• Sonuç bulunamadı

2 2 1 ARAÇ – AMAÇ BAĞLAMINDA “ĐNSAN ĐÇĐN ĐYĐ”

Felsefesinin teleolojik bir felsefe olduğunu ileri sürdüğümüz Aristoteles,

Nikomakhos’a Etik’e “Her sanat ve her araştırmanın, aynı şekilde her eylem ve tercihin de bir iyiyi arzuladığı düşünülür; bu nedenle iyiyi “her şeyin arzuladığı şey” diye yerinde dile getirdiler.”93 cümlesiyle başlar. Bu yargı ile kabaca, sanatın ve tüm bilimlerin, hatta praksis’in yani her eylem ve her tercihin iyiyi hedeflediği vurgulanmıştır. Sanat, bilim, praksis gibi her eylemin, her amacın kendine hedef aldığı bir iyisi vardır. Çünkü “iyi” kavramı, insanların tüm eylemlerinde hedefledikleri, tercihlerini ona göre belirledikleri ve onu gerçekleştirmeye yöneldikleri bir kavramdır. Maclntyre’a göre “iyi” ya da “bir iyi” ile anlatılmak istenen şey, insansal varlığın karakteristik olarak amaçladığı şeydir.94 O halde iyinin (agathon) arzulanması ve amaç (telos) edilmesi tüm insan etkinliğinde başat rol oynar. Bu bakımdan insanın etik boyutu, insanın diğer varlıklardan ayırt edici yanını da ortaya çıkarmaktadır. Çünkü insan dışındaki hiçbir canlı varlık, iyinin ne olduğu ve iyi yaşamın nasıl elde edileceği amacının peşinden koşmaz. Böylece iyinin amaç olması ile nasıl elde edilebileceği anlamına gelen araç ayrımı ahlak felsefesinde problematik bir hale gelmiştir.

Aristoteles’e göre “Doğaya göre oluşan her şey, bir amaç için oluşur.”95 Doğadaki her varlığın ve varlığın her etkinliğinin bir amacı vardır. Ahlak, Formlar teorisine dayandığında her şeyin bir iyiyi hedeflemesi anlamına gelir; yani o şeyin amacı formuna uygun davranmak ve mükemmellik ve tamlığa ulaşmaktır. Bu amaç gerçekleştiğinde “iyi” diye adlandırılır. Çünkü amaç hep, amacı olduğu şeyden daha

92

Ross, s. 221.

93 Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1094 a 5. 94 Maclntyre, Erdem Peşinde, s. 222. 95 Aristoteles, Protreptikos B13.

iyidir; çünkü her şey amaç için meydana gelir ve amaç hep daha iyidir ve her şeyin en iyisidir.96

Aristoteles ahlakta kimi davranışların araç, kimi davranışların veya eylemlerin ise amaç kategorisi altında değerlendirilmesi gerektiğini düşünmektedir. Örneğin insanların büyük bir kısmı zenginlik peşinde koşmaktadır. Ancak onlar için zenginlik, zenginlik olarak amaç mıdır, yoksa onların zenginlikle elde etmek istedikleri bir başka amaç, örneğin haz veya ün mü söz konusudur?97 Amaçlar arasında da farlılıklar vardır. Bazı amaçlar etkinliklerin kendileridir, bazısı ise herhangi bir şeyin amacıdır. Yani “Etkinliklerin kendilerinin eylemlerinin amaçları olması ya da amaçlarının

etkinliklerden ayrı olması”98 bazı etkinliklerin gerçek amaç olması sebebiyle herhangi bir başka şeyin amacı olan etkinliklere göre daha iyi olduğunu gösterir.

