• Sonuç bulunamadı

Ateist ve Deist Mürted Kabul Etmeyenler

1. DİN DIŞI YÖNELİMLER: BİLİMSEL, İNANÇ VE DÜŞÜNCE DAYANAN

2.3 Fas'ta Modern Dönemde Ve Ateizm Hakkında Farklı Yaklaşımlar

2.3.2 Ateist ve Deist Mürted Kabul Etmeyenler

Birkaç yıl önce, Fas'ın en yüksek dini kurumu olan ve kralın Müminlerin Emiri olarak başkanlık ettiği Yüksek İlim Kurulu, mürtet hakkında klasik fıkıhta bulunan görüşleri esas alarak mürtedin öldürülmesi gerektiği yönünde görüşünü yayınladı. Kurulun bu konuda sadece bilineni yeniden ifade etmesine rağmen bazıları bunu fetva olarak algılamış ve dolayısıyla bu görüş Fas’ın ilmî arenasında tartışmalara sebep olmuş, birçok kimse bu kurula cevap vermiş ve özgürlüğün temel ilke olduğu ve dini hitabın bireysel alanda yenilenmesi çağrısında bulunmuştur. Bu özgürlük, belirli ihtiyaçlar tarafından değerlendirilen açıklığın kısıtlanması bağlamında, yalnızca yasaların veya valinin vasi olarak izin verdiği şekilde sınırlandırılmalıdır.

Şeyh Muhammed el-Fizâzî,125 kurulun fetvasını büyük bir sevinçle karşıladı. Bu konuda Hespress’e yaptığı açıklamada, “Fetvayı gördüğümde kelimenin tam anlamıyla göğsümün ferahladığını hissettim. Çünkü bu büyük ve değerli bir fetva, Fas İlim Kurulu tarafından yayınlanan açık ve şeffaf bir fetvadır.” Ve şöyle ekliyor: Doğru ve açık şer‘î delillere dayanan bu fetvaya tamamen katılıyorum. Bu fetva bizim laiklerle ve diğerleriyle yaptığımız görüşmelerde her zaman dile getirdiğimiz bir fetvaydı. Biz

124 Câbirî, Demokrasi ve İnsan Hakları, s. 179.

125 Muhammed el-Fezâzî (1949…): 2003'te Kazablanka bombalamalarının ardından tutuklanan ve mahkeme onu 30 yıl hapis cezasına çarptıran Faslı bir fıkıh alimidir. 2011'de Fas'ta protestolar patlak verdiğinde Şeyh Fizâzî, Kral VI. Muhammed tarafından kraliyet affından faydalandı. Muhammed el-Fezâzî bazen cihatçı selefi bazen de ilmî selefi olarak sınıflandırıldı.

55

bunu söylerken insan haklarına karşı olmakla ve öldürmeye teşvik etmekle suçlandık.”126

Ömer el-Haddûşî,127 “Yüksek İlim Kurulu’nun böyle bir fetva vermesine şaşırdığını ifade ederek, “bu fetvanın Vakıflar ve İslam İşleri Bakanlığı'na bağlı bir kurum tarafından verilmiş olması ilginçtir. Çünkü kurumun bakanlığın emri dışında fetva vermediği bilinen bir şey. Ayrıca fetvayı desteklediğini zira bu fetva tüm Müslümanların icma ettiği bir fetva olduğunu belirtir”.128 Kısa bir süre önce Kurul, yedi yıl sonra önceki görüşe karşı çıkan ikinci bir görüş yayınladı. Bu görüşünde “Mürtedin öldürülmesinden kastın, topluma ihanet eden, sırlarını açığa vuran ve düşmanlarıyla iş birliği yapan yani uluslararası kanunlarda büyük ihanete tekabül eden olduğunu vurguladı.

Kurul bu yeni görüşünü Peygamber Efendimiz’in siyerinden deliller getirerek kendisini haklı çıkarmaya çalışmaktadır. Bu görüş, Hudeybiye antlaşmasında bulunan şu maddeye dayandırılmaktadır: “Müslümanlardan, müşriklere gelen olursa iade edilmeyecek; ama müşriklerden Müslümanlara kim giderse iade edilecektir”.129

Fas Yüksek İlim Kurulu’nun attığı son adımların, Fas’ın özgürlükleri ve hakları savunma çabalarını güçlendiren bir pozisyon olduğunu ve dini arenada yaygın olan anormal bir görüşü düzelttiğine inanıyoruz. İki yıl önce Marakeş şehri, dini azınlıklar da dahil olmak üzere tüm azınlık haklarının korunmasına yönelik uluslararası bir konferansa ev sahipliği yaptı. Konferansta İslam dininin cinsiyet, din, dil ve renk ayırmadan insana değer verdiğini vurguladı. İslam özgürce dinini seçme hakkı kişiye vermiş ve bütün insanların kardeş olduğu ilkesini savunmuştur. İlim Kurulu’nun tam tersini yaptığı bu ilkeleri Fas'ın kendi topraklarında ilan edilen ilkeleri onaylaması mantıklı değildi.

