• Sonuç bulunamadı

2.2. Uluslararası Kavram ve Kuruluşlar

2.2.2. Uluslararası Kuruluşlar Hakkında Bilgi Sahibi Olmak

2.2.2.3. Avrupa Birliği

II. Dünya savaşının (1939-45) galip ve mağlup devletleri olan Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Lüksemburg, ve Hollanda Avrupa kıtasında sürekli barışı, kalkınmayı ve refahı sağlamak için bir araya geldiler. İlk adım olarak savaşın hammaddesi olan kömür ve çeliğin üretim ve ticaretini ortaklaşa kontrol edebilme için 1951 yılında Paris anlaşmasını imzalayarak AB’nin temelini oluşturan AKÇT’nu kurdular. Bu altı ülkenin başarısı İngiltere, Danimarka ve İrlanda’nın Topluluğa üye olmak için başvurmalarını sağladı.

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında ilişkilerin 40 yılı aşan uzun bir geçmişi bulunmaktadır. 1959 yılından bugüne kadar uzanan bu sürede, ilişkiler inişli ve çıkışlı bir seyir izlemiş, dönemsel olarak kesintiye uğramış ve güç dönemlerden geçilerek olumlu gelişmeler sağlanmıştır. Bugün Türkiye’nin AB’ye tam üye olabilme süreci yaşanmaktadır (Doğan, 2004: 332-335).

Bu kavram ve kuruluşlar hakkında öğrencilerin öğrendiklerinin sosyal hayata uyumlarının yanında onların evrensel düzeyde kazanımlar oluşturduklarına da şahit olabiliriz. Kavram kullanmada sıkıntı çekmeyen öğrenci içinde bulunduğu dünyanın sahibi olmaya ona yabancılaşmamaya başlar.

Yeni bir anlayışın ortaya çıkışında etkili olabilecek gücü kendisinde bulan öğrenci özne olmanın bilinciyle hareket etmeye başlar. Nedenini bilmediği gelişmelere sadece birer yabancı olarak bakan ve onları kendi gözünde nitelemeye çalışırken farklı insanların bakış açısı ona yol gösterir.

Uluslar arası belgelerin ışığında uygulamaya geçen dünyadaki gelişmeleri neden ve nasıllarla yorumlayan ve onlara nüfuz etmiş biri olarak dünyaya atılmanın alt yapısını

oluşturduğundan ilerideki yıllarda kendi geleceğini ve dünyayı şekillendirmeye çalışan ve bunu başaracak biri olarak yaşama katılır.

Kavramlar öğrenilirken en büyük zorluk şüphesiz öğrencinin bunu günlük hayatta destekleyecek diğer elemanlara ulaşamamasıdır. Basın yayın organlarında yer alan gelişmelerin yeri geldiğinde sınıf ortamın tartışılması ve öğrencinin bunları yorumlamaya çalışması onun zihninde kalıcı şekilde etki bırakmaktadır.

İfade edilmesi gereken bir diğer gerçek de insanların kavram kullanırken sadece onların genel anlamlarına başvurmalarıdır. O kavramların ifade ettiği tarihsel gerçeklikleri kavrayamadıklarından benimsemeleri de söz konusu olamamaktadır. Örneğin demokrasi kavramını ne ifade ettiği konusunda herkesin fikir birliğinde olacağı muhakkaktır; ama bu demokrasiyi hayata geçirme olayının durumu sorgulandığında herkesin kendine göre sebepleri varsa bu durumda demokrasi kavramı içselleştirilememiştir.

Kişi hak ve hürriyetlerinin kullanım ve yaşanma biçimi hakkında insanların genel bir fikre sahip olduğunu varsayabiliriz. Yine burada da aynı sorun karşımıza çıkmaktadır: Yaşanmayan ama doğruluğundan şüphe edilmeyen gerçekler. Öğrencinin bu ikileme düşmemesi için onun yaşadıklarının ifade ettikleriyle tutarlı olmasına dikkat edilmelidir. Öğretmen burada sorgulayıcı konumda değil de bir hatırlatıcı gibi davranırsa öğrencinin ders kapsamında gördüklerini hayatına geçirmesi de o oranda artacaktır. Ders konuları içerisinde dahi bu gibi durumlara yer yer hatırlatmalarda bulunularak öğrencinin bir otokontrol sağlaması için gerekli uyarılar mahiyetinde hatırlatmalar mevcuttur.

