• Sonuç bulunamadı

Ayrıca enflasyon oranındaki artış sermayenin maliyetini arttırarak

ENFLASYON İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ VE AMPİRİK BİR UYGULAMA

6) Ayrıca enflasyon oranındaki artış sermayenin maliyetini arttırarak

yatırımları ve ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkilemektedir.

Son yıllarda yapılan çalışmalar enflasyon ile ekonomik büyüme arasında ters yönlü bir ilişkiyi işaret etmektedir. Ekonomik büyüme ile enflasyon arasındaki ilişkiyi araştıran en kapsamlı araştırma Barro tarafından yapılmıştır.

Thirlwall ve Barton (1971), 1958-1967 dönemi için enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin gelişmiş ülkelerde pozitif, gelişmekte olan ülkelerde ise negatif yönlü bir ilişkinin olduğunu belirtmişlerdir.

Fama (1982), para talebi teorisi ve paranın miktar teorisini kullanarak yapmış olduğu çalışmanın sonuçlarına göre, enflasyonun parasal büyüme ile doğru orantıda, ekonomik büyüme ile ise ters orantıda değiştiğini tespit etmiştir.

Kormendi ve Meguire (1985), çalışmalarında 47 ülkenin 1950-1977 yıllarına ait verilerini kullanarak enflasyonla ekonomik büyüme arasında zayıf ama negatif bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Jung ve Peyton (1986), Avusturalya, Avusturya, Kanada, Almanya, İsveç, İsviçre, İngiltere (1951–1980), İtalya (1960–1981), İspanya (1954–1979), Kenya (1966–1980), Yunanistan (1953–1980), Türkiye (1953–1978), İsrail (1950–1978),

Brezilya (1963–1980), Jamaika (1960–1981) ve Peru (1963–1981)'da yapmış oldukları çalışmalarında yıllık verileri baz alarak ve Granger nedensellik test yöntemini kullanarak ilgili dönemlerde enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini test etmişlerdir.

Gomme (1991), çalışmasında 82 ülke için 1949-1989 dönemi içerisinde farklı dönemleri ele alarak yıllık verilerle gerçekleştirdiği korelasyon analizinde 62 ülkede enflasyonla ekonomik büyüme arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Fischer (1993), 1960-1989 yıllarına ait verilerle yaptığı regresyon analizi sonucunda, diğer değişkenlerin aynı kaldığı koşulda, bir ülkeden diğerine % 5’ten % 50’ye değişen enflasyon oranının büyümeyi % 1,8 oranında azalttığını tespit etmiştir.

Motley (1993), çalışmasında enflasyon-büyüme ilişkisini 78 ülke için 1960– 1988 dönemini yedi yıllık dört ayrı döneme bölerek yatay kesit verileriyle inceleyerek OECD ülkelerinde uzun dönemde, enflasyon oranının % 5’ten sıfıra düşürülmesi ile kişi başına gayri safi milli hasılanın % 1’den % 3’e yükseleceğini, aksi taktirde uzun dönemde enflasyonun büyümeye etkisinin negatif olacağı sonucuna ulaşmıştır.

Barro (1995), 1960-1990 arası dönemde 100 ülke için yapmış olduğu çalışmasında, enflasyonla ekonomik büyüme ve yatırım arasında önemli derecede negatif bir ilişkinin bulunduğunu saptamıştır. Barro, enflasyonun standart sapmasını ekleyerek oluşturduğu denklemde standart sapmanın hiçbir önemi yokken ortalama enflasyon negatif ve önemlidir.

Chari v.d. (1996), çalışmalarında ABD’de 1960–1987 yılları arasındaki verileri inceleyerek uzun dönem enflasyon oranıyla uzun dönem ekonomik büyüme oranı arasında negatif bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Enflasyon oranlarındaki

% 10'luk bir artış ekonomik büyüme üzerinde % 0,5 oranında bir azalmaya neden olacaktır.