126 https://www.hespress.com/%D9%81%D8%AA%D9%88%D9%89-%D9%84

127 Ömer el-Haddûşî (1970 ...): 2003 yılında Kazablanka bombalamaları sonrasında tutuklanmış, mahkeme onu el-Fizâzî ile birlikte 30 yıl hapis cezasına çarptırmıştır. 2011'de Fas'ta protestolar patlak verince o da Kral VI. Muhammed'in kraliyet affına binaen serbest bırakıldı. Cihatçı bir selefi şeyhidir. Ateist Yasalara Karşı bir Duruş gibi telif ettiği birçok kitabı vardır.

128 https://www.alaraby.co.uk/%22%D8%B9%D9%

56

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : ARAŞTIRMANIN BULGULARI

Teorik bölümden sonra, Fas'taki ateizm ve ateistlerin gerçekleri hakkında daha yakından ve daha dikkatli tanıtan, toplum içindeki doğal hayatları, neyi istedikleri, neleri istemedikleri gibi konularda beni bilgilendiren bir saha araştırmasına ihtiyaç duymaktadır. Birçok ateist ve deistle mülakat yapmaya beni sevk eden şey, modern Fas toplumunda ateist ve deistlerin varlılıklarına dikkat çekmek ve daha sonra da ateizmin birçok nedeni ve saikini öğrenmek içindir. Bununla birlikte, cevap verme konusunda çok isteksiz olan bir grup var ve aralarında bazıları mülakat yapmayı tamamen reddetmektedir.

Araştırmanın içerisinde bu soruları bölümler haline getirmektedir , yapılan mülakatlar sonucunda verilen cevapları birtakım analizler ve tümevarım yoluyla değerlendirmeye çalışmaktadır. Baskın olan on yedi ile otuz yedi yaşları arasında gençlerden oluşan bir grubu, özellikle bir bölgenin, bir yaş grubunun veya bir cinsiyete ait olmayan ateist ve deistlerin hayatlarındaki benzerliklere dokunarak onları karşılaştırmaktadır . Bu aşama, insanın yanında varoluşsal soruların kalabalıklaştığı aşamadır. Farklı uygarlıkların ve toplumların ürünlerini, özellikle bilimsel, teknolojik ve medya yönlerinden, insan hakları mevzuatı ve kadın hakları konusunu, özgürlük, haysiyet, sosyal adalet, eşitlik gibi bütünsel kavramlar çerçevesinde sık sık karşılaştırır.

Fas toplumunda ateizmin ve deizmin en önemli nedenleri arasında değerlere, gelenek ve göreneklere karşı insanı isyan aşamasına götüren en önemli psikolojik ve maddi güdüler kaydedilmektedir. Bu güdüler nesnel bilimsel unsurlar mı? Araştırma ve bilgiye mi dayanıyor, yoksa Amr eş-Şerîf’in dediği gibi “sadece dinin sorumluluklarından ve kısıtlamalarından bir kaçış mı, ya da arzu ateizmi veya şehvet ve karın ateizmi denen şey midir?”.130 Bu nedenleri, yerinde ve makamında yapılan görüşmeler ve analizler olarak sunulacaktır.

Ayrıca, ateizm ve deizm ruhunun içine sorunsuz ve çok basit bir şekilde sızdığı, daha ziyade, “ateizm ve deizmin yükümlülükleri” olarak adlandırdığım belirli gerçeklik ve koşullara karşı neredeyse doğal bir tepkidir. Bu yükümlülükler, genç adamın zihnini ateizmi kabul etmeye hazırlayan ve dindar aklın karıştığı ve cevaplayamadığı en zor

130Amr eş-Şerîf, Ateizm Psikolojik bir Sorundur, Yeni Kitap Yayıncılığı ve Dağıtımı Kahire/Mısır, Birinci baskı, 2016, s83.

57

sorulara cevap veren gerçekçi bir çözüm olarak gören maddi ve ahlaki unsurların bir bileşimi ve kombinasyonudur.

Bu konuda görüşülen kişiler, Fas'ın en büyük şehirlerinden biri olan Rabat, Kazablanka, Fas ve Meknes olmak üzere dört Fas şehrine dağılmış 30 ateist ve 10 deistten oluşmaktadır. Bu şehirlerin üniversite topluluklarının kuluçka merkezi olduğu unutulmamalıdır. Özellikle üniversite ve öğrenci aşamasının Denekler kuranların çoğunun inançlarını değiştirmekten ilk sorumlu olduğu göz önüne alındığında önemlidir.