• Sonuç bulunamadı

AK; insan haklarını, çoğulcu demokrasiyi ve hukuk düzenini koruma ile birlikte Avrupa'nın kültürel kimliği ve çeĢitliliği konusunda bilinçlendirme ve bu kimliği geliĢtirme ve bunun yanında Avrupa toplumunun karĢılaĢtığı sorunlara (azınlıklara yönelik ayrımcılık, yabancı düĢmanlığı, hosgörüsüzlük, çevre koruma, örgütlü suçlar vs.) çözüm yolları araĢtırma, siyasi, hukuksal ve anayasal reformları

142Turkish Minority of Western Thrace, Federation of Western Thrace Turks in Europe, 1998, s.9 143 M. Murat Hatipoğlu, Ab Üyesi Yunanistan’ın Etnik Dokusu İçinde Batı Trakya Türkleri, Türk

Ocakları Aydın ġubesi, Aydın, 2005 s.23

144

destekleyerek Avrupa'da demokratik istikrarın sağlanmasına yardımcı olma amacıyla kurulmuĢ hükümetler arası bir organizasyondur.145

Konsey, Belçika, Danimarka, Fransa, Ġrlanda, Ġtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Ġsveç ve Ġngiltere‟nin kurucu üye olarak biraraya gelmeleri sonucu oluĢmuĢtur.

AK azınlık haklarını güvence altına alabilmek için çeĢitli belgeleri bizzat hazırlayarak bu konuda önemli adımlar atmıĢtır. AĠHS, Avrupa Sosyal ġartı, Bölgesel veya Azınlık Dilleri için Avrupa ġartı, Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve SözleĢmesi gibi AK‟nin azınlıkların güvence altına alınması konusunda hazırladığı en önemli metinlerdir.

Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının Yunan makamlarının baskıları sonucu yaĢadığı en önemli sıkıntılardan olan etnik kimliğin reddi, vakıf ve müftülük sorunu, eğitim hakkı, vatandaĢlık haklarının çiğnenmesi, ekonomik sorunlar ve ifade ve örgütlenme hakkının ihlal edilmesi gibi uygulamalar, AK‟nin oluĢturduğu metinlere aykırı bir Ģekilde yürütülmektedir.

AĠHS‟ne bağlı olarak kurulan Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi, azınlığın kendi haklarını aramada baĢvurduğu en önemli mercii konumundadır. Azınlık özellikle Türk kimliğinin reddi, din ve vicdan özgürlüğünün ihlali gibi konularda AĠHM‟nin kapısını çalmıĢtır.

Yunanistan‟ın, azınlığın Türk kimliğini reddi ile ilgili uygulamaları, AĠHS‟nın 14. maddesine aykırı bir uygulama olarak değerlendirilebilir. AĠHS ‟nin 14.maddesinde belirtilen “ayrımcılık yasağı” temel olarak hak ve özgürlüklerin sınırlandırılamayacağı ilkesi ile yola çıkmakta ve Yunanistan‟ın uygulamalarında görülen ayrımcılığa karĢı bir genel hüküm niteliği taĢımaktadır. SözleĢme‟nin 9.maddesinde de düĢünce, vicdan, din özgürlüğünden bahsetmektedir. Burada ifade edilen “din veya inancını tek baĢına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet etme, ögrenme, uygulama ve ayin yapmak suretiyle inancını açıklama” özgürlüğü, Batı Trakya‟da yaĢanan ve birçok anlasma ile garanti altına alınmıĢ seçilmiĢ müftülük makamının görevini sağlıklı yapabilmesi, vakıf yönetimlerinin belirlenmesi

145 Feyyaz Gölcüklü- A. ġeref Gözübüyük, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, 3. Baskı,

gibi din özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek sınırlamalara aykırı bir durum oluĢturmaktadır. Aynı Ģekilde SözleĢme‟nin 10.ve 11. Maddeleri ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğünün güvencesi ile ilgilidir. Derneklerin kapatılması ve basın organlarına dolaylı Ģekilde yapılan baskılar bu maddelere aykırı uygulamalar olarak değerlendirilebilir.