Her etkinliğin bir amacı olduğundan etkinliğin sayısı ne kadar çoksa amacın sayısı da o kadar çoktur. Örneğin tıbbın amacı sağlık; gemiciliğin gemi; askerliğin utku;

ekonominin zenginliktir.99 Bu amaçlar ise belirli uğraş alanları altında yer alır. Gem

sanatı ile binicilik araçlarına ilişkin sanatlar, biniciliğin altında; binicilik ile askerliğe ilişkin tüm eylemlerin de askerliğin altında yer alması gibi sonra gelen amaçlar önce gelen amaçların peşinden koşar ve eğer bir yerde durmazsa sonsuza kadar böyle gider ve bunu meydana getiren arzular da boş ve boşuna arzular olur. Çünkü gerçek amaç kendisi için istediğimiz, başka şeyleri de onun için istediğimiz bir amaçtır.100 Yani insanların eylemleriyle ulaşmak istedikleri iyi, bir başka şeyin elde edilmesi için araç olarak gerçekleştirilen eylemde değil, kendisi için, kendisi uğruna her şeyin yapıldığı eylemde gerçekleşen kendisi için amaç olan iyidir. Akarsu’ya göre bu iyi, araç ve amaç kategorisi içinde yorumlanması gereken insan eylemlerinin, her eylemin kendinde bir değeri olan son ereğidir.101

Bir etkinliğin aracı olan ama amaç gibi görünen eylemler vardır. Eğer bir iyiye hep bir başka şey eşlik ediyorsa fakat o, ona her zaman eşlik etmiyorsa, o ötekinden daha büyük bir iyidir. Đkinci şeyin kullanılışı birincinin kullanılışına bağımlı olduğundan bir başka şeye gereksinimi olmayan şey olana göre daha büyük bir iyidir.

96 Aristoteles, Protreptikos B17. 97 Arslan, ĐFT 3, s. 244.

98

Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1094 a 15. 99 a. g. e. 1094 a 5.

100 a. g. e. 1094 a 10-20. 101 Akarsu, s. 121.

Çünkü “…uğruna bir şeyler yapılan şey, amaçtır (amaç da zaten uğruna başka her

şeyin yapıldığı şeydir), ve her birey için, kendisine göre bu koşulları yerine getiren şey iyidir.”102 Örneğin idman, bedensel iyilik için seçilen bir araçtır. Đdmanın kendisi iyi değildir, denilemez; fakat en iyidir de denilemez. Đdman, kendinden daha büyük bir iyi için araçtır ve bedensel iyilik ona göre daha büyük bir iyidir.

Đyi, değişik eylem ve sanatlarda değişik bir şey gibi görünür. Tıp, askerlik ve öteki alanlar gibi birbirinden farklı alanlarda her alanın ayrı bir iyisi mi yoksa her şeyin onun uğruna yapıldığı tek bir iyi mi vardır? Birden fazla amacın olduğu yerde bunlardan bazıları, başka bir şeyden dolayı tercih ediliyorsa bunların hiçbiri bizzat amaç olamaz. “Kendisi için aranan, başka bir şey için aranandan; hiçbir zaman bir başka şey

için tercih edilmeyen de, hem kendileri için hem de onun için tercih edilenden daha amaçtır diyoruz; hiçbir zaman bir başka şey için tercih edilmeyip hep kendisi için tercih edilene ise sadece kendisi amaçtır diyoruz.”103 Amaçlar içinde neden tek bir amacın aranması gerektiği böylece açıklığa kavuşmuş olur.

Đnsanın tüm yapıp etmelerinin bir amacı var ise ve iyi, her şeyin amaçladığı şey olarak tanımlanıyorsa her amacı olan eylemin iyi olduğu söylenebilir mi? Her amacı olan eylem ve etkinlik iyi ise ne kadar amaç varsa o kadar iyi mi vardır yoksa birçok iyi olduğu için mi birçok amaç vardır? Eğer ikinci durum söz konusu ise tek bir iyinin ya da mutlak bir iyinin varlığından söz etmek mümkün müdür? Bu ve benzeri sorular iyiyi “iyi” kılan, yani onun doğasını, özünü araştırmaya yönelik sorulardır.

Her iyiyi iyi yapan nedenler vardır ve Aristoteles’e göre tarih boyunca bunları gözden kaçıranlar olmuştur. “Kendileri için arananlara ve sevilenlere bir türe göre iyi

denir; bunları meydana getirenlere veya bir şekilde koruyanlara, ya da karşıtlarını engelleyenlere de onlardan ötürü başka bir anlamda iyi denir. Açıktır ki, iyi olanlara iki anlamda iyi denmiş oluyor: bazılarının kendilerine bazılarına da bundan ötürü iyi deniyor.”104 Yani bazıları kendisi amaç olan ‘kendinde iyi’ oluyor; bazıları da amaca götüren iyi yani araç olarak iyi oluyor. Bir şeyi o şey yapan şey ile bağlantı kurulduğunda, Aristoteles’in nihai hedef olarak ön plana çıkardığı “iyi”nin, ilk ilkeler ve gerçek üzerine düşünmüş olan kendisinden önceki filozofların iyisinden farklı olduğu görülür.

