• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği Hukukunun Kaynakları A Hiyerarşik Sınıflandırma

Avrupa Birliği Genişlemesi ve Komşuluk Politikası

I. Avrupa Birliği Hukukunun Kaynakları A Hiyerarşik Sınıflandırma

1. Birincil Kaynaklar

Avrupa Birliği, Birliğin politikalarını yürütecek iki temel anlaşmayı kendine birincil kaynak olarak almaktadır. Bu anlaşmaların fonksiyonu, temelde Avrupa Birliği kurum- larının yasal çerçevesini belirlemektir.

Birincil kaynaklar ayrıca Avrupa Birliği Antlaşmalarını değiştiren antlaşmaları, kurucu antlaşmalara eklenen protokolleri ve Birliğe yeni üye devletlerin katılmasına ilişkin ant- laşmaları da içerir.

2. İkincil Kaynaklar

Avrupa Birliği Kurumları’nın kendilerine tanınmış yetkileri kullanırken gerçekleştird- ikleri işlemler Avrupa Birliği hukukunda ikincil kaynaklar olarak anılırlar. Bunlar Avru- pa Birliği’nin İşleyişine İlişkin Antlaşma’da yer almaktadır. Anlaşmada yer alan bu maddede Avrupa Birliği hukukunun kaynaklarının bir listesi sunulduğu gibi, bunların bağlayıcı olup olmadıkları, işlevleri ve uygulama kabiliyetleri hakkında da açıklamalara

1.7 Avrupa Birliği Hukuku

Anahtar Sözcükler: Düzenleme, Tüzük, Yönerge, Karar, Yetki İkamesi, Doğrudan Uygulanabilirlik, Doğrudan Etki

3. Destekleyici Kaynaklar

Avrupa Birliği Adalet Divanı kararları yanında devletler hukuku ve hukukun genel ilkel- eri de Avrupa Birliği’nin destekleyici kaynaklarını oluştururlar. Destekleyici kaynaklar Divan’a birincil kaynaklar ile ikincil kaynaklar arasında bağlantı kurma imkanı sağlarlar. a. Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararları

Avrupa hukuk sisteminin hakim olduğu pek çok Üye Devlet’in ulusal hukuk kurallarının ( mevzuatının ) aksine, Avrupa Birliği hukukunda mahkeme kararları önemli bir hukuk kaynağı olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa Birliği Adalet Divanı Birlik hukukunun uygu- lanması ile ilgili, temel hak ve özgürlüklere saygı gibi, pek çok konudaki boşluğu içti- hat hukuku ile doldurmuştur. İçtihat hukuku yasa tarafından hüküm belirtilmemiş bir konuda, daha önceki bir mahkeme kararının esas alınmasıdır.

b. Devletler Hukuku

Devletler Hukuku ile hüküm belirtilmemiş konularda mahkeme kararlarını içeren içti- hat hukuku arasında önemli bir çakışma da söz konusudur. Çünkü divan kararlarında Devletler Hukuku’nun kaynakları arasında olan, milletlerarası antlaşmalar gibi yazılı hukuk ve uygulamalarla şekillenen örf ve adetlere sıklıkla atıfta bulunulmaktadır. Avrupa Birliği Adalet Divanı üye devletlerin ulusal hukuk kurallarını kendi kararlarını şekillendirirken bir ilham kaynağı olarak kullanmaktadır. Bunun nedeni Avrupa Birliği- nin kendisinin de Devletler Hukuku kurallarına uygun davranma yükümlülüğünün old- uğu görüşünden kaynaklanmaktadır. Örneğin, bu yaklaşıma göre, Birliğin üye olmayan bir devlete zarar vermesi halinde Devletler Hukukunun ilkeleri kapsamında yasal so- rumluluk altına girer. Buna karşılık, Divan Devletler Hukuku’nun Avrupa Birliği’nin hukuki yapısı ile uyuşmayan bazı kurallarını da uygulamamaktadır. Örneğin, bir dev- letin başka bir devlete karşı bir yükümlülüğünü ihlal etmesi sonrasında, o devlete karşı kendi yükümlülüklerini yerine getirmeme hakkını veren “karşılıklılık ilkesi” Birlik Hukuku’nun yapısına uygun bulunmamıştır.

c. Hukukun Genel İlkeleri

Hukukun genel ilkeleri Divan tarafından geliştirilen yazılı olmayan hukuk kural- larıdır. Divan kullanacağı hukukun genel ilkelerini ve bunların kapsamını belirlerken Üye Devletlerin tamamının ulusal hukuklarında ortak olarak kabul edilmiş ve Birliğin hedeflerine uygun standartları dikkate alır. Örneğin, bireyleri öngörülemeyen yasa değişikliklerine karşı koruyan “hukuki belirlilik ilkesi” bunlardan birisidir.