Avrupa Sosyal ġartı daha çok ekonomik açılımlı bir metindir. Bu bağlamda metin, herkesin özgürce çalıĢabileceği bir iĢte yaĢamını sürdürme fırsatına sahip olma hakkı, tüm çalıĢanların adil çalıĢma koĢullarına sahip olma hakkı, örgütlenme hakkı, herkesin mesleki eğitim için uygun imkânlara sahip olma hakkı gibi ekonomik ve sosyal güvenceleri içermektedir. Batı Trakya Müslüman Türk azınlığa ait nüfusun büyük çoğunluğunun tarım sektöründe yer alması ve kamuya ait görevlerde yer alma oranının çok düĢük olması nedeniyle metin, azınlık için adeta bir koruma kalkanı görevi görmektedir.

Bölgesel veya Azınlık Dilleri için Avrupa ġartı da AK‟nin azınlıkları güvence altına alma araçlarından bir tanesidir. Bu ġart‟a bağlı olarak Batı Trakya Müslüman Türk azınlığın en çok faydalanması gereken alan eğitim konusu olmalıdır. Halen eğitim alanında Türkçe‟nin kullanımı ile ilgili çeĢitli kısıtlamalar olmaktadır. Ancak Batı Trakya‟da Türkçe‟nin kullanımına iliskin kanunsal bir yasak bulunmamaktadır. Bununla birlikte eğitimin belirli bölümlerinde ve eğitim müfredatının oluĢturulmasında daha çok dersin Türkçe yapılması ve Türkçe‟nin daha etkin bir dil olarak azınlık tarafından kullanılması sağlanabilir.

AK azınlıkların haklarının güvence altına alınması ile ilgili oluĢturduğu metinlerden en önemlisi olarak UAKÇS‟ni görebiliriz. SözleĢme azınlıkların haklarını açık bir Ģekilde tanımlamaktadır. Ayrıca azınlıklarla ilgili devletlerin yapması gerekenlerle birlikte yapmaması gereken konular da dile getirilmiĢtir. Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının Yunan makamlarının sürdürmüĢ olduğu baskılara Çerçeve SözleĢmesi açısından baktığımızda, etnik kimliğin reddi ile ilgili uygulamaların SözleĢme‟nin kimliğin korunması ve asimilasyon yasağı baslıklı 5. maddesine aykırı olduğu görülmektedir. Bu çerçevede bakıldığında azınlıgın müslüman Türk azınlık olduğu, bu kimliğini de sosyal yaĢamın her alanında

kullanabilme hakkı olduğunu söyleyebiliriz. Türk kelimesinin kullanıldığı, dernek/birlik/vakıf gibi sivil toplum örgütlerini kurabilme ve Türk kimliğini buralarda kullanabilme hakkı oldugunu, devletlerin bunu korumak ve kimliği sürdürmeleri için gerekli Ģartları sağlamak yükümlülügünün de olduğu Çerçeve SözleĢmesi‟nden anlayabiliriz. SözleĢme‟nin “dini açığa vurma ve dinsel kuruluĢlar meydana getirme hakkı” baĢlıklı 8.maddesi, Batı Trakya‟da yaĢanan müftülük ve vakıflar sorununa iliskin bir çözüm sunmaktadır. Buna göre taraf devletler; “azınlığa mensup olan kiĢilerin dinini veya inancını açığa vurma ve dinsel kurumlar, teĢkilatlar ve örgütler kurma hakkını tanımayı” taahhüt etmektedir.

Yunanistan tarafından azınlığa uyguladığı bu ve benzeri ihlallerin Çerçeve SözleĢmesi‟nde bir karĢılığının olduğunu söyleyebiliriz. Bundan sonra Müslüman Türk azınlığın beklentisi Yunanistan‟ın bu Çerçeve SözleĢmesi‟ne imza koyup Ģartlarını uygulamasıdır.