• Sonuç bulunamadı

Aydın Müzesi’nin çekirdeğini Halkevi Müzesi’nin eserleri teşkil etmiştir (GÜNEŞ, 2003: 54). Bugün, özellikle etnografya seksiyonundaki yöreye özgü etnografik eserler ile Arkeoloji seksiyonundaki Tralleis kökenli pişmiş toprak eserleri ve ayrıca Müzenin sorumluluk alanında bulunan sikke defineleriyle önemli bir kazanıma sahiptir(www.aydinkulturturizm.gov.tr).

Özellikle Roma devrinde yapılmış olan Roma Ġmparatorları gümüş sikke koleksiyonu olan Kızıldere Definesi, her müzenin sahip olmak isteyip de sahip olamadığı bir definedir. Kızıldere Definesi (M.S.40-270) yılları arasında görev yapan 29 imparator ve 9 imparatoriçeden oluşmaktadır (ÖZKAN, 2005: 37).

Aydın Müzesi bugün 40 bine yakın envanterlik esere sahiptir. Geniş bir bahçe içerisinde yer alan müze binasında Aydın Ġl sınırları içerisinde yer alan Tralleis, Magnesia, Alinda, Alabanda, Nysa, Amyzon, Piginda, Harpasa, Myus, Pygela, Orthosia, Mastaura gibi antik kentlerden gelen çeşitli dönemlere ait taş eserler sergilenmektedir. Bu eserler, heykeller, lahitler, sütun ve sütun başlıkları, altarlar, mezar stelleri, Ġslâmi mezar taşları, mil taşları, yazıtlı ve kabartmalı stellerle çeşitli mimari parçalar sayılabilir. Aydın Müzesinde 2004 yılı sonu itibariyle 35108 Adet eser bulunmaktadır (www.aydinkulturturizm.gov.tr).

Müze Arkeoloji, Nümizmatik (Sikke) ve Etnografya bölümlerinden oluşturulmuştur.

Arkeolojik Eserler Bölümü: Eserler kronolojik bir sıraya göre sergilenmektedir. Prehistorik dönem eserlerinin yanı sıra, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminin en güzel örneklerini görmek mümkündür. Bunlar; el baltaları, kesici ve delici aletler, idoller, ağırşaklar, pişmiş toprak seramik örnekleri, kandiller, mask ve heykelcikler, cam objeler, altın, gümüş ve bronzdan yapılmış takılar, tıp aletleri, makyaj malzemeleri ve silahlardır (www.aydinkulturturizm.gov.tr).

Helenistik Dönem Tralleis heykeltıraşçılığının en güzel örneklerinden Athena büstü, Nike heykeli, Satyr heykeli, çeşitli heykel ve kabartmalar ile Tralleis nekropolünde yapılan kurtarma kazılarında elde edilen çok sayıda terrakota, kandil, unguentarium ve oyuncak figürinler özel bir koleksiyon oluşturmaktadır (www.aydinkulturturizm.gov.tr).

Nümizmatik (Sikke) Eserler Bölümü: Grek, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi çeşitli dönemlere ait altın, gümüş, bakır ve bronz sikkeler sergilenmektedir.

Etnografik Eserler Bölümü: Bölgenin zengin halk sanat ürünlerinin sergilendiği bölümdür. Halı, kilim, cicim, sumak gibi dokuma örnekleri, efe kıyafetleri, sırmalı simli kadın kıyafetleri, oyalı yazmalar, tepelik, kemer, kolye, bilezik, küpe ve yüzük gibi gümüş takılar, hamam takımları, el yazması Kuran ve kitaplar, sigara ağızlıkları, kalyenler, tas, lenger, sahan, ibrik, sefer tası, kazan ve sini gibi bakır mutfak kapları, dibek, kahve değirmeni, kahve soğutacağı, takunya gibi ahşap eserler, kılıç, kama, çakmaklı tüfek, tabanca gibi silahlar sergilenmektedir.

2.3. Maden İşleri ve Kuyumculuğun Tarihçesi

Maden İşlerinin Tarihçesi

Çeşitli madenlerden, çeşitli teknikler uygulayarak ürünler yapma ve bezeme sanatı olan maden sanatı, madenlerin keşfedilmesine ve özelliklerinin anlaşılmasına bağlı olarak gelişmiştir.

Tarihi çağlardan önce demirin bulunması birçok av ve korunma aletlerinin yapımını sağlamıştır. Demiri şekillendirmede ustaların beceri kazanmaları önce yaptıkları aletleri daha kullanışlı ve süslü yapmalarına imkan tanımıştır. Bu çağda yapılan başlıca demir işler silahlar ve kapı kilitleri olmuştur(ÇALIŞKAN, 1976: 15).

Milattan sonra 500-1100 yılları Mısır sanatının en yüksek devresi olan yıllardır. Bu yıllarda tahtadan kapı kilitlerini ilk yapan Mısırlı ustalar olmuştur. Yapılarda can ve mal güvenliği kilidin kapıya takılmasıyla sağlanmıştır. Mısırlılardan gördükleri kapı kilitlerinin benzerini Romalılar tarihte ilk olarak demirden yapmışlardır. Madeni kilit yapımı demir işlerin yapılara uygulanmasının başlangıcı olmuştur. Romalılar kilidi madeni bir kutu içine saptayarak bunu kapıya ve kasaya tutturulmuş halkalara geçirmekle asma kilidi yapmışlardır. Ancak bu asma kilitlerin süsleme sanatı yönünden hiç bir sanat değerleri yoktur. Kapılar üzerine tunçtan süslü olarak yapılmış kilitlerin sanat değeri yüksektir. Bu işler süslü kilit yapımının öncüleri sayılırlar (ÇALIŞKAN, 1976: 15).

