• Sonuç bulunamadı

2.2. YEREL YÖNETİMLERİN AVRUPA BİRLİĞİ İÇİNDEKİ STATÜSÜ

2.2.2. Bölgeler Komitesi

Maastricht Antlaşması’nın 128.maddesinde, “Topluluk üye devletlerin kültürlerinin gelişmesine katkıda bulunur, ortak kültür kalıtlarını (miraslarını koruyarak ulusal ve bölgesel kültür zenginliklerini güvence altına alır denilmektedir.”Antlaşmanın 198/a maddesinde de, bir “ Bölgeler Komitesi”nin kurulmasından söz edilmektedir. Kurulacak bu Komite yardımıyla, yerel yönetimler, ilk kez, Avrupa Birliği düzeyinde karar ve danışma süreçlerinde resmen söz sahibi olacaktır.162

Bölgeler ve eyaletler AB yapılanmasında yerellik ilkesi bazındaki isteklerini kabul ettirememekle birlikte bölge ve eyalet yönetimleri Avrupa Birliği tarafından tamamen göz ardı edilmemiş; yerel ve bölgesel yönetimleri temsil edecek, danışma organı niteliğinde bir Bölgeler Komitesi kurulmuştur.163 1994’te Avrupa Birliği Antlaşması (Maastricht) ile kurulmuş Bölgeler Komitesi (CoR), Avrupa Birliği’nin

160

Ahmet Apan,”AB Mevzuatında Yerellik (Subsıdiarity) İlkesi”,http://www.ceterisparibus.net/arsiv.htm (O6.12.2009)

161Canatan ,s.130. 162Keleş ,s.86. 163Canatan, s.131.

bölgesel ve yerel mercilerinin temsilcilerinden oluşan bir danışma organıdır. Bölgesel politikalar, çevre, eğitim ve ulaşım alanı gibi yerel ve bölgesel hükümetleri ilgilendiren konularda AB çapında karar alınmadan önce Bölgeler Komitesi’ne danışılması zorunludur.164Bölgeler Komitesi bunun dışında re'sen de görüş bildirebilir.165

Bölgeler Komitesi’nin kurulması iki temel konuya çözüm getirme amacına yöneliktir. Bunlardan ilki, Birlik yasalarının dörtte üçü yerel ve bölgesel düzeyde uygulanmaktadır, bu nedenle yerel ve bölgesel temsilcilerin yeni AB yasalarının gerçekleştirilmesinde söz sahibi olmaları mantıklıdır. Diğeri, halkın AB genişlemelerine yetişemediği ve sürecin dışında kaldığına ilişkin genel bir endişe vardır. Seçimle gelmiş hükümetin halka en yakın kanadını AB süreçlerine dahil etmek, bu açığın kapatılması yolunda atılmış iyi bir adımdır.166 1999 Amsterdam Antlaşması'yla bağımsız bir yapıya kavuşan komite, Topluluk müktesebatıyla ilgili yerel konuları gündeme getirir ve yetki ikamesi prensibiyle çalışır.167

Komite’nin 317 üyesi vardır. Her üye devletten gelenlerin sayısı, söz konusu ülkenin nüfusunu takriben yansıtır. Almanya, Fransa, İtalya ve Birleşik Krallık 24 Polonya ve İspanya 21 Belçika, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, Hollanda, Avusturya, Portekiz ve İsveç 12, Danimarka, İrlanda, Litvanya, Slovakya ve Finlandiya 9, Estonya, Letonya ve Slovenya 7, Kıbrıs ve Lüksemburg 6, Malta 5, Toplam 317. Komite üyeleri, bölgesel veya belediye yönetimlerine seçilmiş politikacılar olup pek çoğu belediye başkanı veya yerel yönetimin lideridir. Üyeler, AB hükümetleri tarafından aday gösterilirler fakat tamamen siyasi bağımsızlık içinde çalışırlar. AB Konseyi Komite üyelerini dört yıl için atar ve tekrar atanabilirler. Üyeler, temsil ettikleri mercilerden de yetki almalı veya onlara karşı siyasi olarak sorumlu olmalıdırlar. Bölgeler Komitesi üyeleri arasından iki senelik bir dönem için bir başkan seçilir.

164

Avrupa Birliği Nasıl Çalışır?,http://www.avrupa.info.tr/Files/File/HowEUWorks.pdf (09.12.2009)

165http://www.abgs.gov.tr/index.php?l=1&p=106 (09.12.2009)

166Mustafa Ökmen ve Bekir Parlak, Kuramdan Uygulamaya Yerel Yönetimler-İlkeler, Yaklaşımlar ve

Mevzuat, s.294.

