, hasse vb.

ĠnĢaatla Ġlgili Kelimeler:

Mertebe, bina vb.

Ġdarî Kelimeler:

E‟zamiyyet, erize, kâtib, şikayet, tehsisat, senet, me‟lumat, nezaret, mukafat, reis vb.

Edebiyatla Ġlgili Kelimeler:

Edib, eruz, letife, mecaz, muharrir, mecaz, muhemmmes, nezire, temsil, hekaye, beyt, behr, vezn, vesf, gafiye, gezel, geside, git‟e, zirve, igtibas, istiare, mersiye, mübaliğe, münacaat, mürabbe, müseddes, müstezad, nesr, revayet, refif, recaz, rubaî, suret, tezad, tezkire, tekrir, temsil, tehellüs, tehmis, tecnis, teşbih, facie, fehriyye, haşiye, hecv, şiir vb.

Mâlî Kelimeler:

İflas, rusum, sehm, hesab, mesref, dövriyye, emanet, emtee vb.

Bu terimlerin böyle sık kullanılmasının nedeni, Azerbayacan filolojisinin uzun süre Ortaçağ Arap geleneğinin etkisi altında olmasıyla ilgilidir.

Eğitim-öğretimle ilgili bazı kelimeler de Arapça kökenlidir. Hiç Ģüphesiz bu olay tarihî geleneğe dayanmaktadır.

Bazı Türk Ģîvelerinden farklı olarak Avrupa dilleri kökenli “kültür” (kultura) kelimesi Azerîcede Arapça olan “medeniyyet” kelimesi yerine kullanılmaktadır.

Felsefe kelimeleri terminoloji anlamıyla beraber konuĢma öğeleridir. Örneğin; hegiget, hereket, sübut, te`rif vb.

“Sübut” sözü konuĢma dilinde “herhangi bir Ģeyin gerçekliğini, doğruluğunu gösteren delil” anlamındadır (Ahundov, 2004, s.592; Ahundov, 2006, s.165).

Felsefe ve Mantık terimi olarak; ”herhangi bir fikrin, düĢüncenin gerçekliğin pratikte esas alınmasını” belirtir.

Arapçadan Avrupa dillerine geçen bütün terimler bu dillere ait değildir. Örneğin, Avrupa dillerinde Ģekilce değiĢmiĢ “karat” sözünün kökü “Azerbaycan Dilinin Açıklamalı Sözlüğü”nde Arapçadan alındığı belirtilmektedir: (Ahundov, 2004, s.323; Ahundov, 2006, s.639). Alınma kaynağına göre bu terimleri Arapça kökenli kabul etmek, onların kaynak ve etimolojisinin aynı olduğu görüĢünü ifade etmektedir.

Ġslam dini, kurallarıyla Azerbaycan‟ın düĢünce alanına, medeniyetine, halkın manevi hayat düzeyine etkisini göstermiĢtir. Azerbaycan dilinde Ġslam dini, onun oluĢumu, prensipleri, tarikat ve cereyanları, modernleĢtirilmesi, siyasî ve sosyal rolü ile alâkalı çoğu sayıda terim kullanılmaktadır. Bu kelimeler ideoloji olarak Ġslam dînî hakkında kapsamlı düĢünce çağrıĢtırır:

Ehya, ilhad, tekbir, hedis, mügeddes, müsella, riyâzat, rüket, rükn, secde, fitre, hutbe, hacı, hemd, salat, vahiy, azan, âyet, Allah, aşûra, batiniyye, bid‟et, vegf, vehhâbi, gâzi, gederiyye, gible, giyâmet, giyas, zâviye, zâhiriyye, zekat, riyâzet, zikr, imam, isnad, kafir, küfr, me‟rac, mescid, mevleviyye, mö‟min, mürud, mücahid, müctehid, müfti, riba, sünne, te‟ziye, teriget, tahâret, ülema, fegih, figh, fitva, fürgan, hüms, haram, hicab, hicret, cizye, şeriet, şia, sünni, şehadet vb.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

AZERBAYCAN KĠTLE ĠLETĠġĠM ARAÇLARININ GÜNÜMÜZDEKĠ DURUMU VE KĠTLE ĠLETĠġĠM ARAÇLARINDA ARAPÇA