102 Aristoteles, Retorik 1363 b 15, (Çev. Mehmet H. Doğan), Đstanbul: YKY, 2004. 103 Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1097 a 30.

Platon’ da Đyi ideası kendinde iyi olarak hem en yüksek iyi hem de başka iyilerin kendisinden pay aldığı iyi idi. Aristoteles’te ise iyi, varlıkların kendisinden pay aldığı idea olarak iyi değil; varolan ile eşit bir biçimde kullanılan ve varlığın tüm kategorilerinde bulunan bir iyidir.105 Yani sanatın, tüm bilimlerin, eylem ve tercihlerin arzuladığı iyi, kategorik bir iyidir. “Var olan kaç şekilde dile getiriliyorsa, iyi de o

kadar şekilde dile getirildiği için iyinin, ortak olan bir geneli bulunamayacağı ve bir tek olamayacağı açıktır; yoksa bütün kategoriler bakımından değil, bir tek kategori tarafından dile getirilirdi. Öte yandan bir tek ideaya göre olanlar konusunda bir tek bilgi olduğu için, bütün iyiler konusunda da bir tek iyi olurdu; oysa şimdi pek çok bilgi var, hatta bir tek kategori altında olanlar bile: Örneğin uygun zamanı belirleme konusunda savaşta askerlik, hastalıkta tıp; doğru ölçüyü bulma konusunda, beslenmede tıp, dayanıklıkta ise beden eğitimi vardır.”106 Bu noktada iyi olarak aranılan, idea olarak bir iyi değil; yaşamın içinde insan için olan iyidir. Maclntyre’a göre Platon, “iyi”yi aşkın bir şey olarak görmesine karşılık, Aristoteles “iyi”yi tikel türden bir pratikte ve toplumsal düzenlenişte gömülü olarak görür.107 Bunu Özlem, Aristoteles’in ahlak öğretisinin metafiziksel ön kabullere yaslanmış olmasının yanında somut insana, dünya ve çevresiyle ilişki içindeki insana dayandığı şeklinde yorumlar.108

Aristoteles, iyiyi, iyi olması bakımından bir neden olarak ele almamaları konusunda da kendisinden önceki filozoflara eleştiri yöneltir; çünkü onlar iyiyi, yalnızca ilineksel olarak bir neden olması bakımından ele almışlardır.109 Bu şekilde tözün, onun için var olduğunu veya varlığa geldiğini göz ardı etmişlerdir; oysa iyi aynı zamanda hareket ettirici, ereksel bir nedendir. “Ereksel neden bir erektir ve o bir başka

şeyi elde etmek için istenen türden bir erek değildir; tersine o, başka her şeyin kendisi için istendiği türden bir erektir.”110

Her eylem ve her tercih bir iyiyi amaçlıyorsa yani “iyinin kendisi, insanın yapıp

edeceklerinin amacı”111 ise ve bu tek tek iyilerin üstünde “insan için iyi” denilen bir iyi var ise bu en yüksek iyiyi “iyi” kılan nedir? Mutlu bir yaşamın ne olduğunu, ilkelerinin ne olduğunu, insana mutlu bir yaşamı sağlayacak olan yaşamın hangisi olduğunu “iyi”

105 Aristoteles, Eudemos’a Etik 1217 b 5-30, (Çev. Saffet Babür), Ankara: Dost, 1999. 106 Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1096 a 20-30.

107 Maclntyre, Ethik’in Kısa Tarihi, s. 101. 108

Özlem, Etik, s. 50.

