• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM EFSANE VE HALK HİKÂYELERİNE PEYGAMBERLERİN

C. ARAŞTIRMA KONUSU İLE İLGİLİ TEMEL TERİMLER

III. BÖLÜM EFSANE VE HALK HİKÂYELERİNE PEYGAMBERLERİN

1.Her Peygamberin Öne Çıkan Özelliğiyle Yansıması

Efsaneler ve halk hikâyelerinde tespit edilen peygamberlerin her birinin Cenâb-ı Hakk tarafından görevlendirilirken farklı meziyette ve özelliklere sahip bir şekilde gönderilmişlerdir. Bundan dolayı her birinin öne çıkan yönleri farklıdır. Dünyaya gönderilen peygamberlerden herhangi birinin ismini anıldığı zaman halk muhayyilesinde o peygamber şu özelliğiyle bilinir denilebilir. Bu gönderilen pey- gamberlere yüklenen farklı misyonlar sayesinde insanoğlunun bu olaylardan ibret almalarının gerektiği üzerinde durulmuştur. Başlarına gelen bir sıkıntıyı, peygam- berlerin çektiği sıkıntılara bakarak dersler çıkarılması istenmiştir. Karşılaştıkları güçlüklere karşı gösterdikleri sabır insanlar için örnek teşkil etmesi öngörülmüştür.

1.1.Peygamberlerin Yaratılış Yönüyle Yansıması

Efsane ve Halk Hikâyelerinde, Hz. Âdem (a.s.)’le ilgili ele alınan konular arasında daha çok üzerinde durulan konu Hz. Âdem (a.s.)’in insanlığın ilk atası olması ve ondan da Hz. Havva’nın yaratılması yönüyle daha çok üzerinde durulmuş ve işlenmiştir. Bir diğer peygamber de insanlığın ikinci atası olarak bilinmektedir. Hz. Nûh, Tûfân dolayısıyla helâk olan halkın gemide kalıp imân edenlerinin kurtulmasının üzerinde durulmaktadır. Hz. İbrahim (a.s.)’in yaratılışıyla ilgili olarak da, Hz. İbrahim (a.s.) de peygamberlerin atası olarak bilinmektedir. Hz. İbrahim, peygamber olduktan sonra onun soyunu takip eden birçok peygamber gelmiştir. Hz. İbrahim (a.s.)’in İsmail ve İshak soyundan devam etmiş ve bu nesilden peygamberler gelmeye devam etmiştir. Peygamberler, efsane ve halk hikâyelerine yaratılışla ilgili bu öne çıkan özellikleriyle daha çok yansımıştır.

1.1.2. Peygamberlerin Cennet Yönüyle Yansıması

Efsane ve halk hikâyelerinde, Hz. Âdem (a.s.)’in ve Hz. Havva’nın Cenâb-ı Hakk tarafından yasak olan ağaçtan meyve yemesi sonucunda Cennetten kovulması ve devamında da dünyaya gönderilmesi olayı da sıkça işlenmiş ve üzerinde durulan konular arasında yer almıştır. Hz. İdris (a.s.)’le ilgilide dünya hayatındayken cennete

girdiği ve cennetten çıkmadığıyla ilgili de çalışma esnasında tespit edilen halk hikâyesi ürünlerinde rastlanılmaktadır.

1.1.3 Peygamberlerin Semâya Yüksetilmesi Yönüyle Yansıması

Efsane ve halk hikâyelerinde, Hz. İdris (a.s.)’le ilgili Cenâb-ı Hakk tara-fından semâya yükseltilmesi ile ilgili olay üzerinde daha çok durulmuştur. Hz. İsa (a.s.) gibi göklere çıkarıldığını ve semâda hâlen yaşadığı rivâyetleri daha çok konu olmuştur. Hz. İdris’in maddi olarak mı göğe yükseltildiği ya da manen mi göğe yükseltildiği konusu itilâflıdır. Yoksa Allah (c.c.) tarafından derece olarak mı yani peygamberlik verilip şanının ve derecesinin mi yükseltildiği gibi görüşlerde mevcuttur. Genel olarak tespit edilen efsane ve halk hikâyesi ürünlerinde semâya doğru yükseldiği yönü üzerinde daha çok durulmuştur. Yine başka bir rivâyette de cennete girdiği ve şu anda cennette olduğu yönüyle ilgili konularda da efsane ve halk hikâyelerinde değinilmiştir. Hz. İsa (a.s.)’nın da göğe çekildiği ve hâlâ canlı bir şekilde semâda bekletildiği üzerinde durulmaktadır. Hz. Muhammed (s.a.v)’in ise, Mi’râç olayında göğe kaldırıldığından bahsedilir ve bu durumda efsane ve halk hikâyelerinde sıkça işlenen konular arasındadır.

