• Sonuç bulunamadı

Avrupa Halk Partisi (Hıristiyan Demokratlar)

3.4 Avrupa Parlamentosunda Aşırı Sağ Söylemlerde Bulunan Gruplar

3.4.1 Avrupa Halk Partisi (Hıristiyan Demokratlar)

EPP siyasi yelpazenin merkez sağ kanadında yer almaktadır. Avrupa bütünleşmesi projesinin en başından bu yana çalışmalarını süreklilikle devam ettirmiş ve bu süreçte önemli roller üstlenmiştir. Kökleri, Robert Schuman, Alcide De Garperi ve Konrad Adenauer gibi Birliğin kurucu isimlerine kadar uzanmaktadır. Federal yapıya sahip, ikincillik ilkesine dayanan güçlü bir Avrupa’ya ulaşmak EPP’nin ülküsüdür. 1976’da kurulan EPP, demokratik, şeffaf ve vatandaşlarına yakın bir Avrupa için mücadele etmektedir. Refah düzeyi yüksek bir Avrupa oluşumuna ancak sosyal bilincin yerleştiği serbest Pazar ekonomisinin teşvikiyle ulaşılabileceğini savunmaktadırlar.

EPP, aşırı sağ söylemin son yıllarda popülerlik kazanması ve Avrupalı seçmenden de ilgi görmesi sebebiyle tarihsel ve sosyolojik yapısı ile her ne kadar uyuşmasa da bu grupların ve partilerin etki alanına girmiştir. Neoliberal politikaların AP’de en büyük savunucularından olmasına rağmen aşırı sağ grupların neoliberalizm karşıtı konumlarına sert muhalefet edememektedir. Bu durumun başlıca sebebi Avrupa’da aşırı sağ söylemin politik alan açabilmesi ve tartışma konularını belirleyebilmesidir.

2007’de yeniden düzenlenen “Avrupa Düzeyinde Siyasi Partiler ve Fonlamaları” ile ilgili düzenleme tüm Avrupa düzeyindeki siyasi partilerin Avrupa Parlamentosu seçimleri için seçim kampanyaları yürütmelerine imkân tanımıştır. Bu sayede EPP, ulusal partilerle yakın ilişkiler yürüterek ilk kez Haziran 2009’da Avrupa genelinde bir kampanya yürütebilmiştir. Başarılı kampanya süreci, EPP’nin Avrupa Parlamentosu içindeki lider pozisyonunu korumasını sağlamıştır (http://www.eppgroup.eu/group/en/howwework_3.asp) .

Merkez sağ partilerin oluşum geçmişi 1920’li yıllara kadar uzanır. Sosyalist partilerden farklı olarak, Hıristiyan Demokrat ve Muhafazakâr Pan-Avrupa

dayanışması, federal gelenekten gelmekte ve milli partilerin bir uzantısı gibidir. Birinci Dünya Savaşı’ndan çıkarılan dersler ve faşizm tehdidi liderler arasında milliyetçiliğin üstesinden gelebilmenin barışın sürdürülebilirliğinin tek yolu olarak görülmesine sebep olmuştur.

Hıristiyan Demokrat ideolojiye yakın fikirlerin bir araya gelmesi ilk kez, 1926 yılında Uluslararası Hıristiyan Demokrat Partilerin Sekretaryası’nın (SIPDIC) kurulmasıyla gerçekleşmiştir. Fakat faşizm hükümetler arası tansiyonu arttırmış, diktatörlerin güç ve intikam saplantıları sonucunda Hıristiyan Demokrat partiler arasındaki fikir birlikleri bozulmuştur. Yaşanan fikir ayrılıkları, sonuçta, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına sebep olmuştur.

1925 ile 1939 yılları arasında yaşananlar ve tecrübeler doğrultusunda, Avrupa’da yeni kurulan ve yeniden kurulan Hıristiyan Demokrat partiler, 1946’da kurulan Nouvelles Equipes Internationales (NEI)’in çatısı altında bir araya gelmiştir. Yeniden inşa ve uzlaşıya dayanan bir anlayışla yola çıkan bu partiler gelecekte birleşmiş bir kıta vizyonuna sahipti. Hıristiyan Demokratlar merkez ve doğu Avrupa ülkelerinde komünist rejimler altında yasaklanmıştır. Bu yasaklamalardan kaçan parti temsilcileri Merkez Avrupa Hıristiyan Demokratlar Birliği’ni (CDUCE) kurmuştur. Kurulan Birliğin ana amacı; komünizmle savaşmak ve Sovyet etkisi altında olan ülkelerin demokratikleştirilmesiydi. Latin Amerika’daki siyasi mülteciler uluslararası bir ağın yaratılmasına katkıda bulundu( http://www.epp.eu/about-us/history/).

