• Sonuç bulunamadı

2.5 TELEVİZYON VE ETKİLERİ

3.1.1 Araştırma Modeli

Bu çalışmanın teorik bölümlerinde, konuyu kuramsal çerçevede ele alabilmek amacıyla, literatür tarama yönteminden yararlanılmıştır. Araştırmanın üçüncü bölümünü oluşturan uygulama kısmında Türk Malı adlı durum komedisi türündeki dizinin üç farklı bölümü, söylem analizi yöntemi kullanılarak incelenmiştir.

Durum komedilerinde kullanılan dilin Türk Dil yapısı üzerinde ki etkilerinin inceleneceği ve araştırılacağı bu bölümde örneklem kapsamı dahilinde olan, özel televizyon yayıncılığı yapan Show TV’ de yayınlanan. Türk Malı adlı durum komedisi söylem analizi ve kesit alma yöntemleri kullanılarak incelenecektir.

82 Söylem kelimesi Latince “discurrere” (oraya buraya koşuşturma, gidiş geliş, uzaklaşma, yayılma) kelimesinden gelmekle beraber mecazi anlamda ise “özne hakkında uzun uzun konuşma”, “bir şey hakkında iletişim” gibi muhtelif anlamlara da karşılık gelmektedir. Ortaçağ Latincesinde ise “discursus” kelimesi, bir yörünge etrafında dönen, karşılıklı iletişim, hararetli tartışma ve görüşme anlamlarına gelmektedir. Dil kullanımında sadece geleneksel ögeler (cümle, paragraf, metin vs.) kullanılmamaktadır. Sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik alanlar gibi sosyal hayatın her yönüyle de ilişkilidir. Aslında konuşan ve dinleyen bir dünyanın verisi olan söylem, bir dil pratiğidir (Sözen, 1999: 19- 20).

Dilin sadece bilgilendirme ve iletişim için var olduğunu düşünmemek gerekir. Aslında dilin kendisi de iletişimdir. O, bilgiyi iletir. Eğer yalnızca bilgi iletmek için konuşuyorsak çok fakir bir iletişim içindeyizdir. Bilgiyi iletir ve fakat aynı zamanda içeriksiz, çatısız, görünmeyen ve akış halindeki bir evrendir. Bazen söylenmemiş şeyleri de açığa çıkarır (Sözen, 1999: 21).

Bir araştırma tekniği olan söylem analizi, nitel araştırma tekniklerinin diğerlerinden farklıdır ve kendine özgü bir yöntemi vardır. İncelenecek olguyu verili kabul etmeyerek işe sorgulamakla başlar. Bu olguyu bireylerin ne şekilde algıladıkları ve bu kavram gerçekliğinin temelinin oluşumu üzerine yoğunlaşır. Bir söylem analizcisi yaptığı micro çalışmalarda, içerik ve conversation analizlerinden katkı alabilmektedir (Phillips & Hardy, 2002: 9). Batı Marksizm’ iyle birlikte gelişmiş türlerden biri olan söylem analizi, analizcilerden Fairclough ve Wodak’a göre, ekonomik temelin yanı sıra Batı Marksizm’ inin toplumun kültürel ve ideolojik boyutlarına aynı zamanda kapitalist sosyal ilişkilere de vurgu yaptığını belirtir (Fairclough ve Wodak, 1998: 261, Akt. Sözen, 1999: 143).

Fairclough ve Wodak’ a göre (1998:271-280), eleştirel söylem analizinin özellikleri aşağıdaki gibidir:

Eleştirel Söylem Analizi (.ESA), sosyal problemlere yöneliktir. ESA, sosyal süreç ve problemlerin linguistik ve semiyotik görüşlerinin analizidir. Analizin odaklandığı yer, kullanımdaki dil değil, sosyo-kültürel süreçler ve sosyal yapıların linguistik karakteridir. Bir linguistik form alınır ve onun sosyal etkileşim tarzlarının