1.1.4. Peygamberlerin Kendine Ait Özellikleri Yönüyle Yansıması

Efsane ve halk hikâyelerinde, Hz. İdris (a.s.)’le ilgili yine Cenâb-ı Hakk tarafından kendisine verilen bir takım meziyetler bulunuyordu. Kendisine bahşedilen bu özellikler şu şekildedir: “O kalemle ilk yazı yazan, yıldız ve hesap ilminden ilk anlayan kişi ve ilk defa elbise biçip diken ve giyen de o idi” (Râzî, 1990: 371-372). Hz. İbrahim (a.s.)’in oğlu Hz. İsmail (a.s.)’le ilgili imtihâna tâbî tutulmuş ve Hz. İsmail, teslimiyetin sembolü olarak peygamberler tarihindeki yerini almıştır. Hz. Yakup (a.s.) ‘la ilgili oğluna duyduğu hasretten dolayı gözleri görmez olmuş ve kavuşma özlemiyle yaşamıştır. Hz. Yusuf (a.s.)’un yaşadığı zorluklar karşısında, kuyuya ve zindana suçsuz yere atılması ile sabrın sembolü olmuş ve Kur’ân-ı Kerim’de anlatılan en güzel kıssa olarak bilinmektedir. Aynı zamanda bu sûre adlandırılırken “Ahsenü’l-kasas” olarak bilinmektedir. Hz. Mûsâ (a.s.), ise Cenâb-ı Hakk’la konuştuğu için Kelâmullah sıfatıyla ön plana çıkmaktadır. Hz. Dâvud (a.s.)’un, sesinin güzelliğiyle ön plana çıkmaktadır. Halk

içerisinde bazı insanlara Dâvudî bir sese sahipsin demeleri de Hz. Dâvud (a.s.)’un sesinin güzelliğinin bilindiğinden dolayı peygamberin bu özelliğine hatırlatmada bulunulmaktadır. Hz. Süleyman (a.s.) hükümdârlığıyla, zenginliğiyle ön plana çıkmaktadır. Hz. İlyas (a.s.) da insanlara yardıma koşmasıyla, dertlere dermân olması yönüyle ön plana çıkmaktadır. Hz. İlyas (a.s.) ‘ın Hz. Hızır’la birlikte karada ve denizde insanlara yardım ettiği anlatıla gelir. Hz. İsa (a.s.) da Ruhûllah sıfatıyla bilinir. Yani ölüleri diriltmesiyle, ruhundan üfleyerek onları ayağa kaldır-masıyla bilinmektedir. Hz. İsa’dan sonra gelen peygamber olmayıp nebi olarak bilinen Hz. Cercis (a.s.) ise, Hz. İsa (a.s.)’nın dinîni tebliğ etmek için mücadele içerisine girmiş ve defalarca öldürülmesine rağmen tekrar dirilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) ise Hz. Âdem’den kendisine kadar gelen peygamber zinciri halkasında, peygamberlerin sonuncusu olması hasebiyle, peygamberlerin her birinin farklı bir özelliğiyle öne çıkmasına rağmen Hz. Peygamber bütün özellikleri kendisinde toplamıştır. Hazreti Peygamber, Hatemü’l-Enbiya ve Habîbullah olarak bilinir. Bu anlatılanlarla ilgili tez çalışması esnasında tespit edilen efsane ve halk hikâyelerinde peygamberlerin öne çıkan yönleri ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır.

2. Peygamberlerin Hak Dine Davet Etme Gayretleri Yönüyle Yansımaları

Efsane ve halk hikâyelerinde tespit edilen peygamberler ilgili yapılan çalışmada her peygamberin gönderilme amacı, Allah’ın dinini insanlara tebliğ etmeleri ve bu tebliğ etmeleri karşısında karşılaştıkları güçlükler, yaşadıkları sıkın- tılar üzerinde durulmuştur.