Divan’ın dayandığı hukukun genel ilkeleri arasında temel hak ve hürriyetler ile ilgili olanlar özel bir öneme sahiptir. Avrupa Birliği’ne son anayasal yapısını veren Lizbon Antlaşması Aralık 2009’da yürürlüğe girmeden önce, Birliğin temel hak ve hürriyetler ile ilgili tüm uygulaması, Üye Devletler’in ortak anayasal geleneklerinin ifadesi olan genel hukuk ilkeleri çeçevesinde şekillenmişti. Divan o dönemde bağlayıcı nitelik taşımayan AB Temel Haklar Şartı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi belgel- erin ortak hukuki kurallarını uygulamaktaydı. Ancak, Lizbon Antlaşmasi ile Avrupa Birliği Temel Hakları Şartı Kurucu Antlaşma’ya eklenerek bağlayıcı bir birincil hukuk kaynağı haline geldi. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın kabulüyle Avrupa Birliği aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olma imkanına da sahip olmuştur. 2010’da başlayan bu süreç halen devam etmektedir. Birlik Sözleşme’ye taraf olduğu takdirde, artık bu Sözleşme bağlayıcı bir hukuk metnine dönüşecektir.

B. Yapılış Şekline Göre Sınıflandırma

Lizbon Antlaşması yapılış şekline göre işlemleri yasama işlemleri, yasama organının verdiği yetki ile yapılan işlemler ve uygulama işlemleri olarak sınıflandırmıştır. 1. Yasama İşlemleri

Avrupa Birliği’nin İşleyişine İlişkin Antlaşmanın Yasama işlemleri maddesi, (289. madde)yasama usulleriyle yapılan işlemler olarak tanımlanan maddedir. Aynı madde iki çeşit yasama usulüne yer vermektedir. Bunlar olağan ve özel yasama usulleridir. Olağan yasama usulü Komisyon’dan gelen teklif üzerine Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği Konseyi’nin ortak kabulü ile gerçekleşir. Özel yasama usulü ise Ant- laşmalar’da belirtilen özel bazı durumlarda bir tüzük, yönerge ya da kararın Konsey’in katılımıyla Avrupa Parlamentosu tarafından tarafından kabul edilmesidir.

2. Yasama Organının Verdiği Yetki ile Yapılan İşlemler

Yasama organının verdiği yetki ile yapılan işlemler yasama işlemi olmamakla birlikte, bazı yasama işlemlerini tamamlama ve değiştirme niteliğine sahiptir. Bu yetki Avrupa Birliği’nin yürütme organı niteliğindeki Komisyon’a, yasama organı olan Parlamento

ve Konsey tarafından verilebilir. Yetki verilirken yapılacak işlemin amacı, kapsamı, konusu ve yetkinin süresi ve, varsa, uygulanacak acil usuller, yetkiyi veren yasama işleminde belirtilir.

3. Uygulama İşlemleri

Yasama işlemlerinin uygulanmasında devamlılık sağlamaya yönelik uygulama işlem- leri genellikle Avrupa Birliği Komsiyonu tarafından yapılır. Komisyon’un uygulama yetkisini nasıl kullanacağı 2011 tarihinde yürürülüğe giren bir tüzük ile ayrıntılı şekil- de düzenlenmiştir. Örneğin bir yasama işlemi olağan yasama usulü ile yapılmış ise, Parlamento veya Konsey, Komsiyon’a hazırladığı uygulama işlemi taslağının yasa- ma işleminde öngörülen yetkileri aştığını yönünde itirazda bulunabilir. Bu durumda Komisyon söz konusu uygulama işlemi taslağını değiştirmek zorundadır.