• Sonuç bulunamadı

1.6. Bütçe Açıklarının Finansman Yöntemlerinin Makro Ekonomik Etkiler

1.6.1. İç Borçlanmanın Makro Ekonomik Etkiler

1.6.1.1. Büyüme Üzerine Etkiler

İç borçlanmaya gidilmesi ile kamu kesiminin para talebinin artması başlangıçta piyasadaki likiditeyi daraltacak bu da faiz oranlarını arttıracaktır. Artan faiz oranları bir taraftan yatırımların finansmanını zorlaştıracak diğer taraftan finansal yatırımları daha cazip hale getirerek ekonomik büyümeyi de olumsuz yönde etkileyecektir. Bu bağlamda, finansman yöntemlerinin büyüme üzerine etkisinin faiz ara değişkeni üzerinden değerlendirilmesi daha anlamlı görünmektedir.

Bütçe açıkları ile faiz oranları arasındaki ilişki konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Nitekim, nominal faiz oranlarındaki değişimin, enflasyon oranındaki değişime, bütçe açıklarına olandan daha duyarlı olduğu ifade edilmektedir. Diğer taraftan uygulamada ise bütçe açıkları ile faiz oranları arasında pozitif bir ilişkinin varlığı kesin olarak da ortaya konulamamaktadır.71

Bütçe açıklarının faiz oranları üzerindeki etkisi, sermaye piyasalarının dışa açıklık düzeyi ile de yakından ilgilidir. Bu durumda, bütçe açıklarının faiz oranlarını yükseltici etkisi, iç piyasalardaki sermaye hareketlerinin daralmasına paralel olarak hafifleyecektir. Bir ülkede uluslararası sermaye piyasalarına entegrasyon tam ve dış tasarruflar iç piyasadaki toplam kredi talebine göre fazla ise bütçe açıkları, faiz oranları üzerinde herhangi bir etki yaratmamaktadır. Bunun nedeni ise ülkedeki milli paranın ve cari işlemler açığına bağlı olarak iç piyasaya dış piyasadan sermaye akışı sağlamasıdır.72

İç borçlanmanın faiz oranları üzerine yarattığı baskı, hazinenin kredi talebinin artması ile birlikte daha da artacak üretken yatırımlara gidecek fonların hazine tarafından alınması ile “ crowding-out” etkisinin doğması kaçınılmaz olacaktır.

İlk olarak klasik iktisatçıların gündeme getirdiği, kamunun finansman ihtiyacını karşılama amacıyla, piyasadan fon talep etmesi ve bunun sonucunda artan faiz oranlarının özel kesimin yatırım harcamalarını negatif yönde etkileyeceği ve büyümenin olumsuz etkileneceği görüşünü belirten dışlama etkisi, iç borçlanma ve faiz ilişkisinin ekonomi üzerindeki etkisini göstermektedir.

71 Serpil Ağcakaya,a.g.t., s.126

72 Janet Yellen,” Symposium on the Budget Deficits” Journal Of Economic Perspectives, Vol:3, No:2, Spring 1989, s.17

Kamunun ekonomi üzerinde bir etkisinin olmadığını savunan klasik iktisadi görüş dışlama etkisinin tam gerçekleştiğini savunmaktadır. Klasik iktisatçılara göre yatırımların faiz esnekliği yüksek, para talebinin faiz esnekliği ise sıfırdır. Bu durum, IS-LM analizi çerçevesinde LM eğrisinin dik olduğunu gösterir. Aynı zamanda fiyat ve ücretlerin eksik olması ekonomide tam istihdamı gerçekleştirecek ve bu da dik bir arz eğrisinin oluşmasına sebep olacaktır. Toplam arzın sabit olması durumunda da kamunun harcamalarını artırması ile milli gelir seviyesinin arttırılması mümkün değildir. Devletin kamu harcamalarındaki her bir birim artış aynı miktarda özel sektör harcamalarında bir düşüşe sebep olacaktır. Dolayısı ile kamunun izlediği bu politika ekonomideki toplam harcama miktarını değiştirmeyecek sadece kamu ile özel sektör arasındaki harcamaların dağılımı değişecektir.73

Şekil 3'de görüldüğü üzere, LM eğrisinde değişme olmaksızın kamu harcamalarındaki artış IS eğrisinin sağa kaymasına, faiz oranlarının yükselmesine sebep olacaktır. Özel sektör için maliyet unsuru olan faiz oranının yükselmesi ile özel sektör yatırımlarının daralması iktisat literatüründe "mali dışlama" olarak tanımlanmaktadır. Artan kamu harcamaları tahvil satışı ile finanse edilirse, faiz oranı yükselecektir. Faiz oranı yükseldiği halde likiditeden vazgeçilmezse atıl para depolarında (spekülasyon amacı ile elde tutulan fonlar) çözülme olmayacaktır. Mevcut para hacminin daha yüksek gelir düzeyinin gerektirdiği işlem hacmini karşılayacak düzeyde olmaması sebebiyle, özel yatırımlarda kamu harcamalarına eşit miktarda bir azalma meydana gelecektir. Faiz oranlarındaki yükselme ise nakit talebindeki artışın bir sonucudur.74

Şekil 3`den de görüleceği üzere artan kamu harcamaları yolu ile milli gelir üzerinde herhangi bir değişim meydana gelmeyecek. Değişim sadece faiz oranları ve harcamaların dağılımı üzerinde olacaktır.

73 Yaşar Temel Ergül, “Türkiye`de Bütçe Açıklarının Makro Ekonomik Dengeler Üzerindeki Etkileri”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1999), s.13

Şekil 3: Klasik İktisat Teorisinde Dışlama Etkisi

Bütçe açığı verilerek kamu harcamalarında meydana gelen artışların, kamunun finansman ihtiyacını arttıracağı ve bu finansman ihtiyacının ise piyasa faiz düzeyini arttırarak özel sektörün yatırım harcamalarının kısılacağını yanı bu politikanın bir dışlama etkisi yaratacağını Keynesyen iktisatçılarda kabul etseler de meydana gelecek dışlama etkisinin büyük miktarda gerçekleşmeyeceğini savunmaktadırlar.

Keynesyen iktisatçılara göre dışlama etkisi IS ve LM eğrilerinin eğimine göre değişim göstermektedir. Şekil 4`den de görüleceği üzere LM eğrisi ne kadar yatıksa, ekonomide dışlama etkisi o kadar az olacaktır. LM eğrisinin yatay olması artan kamu harcamaları karşısında IS eğrisinde meydana gelen sağa kayma faiz oranlarında az miktarda bir değişim meydana getirerek dışlama etkisinin az olmasına sebep olacaktır. LM eğrisinin eğimi, para talebini faiz esnekliğine göre değişmektedir. Ekonomide toplam para talebinin duyarlılığı faiz oranlarındaki değişime ne kadar duyarlı ise LM eğrisi o kadar dikey olacak ve kamu harcamalarında meydana gelen artışın yaratacağı dışlama etkisi de bir o kadar fazla olacaktır.

LM IS2 IS1 r2 r1 Y* Y r

Şekil 4: Keynesyen İktisatta Dışlama Etkisi

Dolayısıyla iç borçlanma yolu ile finanse edilen bütçe açığı para talebinin faiz esnekliğine göre dışlama etkisi yaratarak büyüme üzerinde olumsuz etkinin az ya da çok olmasını sağlayacaktır.