Alexandar (1997), 1974–1991 yılları arasında 20 OECD ülkesi için yıllık verileri baz alarak ve panel veri yöntemini kullanarak yaptığı çalışmasında enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediği sonucuna ulaşmıştır.

Dotsey ve Sarte (1997), çalışmalarında kesit veri analizini kullanarak enflasyonla ekonomik büyüme arasında uzun dönemde negatif bir ilişkinin olduğunu, gelişmiş ülkelerde % 10, gelişmekte olan ülkelerde ise % 60 düzeyinde bir enflasyon oranı ile ekonomik büyüme arasında negatif bir ilişkinin olduğunu saptamışlardır.

Paul, Kearney ve Chowdhury (1997), çalışmalarında 70 ülkenin verilerini kullanarak 1960-1989 yılları arasında, bu ülkelerin % 40’ında enflasyonla ekonomik büyüme arasında herhangi bir nedensellik ilişkisine rastlanılmamış, ülkelerin % 20’sinde tek yönlü bir nedensellik ilişkisi, geriye kalan ülkelerde ise çift yönlü nedensellik ilişkisi tespit etmişlerdir.

Bruno ve Easterly (1998)'e göre enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki güçlü negatif yönlü ilişki sadece yüksek enflasyonla sonuçlanan kriz dönemlerinde söz konusu olmaktadır.

Ericsson v.d. (2000), çalışmalarında G-7 ülkelerinin 1960-1989 yılları arasındaki verilerini kullanarak ekonometrik analizini yapmışlar ve söz konusu G-7 ülkeleri için, enflasyonla ekonomik büyüme arasında kısa dönemde negatif bir ilişkinin olduğunu, uzun dönemde ise hiçbir ilişkinin olmadığını saptamışlardır.

Kim ve Willett (2000), çalışmalarında 23 gelişmiş OECD ülkesi ve 27 gelişmekte olan ülkenin 1963-1992 dönemi yıllık verilerini baz almış ve petrol şoklarını da göz önünde bulundurarak panel veri analizini kullanmış ve sonuç olarak enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini tespit etmişlerdir.

Faria ve Carneiero (2001), Brezilya’nın 1980-1995 yılları arasındaki verilerini kullanarak ekonometrik analizini yapmışlar ve sonuç olarak kısa dönemde enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde negatif etkilerinin olduğunu bulmuşlardır.

Arai v. d. (2002), 1960-1995 yılları arasında, 115 ülkenin verilerini panel veri analizi ile yaptıkları çalışmanın sonucunda enflasyonun petrol fiyatlarında yaşanan şoklardan dolayı büyüme üzerinde negatif etkilerinin olduğuna ulaşmışlardır.

Khan (2002), enflasyonla ekonomik büyüme arasında negatif yönlü bir ilişkinin olduğunu, enflasyonun büyüme üzerindeki etkisinin gelişmiş ülkelerde en az % 1, gelişmekte olan ülkelerde ise % 11 dolaylarında olduğunu belirtmiştir.

Judson ve Orphanides (1996) ile Klump (2003), çalışmalarında çok sayıda ülke için yatay kesit yöntemini kullanmışlar, ekonomik büyüme ile enflasyon oranları arasında negatif ve istatistiksel olarak çok güçlü bir ilişkinin olduğunu tespit etmişlerdir.

Enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi test eden diğer çalışmalarda ise, Mboweni (2000), Ahmad ve Mortoza (2005), Li ve Zou (2002), Edward (1983), Mon ve Gronlie (1998), çeşitli ülkelerin verilerini kullanarak yapmış oldukları analizlerde, enflasyonla ekonomik büyüme arasında negatif bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşmışlardır. (Berber ve Artan, 2004: 109).

