• Sonuç bulunamadı

Azerbaycan Tarihine Kısa Bir BakıĢ

BÖLÜM 2: AZERBAYCAN`DA SAĞLIK HĠZMETLERĠNĠN GELĠġĠMĠ

2.1. Azerbaycan Tarihine Kısa Bir BakıĢ

Azerbaycanlılar millet olarak Türk, din olarak Ġslam, kültür kökenine göre ise doğuludurlar (Rəsulzadə (Resulzade), 1990a: 12). Azerbaycan, Batı Asya ile Doğu Avrupa'nın kesiĢim noktası olan Kafkasya'da, Hazar Denizi`nin sol kıyısında yer alan ülkedir. Bugünkü Azerbaycan toprakları en az 3000 yıl önce insanların meskun oldukları bir yerdir. Zamanla burada Ġskitler, ZerdüĢtler, Türkler, Persler ve Ruslar yaĢamıĢlardır (Holley, Akhundov ve Nolte, 2004: 1). Azerbaycan halkının halihazırda oturduğu yerler bin yılı aĢkın süredir Türklerin ikamet ettikleri yerlerdir. Kuzey Azerbaycan`da bulunan Bakü, Gence, ġamahı, Karabağ, Ġrevan ile Güney Azerbaycan`da bulunan Tebriz, Marağa, Erdebil gibi büyük Ģehirler daima Türk`ün meskeni ve Türk beylerinin avlandığı yerler olmuĢtur. Bu yerler birçok Türk soyunun büyüklü küçüklü hükümranlıklar kurduklarına ve yıllarca saltanat sürdüklerine Ģahitlik etmiĢtir (Holley, Akhundov ve Nolte, 2004: 3).

Volga nehrinin Hazar denizine döküldüğü yerde büyük bir saltanat kuran Hazar Türkleri miladi 700 senelerinde Kalmık çölü ve Kumık sahilinden aĢağıya doğru inmiĢ, Muğan düzlüklerine yerleĢmiĢtir. Daha sonraları ise bunları diğer Türk akınları takip etmiĢ, Cengiz Han ve Emir Timur göçebeleri Kür nehri boyunca Aras nehri civarlarını kendilerine mesken yapmıĢtır. Selçuklular devrinde buralar tamamıyla Türk memleketi haline getirilmiĢlerdir. Selçuklulardan sonra bu topraklar farklı hükümdarların yönetimine geçmiĢtir. Biri diğerini takip eden bu hükümranlıkların çoğu Türk olmuĢ, kaybettikleri hükümranlıklarını yine Türk hanlıklarına bırakmıĢlardır. Bundan baĢka, Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmen soyları da burada hüküm sürmüĢtür (Rəsulzadə (Resulzade), 1990a: 14).

1814 ve 1828 senelerinde Rus - Ġran savaĢının sonucunda Kuzey Azerbaycan, Rus Çarı`nın kontrolü altına geçtikten sonra politik olarak varlığını kaybetmiĢtir. Eskiden Fars kontrolü altında olduğu için Fars kültürünün etkisi altında kalan Azerbaycan Türkü, bu defa da Rus kültürünün etkisi altında kalmıĢtı. Dolayısıyla, Rus okulları

78

vasıtasıyla Avrupa kültürünü ve bilimini az çok öğrenmiĢ aydınlar, halk içinde avrupa bilimini yaymıĢlardı (Rəsulzadə (Resulzade), 1990a: 16).

1905 Rus devriminden sonra Azerbaycan`da yaygınlaĢan basın, güçlü hukuki, politik, ekonomik düĢünce akımlarının oluĢmasında yardımcı olmuĢtur. Devrimci çıkıĢlar yalnızca gazete yazıları ile sınırlı kalmamıĢ; aynı zamanda sosyal hayatta da uygulamaya konulmuĢ, zaman zaman hükümete sunulan talep ve uyarı yazılarına da kaynak olmuĢtur. Bazen kuvvetli, bazen de zayıf bünyeye sahip olan bu siyasi oluĢumların baĢlıca talebi Çarlık yönetim Ģeklinin değiĢmesi olmuĢtur (Rəsulzadə (Resulzade), 1990b: 85).

I. Dünya SavaĢında zayıflayan Rus Ġmparatorluğunda her halk gibi Azerbaycan Türkleri de bağımsızlıkları uğruna savaĢa kalkmıĢ ve 1917 Rus devriminin etkisi ile 28 Mayıs 1918 tarihinde ilk Müslüman Türk Cumhuriyeti olan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti`nin kuruluĢunu ilan etmiĢti (Rəsulzadə (Resulzade), 1990b: 90).