109 Aristoteles, Metafizik 1/7 988 b 15. 110 a. g. e. 2/2 994 b 10.

kavramıyla sorgulamaya başlayan Aristoteles, “Đnsan için amaç olarak iyi nedir,

yapılacak şeylerin en iyisi nedir?”112 sorusunu sormaktan kendini alıkoyamaz. Tek tek her insanın ve ortak olarak bütün insanların, seçtikleri ve kaçındıkları şeyleri belirleyen bu amaç, eudaimonia’dır.113 Eudaimonia, Yunan günlük dilinde dışsal mutluluk olarak tanımlanması, eudaimonia için yavan bir tanım olmaktadır. Oysa Akarsu’ya göre

eudaimonia, Aristoteles’te bir çeşit edim ve eylemdir; kendisinin hazla beraber olduğu

bir edim değil, hazzın kendisine katıldığı bir edimdir.114

Hem sıradan kişiler hem de seçkin insanlar buna mutluluk dese de115 herkesin mutluluk adını verdiği şey birbirinden farklı olabilmektedir. “Kimi apaçık, belli şeyleri,

sözgelişi haz, zenginlik, onuru anlıyor, kimi de bir başka şeyi; çok kez aynı kişi bile başka başka şeyleri anlıyor; örneğin hasta olunca sağlığı, yoksul düşünce zenginliği; kendi bilgisizliklerini bilenlerse, büyük ve onları aşan şeyler söyleyenlere hayran kalıyorlar.”116 Bu nedenle mutluluk bazıları için haz, bazıları için onur, bazıları için zenginlik oluveriyor. Yaşam amacı birbirinden faklı olarak karşımıza çıktığı bu durumda, eudaimonia’yı hangi yaşam biçiminin sağlayacağı sorusu, yaşamlarını kendileri seçebilen insanların önünde seçebilecekleri ve mutluluğu bağlayabildikleri üç yaşam biçiminin varlığını gösterir. Siyaset yaşamı, teoria yaşamı (felsefeci yaşam) ve

haz yaşamı.117 Teoria yaşamı yani felsefeci yaşam aklı başındalığı, hakikate yönelik araştırmayı hedefler. Siyasetçi yaşamında güzel eylemler yani erdeme dayalı eylemler;

haz yaşamında ise bedensel hazlar, haz düşkünleri tarafından, hedeflenir.118 Bu üç yaşam biçimi içinde hangi yaşamın “insan için iyi” yi hedefleyen eudaimonia yaşamı olduğu yani araç olarak değil kendisi için istenen yaşam olduğu araştırması, praksis bakımından insanın eylem ve etkiliklerine göre belirlenecektir.

Bazı etkinlikler ve eylemler bazılarından üstündür. Etkinlik ve eyleme üstünlük veren ‘iyi’ bir başka şey olarak değil, kendisi olarak arzu edilebilir olmasından dolayı üstündür. “…onuru, hazzı, usu ve her erdemi hem kendileri için tercih ediyoruz hem de

mutluluk uğruna, onlar aracılığıyla mutlu olacağımızı düşündüğümüz için tercih

112 Aristoteles, Eudemos’a Etik 1218 b 25. 113 Aristoteles, Retorik 1360 b 5.

114 Akarsu, s. 123. 115

Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1095 a 15-30. 116 a. g. e. 1095 a 15-30.

117 Aristoteles, Eudemos’a Etik 1215 a 35. , Nikomakhos’a Etik 1095 b 15. 118 a. g. e. 1215 b 5.

ediyoruz.”119 Đyiye ulaşmada araç olan iyilerin kendileri iyi olabilir ancak en yüksek iyi olamaz; bu nedenle araç olan iyi, kendine yeter olan eudaimonia olamaz. Kendine yeter olmak her şeyin kendisi uğruna tercih edilmesi ancak kendisinin başka bir şey uğruna tercih edilmemesidir. “Kendisi amaç olan iyi ‘kendine yeter’120 iyidir. Başka bir şeye gereksinimi olmayan şey, olana göre daha kendine yeterdir, bu nedenle de daha büyük bir iyi olarak gösterir kendini. Bir anlamda yaşamı tercih edilecek kılan ve hiçbir eksiği bulunmayan şeydir kendine yeter olan. Eudaimonia da her şeyden çok tercih edilir olması sebebiyle böyle bir şeydir. Eylemlerin ve etkinliklerin amacı ile iyinin amacının kesiştiği, amaçların amacı olarak varılmak istenen yerdedir eudaimonia. Kendisini hiçbir zaman başka herhangi bir şeye araç olarak değil, aksine her zaman kendisi uğruna seçtiğimiz “insan için en iyi” denilen bütün iyilerin üzerindeki iyidir.