3. 2. 1. 3. Enflasyonun Ekonomik Büyümeyi Belli Bir Eşik Değer Çerçevesinde Etkilediği Sonucuna Ulaşan Çalışmalar

Enflasyon ve büyüme arasındaki ilişkinin incelenmesine yönelik yapılan çalışmalar, genel olarak uzun dönemde enflasyonun büyüme üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu yönündedir. Kısa dönemde ise, makul derecede bir enflasyon oranına katlanılırsa bunun ekonomik büyüme üzerinde pozitif bir etki yaratacağı yönünde çalışmalar da mevcuttur (Kılınç, 2013: 78). Ancak enflasyon ile ekonomik büyüme

arasındaki negatif ilişkinin doğrusal olmadığını ve belirli bir eşik değerin aşılmasından sonra enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini ileri süren çalışmalarda bulunmaktadır (Şengörün, 2011: 38).

Sarel (1996), çalışmasında 87 ülkenin 1970–1990 dönemine ait yıllık verilerini baz alarak ve panel veri yöntemini kullanarak, enflasyonun % 8’in altında olduğu durumlarda, enflasyonla ekonomik büyüme arasında negatif bir ilişkinin bulunmadığını, hatta az da olsa ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyebileceğini öne sürmüştür. Buna karşılık, enflasyonun % 8’in üstünde olduğu durumlarda ise enflasyonla ekonomik büyüme arasında negatif bir ilişkinin bulunduğunu tespit etmiştir.

Bange, Bernhard, Granato ve Jones (1997), ABD'nin 1955-1990 dönemi yıllık verilerini en küçük kareler ve simülasyon yöntemlerini kullandıkları çalışmalarında, enflasyon oranının % 4’ün üstündeki her bir birimlik artışın ekonomik büyümeyi % 3,1 oranında doğal seviyesinin altına inmesine neden olacağını tespit etmişlerdir.

Haslag (1997), çalışmasında neo-klasikçi bir büyüme modeli anlayışı çerçevesinde 82 ülke için 1965-1990 dönemi arasındaki reel kişi başına gayri safi yurt içi hasıla ile enflasyon ilişkisini incelemiştir. Enflasyon oranının % 10’un üstünde olan ülkelerde reel kişi başına gayri safi yurt içi hasıla ile enflasyon arasındaki ilişkinin negatif olduğu, % 10’un altında olan ülkelerde de ilişkinin anlamlı olmadığı sonucuna ulaşmıştır.

Christoffersen ve Doyle (1998), çalışmalarında 22 geçiş ekonomisi olarak tanımlanan ülke ekonomileri için 1990-1997 dönemi yıllık verileri ve panel veri analiz yöntemini kullanmışlar, enflasyonun eşik değerini % 13 olarak belirlemişlerdir. Enflasyonun % 13 seviyesinin üstüne çıktıktan sonra ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini ortaya koymuşlardır.

Ghosh ve Philips (1998), çalışmalarında 1960-1996 yılları arasında IMF üyesi 145 ülke için enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemişler ve ekonomik büyüme üzerinde enflasyonun etkili olduğu eşik değeri % 2,5 olarak belirtmişlerdir.

Judson ve Orphanides (1999), çalışmalarında 1959-1992, 1959-1972, 1973- 1992, 1973-1982 ve 1983-1992 dönemleri için 142 gelişmiş ve gelişmekte olan ülke için yıllık veriler ile yaptıkları panel veri analizi sonuçlarına göre, enflasyonun % 10’nun üstünde olduğu durumlarda ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediği sonucuna ulaşmışlardır.

Khan ve Senhadji (2001), 140 ülke için 1960-1998 yılları arasındaki verileri doğrusal olmayan EKK yöntemini kullanarak test etmişlerdir. Çalışmanın sonucunda, gelişmiş ülkelerde % 1-3 arasında, gelişmekte olan ülkelerde ise % 7-11 arasında enflasyon oranlarının ekonomik büyüme için gerekli olan eşik değerler olduğu bulunmuştur.