Dönemin Ģartları sonucunda oluĢan birçok faktörlerin etkisi ile 23 ay sonra yeni kurulmuĢ olan Cumhuriyet devrilmiĢ, 28 Nisan 1920`de Azerbaycan`da Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuĢtur. BolĢeviklerin hakimiyetine geçmesinin ilk günlerinden Azerbaycan`da diktatör bir rejim kurulmuĢtu. Tüm milli müesseseler kapatılıyor, milli ordu dağıtılılıyor, aydınlar öldürülüyor, “Olağanüstü Komisyon” -“ÇEKA” (Çrezvıçaynaya Komissiya) vahĢet yaratıyor, sınıf savaĢları alevlendiriliyor, kardeĢi kardeĢe öldürtmek amacıyla kıĢkırtılıyor, memleket sovyetleĢtiriliyordu (Rəsulzadə (Resulzade), 1990b: 92). Sonuçta, ülkenin çeĢitli bölgelerinde SovyetleĢmeye karĢı halk ayaklanmaları alevleniyor ve isyanlar çıkıyordu. Bu isyanlar sonucunda, Azerbaycan`da onbinlerce Azerbaycan Türkü Ģehit olmuĢ ve bir o kadarı da hapsedilerek Sibirya`ya sürülmüĢlerdi (Rzayev, 2010: 284).

Yeni ekonomi politikası olan sosyalizme geçiĢin (1921 yılı) sonucunda Sovyetler Birliği yöneticileri dikkatlerini ekonominin iyileĢtirilmesine yöneltmiĢti. Sanayisi petrol üretimine dayalı olan Azerbaycan`ın petrol gelirleri Cumhuriyet`in geliĢmesine değil, Sovyetler Birliği`nin bütçesinin büyümesine ayrılıyordu. Genel bütçeden Azerbaycan Cumhuriyeti`nin geliĢimi için ayrılan sermaye, petrolün çıkarılması ve iĢlenmesi ile ilgili olan sanayi dallarının geliĢmesine ayrılıyordu. EĢzamanlı olarak, tarım üretiminde

79

kolektif çiftlikler olan kolhoz ve sovhozlar da halka ait toprakların ellerinden alınarak kamulaĢtırılması sonucunda oluĢturulmuĢlardı (Rzayev, 2010: 317).

1941 yılında Almanya`nın Sovyetler Birliği`ne yaptığı saldırı karĢısında Azerbaycan halkı da kaynakları, insangücü ve ekonomisi ile savaĢa katılımıĢtı. SavaĢ yıllarında Azerbaycan`da üretilen petrol tüm sovyet ekonomisinde üretilen petrolun %75`ini oluĢturuyordu. (Rzayev, 2010: 329).

II. Dünya SavaĢı`ndan sonra SSCB‟de yapılanma çalıĢmalarına baĢlandı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dönemi Azerbaycan tarihinin en karmaĢık devirlerinden biri oluĢturmuĢtur. Azerbaycan`da yeni bir devlet yönetimi sistemi yaratılmıĢ, ülke ekonomisinde, toplumun sosyo-politik hayatında ve kültürel ve manevi dünyasında köklü değiĢiklikler yaĢanmıĢtı. Haydar Aliyev‟in söylediği gibi, "Azerbaycan halkı yetmiĢ yıl komünist bir rejim altında sosyalist bir devlette yaĢamıĢtır. O devir Azerbaycan halkının hayatında büyük bir tarihi devirdir, doğru değerlendirilmelidir... BaĢlıca yönü Ģudur ki, geçen yetmiĢ yılda Azerbaycan halkı büyük bir tarihi yol katetmiĢ, ülke ekonomisi yüksek hızla geliĢmiĢ, halkın kültürel, eğitim düzeyi yükselmiĢ, Azerbaycan`ın ilmi ve kültürel hayatı tüm yönleriyle geliĢmiĢ, büyük bir ekonomik, sosyal, kültürel ve entelektüel güç ortaya çıkmıĢtır” (Aliyev), 2008b: 4).