2.1.Peygamberlerin, Kavimlerinin Cezalandırılmaları Yönüyle Yansımaları

Hz. Nûh (a.s.)’un Hakk dine dâvet etmeleri neticesinde peygambere inanmayan halk cezâlandırılmış ve Tûfân dolayısıyla helâk olmuşlardır. Hz. Mûsâ (a.s.)’ya firavun ve askerlerinin gösterdiği eziyetler sonucunda Kızıldeniz’den geçerken Kızıldeniz üzerlerine kapanmış ve bunun sonucunda helâk olmuşlardır. Hz. İdris (a.s.) peygamber olarak görevlendirildiği kavme tebliğ etmiş ve imân etmemeleri üzerine kavmi helâk olmuş peygamberde semâya yükseltilmiştir. Hz. İbrahim (a.s.) kendisine

gönderilen dinî tebliğ etmek için uzun mücadeleler vermiş, kavminin taptığı putları kırmak istemiş ve bunun sonucunda âteşe atılmıştır. Hz. Yusuf (a.s.) da zindana ve kuyuya atılmasına rağmen olaylar karşısında hep sabır göstermiş, kardeşleri kötülük yaptığı hâlde, Hz. Yûsuf (a.s.) da onlara karşı yine de iyi davranmıştır. Hz. Yûnus (a.s.) da kavmine yaptığı tebliğe karşı inanmak istemediklerinden dolayı helâk olacaklarını anladığı için şehri terk etmiş bu arada gemiye binmiştir. Gemide fazla insan olmasından dolayı denize atılmış ve denizde de Cenâb-ı Hakk tarafından kurtarılmıştır. Hz. İsa’dan sonra gelen bir nebî olan Hz. Cercis, Hz. İsa (a.s.)’ya gönderilen dinin şeriâtı ile amel eden ve bu amel ettiği ile dinî yaymaya çalışan ve bu durumdan dolayı çok defa öldürülüp tekrar dirilen hayatı mücâdeleyle geçmiş bir nebîdir. Tebliğ edilen kavmi ise helâk olmuştur.

3. Peygamberlerin Mu’cizeleri Yönünden Yansımaları

Peygamberlerin, peygamber olduklarının âlâmetlerinden biri de Cenâb-ı Hakk tarafından mu’cize göstermeleridir. Peygamberlerin gösterdiği bu olağanüstü olaylar, efsane ve halk hikâyelerinde de yerini bulmuştur. Hz. Âdem (a.s.)’in ilk insan olması, Allah (c.c.) tarafından mu’cizevî bir şekilde yaratıldığını gösterir. Hz. Havva (a.s.)’nın yaratılışında da aynı hikmetler bulunmaktadır. Hz. İdris ve Hz. İsa (a.s.) da Cenâb-ı Hakk tarafından göğe çekilmeleri de mu’cizevi bir şekilde gerçekleşmiştir. Hz. İsa (a.s.)’nın da babasız dünyaya gelmesi yine mu’cizevî bir şekilde gerçekleşmiştir. Hz. Nûh (a.s.) da Tûfân olayında, Hz. Nûh’un getirdiği dine imân edenler, yani gemide kalanlar kurtulmuştur. Hz. Salih (a.s.)’in de imân etmeyen Semûd kavmi, kendisinden bir mu’cize istemişler, Allah (c.c.) tarafından bir dişi deve kendisine annesi ve babası olmadan gönderilmiştir. Hz. İbrahim (a.s.) de kendisine imân etmeyen kavmi tarafından âteşe atılmak istenmiş ve âteşte mu’cizevî bir şekilde suya dönüşmüştür. Hz. İsmail (a.s.) de Allah’a kurban edilmek üzere iken, Cenâb-ı Hakk tarafından imtihân edilmiş ve bu imtihânın sonucunda mu’cizevî bir şekilde kurbanlık koç gönderilmiştir. Hz. Mûsâ (a.s.) elindeki âsâsı ile Kızıldeniz’i ikiye ayırmış ve kendisine imân edenleri Kızıldeniz’den geçirmiş, bir diğer durumda da elindeki âsâsını yere vurarak su çıkarmıştır. Hz. Süleyman (a.s.) da mu’cizevî bir şekilde hayvanlarla konuşma yeteneği verilmiş, cinlere, rüzgâra, hükmedebilmiştir. Hz. Yûnus (a.s.) da gemide denize atılmak zorunda kalınmış ve denizde boğulacak-ken balığın karnında

kendisini bulmuş bu durumda mu’cizevî bir şekilde gerçekleşmiştir. Hz. İsa (a.s.) da bebekken kundakta mu’cizevî bir şekilde konuşma-ya başlaması, Hz. Cercis nebinin defalarca öldürülmesine rağmen tekrar tekrar dirilmesi, Hz. Muhammed (s.a.v)’inde Mi’râç olayı olağanüstü bir şekilde gerçekleş-tiğinden dolayı efsane ve halk hikâyelerinde sıkça işlenen konuların başında gelmektedir.

IV. BÖLÜM EFSANE VE HALK HİKÂYELERİNE VELİLERİN