Khan (2002), 140 ülke için 1960-1998 yılları arasındaki verilerin kullanıldığı ekonometrik analiz sonucunda, ekonomik büyümenin, düşük veya yüksek enflasyona en duyarlı olduğu yüzdelik dilimin, % 1 ile % 20 arasındaki genişlik olduğunu bulmuştur. Ayrıca enflasyonun pozitif etkilerinin eşik noktası olarak gelişmekte olan ülkeler için % 18, gelişmiş ülkeler için ise % 5 veya daha düşük oranlar olduğunu bulmuştur.

Rousseau ve Wachtel (2002), 84 ülkenin 1960-1995 yılları arasındaki verilerini kullanarak yaptıkları ekonometrik analiz sonucunda, % 6-8 düzeyinde ılımlı enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu saptamışlardır.

Burdekin, Denzau, Keil, Sitthiyot ve Willett (2004), çalışmalarında enflasyon oranı arttıkça, enflasyonun büyüme üzerindeki etkilerinin önemli ölçüde değişeceği

sonucuna ulaşmışlardır. Gelişmekte olan ülkelerde % 50’nin üstündeki enflasyonun büyüme üzerindeki marjinal maliyetlerini önemli şekilde azalttığını belirtmişlerdir.

Hussain (2005), enflasyonla ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi 1973-2005 yılları arasındaki verileri kullanarak EKK yöntemiyle incelemiştir. Çalışmanın sonucunda enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde etkili olduğu eşik noktasının % 5 olduğunu belirlemiştir.

Lee ve Wong (2005), çalışmalarında Japonya ve Tayvan için farklı enflasyon rejimleri altında, enflasyon oranlarının ekonomik büyüme ve finansal kalkınmayı etkilediği eşik noktasını araştırmışlardır. Tayvan için 1965 ile 2001 yılları arasındaki verilerin kullanıldığı analiz sonucunda % 7,25 düzeyi, Japonya için ise 1970-2001 yılları arasındaki verilerin kullanıldığı analiz sonucunda % 9,66 düzeyi eşik noktası olarak belirtilmiştir.

Vaona ve Schiavo (2005), çalışmalarında 167 ülkenin 1960-1999 yılları arasındaki verilerini kullanarak ekonometrik analizini yapmışlardır. Sonuç olarak, eşik noktasında enflasyonla ekonomik büyüme arasında doğrusal olmayan bir ilişkinin olduğuna ulaşmışlardır. Ayrıca gelişmekte olan ülkeler için eşik noktası % 12 olarak bulunurken, gelişmiş ülkeler için net bir eşik noktası bulunamamıştır.

Hodge (2006), Güney Afrika için 1950-2002 ile 1970-2003 yılları arasındaki verileri kullanarak EKK yöntemiyle test etmiştir. Çalışmanın sonucunda enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde etkili olduğu eşik noktasının % 3-6 arasında olması gerektiğini belirtmiştir .

3. 2. 2. Türkiye’de Enflasyon-Ekonomik Büyüme İlişkisini Açıklayan Çalışmalar ve Elde Edilen Sonuçlar

Aşırım (1995), Türkiye ekonomisinde 1968-1994 yılları için yaptığı çalışmasında enflasyonun değişkenliğindeki artış nedeniyle, enflasyonun ekonomik büyüme üzerinde negatif etkiye sahip olduğunu tespit etmiştir.

Berument ve Güner (1997), enflasyonla ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi test etmek için GARCH modelini kullanarak enflasyonun büyüme üzerindeki etkisinin negatif olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Kalkan (1999), 1982-1998 dönemi için üçer aylık verileri kullanarak enflasyon ile büyüme, özel yatırımlar, döviz kuru ve para arzı değişkenlerini kullanarak yaptığı çalışmasında Türkiye’de enflasyonun yatırımlar ve kurlar kanalıyla büyümeyi olumsuz yönde etkilediği sonucuna ulaşmıştır.