Azerbaycan nüfusu 1940`ta 3304,1 bin kiĢi iken, 1945`te bu sayı %17,65 azalmıĢtı (Əliyev (Aliyev), 2008b: 9). Azerbaycan topraklarında savaĢ olmasa da, savaĢ döneminde sanayi üretiminin ana göstergeleri hızla düĢmüĢtü. Petrol hasılası 1945 senesinde 1940`a göre neredeyse yarı yarıya azalmıĢtı (Исмаилов (Ġsmailov), 1968: 22). Azerbaycan SSC`de sanayi ve tarımın, özellikle de petrol sanayisinin geliĢtirilmesi için önlemler alınmıĢtı. Sanayinin yeniden yapılandırılmasındaki baĢarılar ekonominin diğer alanlarında da geliĢmenin hızını arttırmıĢtı. Sanayi ve mülki inĢaat geniĢlemiĢti. Azerbaycan`ın petrol sanayisinin geliĢmesinde Hazar Denizinde petrol yataklarının bulunması ve kullanılması çok önemli bir hadiseydi. Azerbaycan bilim adamlarının ve petrol iĢçilerinin zor ve zahmetli çalıĢmaları sonucunda açık denizde petrol üretimine dünyada ilk kez Azerbaycan`da baĢlanmıĢtı. Tüm sanayi dalları yeniden yapılandırılıyor ve daha da geliĢtiriliyordu (Алиханов (Alikhanov), 1960: 119). Tarım üretiminin geliĢtirilmesine yönelik dikkat artmıĢtı. Tarımsal alanların geniĢletilmesi, tarım ve

80

hayvancılıkta verimliliğin arttırılması, Makina Teknik Ġstasyonları (MTS) ve sovhozların (devlet tarım iĢletmelerinin) iĢlerinin iyileĢtirilmesi ve de tarım makinası üretiminin artırılması yönünde politikalar yürütülmesinin sonucunda, Azerbaycan tarımının üretim – teknolojik yapısı güçlendirilmiĢtir (Əliyev (Aliyev), 2008c: 82). 1980`lerin ortalarına doğru SSCB`nin sosyo-politik, ekonomik ve kültürel hayatında bir kriz yaĢanmıĢtı. Krizin belirtileri 1970`li yılların ortalarından baĢlamıĢ, Ar-Ge faaliyetlerinin azalması, sanayi makinaları ve ekipmanlarının aĢınması, altyapının zayıflaması, doğal kaynak hasılatının gerilemesi ve maliyetlerinin artması, mali kaynakların da azalmasına neden olmuĢtu.

1985 yılından baĢlayarak Mihail Gorbaçov tarafından uygulanan “Yeniden yapılanma” (перестройка - perestroyka) politikası uygulanmaya konulmuĢ olsa da, eski sosyo-politik düzene dokunulmamıĢ, rejim değiĢmemiĢ, etkin olmayan ekonomi ve eski geliĢim modeli hala dokunulmaz kalmıĢtı. "Yeniden yapılanma"nın ilan olunmuĢ çekici amacı Azerbaycan halkının, özellikle aydınların geleceğe yönelik beklentilerini arttırmıĢtı. Halk arasında demokrasi ve özgürlük düĢüncesi yaygınlaĢıyordu. Bundan rahatsız olan merkez hükumeti önemli bir jeopolitik değeri olan Azerbaycan`ı ve tüm Güney Kafkasya‟yı elde tutmak için "Dağlık Karabağ Sorunu"nu ortaya çıkarmıĢtı (Əliyev (Aliyev), 2008c: 191).

1988`de 230.000 Azerbaycanlı Ermenistan SSC topraklarından kovularak, mülteci durumuna düĢürülmüĢ, 214 kiĢi katledilmiĢ, 1.154 kiĢi yaralanmıĢ, yüzlerce kiĢiye de iĢkence yapılmıĢtı. Halk, Azerbaycanı parçalama giriĢimlerine ve Ermenilerin Dağlık Karabağ`ın Ermenistana katılması taleplerine karĢı itirazlarını Komünist Parti Merkezi Komitesine, SSCB ve Azerbaycan SSC yöneticilerine telegram, mektup ve imza toplamak suretiyle ilettiler. Ġlk itiraz gösterileri 19 ġubat 1988‟de Bakü`de yapılmıĢtı. (Əliyev (Aliyev), 2008c: 199)

18 Ekim 1991`de Sovyetler Birliği`nin dağılmasıyla birlikte Azerbaycan bağımsızlığını ilan etmiĢ ve 1991 yılının Aralık ayında Bağımsız Devletler Topluluğuna üye olmuĢtu. Karabağ sorununun çözümü için 1992 yılında oluĢturulan Avrupa Güvenlik ve ĠĢbirliği TeĢkilatı Minsk Grubu, tekrarlanan çalıĢmalar sonucunda, nihayet 1994 yılında Azerbaycan ve Ermenistan liderleri arasında ateĢkes anlaĢması imzalatmıĢtı. 2001

81

yılında, Azerbaycan Avrupa Konseyinin tam üyesi olmuĢtu (Əliyev (Aliyev), 2008c: 203).