Özlem, eudaimonia’nın Aristoteles felsefesinde taşıdığı anlamı şöyle maddeler: 1. Eudaimonia, bütün insanların her şeyden çok peşine düştükleri nihai bir hedeftir.

2. Eudaimonia, başka bir şeyin aracı olarak değil bizatihi kendisi için değerli olmalı ve mutlak anlamda tam olmalıdır.

3. Kendisini daha değerli kılacak başka hiçbir şeyle zenginleştirilemeyecek olandır yani kendine yeter olandır.121

“Đnsan için iyi” araştırmasında eudaimonia’ya nasıl ve hangi yaşam biçimi ile ulaşılacağını araştıran Aristoteles, Platon’un insanın işlevi kavramından yararlanır. Nasıl bir flütçünün, heykeltıraşın ve ustanın bir işi varsa, eğer insan doğal olarak işsiz değilse, insanın da bir işinin olup olmadığı sorgulanmalıdır. Gözün, elin, ayağın ve tüm parçaların her birinin bir işi olduğuna göre insanın bunların ötesinde bir işi var mıdır? Đnsana özgü olanın araştırmasının yapılmasında ve insanın neliğinin ortaya koyulmasında önemli bir soru olan insanın işlevi, cevaplanması pek de kolay olmayan bir sorudur.

Yaşamak, bitkilerle ortak göründüğünden beslenme ve büyümeye dayalı bir yaşam ve duyulara sahip hayvanlarda ortak görünen bir yaşam, insana özgü olan bir yaşam ve karakteristik bir iş olamaz. “Geriye akıl sahibi olanın – bunun da akla boyun

eğen olarak, bir de akla sahip olan ve düşünen olarak – bir tür eylem yaşamı kalıyor. Eylem yaşamından da iki türlü söz edildiğinden, bunun etkinlik halinde olan yaşam

119 Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1097 b 5. 120 a. g. e. 1097 b 10.

olduğu belirtilmeli; çünkü ‘daha önemli’ diye ona dendiği düşünülüyor.”122 Ruhun akla uygun etkinliği insanın işini belirler; amaçlar ve en yüksek iyiler de ruhun bir etkinliği olarak vardırlar. Đnsan eylemlerinin nihai ve en son amacı eudaimonia olduğuna göre eudaimonia, en iyi şey ve iyi bir ruh etkinliği olarak insanın işlevi ile açıklanabilir.

Eudemos’a Etik’te vurguladığı gibi “… hem iyi durumda olmak hem de iyi yaşamak mutlulukla aynı anlama gelir, bunların her biri, hem yaşama hem eylem, bir işlevsellik ve etkinliktir.”123 Đşlevsellik ve etkinliklerini kriter aldığımızda bir öküze, bir ata ya da başka bir hayvana iyiyi hedeflemek gibi bir etkinliğe sahip olmadığından mutlu demek mümkün değildir. Yaşından ötürü böyle eylemlerde bulunamayacağından bir çocuk için de mutluluktan söz denilemez; mutlu olarak nitelenenler varsa da mutlu olmaları umulduğu için mutlu görünürler. Bu nedenlerde bir insana mutlu denilebilmesi için hem yaşamının bütünü hem de erdemi göz önünde bulundurulur.124 Mutluluk konusunda çocukların, hastaların, zihinsel özürlülerin sanılarını incelemeye gerek yoktur. O halde bir insanı ayırt edici kılan, işlevine bağlı yaşamıdır; çünkü insanın işlevi sadece yaşamak değildir. Eğer insanın işlevi sadece yaşamak değilse nedir? Erdem, insanın yaşamında ne anlama gelir?