TÜSİAD (2002)'ın değişik varsayımlar altında yapmış olduğu çalışmada çeşitli ekonometrik kestirimlerde Türkiye ekonomisi için, panel ve zaman serisi verileriyle enflasyon-büyüme ilişkisi incelenmiştir. Sonuç olarak Türkiye’nin enflasyonu yarıya düşürmesi durumunda (% 40’tan % 20’ye) uzun dönemde yıllık büyüme oranının ortalama % 1,8 ile % 2,8 oranında artacağı kanısına ulaşılmıştır.

Çetintaş (2003), çalışmasında 1970-1996 yılları arasında Türkiye ekonomisindeki enflasyon-büyüme ilişkisinin yönünü incelemiştir. Elde edilen sonuçlara göre enflasyon ve büyüme arasında uzun dönemde negatif bir ilişkinin olduğu gözlenmiştir. Diğer değişkenler sabit kabul edildiğinde enflasyon oranındaki % 10’luk artış, kişi başına reel GSYİH’da % 0,6’lik bir azalışla sonuçlanmıştır. Yani dönem boyunca enflasyon, Türkiye ekonomisinde büyümeyi yavaşlatan bir faktör olmuştur.

Karaca (2003), çalışmasında 1987:2-2002:4 dönemine ait üçer aylık mevsimsel düzeltilmiş enflasyon ve büyüme serilerini kullanmıştır. Yapılan ADF birim kök testi

sonucu her iki serinin de durağan olduğunu gösterdiğinden, düzey verileriyle çalışılmıştır. Granger nedensellik analizi sonucunda, enflasyondan büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Yapılan regresyon analizi ise Türkiye’deki enflasyon-büyüme ilişkisinin negatif işaretli olduğunu göstermiştir. Ele alınan dönemde enflasyondaki her 1 puanlık artışın büyüme oranını 0,37 puan düşürdüğü bulunmuştur.

Berber ve Artan (2004), çalışmalarında Türkiye'de enf1asyon-ekonomik büyüme ilişkisini 1987:1-2003:2 dönemi için test etmişlerdir. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre; enflasyon ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilemektedir. Şöyle ki, enflasyon oranındaki % 10'luk bir artış ekonomik büyümeyi % 1,9 oranında düşürmektedir. Ayrıca yapılan Granger nedensellik analizi sonucunda, enflasyondan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir.

Çetin (2004), çalışmasında GARCH modelini kullanarak enflasyon, büyüme ve reel-nominal belirsizlikler arasındaki ilişkiyi Granger nedensellik analizi ile incelemiştir. Türkiye’de 1985:01-2003:11 dönemlerinde yüksek enflasyonun nominal belirsizlikleri arttırdığı ve büyümeyi azalttığı sonucuna ulaşmıştır.

Terzi (2004), çalışmasında 1924-2002 dönemi Türkiye ekonomisinde enflasyon ve büyüme oranları arasındaki nedensellik ilişkisini incelemiştir. Uygulanan nedensellik yaklaşımı sonucunda enflasyon ile ekonomik büyüme arasında karşılıklı olmayan enflasyondan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü ve negatif bir nedensellik ilişkisi olduğuna ulaşılmıştır.

Terzi ve Oltulular (2004), Türkiye ekonomisi için 1987:1-2003:5 dönemi aylık verileri kullanarak enflasyon-büyüme ilişkisini incelemişlerdir. Çalışmanın sonucunda enflasyon-büyüme arasında kısa ve uzun dönemde negatif bir ilişki olduğunu bulmuşlardır.

Kaya ve Yılmaz (2006), çalışmalarında enflasyon ve ekonomik büyüme ilişkisini bölgesel olarak analiz etmişlerdir. Türkiye’deki yedi bölgenin, 1983-2001 yıllarına ait verilerini, panel veri, eş bütünleşme ve nedensellik testlerinin sonuçlarına göre Marmara Bölgesi dışındaki bölgelerde enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif etkilediği saptanmıştır. Ayrıca enflasyon ile ekonomik büyüme arasında negatif ve istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki vardır.

