• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: BAĞIMLILIĞIN STRATEJİK BİR SEÇENEK OLABİLECEĞİNE

3.3. Nitel Örnek Olay Çalışmasının Tasarımı

3.3.2. Araştırmanın Tema, Kategori ve Göstergeleri

Bu çalışmada, KBK’da bağımlılık ilişkilerine yönelik açıklamalardaki bir boşluktan hareketle, bağımlılığın mahiyetine ilişkin yeni bir iddia ortaya atılmaktadır. Bu yönüyle, sözü edilen kuramın açıklama alanının genişletilmesi öngörülmektedir. Bu aşamada,

50 Yin (2003: 21) bir örnek olay çalışması tasarımında özellikle şu 5 aşamanın mutlaka bulunması gerektiğini ifade etmiştir: (1) araştırma soruları (2) eğer varsa önermeler (3) analiz birimi (4) veri ve önermeler arasındaki mantıksal bağlantı ve (5) bulguları yorumlama kriterleri.

110

araştırmacı tarafından geliştirilen kuramsal çerçevenin ampirik olarak karşılık bulduğunu sorgulamak amaçlandığı için, verilerin toplanması ve analizinde söz konusu çerçeve kapsamındaki tema, kategori ve ve göstergeler belirleyici51 olmuştur. Bunlar, araştırmanın belirli bir odakta ve sınırlar içerisinde kalmasını ve örgülenmesini kolaylaştırmaktadır. Bu durum, verilerin de sistematik bir şekilde toplanması ve analizini kolaylaştırır.

Tablo 8: Araştırmaya Yön Veren Tema, Kategori ve Göstergeler

Tema Kategori Göstergeler

R ekabet Ü st ün lüğü Büyüme Avantajı - Kapasite artışı - Yeni pazarlara açılma - Kazanç artışı

Yeni Yetenek-Yetkinlik Geliştirme

- Bilgi, ürün ve teknoloji geliştirme - İlişkiye özgü yatırımlar - Know-how transferi rdürül ebi li rl ik İlişkiden Sağlanan Fayda

(Elde edilen değerin nasıl inşa edildiği)

- Bağımlı örgütün varlığını sürdürmesi (kaynak alışverişindeki istikrar)

- Aynı kaynak tabanına ihtiyaç duyan rakip firmalar ile olan yıkıcı rekabetin etkilerinden korunma

- Güçlü örgütün kanatları altında olma - Kaynak kombinasyonun katma değeri - İşlem maliyetlerinden kurtulma

Uzun Süreli İlişki

(Ana firma ile) - Güven Referans Etkisi

(Alternatif yeni firmalar)

- İtibar/bilinirlik - Meşruiyet

Böylesi çalışmalarda, temaların beklenen katkıyı sağlayabilmesi için araştırma sorusu ve amacı ile tutarlı bir şekilde oluşturulmaları gerekir. Temaların belirlenmesinde birçok yol52 izlenebilir. Bu çalışmada, bağımlılığın stratejik bir seçenek olabileceğine dair verilerin toplanması ve analiz edilmesine yön verecek tema ve kategorilerin

51 Hsieh ve Shannon (2005) nitel içerik analizine yönelik Geleneksel (Conventional), Yönlendirilmiş (Directed) ve Özetleyici (Summative) şeklinde üç farklı yaklaşımın olduğunu ifade etmektedir. Bu çalışmada yönlendirilmiş yaklaşım benimsenmiştir. Bu yaklaşım özellikle bir olgu ile ilgili önceki çalışmaların veya mevcut kuramın yetersiz olduğu durumlarda kullanılmaktadır. Bu yaklaşımı benimseyen araştırmacılar, ilk olarak, mevcut bir kuramsal çerçeveyi veya araştırılan olgu ile ilgili önceki araştırmaları kullanarak, temel kodlamalara rehberlik edecek temaları, anahtar kavramları veya göstergeleri belirleyerek başlarlar. Daha sonra, sırasıyla, verilerin toplanmasında ve analiz edilmesinde söz konusu çerçeve yön gösterici olur (Hsieh ve Shannon, 2005: 1281-1282).

52 Temalar, literatürde tespit edilen imalardan, araştırılan konu ile ilgili yapılan tartışma/görüşmelerden ve bu görüşmeler esnasında bilim adamları ve iş dünyasındaki uzman/uygulayıcıların vurgularından faydalanarak oluşturulabilir. Özellikle mevcut bir kuramın açıklama alanını genişletmek amacıyla yürütülen çalışmalarda, alternatif literatürlerden faydalanılarak belirlenebilir (Eisenhardt, 1989: 536). Yin (2003: 112-113) de, veri analizini kolaylaştıran bir yol olarak, alternatif açıklama alanlarına başvurularak araştırmanın çerçevesinin belirlenginleştirilebileceğini ifade etmiştir.