13 üncü yüzyılın başlarına kadar bütün süslü demir işler bilek ve çekiç kuvvetiyle demir takozun dövülerek şekillendirilmesi sonucu yapılmıştır. 13 üncü yüzyılın sonlarına doğru takoz halindeki demir gereç sıcak dövülerek kesiti inceltilmiş ve sac haline getirilmiştir. Endüstrideki bu gelişme süslemede de her memlekette bu işlere karşı ilgi uyandırmıştır (ÇALIŞKAN, 1976: 15).

Türk maden sanatının uzun bir gelişim süreci vardır. Orta Asya’dan başlayan bu gelişim, Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları ile sürer ve Osmanlılara kadar uzanır. Ġslam maden sanatı içinde Büyük Selçuklu dönemi, gerek yapım tekniği gerek form bakımından öncü tiplerin ortaya çıktığı bir evredir. Büyük Selçukluların maden sanatı konusunda verdikleri ürünler, dünya müzelerindeki koleksiyonlar arasında önde gelen örneklerdir (www.kusav.com).

Bu alanda tarih içerisinde önemli ilerleme kaydeden ve değerli eserler veren Türkler’de, maden işçiliğinin en eski örnekleri Altay, Orhon ve Yenisey dolaylarında yapılan kazılarda bulunmuştur. Altın, bakır ve tunçtan yapılmış çeşitli eşyalar yanında, demir işçiliğinin özel bir yönü vardır. Orta Asya Türkleri, eski Çin ve Arap kaynaklarında, ‚demir üreten ve bunu en iyi işleyen kavim‛ diye anılmaktadır. Ġranlılar ise Türkleri ‚çeliğe bürünmüş millet‛ diye adlandırmıştır (Türk El Sanatları, 1969: 109).

Türkler’de Osmanlılar’ a gelinceye kadar her türlü maden ve süsleme teknikleri denenmiş, çeşitli formlar geliştirilmiş, Osmanlılar’ a hazır oturmuş bir maden sanatı miras kalmıştır. Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılması ve Ġslam maden sanatının gerilemesinden sonra, Anadolu ve Balkanlar’ da Osmanlı Ġmparatorluğu yayılmaya başlamıştı. Osmanlı Devleti’nin kurulmasıyla Anadolu ve Balkanlar’daki madenlerde yoğun bir faaliyet başlamış ve bunun sonucunda Osmanlı devri maden sanatı doruk noktasına ulaşmıştır (AHMETBEYOĞLU, 2002: 85).

Anadolu Selçukluları döneminden, öteki sanat dallarından farklı olarak, çok az madeni yapıt günümüze gelmiştir. Kalanlardan da gerek teknik gerek malzeme bakımından Büyük Selçuklu geleneğinin sürmüş olduğu anlaşılmaktadır. Bu dönemin malzemesi genelde tunçtur. Bu döneme bir örnek olarak Beyşehir Eşrefoğlu Camii’nde bulunmuş olan yuvarlak karınlı Cami Kandili (1280), Ankara Etnografya Müzesi verilebilir. Artuklular’a ait pek çok bronz yapıtın, 12. ve 13. yüzyıl maden sanatı içinde ayrı ve önemli bir yeri vardır. Bu dönemde malzeme tunçtan pirince dönmüştür. Ayrıca kazıma tekniği, gümüş ve bakır kakma figürlü kompozisyonlar, özellikle de figürlü kufi yazının olağan üstü örnekleri bu dönem içinde toplanmaktadır (www.kusav.com).

Selçuklu maden sanatından tanıdığımız kakma tekniğinin 14. yüzyılda Osmanlılar tarafından geniş şekilde uygulanması, dönemin göze çarpan özelliğidir. Kakma tekniği, daha sonraki yüzyıllarda Osmanlı maden ustalarınca bu denli yoğun biçimde uygulanmamıştır (www.tarihtoplulugu.com).

Özellikle altın ve gümüş madenleri açısından zengin Balkan topraklarının fethiyle Osmanlılar hem hammadde kaynaklarına, hem de köklü bir geçmişe sahip maden sanatçılarına kavuşmuşlardır. Delik işi, kabartma ve kazıma teknikleriyle işlenmiş, rumî ve hatayîlerle bezenmiş bu kandillerin günümüze gelen örneklerinin sayıca çokluğu, bunların 15. yüzyılın ikinci yarısında bolca yapıldığını gösterir. Bu dönemin madeni eserleri arasında şamdanlar da önemli bir yer tutar (www.tarihtoplulugu.com).

Günümüze kalan Osmanlı madeni eserleri arasında, 16. Yüzyıla rast gelen, Sultan II. Bayezid dönemine ait olanların fazlalığı dikkati çeker. II. Bayezid’in değerli eşya tutkusu, sanata olumlu etki yaptığı; yeni eserler yaratmak, sanatçıların korunma ve teşvikinde itici bir güç oluşturduğu bir gerçektir. Osmanlı sanatının her dalı için bir okul işlevi gören Ehli Hiref teşkilatı bu dönemde kurulmuştur (www.tarihtoplulugu.com).

Fotoğraf 2.Ajur Tekniği Örneği Fotoğraf 3. Ajur Tekniğiyle Buhurdanlık

Benzer Belgeler