• Sonuç bulunamadı

3.1 Küreselleşme

3.2.3 Krizin Türkiye’ye Etkileri

3.2.3.1 Büyüme ve Enflasyon

AB ve Türkiye ekonomileri kriz öncesi dönemde (2002–2008) pozitif bir büyüme sergilemiştir. 2008 yılıyla beraber her iki ekonomide de zayıflayan büyüme hızı 2009 yılında negatife dönmüştür. 2002–2008 döneminde her yıl AB’den daha hızlı bir büyüme gösteren Türkiye ekonomisi, 2009’da AB’den daha fazla daralmıştır.

Grafik 3.4. AB 27 ve Türkiye Büyümesi

Kaynak: Maliye Bakanlığı, Küresel Krizin Ardından AB Ekonomisi, Ankara, 2010, ss.2-3.

205 Bülent Darıcı, Fatih M. Öcal, Mete C. Okyar ”Küresel Finans Krizi Çerçevesinde Üretim ve İstihdam Göstergeleri: Reel Sektör Etkileşimi ve Reel Sektör Öncül Endekslerinin Analizi”, Halil Seyidoğlu’na Armağan Finansal Kriz Yazıları, İrfan Kalaycı (drl.), Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 2010, s. 143.

1,2 1,3 2,5 2 3,2 2,9 0,8 -4,2 0,7 6,2 5,3 9,4 8,4 6,9 4,7 0,9 -6 3,5 -8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10 12 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 AB(27) Türkiye

107

Küresel krizin yol açtığı belirsizlik, küresel ölçekte sıkılaşan finansal koşulların yanı sıra yatırım ve tüketim harcamalarının da azalmasına neden olmuştur. Artan tasarruf eğiliminin de etkisiyle iç talepte sert bir daralmaya neden olduğu görülmektedir.

2002 sonrası dönemde, Türkiye’nin büyüme performansı iki farklı trend göstermiştir. 2003–2006 döneminde, Türkiye’nin ortalama yıllık büyüme hızı yüzde 7,5 olmuştur. Ancak, Türkiye’nin büyüme performansı 2006 yılı sonrasında önemli ölçüde zayıflamıştır. 2010 yılındaki rekor büyüme hızına rağmen, Türkiye’nin 2007–2010 dönemindeki yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 2,3’e gerilemiştir206. Grafik 3.6’da 2008

küresel krizin Türkiye’nin GSYH büyüme oranı üzerindeki olumsuz etkileri daha net görülmektedir.

Grafik 3.5. Türkiye’de Dönemler İtibariyle GSYİH Büyüme Oranı (%)

Kaynak: TÜİK, Üretim Yöntemi İle GSYH Büyüme Oranları, 2011, http://www.tüik.gov.tr. (11 Mayıs 2011).

İmalat sanayi kapasite kullanım oranları küresel krizin hissedilmeye başladığı 2007 yılından itibaren düşmeye başlamıştır207. İmalat sanayi üretimi 2008 yılı Eylül

ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,4 azalmıştır. Ayrıca, imalat sanayi üretiminin ilk dokuz aylık ortalamasının artış oranı bir önceki yıla göre 2,8 puan azalarak yüzde 1,9’a gerilemiştir. Söz konusu gerileme özellikle haberleşme imalatı ve

206

TCMB, Türkiye’nin Karşılaştırmalı Cari İşlemler Dengesi ve Rekabet Gücü Performansı (1997-2010 Dönemi), Ankara, 2011, s.22.

207

TCMB, Finansal İstikrar Rapor-Kasım 2007, Ankara, 2007, s.9. 6,8 -5,7 6,2 5,3 9,4 8,4 6,9 4,7 0,7 -4,8 8,9 -8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10 12

108

tekstil, deri ve giyim eşyası imalatı sektörlerinden kaynaklanmaktadır208.

Bu düşüş 2009 yılına kadar sürse de 2010 yılında bu oran tekrar yükselmiştir. Bu süreçte imalat sanayi kullanım oranlardaki düşüş sebepleri arasında kriz sonrası enerji fiyatlarının artması gösterilebilir. Buna karşılık imalat sanayi üretim endeksindeki artışın yavaşlaması sonucunda imalat sanayi üretiminde çalışan kişi başına kısmi verimlilikteki artış hızı yavaşlamaya devam etmiştir209.

Tablo 3.4. İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranları Yıllar İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranları (%)

2007 80,2

2008 76,7

2009 65,2

2010 71,5

Kaynak: TCMB, İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranları, 2010, http://www. tcmb.gov.tr (15 Haziran 2011).

