• Sonuç bulunamadı

AZİZ PAVLUS’DAN MAX WEBER’E KARİZMA KAVRAMI

Eski Yunancada “Tanrı vergisi yetenek”, “lütuf”, “hediye”, “cazibe” gibi anlamları içeren Yunanca, “χάρισμα” Latince “charisma”44 kelimesi ilgili kişinin müstesna, derunibir manevi cezbe gücüyle mücehhez olması anlamına gelir.45 Batı tarihinde köklü bir geçmişe sahip olan kelime, Miladi ilk asırda Hıristiyan çevrelerde gayptan haber verme, hastaları iyileştirme, bilmediği bir dille konuşabilme gibi manevi tanrı vergisi güçleri ifade etmek için kullanılmıştır.46

Kavramın kullanımıyla alakalı en değerliyazılı kaynak ise Yeni Ahitteki Pavlus’un mektuplarıdır. Aziz Pavlus, karizma kelimesini Romalılara ve Korintoslulara yazdığı mektuplarda kullanmıştır.47 Korintoslulara yazdığı ilk mektup 12:31’de karizmakelimesini kullandığı cümlenin Türkçe, Grekçe, Latince ve İngilizce metinleri şu şekildedir:

Türkçe: Ama siz daha üstün armağanları gayretle isteyin. Şimdi size en iyi yolu göstereyim.

Grekçe: ζηλοῦτε δὲ τὰ χαρίσματα τὰ μείζονα. καὶ ἔτι καθ᾽ ὑπερβολὴν ὁδὸν ὑμῖν δείκνυμι.

      

42 Swingewood, Sosyolojik Düşüncenin Kısa Tarihi, s. 157.

43 Aron, Sosyolojik Düşüncenin Evreleri, s. 394.

44 John Potts, The History of Charisma, New York, Palgrave MacMillan, 2009, s. 12; Miracae Eliade (ed.), “Charisma”, The Encyclopaedia of Religion, Vol. 3, New York: MacMillan Publishing Company, 1987, s. 218.

45 Hans Freyer, Din Sosyolojisi, (çev. Turgut Kalpsüz), Ankara, 1964, s. 52; Ünver Günay, “Gruplar Sosyolojisi ve Günümüz Türkiye’sindeki Dini Gruplar”, Toplum Bilimler Dergisi, 4 (7), 2010, s. 23.

46 John Potts, The History of Charisma, s. 5.

47 Carl J. Friedrich, “Siyasi Liderlik ve Karizmatik İktidar Meselesi”, Metin Kıratlı (çev.), Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 16/2, 1961, s. 138.

Latince: Æmulamini autem charismata meliora. Et adhuc excellentiorem viam vobis demonstro

İngilizce: But covet earnestly the best gifts: and yet shew I unto you a more excellent way48

Burada geçen tanrısal lütuftan gelen ilahi hediyeler anlamında kullanılan

“Charismata” kelimesi Kral James’in İncilinde İngilizce “gifts” olarak tercüme edilmiştir.49 Bu hediyelerden kastedilen ilahi bilgiyi dile getirme, hastalara şifa verme, gaybden haber verme, bilmediği bir dille konuşma gibi ilahi ihsanlardır. Pavlus, Korintoslular’a ve Romalılara yazdığı diğer mektuplarda karizmayı benzer anlamlarda kullanmıştır.50

Pavlus’un mektuplarında kullandığı karizma kavramının teolojik anlam haritasını takip eden Protestan hukukçu Rudolf Sohm, onun karizma doktrinini yeniden yorumlamış ve 1892’de yazdığı kilise hukuku kitabında karizmayı kilise teşkilatının temel dayanağı olarak şöyle ifade etmiştir:51

Mukaddes kelamdan çıkan fakat gerçekte papalık eseri olan kilise kuruluşunun doktrini şudur: Hristiyanlığın teşkilatı kanuni değil karizmatiktir. Hristiyanlık ilahi mevhibelerin (karizmata) dağıtımı şeklinde teşkilatlanmıştır ki, bu mevhibeler aynı zamanda Hıristiyan fertlerini Hrististiyanlıkta farklı hareketlere çağırır ve onlara bu yeteneği verir.52

Rudolf Sohm’un teolojik ve hukuki dilde kullandığı terimi ödünç alan Max Weber, bir liderin başkaları üzerinde otorite talep ve icra eyleme hususi gücünü belirtmek üzere sosyolojik dil içerisine karizma terimini dahil etmiştir. Weber, karizmayı öncekiler gibi “tanrı vergisi, olağanüstü bir yetenek” olarak tanımlasa da onun temel farkı, kavramı bireysel bir düzlemde karizmatik bir lider ve otoritesi temeline oturtan bir muhtevada değerlendirmesi ve bundan intaç eden sosyolojik sonuçlarla ilgilenmesidir.53 Karizmayı tümüyle değer yargılarından arınmış bir anlamda       

48 https://incil.info/kitap/co1/12, Pavlus’un Korintoslulra yazdığı mektuptaki karizma kelimesini İzmir Protestan Kilisesi’nin incilin Türkçe, İngilizce, İbranice, Grekçe ve Latince tercüme ve karşılaştırmasına imkan veren programında yaptık. (15.09.2016)

49 Holy Bible: Containing The Old and New Testaments, King James Version, American Bible Society, 1816,New York,1 Corinthians, 12:31,s. 133.