111

belirlenmesinde, alternatif bir açıklama alanı olarak stratejik yönetim literatüründen yararlanılmıştır. Bunun için ilk olarak stratejik yönetim disiplinin cevap aradığı temel sorular “tema” olarak belirlenmiş, daha sonra alandaki okumalar neticesinde söz konusu temalara yönelik “göstergeler” tespit edilmiş ve göstergeler de kendi aralarında sınıflandırılarak kategorileri oluşturmuştur. Daha sonra, veri toplama sürecine başlamadan, söz konu tema, kategori ve göstergelerin pratikte karşılık bulup bulmadığı üzerine Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A. Ş.’de 20 yıllık bir çalışma geçmişine sahip olan ve bu sürenin uzun bir kısmında “Yan Sanayi Geliştirme Müdürülüğü” olarak görev yapmış bir uzmanla görüşülmüştür. Uzman görüşü neticesinde araştırmacı tarafından belirlenen tespitlerin hepsinin karşılık bulduğu belirlenmiştir. Bu süreç sonucunda ortaya çıkan tema, kategori ve göstergeler Tablo 8’de yer almaktadır.

Temalara ilişkin yukarıdaki açıklamalar, Yin (2003)’in örnek olay çalışmaları için sunduğu “önermelerle” benzeri bir işlev görürler. Ancak tema ile önerme kavramlarını birbirinden ayırmak gerekir. Önermeler de, temalar gibi, nitel araştırmalara yön veren önemli enstrümanlardandır. Ancak bu iki kavram birbirinden farklı niteliklere ve işlevlere sahiptirler. Önermeler, nicel çalışmalardaki hipotezler53 gibi, literatür, önsezi, tespit veya gözlemlerden hareketle iki yapı arasında ilişki, farklılık veya etki olabileceğine dair yargı ifadeleridir. Önermelerin oluşturulabilmesi için, öngörülen ilişki, farklılık veya etkiye dair literatürden güçlü dayanakların oluşturulması gerekmektedir. Ancak literatür her zaman araştırılan konu ile ilgili önerme kurmaya olanak tanıyacak kadar güçlü imaları barındırmayabilir. Bu gibi durumlarda önerme geliştirmek tercih edilen bir durum olmaz. Böylesi durumlarda araştırmaya yön vermek amacıyla “temalar” belirlenebilir. Dolayısıyla oluşturulan temalar çerçevesinde veriler toplanır, analiz edilir ve analiz sonucundaki tespitlerden hareketle çıkarımlar yapılabilir (Gürler, 2018: 104-105). Yukarıdaki açıklamalar ile bu çalışmanın neden önermelerden değil de temalardan hareketle tasarlandığı gerekçelendirilmeye çalışılmıştır. Belirtmek gerekir ki, bir çalışma

53 Hipotezler ile önermeler arasındaki fark; ilişki, etki veya farklılık şeklindeki analize konu olan unsurların mahiyetine bağlıdır. Hipotezler değişkenler arasındaki ilişkinin mahiyetine yönelik test edilebilir nitelikteki yargı ifadeleridir. Değişkenler birden fazla değer alabilen, ölçülebilen ve bu yönüyle somut nitelikteki kavram/olgular olmaları hasebiyle bu değişkenlerden hareketle kurulan hipotezler ölçülmeye ve analiz edilmeye müsait olmaktadırlar. Önermeler de test edilebilir; doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir. Ancak önermeler değişkenler arasındaki ilişkilerin mahiyetine dair değil de yapılar arasındaki ilişkinin, etkinin ya da farklılığın mahiyetine yönelik ifadelerdir. Yapılar değişkenler gibi değer alabilen, ölçülebilen ve/veya hesaplanabilen kavram/olgular değillerdir (Bacharach, 1989: 500).

112

temalardan hareketle yürütülse bile, araştırmaya konu edilen “oluşturmalar” arasındaki ilişkiye dair çıkarımlar ileride geliştirilecek önermeler için bir alt yapı sağlayabilir. Dolayısıyla bir nitel çalışma önermeler ile başlayabileceği gibi, bu şekilde temalarla başlayıp çalışmanın sonunda yeni önermelerin geliştirilmesine bir alt yapı sağlayabilir veya önermeler ile de bitebilir. Bu çalışmaya tema ve kategorilerle başlanmış ve bulgularından hareketle geliştirilecek önermelerin gelecekteki çalışmalara girdi oluşturması amaçlanmıştır.