Kurulan ve kapanan şirket sayısına bakılarak da, reel sektörün krizden nasıl etkilendiği tespit edilebilir. Buna göre, 2005’te kurulan şirket ve kooperatif sayısı 47.401 iken ancak 2007’de 55.350 ile artış sağlanmıştır. 2008 yılında ortaya çıkan küresel ekonomik krizle birlikte açılan şirket sayısında düşüş olmuştur. 2009’da ise bu rakam 44.472 olmuştur. Kurulan ticaret ünvanlı işyerlerine bakıldığında ise 2005’te 48.657 iken 2006’da bu rakam büyük bir artışla 52.523 olmuştur. 2007’den itibaren kurulan ticari amaçlı işyeri sayısı azalmaya başlamış, 2007 yılında 48.674 iken 2009’da ise 44.050 olarak tespit edilmiştir.

208 TCMB, Finansal İstikrar Rapor –Kasım 2008, Ankara, 2008,s.15. 209 Darıcı, Öcal ve Okyar, s. 198.

109

Tablo 3.5. Açılan ve Kapanan Şirket Sayısı Şirketler ve Kooperatifler Ticaret Ünvanlı İşyerleri

Yıl Kurulan Kapanan Kurulan Kapanan

2005 47.401 8.886 48.657 17.556

2006 52.699 9.471 52.523 23.342

2007 55.350 9.954 48.674 23.595

2008 49.003 9.578 46.401 37.343

2009 44.472 10.395 44.050 32.419

Kaynak: TÜİK, Açılan ve Kapanan Şirket Sayısı, 2010, http://www.tüik.gov.tr (12 Nisan 2011).

ABD’deki kriz konut (inşaat) sektörü kaynaklıdır. Ancak Türkiye’de mortgage sisteminin yaygın olmayışı, finans kesiminde sorunların meydana gelmesini önlemiştir. İnşaat sektöründe krizden önce olumlu gelişmeler meydana gelmiştir ancak kriz sonra inşaat sektörü düşüş yaşamıştır. Yurt dışı sermaye girişi düşüklüğü sonucu yatırım sayısının düşmesi, inşaat sektörünün gerilemesi ve dolayısıyla işsizliğin artmasına neden olmuştur. Ayrıca, kriz dış kaynaklı olduğundan, dış ülkelerden alınan inşaat ihalelerinde yavaşlama olmuştur210

.

2008-2009 yıllarındaki ekonomik durgunluğun küresel ölçekte yaygınlık kazanması ve uluslararası emtia fiyatlarında ortaya çıkan gerilemelerin küresel enflasyonda belirgin bir düşüşe neden olduğu görülmektedir. Bu süreçte gelişmiş ülkelerin tüketici fiyat enflasyonundaki azalma eğilimi daha belirginleşirken, gelişmekte olan ülkelerin enflasyon oranlarında da hızlı bir gerileme süreci yaşanmıştır. Aynı şekilde, Türkiye’de 2007 yılında TÜFE yüzde 8,39 iken 2008 yılı sonunda yüzde 10,06’ya yükselmiş ancak krizin etkisiyle 2009 yılında yüzde 5,93 seviyesine gerilemiştir211. Enflasyon oranlarında, beklenenden daha sert bir düşüş yaşanmasında

talep koşullarındaki hızlı daralmanın yanı sıra emtia fiyatlarında gözlenen gerilemeler ve mali tedbirler kapsamında yapılan geçici vergi indirimleri de etkili olmuştur212.

Bu süreçte iktisadi faaliyette meydana gelen yavaşlamanın daha da belirginleşmesi ve maliyet bazlı etkilerinin olumluya dönmesiyle birlikte enflasyondaki aşağı yönlü eğilimin güçlendiği gözlenmektedir. Tüketici enflasyonu üzerindeki maliyet yönlü etkilerin değerlendirilmesi açısından önem taşıyan üretici fiyatları endeksi yıllık değişimi, 2007 yılında yüzde 5,93 iken, 2008 yılı sonunda yüzde 8,11’e yükselmiştir.

210 Darıcı, Öcal ve Okyar, s. 197. 211

TCMB, Finansal İstikrar Rapor-Kasım 2009, Ankara, 2009, s.21.

110

Yılın ilk yarısında uluslararası emtia piyasalarındaki gelişmelere paralel olarak yüksek seviyelerde artış gösteren üretici fiyatları yılın ikinci yarısında düşüş eğilimine girmiştir. ÜFE oranındaki azalmada ana metal sanayi ve petrol ürünleri fiyatlarındaki azalışın etkili olduğu görülmektedir. 2009 yılında ise ÜFE artış oranı gerilemeye devam ederek, yıl sonunda yüzde 5,93’e kadar gerilemiştir.

Grafik 3.6’da 2005-2010 yılları arasındaki TÜFE ve ÜFE enflasyon oranları görülmektedir.

Grafik 3.6. Yıllara Göre TÜFE ve ÜFE Enflasyon Oranları (%) (2005-2010) Kaynak: TÜİK, TÜFE ve ÜFE Enflasyon Oranları, 2011, http://www.tuik.gov.tr (25 Aralık.2011).