50 Pavlus’un mektuplarında geçen diğer “karizma” kelimeleri için bkz. Romalılar: 1:11, 5:15, 5:16, 6:23,11:29, 12:6,1 Corintliler: 1:7, 7:7, 12:4, 12:9, 12:28, 12:30, 12:31, 2 Korintliler: 1:11, 2:10,1 Petrus 4: 10, 2 Timoteos 1:6, 1 Timoteos 4:14.

51 Carl J. Friedrich, Siyasi Liderlik ve Karizmatik İktidar Meselesi, s. 139

52. Friedrich, Siyasi Liderlik ve Karizmatik İktidar Meselesi, s. 139; Rudolf Sohm, Kirchenrecht: Die Geschichtlichen Grundlagen, Vol. I, Leipzig: Duncker und Humblot, 1923, s. 26.

53 Joachim Wach, Din Sosyolojisi, (çev. Ünver Günay) İstanbul, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 1998, ss. 409-410.

kullanan54 Weber’in, kavramı bir ölçüde sekülerize ettiği söylenebilir.55 Weber karizmayışöyle tanımlamıştır:

“Karizma” terimi tekil bir kişiliğin sayesinde olağan üstü düşünüldüğü ve doğaüstü insanüstü ya da en azından özellikle istisnai güçler ve nitelikler ile donatılmış sayıldığı belli bir niteliği içerecektir. Bunlar sıradan insanlar için ulaşılabilir değildir, ama ilahi kökenli ya da örnek olarak görülürler ve bunlar temelinde ilgili birey lider sayılır.”56

Görüldüğü gibi Weber sosyolojisinde lider temeline oturan karizma kavramı, Peygamber gibi dini önderleri aşarak askerler, savaşçılar, parti başkanları gibi dünyevi önderleri de içine alan bir terim haline gelmiştir. Yani Weber, kavramı, üstün bir ulûhiyetle ve inançla ilgisi olmayan ilham liderliğine uygulayarak genelleştirmiştir.57

Weber’de kavramın anlam muhtevası o kadar tümel hale gelir ki literatürde geçen tikel dini içeriklerinden tamamen sıyrılır, tarihin dinamiklerinin karizma ve onun kurumsallaşması üzerinden açıklandığı bir ideal tip haline gelir. Meşruiyeti belli bir yasaya veya geleneğe değil de, liderin toplum nezdinde bir otorite oluşturan olağanüstü kişiliğine dayanan karizmatik otorite, tarihte birçok toplumda müşahede edilen sosyolojik bir vakıaya dönüşmüş, böyle bir sosyolojik olgu, Weber’in tarih felsefesinin rasyonelleşmeyle birlikte en genel öğelerinden bir tanesi olmuştur. Weber’in tarih görüşündeki “felsefi” öğe, karizmatik akımlarla rasyonel kurumlaşma arasında ki bu zıtlar dengesidir. Karizma tüm kurumsal rutinlerin, gelenekten kaynaklanan ve rasyonel yönetime bağlı olan tüm tekdüze işleyişlerin karşısındadır.58 Buna göre tarih, geleneksel otorite etrafında gelişen egemenlik örüntülerinden muhtelif hareketleri seferber eden ve kendi karizmatik otoritelerini yeni egemenlik örüntüleri temeline yerleştiren karizmatik otoritelerin oluştuğu ve zamanla yeni geleneksel otorite biçimine dönüştüğü göreli istikrar dönemleri biçiminde okunur. Modern dönemde ise artan rasyonelleşmeyle birlikte toplumsal hayatın tüm meşru otoritelerinin kontrolü yasal otoritenin eline geçecek araç rasyonel eylem modernite çağında insan davranışını düzenleyen en önemli etken haline gelecektir.59

      

54 Weber, Sosyoloji Yazıları, s. 326.

55 Guenther Roth, C. Wittich, “Sunuş”, Max Weber, Ekonomi ve Toplum, içinde, s. 84;Max Weber, Economy and Society: An Outiıne of Interpretive Sociology, Berkeley, University of Califomia Press, 1978, s. XCVI.

56 Weber, Ekonomi ve Toplum, s. 362

57 Friedrich, Siyasi Liderlik ve Karizmatik İktidar Meselesi, s. 147

58 H. H. Gerth, C. Wrinhts Mills, “Biyografisi”, Weber, Sosyoloji Yazıları, içinde, ss. 94-101.

59 Turner, Sosyolojik Teorinin Oluşumu, s. 225.