• Sonuç bulunamadı

3. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE KIYI YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARI

3.2 Dünyada Kıyı Yönetimi ve Planlaması Örnekleri

3.2.5 ABD’de bütünleşik kıyı alanları yönetimi

Kıyı yönetimi kavramının ilk olarak ortaya çıktığı ABD’de kıyının korunmasına yönelik çalışmalar öncelikle California eyaletinde başlamış, 1972 yılına kadar hazırlanan çeşitli tasarılar kabul görememiştir. Ekim 1972 yılında sahil alanındaki sürekli gelişimin zorluğuyla yüzleşmenin önemini kabullenen ABD parlamentosundan geçen “Amerika Birleşik Devletleri Kıyı Bölgesi Yönetimi Yasası (CZMA)”, ABD’nin kıyı eyaletlerini kıyı yönetimi planları geliştirmeye ve uygulamaya teşvik etmeyi hedeflemektedir. (Url 10) Yasa daha sonraları Okyanus ve Kıyı Kaynakları Yönetimi (OCRM) kapsamına alınmıştır. Okyanus ve Kıyı Kaynakları Yönetimi’nin amacı ise Amerika kıyılarını daha sağlıklı ve dayanıklı kılmak için eyaletsel ve bölgesel kıyı programlarına ulusal öncülük etmek olarak belirlenmiştir. OCRM aktiviteleri üç grupta toplanmaktadır. Bunlar:

 Coastal Zone Management Act (Kıyı Bölgesi Yönetimi Yasası)

 MPA Executive Order (Deniz Koruma Alanları Başkanlık Kararnamesi)

 Coral Reef Conservation Act (Mercan Kayaları Koruma Yasası)

Ticaret Bakanlığı’nın yetkilendirmesiyle ile CZMA’nın yönetimi Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’ne (NOAA) verilmiştir. Yasa ABD’de ulusal bir kıyı politikası oluşturmayı hedeflerken, ekonomik gelişme ile çevresel koruma arasında denge kurarak ulusal kıyı kaynaklarının gelecek nesillere aktarımını amaçlamaktadır. Yasa ile iki ulusal programın taslağını çizilmektedir. Bunlar Ulusal Kıyı Bölgesi Yönetim Programı ve Ulusal Haliçler Araştırma ve Koruma Sistemi’dir. (Url 11) Yasa kapsamında 35 eyalette kıyı yönetim programları kurulmuştur. Washington eyaleti 1976’da programı ilk kabul eden eyaletken 2012 yılına kadar eyaletlerin programlara katılımları sürmüştür. (Url 10)

ABD parlamentosunun ABD kıyıları ile ilgili bulgularına göre kıyı kaynaklarının etkin ve faydalı kullanımı ile korunma ve geliştirilmesine yönelik ulusal bir ilgi söz konusudur. Kıyı kaynakları zengin doğal çeşitliliğiyle, ticari, endüstriyel, ekolojik estetik ve rekreasyonel kaynaklarıdır. Kıyılar üzerindeki ve kıyı alanlarındaki hastalıklı planlamalar bu alanların doğal karakteristiğini bozmaktadır. Kıyıların daha etkin korunmasının yolu ise kıyı eyaletlerinde, eyalet yönetiminin kara ve deniz alanlarında tam otoriteyi ele almasından geçmektedir. (Url 11)

ABD parlamentosuna göre kıyılara yönelik belirlenen ulusal politika ise şu şekildedir:

 Ulusal kıyı kaynaklarını korumak, sürdürmek, geliştirmek ve mümkün olan alanlarda iyileştirmek ve arttırmak, kıyı kaynaklarını yeni nesillere aktarmak

 Eyaletleri, kendi sorumluluklarında bulunan kıyı alanlardaki uygulamalarda daha etkin kılmak, kıyı kaynaklarının daha akıllıca kullanımı için oluşturulan gelişme ve yönetim programlarının uygulanmasında eyaletleri teşvik etmek ve destek olmak

 Kıyılarda ekonomik gelişme ihtiyaçlarının sağlanmasına olduğu kadar ekolojik, kültürel, tarihsel ve estetik değerlere de tam önem vermek

 Önemli doğal kaynakların korunması için özel alan yönetim planlarının hazırlanmasını teşvik etmek ve bu alanlarda hükümet kararlarının alınmasında yardımcı olmak

 Halkın katılımını, eyaletler arası ve diğer bölgesel ajanlar arası işbirliğini sağlamak, eyaletsel ve yerel hükümetleri teşvik etmek

 İlgili federal, eyaletsel, yerel ve uluslar arası kurumlar arasında kıyı alanlarının yönetimi hakkındaki bilginin toplanması, analizi, sentezi ve dağıtımı konusunda, sonuçların araştırılmasında, teknik destek konusunda koordinasyon ve işbirliğini teşvik etmek, eyaletsel ve federal seviyede kıyı ve okyanus alanlarının arazi kullanımının denetimini desteklemek

 Kıyı çevresini ve kıyı kaynaklarının kullanımını etkileyen koşulların değişimine cevap vermek, eyaletlerin bu sorunları potansiyel tehlike olarak göz önüne almasını sağlayarak tepki vermelerini teşvik etmek (Url 11) Ticaret Bakanlığı tarafından yönetim programlarının içermesi gereken temel unsurlar belirlenmiştir. Buna göre yönetim programlarının şu niteliklere sahip olmalıdır:

 Yönetim programına konu olan kıyı bölgesinin sınırlarının tam olarak saptanması

 Kıyı suları üzerinde doğrudan ve önemli etkisi olan, kıyı bölgesi içinde en uygun arazi ve su kullanımının nasıl oluşturulacağının tanımının yapılması

 Kıyı bölgesi içinde özel önem taşıyan alanların tespiti ve envanterinin çıkarılması

 Kıyı üzerinde eyaletin kontrol sağlamak için önerdiği yöntemlerin tanımlanması

 En düşük öncelikli kullanımlar da dâhil olmak üzere belirli alanlardaki kullanım öncelikleri ile ilgili geniş yönergeler bulunması

 Hazırlanan yönetim programının uygulanması için önerilen yönetsel yapının tariflenmesi

 Kumsal tanımının yapılması, planlama süreci içinde, kıyı alanlarına erişim ile kıyı alanlarının tarihsel, estetik, ekolojik ve kültürel değerinin korunması

 Kıyı bölgesini önemli ölçüde etkileyebilecek ve bu bölgelerde yer alması muhtemel enerji tesislerinden kaynaklanan etkilerin yönetimini belirlemek için gereken sürecin de planlama sürecine dahil edilmesi

 Kıyı alanı erozyonunun etkilerini incelemek ve kontrol etmek ya da hasarını azaltmak ve kötü etkilenmiş alanları kurtarmak amaçlı bir planlama sürecinin oluşturulması (Url 11)

Yönetim programının gelişimini tamamlamış olan bütün kıyı eyaletlerinin programlarını Ticaret Bakanlığı’na sunması ve bakanlıktan onay alması gerekmektedir. Ticaret Bakanlığı kıyı eyaletlerine kendi yönetim programlarını hazırlamaları için hibe desteği yapmaktadır. Kıyı alanları yönetimi programları ile ilgili dört tip fon bulunmaktadır. Devletin yürürlükteki mali yılı için, devletten eyalete prim oranlarına göre belirlenen hibelerden ilgili eyaletin uyduğu hibe oranı tespit edilmekte ve hibe dağıtımı bu oranlar doğrultusunda yapılmaktadır. Buna göre herhangi bir mali yıl için kıyı yönetimi programı Kasım 1990’dan önce onaylanmış olan eyaletler için olan hibeler, eyaletin programa yönelik yaptığı harcamaya göre 1’e 1 oranında; kıyı yönetimi programı Kasım 1990’dan sonra onaylanmış eyaletler için ise birinci mali yıl için 4’e 1, ikinci mali yıl için 2.3’e 1, üçüncü mali yıl için 1.5’e 1, sonraki her yıl için ise 1’e 1 oranında verilmektedir. Hibelerin verilmesi için yönetim programlarının, içermesi gereken temel unsurların hepsini içeriyor olması ve bakanlık onayından geçmiş olması gerekmektedir. (Url 11)

Kıyı yönetimi programını hazırlayan eyaletler yönetim programları doğrultusunda kendi kıyı kanunlarını hazırlamakla yükümlüdürler. ABD’nin en kalabalık eyaleti olan California’da mevcut kıyı yasası 2010 yılında revize edilen “California Coastal

Act” olarak bilinen oldukça detaylı bir yasadır. Toplam 10 bölümden oluşan yasada kıyı alanında yer alması muhtemel her türlü fonksiyonun ve kıyıdan yararlanabilecek bireyden topluma, kamu kuruluşlarından özel kuruluşlara kadar her türlü kullanıcının tanımı yapılmıştır. Kıyıya yönelik tüm fonksiyonların sınırları çizilmiş, kıyıda denetim, gözetim ve yaptırım yetkisi bulunan kuruluşlar ve organizasyonlar tanımlanmış, cezaya tabi durumlar ve ceza tutarları belirlenmiştir. California örneğinde de görülmektedir ki ABD’de kıyı yönetimi programlarını hazırlayan eyaletler bu program dâhilinde son derece detaylı ve eyaletin her şehri için özel hükümler bulunduran geniş kapsamlı yasalar hazırlamakta ve bu yasaların uygulama araçlarını net bir şekilde ortaya koymaktadırlar.

ABD’de 2012 yılı itibariyle toplam 35 eyaletin katılımı bulunan kıyı bölgesi yönetimi programları neredeyse 40 yıldır uygulanmaktadır. Şimdiye kadar 1 milyar dolardan fazla federal yatırım ve neredeyse eşit miktarda eyalet ölçeğinde yatırım bu çabayı desteklemek amacıyla sarf edilmiştir. Genel olarak sert eleştirilere maruz kalmayan kıyı yönetimi programlarının başarılı olduğu düşünülmektedir. Kıyı yönetimiyle ilgili farklı gruplar konuya farklı şekillerde yaklaşsa da, ABD’de bu programın bürokratikleşmese de kamusal hale geldiği açıktır. Bu başarıya rağmen, ciddi çevresel sorunların ve doğal kaynakların yönetimi problemlerinin ABD’nin kıyı bölgelerinde de devam ediyor olması çeşitli endişelere yol açmaktadır. Buna karşın ABD kıyı yönetimi yasasında kullanılan stratejinin kıyı politikası geliştirmede doğru yolu gösterdiği söylenebilir. (Archer ve Delaney, 1998)