Sarıdoğan (2006), çalışmasında 1990:01-2005:12 dönemi için enflasyonun ekonomik büyüme üzerindeki etkisini zaman serisi ekonometrisi teknikleriyle inceleyerek, Kointegrasyon denklemi sonuçlarına göre açıklayıcı değişken olan enflasyonun %1 anlam düzeyinde katsayısı istatiksel olarak anlamlı olup, enflasyonun, uzun dönemde ekonomik büyümeyi temsilen kullanılan sanayi üretimi üzerinde ters yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.

Harman (2007), araştırmada 1987-2006 yılları arasında GSYİH ve TÜFE rakamları kullanılmıştır. VAR modeli kullanılarak, ilgili dönemde GSYİH ve TÜFE arasındaki ilişki saptanmış, 2006 yılı son çeyreği ve 2007 yılı ilk çeyreği için tahmin yapılmıştır. GSYİH ile TÜFE arasında istatistiki olarak da kanıtlanabilen negatif bir ilişki bulunmuştur. İlişkinin yönü, Granger Nedensellik testine göre, GSYİH’den enflasyona doğrudur. Yani, GSYİH’deki değişimlerin etkisi TÜFE üzerinde ters yönlü bir harekete sebep olmaktadır.

Türkekul (2007), çalışmasında Türkiye’de enflasyon-büyüme ilişkisi 1988:1- 2005:4 dönemi için test etmiş ve elde edilen bulgulara göre; enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca yapılan Granger nedensellik ve VAR analizi sonucunda enflasyondan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir.

Yapraklı (2007), çalışmasında 1987:1-2007:1 dönemi üçer aylık verilerle eş bütünleşme ve hata düzeltme modeline dayalı Granger nedensellik testlerini kullanmıştır. Eş bütünleşme testi sonuçlarına göre uzun dönemde ekonomik

büyümenin enflasyondan negatif olarak etkilendiğini; hata düzeltme modeline dayalı Granger nedensellik testi sonuçlarına göre ise enflasyondan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu saptamıştır.

Artan (2008), çalışmasında 1987:1-2003:3 dönemini zaman serisi verilerinden yararlanılarak test etmiştir. Enflasyon belirsizliğinin elde edilmesinde GARCH analizinden yararlanmıştır. Analiz sonucuna göre, enflasyon ve enflasyon belirsizliği Türkiye’de ele alınan dönem içerisinde büyümeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak enflasyon belirsizliğinin büyüme üzerindeki olumsuz etkisi enflasyona kıyasla daha fazladır. Şöyle ki, enflasyon oranındaki %1’lik bir artış büyümeyi %0.56 oranında azaltmaktayken, enflasyon belirsizliğindeki %1’lik bir artış büyümeyi %3.95 oranında azaltmaktadır.

Aykırı (2008), çalışmasında Granger nedensellik analizi sonucunda, enflasyon ile büyüme arasında, büyümeden enflasyona doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğunu tespit ederek Türkiye’de büyüme-enflasyon ilişkisinin negatif yönlü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Analiz sonuçlarına göre; Türkiye’de 1975–2006 döneminde ekonomik büyümede meydana gelen her 1 puanlık artış enflasyonu 0.091 geriye çekmiştir.

Erbaykal ve Okuyan (2008), çalışmalarında 1987:1-2006:2 dönemi üçer aylık verilerle Sınır Testi Eş bütünleşme yöntemi ve Toda Yamamoto nedensellik testini kullanmışlardır. Enflasyon ile ekonomik büyüme arasında kısa dönemde anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılırken uzun dönemde anlamlı bir ilişki olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Nedensellik testi sonuçlarına göre ise enflasyondan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkinin olduğu elde edilmiştir.