1950’lerin ortalarına gelindiğindeyse NEI’ ye olan ilgi azalmıştır. Kömür ve Çelik Birliği ve Avrupa Ekonomi Topluluğu’nun kurulmasıyla, Hıristiyan Demokratlar arasında bulunan ortaklık Ortak Meclis ve Avrupa Parlamentosu’nda temsil çerçevesine kaymıştır. Avrupa Birliği’nin Hıristiyan Demokratları (EUCD) adı altında kendilerini ve ana amaçlarını yenilemişlerdir. EUCD, Avrupalı Hıristiyan Demokratlar Parlamenter grubu ve ulusal partilerle yakın ilişkiler geliştirmiş, düzenli olarak Avrupa vizyonunu genişletmiştir. 1979 yılında Avrupa Parlamentosu seçimlerinin halk oylamasıyla yapılacağı kararı, bu partileri Avrupa geneline hakim bir partinin çatısı altında toplama ihtiyacını daha belirgin hale getirmiştir.

Avrupa Halk Partisi’nin (EPP) resmi kuruluşu 1976 yılında Lüksemburg’da Belçika, Almanya, Fransa, İrlanda, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda’dan partilerin katılımıyla gerçekleşmiştir. Bu platformun ana amacı Avrupa Topluluğu bağlamında, bütünleşmenin teşvikiyle federal ve demokratik kurumlara sahip bir siyasi birliğin oluşturulması olarak açıklanmıştır. Partinin kurulmasıyla birlikte, Avrupa Topluluğu üyesi olmayan ülkelerde EUCD, Hıristiyan Demokratlar ve Muhafazakârlar arasında resmi bağ kurulması için baskısını arttırmıştır. Fakat EPP’nin Avrupa bütünleşmesi konusunda federal model üzerindeki güçlü ısrarı daha geniş bir Pan-Avrupa organizasyonu olan Avrupa Demokratik Birliğinin (EDU) kurulmasına sebep olmuştur (http://www.eppgroup.eu/group/en/ourhistory.asp) .

EPP’nin siyasi ağırlığı EUCD’ye doğru kaymış ve her iki oluşuma üye olanlar EUCD’deki çalışmalarına daha fazla ağırlık vermeye başlamıştır. İspanya ve Portekiz’in 1986’da Avrupa Topluluğu’na katılmasıyla bu iki oluşumu birleştirme meselesi su yüzüne çıkmıştır. Fakat; Moskova’daki ve diğer doğu Avrupa ülkelerinin başkentlerinde çıkan devrimci hareketler, “büyük” EPP’nin oluşması fikrine engel oluşturmuştur. Dahası, EUCD’nin daha gevşek yapısı, Doğu Avrupa ülkelerindeki siyasi konjonktüre daha iyi uyum sağlamıştır. Bu sayede, post-komünist ülkelerde demokratik ilerleme ve siyasi arenanın demokratikleşmesi açısından ilerleme kaydedilebilmiştir.

1989’da yaşanan siyasi gelişmeler, EPP’nin mevcut pozisyonunu gözden geçirmesi ihtiyacını doğurmuştur. Berlin Duvarı’nın yıkılması ve Doğu ile Batı arasında yaşanan ideolojik çatışmanın sona yaklaşması ile uluslararası sistemde önemli değişiklikler yaşanmıştır. Alman Demokratik Cumhuriyeti’nin halkının Federal Cumhuriyet’le birleşme ve demokrasi isteği çok netti. Aynı zamanda, kamuoyu da yön değiştirdi ve bu değişim Maastricht Antlaşması’nda Avrupa’nın siyasi tanımına da yansımıştır.

Nisan 1991’de EPP’nin parti ve hükümet liderleri İngiliz ve İskandinav Muhafazakâr partilere kapısını açarken, Hıristiyan Demokrasi EPP kimliğinin en önemli noktası olarak kalmaya devam edecekti. EPP’nin çoğunluğu yakalayıp fikirlerini gerçeğe dönüştürebilmesi için benzer yaklaşımlara sahip kişileri bir araya

getirmesi gerekiyordu. 1990’ların ilk yıllarında İspanya ve İskandinav ülkeleri Wilfried Martens başkanlığında partiye dâhil edilmiştir.

Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerinin Avrupa Birliği’ne katılmaları neticesinde EUCD üyeliği üzerine yapılan tartışmalar önemini yitirmeye başlamıştır. Neticede, 1999 yılında EPP ve EUCD birleşmiştir. O tarihten itibaren, EPP birçok Avrupa Muhafazakâr parti temsilcilerini bünyesine kabul ederken, EDU eski önemini yitirerek 2002 yılında EPP’ye dâhil edilmiştir. EPP’nin gelişimi, merkez ve Doğu Avrupa ülkelerinin merkez-sağ partilerinin dâhil edilmesinin büyük ölçüde başarılı olduğunu göstermektedir. Yeni üyeler EPP’ye yeni boyutlar kazandırmıştır. 2009 yılı itibariyle EPP 72 üye partiye, 39 AB üyesi ve AB üyesi olmayan ülkeye ev sahipliği yapmaktadır.

1994 seçimleri öncesinde Avrupalı Demokrat Partileri’nin EPP’ye katılımıyla grubun adı Avrupa Halk Partisi-Avrupalı Demokratlar (EPP-ED) olarak değişmiştir. 2009 seçimlerinin ardından ise, Çek Sivil Demokrat Parti ve Birleşik Krallık Muhafazakâr Parti’nin Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular Grubu’nu kurmasının ardından grup Avrupa Halk Partisi (EPP) adına geri dönmüştür (http://www.eppgroup.eu/Group/en/chronology02.asp) .