Jones’e göre Aristoteles, her bireysel şeyin form ve maddeden bileşik bir şey olduğu tezini sistemli bir şekilde tüm varlık alanlarına uygulamıştır. Bu durumda herhangi bir şey doğanın ya da sanatın o şey için öngördüğü işlevi yerine getiriyor olduğu ölçüde yani formu fiile çıkardığı ölçüde mutludur. Aristoteles’in görüşünde, tikel türden herhangi bir şeyin nasıl mutlu olabileceğini keşfetme problemi, bundan dolayı, o tür bir şeyin işlevinin ne olduğunu keşfetme problemidir.125 Özlem’e göre insanın kendine ait bir etkinliğinin ve belli bir işlevinin olduğu düşüncesi, teleolojik metafiziğinin bir ürünü olarak tüm doğal organizmaların bir ereğe yönelmiş olduğu anlamına gelir. Buna göre, insanın işlevi ruhun akla uygun gerçekleşimi veya edimselleşmesi olup, insan için gerçekten iyi olan, tam, kendine yeter bir şey olarak

eudaimonia, insanın form kazanması, yani ruhunun, onu başka varlıklardan ayıran

parçasının, tam bir etkinlik hali içinde, tümüyle gerçekleşmesinden başka bir şey

122

Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1098 a 5. 123 Aristoteles, Eudemos’a Etik 1219 b 5.

124 Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1099 b 25-30, 1100 a 5. 125 Jones, s. 392.

değildir.126 O halde bir varlığın iyisini ve amacını belirleyen onun işlevidir. Nasıl ki madde, form ile ve beden ruh ile etkin hale geliyorsa insan da işlevi ile etkin hale gelir.

Aristoteles, her şeyde en mükemmel anlamda olan ilkenin127 iyi olduğunu

mutluluk ile açıklamıştır. Mutluluk, ruhun kendisi amaç olan erdeme uygun etkinliğidir.128 Đnsan yaşamının amacı olan mutluluk, erdeme uygun bir etkinlik ise erdemli olmanın mutlu olmak ile aynı şey olduğu ileri sürülebilir mi? Ya da mutlu olduğumuz ama erdemli olmadığımız durumlar için ne söylenebilir? Aristoteles’in üzerinde durduğu “mutluluk” anlık mutlu olmak değildir. Tek bir kırlangıç baharı

getirmeyeceği129 gibi ruhun erdeme uygun tek bir etkinliği ile nihai iyiye ulaştığı da

söylenemez. Çünkü anlık mutlulukların içine onur, haz, zenginlik, şöhret vs. girebilir; bunlar ise kişiyi iyiden uzaklaştıran şeylerdir. Bu bakımdan gerçek mutluluk, hiçbir zaman başka bir şey için değil her zaman kendisi için tercih edilendir. Kendisi amaç ve kendine yeter bir şey olan mutluluk böylece, insanın nasıl bir yaşam sürdüğünü gösteren etkinliklerle izah edilir.

Mutluluğu erdemde, erdemle birleşmiş refah olarak130 tanımlayan Aristoteles, insanın özünü, mutluluk ve işlev ile kurduğu ilişkide değerlendirir. Đnsanın işi akla uygun etkinlik ise gitarcının işi gitar çalmak, erdemli bir gitarcının işi ise iyi gitar çalmaktır.131 Her bir nesnenin işi, onun amacıdır. Amaç ise amaç olarak en iyidir; en iyi, en uçtaki şeydir yani başka her nesnenin onun için olduğu şeydir. Örneğin bir mantonun bir erdemi vardır; çünkü onun belli bir işi ve işlevi vardır. Bir mantonun erdemi demek, onun en iyi durumu demektir ve bu durum tüm varlıklar için de geçerlidir. O halde ruhta da bu böyledir çünkü onun da belli bir işi vardır.132 Đnsanın işi ve işlevi, insan için iyi ve mutlu yaşamın ne olduğunu aydınlığa kavuşmasını sağlamasının yanında, ‘insan’ın ne olduğunun izahının da temelini oluşturmuştur.

126 Özlem, Etik, s. 52.

127 Aristoteles, Metafizik 12/10 1075 a 5.

128 Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1099 b 25- 1102 a 5. 129

a. g. e. 1098 a 15.

130 Aristoteles, Retorik 1360 b 10.

131 Aristoteles, Nikomakhos’a Etik 1098 a 10.