83 analizi yapılır. Güç ilişkileri söylemseldir. ESA, çağdaş toplumlarda, toplumsal güç ilişkilerinin önemli ölçüde linguistik ve söyleme dayalı doğasını ön plana çıkarmayı amaçlar. Bu kısmen, güç ilişkilerinin bir söylemde nasıl yaşadığı ve nasıl müzakere edildiği meselesidir. Hem “söylemdeki güç” hem de “söylem üzerindeki güç”e dinamik terimlerle bakmak verimlidir. Hem spesifik eylem olaylarının “hemen şimdi” sinde gücün kullanımı, hem de gücün uzun vadeli biçimlendirme süreçleri ele alınır. Söylem toplum ve kültürü tesis eder: Söylem, toplum ve kültürü belirlerken, aynı zamanda toplum ve kültürle belirlenir de. ESA, bütün söylemlerin ideolojik olduğunu iddia etmez. İdeoloji, sosyal gerçekliğin temsili değil, bir süreçtir. Söylem tarihseldir: Söylem bağlam olmadan üretilemez ve bağlam hesaba katılmadan anlaşılamaz. Bağlam daima tarihseldir. Söylem kültüre, ideolojiye ve hayat tarzlarına içkin olmak durumundadır. Söylem yalnızca şimdiye ve geleceğe atıfta bulunmaz, tarihe de atıfta bulunur, zira dil tarihseldir. Metin ve toplum arasındaki bağ, makro olanla mikro olan arasındaki bağdır: ESA, bir yandan sosyal ve kültürel yapılar ve süreçler arasında, öte yandan da metinler arasında bağlantılar kurar. Fakat bu bağlantılar öylesine komplekstir ki, hiçbir zaman doğrudan görülmez, daha ziyade, söylem aracılığıyla anlaşılabilir. Söylemin aracılık ettiği bu bağ, metin ve toplum arasındaki söylem düzenlerinin oluşturduğu bağdır. Söylem analizi yorumlayıcı (interpretative) ve açıklayıcıdır (explanatory): ESA, metinleri yapı bozumuna (dökonstrüksiyona) tabi tutar. Farklı okumaların farklı etkilerinin gösterilmesi amaçlanır; güç ilişkileri ve ideolojilerle bağlantılar kurulur. Yorum ve açıklamaların sonu asla gelmez; onlar açık ve dinamiktirler ve yorum yeni bağlam ve yeni enformasyonlara öncülük eder” Akt. Sözen, 1999:145).

Medya çalışmalarında kullanılan ESA, metin ve metnin izleyici tarafından alımlanması sürecindeki etkileşime geçmektedir. Medya alımlama çalışmalarının temelinde toplumsal yaşamın kaynakları ile günlük yaşam içinde meydana gelen mesajların, birbirlerine bağlanarak oluşturduğu yorumlama yatmaktadır. Medya alımlama çalışmalarında, alımlama anını da hesaba katılarak, aile, iş, politik etkinlikler, boş zaman etkinlikleri, din vb. ile yayılan mesajların içeriği, kullanımı ve dönüştürülmesinin nasıl gerçekleştiği yaşamın farklı alanlarına üzerine odaklandığını vurgular (Fairclough,1995: 200).

Bu araştırmada verilerin tespiti ve çözümlenmesi aşamasında; dil ve sosyal teorilerden yararlandığı, gündelik yaşam ve medya mesajları arasında ilişkiler

84 kurarak metin-izleyici etkileşimine dikkat çektiği ve tüm bunlara dayanarak televizyon metinlerinin yapılaşma sürecini eleştirel gözle okuduğu için, Fairclough ve Wodak’ın eleştirel söylem analizinde yararlanılmaktadır.

Araştırma kapsamında örneklem olarak seçilen ve bir durum komedisi olan “Türk Malı” dizisi, Türkiye’de özel televizyon yayıncılığı yapan Show TV’de Pazartesi günleri prime-time kuşağında otuz üç bölüm olarak yayınlanmıştır. Dizide incelenecek olan bölümlerden daha sağlıklı sonuç alabilmek için, yayınlanmış bölümlerin başından, ortasından ve sonlarından birer bölüm olmak üzere birinci, onuncu ve yirmi beşinci bölümüler seçilerek çözümlenmiştir. Söylem analizi yöntemine bağlı olarak araştırma modelinin birinci aşamasında, 2010 yılında yayınlanan bu üç bölüm televizyon reklamları hariç tutularak incelenmiştir. Çözümleme yapılırken Türkçe’ nin doğru kullanıldığı sahneler dikkate alınmayarak Türkçe’ nin yoğun olarak hatalı kullanıldığı sahneler incelenmiştir.

Söylem analizi yönteminin ikinci aşamasında, çözümlemesi yapılan bölümlerde kullanılan hatalı Türkçe kelimeler tespit edilmiş ve doğru kullanımlarıyla birlikte tablo haline getirilmiştir. Yanlış kullanılan kelimelerin hangi karakterler tarafından kullanıldığı ve kullanımdaki tekrar adedi belirtilmiştir. Söylem analizi yöntemi kullanılarak yapılan bu araştırmaya ait bulgular, verilerin çözümlemesi ve yorumlanması bölümünde değerlendirilmiştir.