Bölgeler Komitesi, her yıl genel politikaların tanımlandığı ve görüşlerin kabul edildiği beş genel kurul toplantısı yapar. Komite üyeleri, işleri genel kurulları hazırlamak olan uzman 'komisyonlar'a atanırlar. Altı tane komisyon vardır: Bölgesel Birlik Politikaları Komisyonu (COTER) Ekonomik ve Sosyal Politikalar Komisyonu (ECOS); Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu (DEVE); Eğitim ve Kültür Komisyonu (EDUC); Anayasal İlişkiler ve Avrupa’nın Yönetimi Komisyonu (CONST); Dış İlişkiler Komisyonu (RELEX).168

Bölgeler Komitesi faaliyete başlar başlamaz kurumsal konular hakkında rapor hazırlamak amacıyla bir özel komisyon kurdu (9-10 Mart 1994). Bu komisyon tarafından hazırlanan ve Bölgeler Komitesi’nin kimi değişikliklerle 21 Nisan 1995 tarihinde kabul ettiği raporda Bölgeler Komitesi’nin AB’deki konumu ve eylem imkânlarıyla ilgili değerlendirme yapılmakta, yerellik ilkesiyle ilgili olarak da öneriler getirilmektedir. Komite yerellik ilkesinin tanımına devlet-altı düzeyi de katarak ilkeyi “Topluluk yerellik ilkesine uygun olarak söz konusu eylemin amaçlarının üye devletler ve devletlerin iç hukukuna göre yetkili bölgesel ve yerel yönetimler tarafından yeteri düzeyde yerine getirilememesi durumunda veya ölçüde eyleme geçer.” Şeklinde formüle etmektedir.169Ancak takip eden yıllarda Komite’nin bu konudaki çalışmaları sonuç vermemiş; umutla bakılan 15-16 Haziran 1998’deki Cardiff Zirvesi’nde de, bu konuda bir gelişme olmaması Komite tarafından eleştirilmiştir. Komitenin dönem başkanı Manfred Dammayer yerellik ilkesinin farklı çıkarlar tarafından değişik biçimlerde tarif edildiğini bu nedenle, uzun bir süre politik uzlaşmazlığa neden olacağını, bundan dolayı da yerellik ilkesinin açık ve yapıcı bir tartışma ortamı içinde tarifinin yapılması gerektiğini, Bölgeler Komitesi’nin de bu süreçte en çok yer alması gereken organlardan biri olduğunu ifade etmiştir.170

168Avrupa Birliği Nasıl Çalışır?,http://www.avrupa.info.tr/Files/File/HowEUWorks.pdf (09.12.2009) 169

Canatan, ,s.132.

170

Muhammet Kösecik, “Yerel ve Bölgesel Yönetimler Açısından Avrupa Birliği Bütünleşme Süreci ve Anayasası”, Hüseyin Özgür ve Bekir Parlak (Ed.),Avrupa Perspektifinde Yerel Yönetimler içinde (1- 42),Alfa Aktüel,2006,s.14.

Yerel ve bölgesel yönetimlerin Avrupa Birliği’nin karar alma sürecine etkide bulunması ve Birliğin her alanda bütünleşmesinin sağlanması amacına yönelik olarak oluşturulan Bölgeler Komitesi’nin varlığı, yerel ve bölgesel yönetimlere, Avrupa Birliği yapısı içinde resmi bir temsil ve danışma kanalı sağlamıştır. Ancak Bölgeler Komitesi, mevcut durumu ile olması gerektiği veya olabileceği kadar “etkin” bir organ değildir. Bunun değişik nedenleri vardır: (i) Teknik ve ayrıntılı çok sayıda rapor hazırlamasına rağmen karar alma yetkisi bulunmadığından AB kamuoyunda yeteri kadar dikkat çekmemektedir. (ii) AB’ye üye devletlerin merkezi yönetimleri dışında kalan yönetim örgütlenmesi farklılıklar gösterdiğinden Bölgeler Komitesi’nin oluşumu ve çalışmaları bakımından olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bölge kavramından her ülke farklı şeyler anladığı, bölge çapında bir örgüte sahip olmayan ülkelerden yerel temsilcilerin komitede yer aldığı, yerel yönetimlerle bölge yönetimlerin çıkarları her zaman örtüşmediği için, uygulamada gerginlikler olmaktadır.171

Görüldüğü üzere AB’nin kabul ettirmeye çalıştığı tek bir yerel yönetim sistemi yoktur. Ancak özellikle yerellik ilkesinin hayata geçirilmesine özel önem verilmektedir. Bu bağlamda Avrupa Parlamentosu aldığı çeşitli kararlarda kendi bünyesi dışında olmasına rağmen Avrupa Konseyi’nin Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’nın tüm üye ülkelerce imzalanması gerektiğini vurgulamıştır. Türkiye’nin de 1991 yılında onayladığı ve iç hukuk haline getirdiği Şartı son olarak İngiltere 1998, İrlanda 2002, Belçika ise 2004 yılında onaylamıştır.172