Taban (2008), çalışmasında 1970-2007 dönemi yıllık veriler ile Sınır Testi yöntemini kullanmıştır. Çalışmanın sonucunda enflasyon ile ekonomik büyüme arasında hem kısa dönemde hem de uzun dönemde negatif ilişki olduğunu belirlemiştir. Ayrıca çalışmasında, Türkiye’de enflasyonun hangi orandan sonra

ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediğini bulabilmek için, eşik enflasyon modeline yer vermiş fakat enflasyonun eşik değerini anlamlı kılan bir sonuca ulaşamamıştır.

Uysal, Mucuk ve Alptekin (2008), 1950-2006 dönemi yıllık veriler ile VAR Analizi ve Eş bütünleşme yöntemini kullandıkları çalışmanın sonucunda uzun dönemde enflasyon ile ekonomik büyüme arasında bir ilişkinin olmadığına ulaşılmış ve nedensellik testi sonuçlarına göre ise enflasyondan ekonomik büyümeye doğru bir nedensellik ilişkisi olduğunu belirlemişlerdir.

Kurnaz (2009), Türkiye’deki enflasyon ve büyüme ilişkisini zaman serileri analiziyle 2000-2008 dönemi üç aylık verileri kullanarak araştırmıştır. Granger nedensellik analiziyle büyümeden enflasyona doğru tek yönlü nedensellik tespit edilmiş, yapılan regresyon analizinde enflasyonun büyümeyi negatif etkilediği sonucuna varılmıştır. Enflasyondaki her bir puanlık artışın büyümeyi 0.0033 puan azaltacağı bulunmuştur.

Saraç (2009), 1988:1-2007:4 dönemi arasındaki verileri kullanarak enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi araştırmış ve ekonometrik yöntem olarak ARDL Modeli Eş bütünleşme Yaklaşımı (Sınır Testi)’nın benimsendiği çalışmasında, TÜFE’ye göre hesaplanan enflasyon oranları ile ekonomik büyüme arasında hem kısa hem uzun dönemde; TEFE’ye göre hesaplanan enflasyon oranları ile ekonomik büyüme arasında ise sadece kısa dönemde negatif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Turan (2010), 1968-2008 yılları arasında yapılan ekonometrik analizler sonucu, Türkiye ekonomisinde büyüme ve enflasyon oranı ilişkilerinde kısa dönemde cari enflasyonun büyüme üzerine etkilerinin negatif olduğu ve bir dönemli gecikmesinin ise pozitif olduğu; net etkinin ise birbirini götürerek yansızlığa sebebiyet verdiği gözlenmiştir. Bu durumun uzun dönemli modelde de benzerlik gösterdiği dikkat çekmektedir.

Karaçor v.d. (2011), 1988:1-2007:4 dönemi arasındaki verilerin kullanılarak enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin araştırıldığı ve ekonometrik yöntem olarak ARDL Modeli Eş bütünleşme Yaklaşımı (Sınır Testi)’nın benimsendiği çalışmalarında, TÜFE’ye göre hesaplanan enflasyon oranları ile ekonomik büyüme arasında hem kısa hem uzun dönemde negatif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Telek (2012), 2003:1-2011:2 döneminde analiz sonuçlarına göre, enflasyondan milli gelire doğru tek yönlü bir nedensellik tespit edilmiş ve Granger nedensellik testi sonucuna göre bu dönemlerde enflasyon milli geliri etkilerken milli gelir enflasyonu etkilememektedir. Sonuç olarak, Granger nedensellik analizi sonuçları da dikkate alınarak yapılan regresyon analizi sonuçlarına göre ılımlı enflasyon oranlarına ulaşılan 2003:1-2011:2, dezenflasyon döneminde Türkiye’de enflasyon-büyüme arasındaki ilişki pozitiftir.

Kılınç (2013), çalışmasında 2003-2011 yıllarına ait çeyrek dönemli veriler kullanılmıştır. Ekonometrik model olarak ADF birim kök testi, basit regresyon analizi ve Granger nedensellik analizi uygulanmıştır. Ekonomik büyüme ile enflasyon arasındaki ilişki üzerine yapılan analizde büyüme ile enflasyon arasında