Uluslararası kuruluşların öğrencinin sosyal hayatında rastladıklarıyla herhangi bir ilişkisinin bulunması yine öğrencinin onları kendi hayatında anlamlandırmasıyla mümkündür. Örneğin Birleşmiş Milletlerin uluslararası bir mesele üzerinde güncel olan bir konudaki yaklaşımları ders ortamına alınır ve öğrencilerin evrensel ölçüde herkesin ortak bir yaşam alanı olduğu gerçeğini kavraması sağlanır.

Savaş, açlık gibi konularda alınan önlemlerin insanların hayatını nasıl değiştireceği ve onlara getirdiği olumlu yönlerin neler olduğu örneklerle açıklanır. Dünyanın herhangi bir yerindeki insanların açlık sorunlarıyla uğraşırken bizlerin seyirci kalmamamız

doğrusunu uygulamalı olarak yaşamamız gerektiği fikrinden hareketle nasıl yardım edileceği tartışılır ve gerekli görülürse sivil girişimlerle, kampanyalarla insanlara yardım ulaştırılmaya çalışılır.

“Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi” dersinde kazanılan tutumların genel bir

niteliğine baktığımızda öğrencilerin sahip olduğu nitelikleri sosyal gerçekliği dikkate alarak geliştirmek ve onları kendi iradeleriyle seçme yoluna sevk etmek esastır. Toplumu gelişmelere hazırlamak sadece belli yaşa gelmiş bireylerin olumlu davranışlarda bulunması değil; yaşı, seviyesi ne olursa olsun herkesin vatandaşlık bilincine sahip olmasıyla mümkündür. Günümüz dünyasında her ülkenin bireylerini dünyaya entegre etme yolunda büyük çabalar sarf ettiklerini görebiliriz. Her ne şekilde olursa olsun bu ülkelerin genel politikalarına da yön veren bir etkendir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. YÖNTEM

3.1. Araç

Bu çalışmada öğrencilerin evrensel değerlere ilişkin tutumlarını ölçerek geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmek amaçlanmıştır. Bunun için önce 41 maddelik beşli Likert tipi “öğrencilerin evrensel değerlerine ilişkin tutum ölçeği” geliştirilmiştir. Ölçek geliştirilirken ilgili literatürden, öğrenci görüşlerinden ve uzman yargısından yararlanılmıştır.

Ölçek, Baskil Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda okuyan 7. sınıf öğrencisi 40 öğrenciye uygulanmıştır, ölçeğin KMO (Kaiser-Meyer-Olkin) değeri ,819; Bartlett testi 5311,891 bulunmuştur. Geliştirilen ölçekte 28’si olumlu ve 13’si olumsuz olmak üzere toplam 41 madde yer almıştır.

İlköğretim ikinci kademede sistematik ve kapsamlı bir biçimde 7. sınıfta “Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi” dersinde öğrencilere evrensel değerlere ilişkin tutumların kazandırılmaya çalışıldığını görmekteyiz. Gerek konuların kapsamı ve gerekse öğrenci düzeyine göre yapılandırılan kavramlar öğrencinin evrensel değerlerle ilgili olarak kazanacağı bakış açısı üzerinde etkili olmaktadır.

Bu bağlamda araştırmanın amacı; öğrencilerin duyuşsal yönünü ölçecek evrensel değerlere ilişkin bir tutum ölçeği geliştirmektir.

3.2. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evreni Baskil İlçesinde yer alan 7. sınıf öğrencileridir. Araştırmanın örneklemi ise Baskil Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda 2005-2006 Eğitim-Öğretim Yılında okuyan 40 kişilik 7. sınıf öğrencileridir.

3.2.1.Örneklem Dağılımı Öğrenci Sayısı Erkek Öğrenci 20 Kız Öğrenci 20 TOPLAM 40

Benzer Belgeler