• Sonuç bulunamadı

4.3. Estetik Eğitimi ve Leonardo Da Vinci Eskizleri

4.3.2. Leonardo Da Vinci Desenleri ve Estetik Eğitim İlişkisi

4.3.2.4. Anghiari Savaşı

“Hareket tarafından oluşturulan hiçbir hız hemen tüketilemez. Ancak bu hız büyük bir dirençle karşılaşırsa, karşı bir hareketle kendini tüketir. Kuşların eğimli inişleri sırasında kanat çırpmalarıyla kazandıkları hız, bu iniş sırasında bir mesafeyi kanat çırpmaksızın kat edebilmelerinin sebebidir” (Suh, 2010, s. 273).

Resim26 : Group of riders in the Battle of Anghiari - by Leonardo da Vinci ( http://www.leonardodavinci.net/drawings.jsp#).

Kuşkusuz yapabileceğimiz en hızlı eylemlerden biri, görmektir. Bir an içine sonsuz sayıda biçim görebiliriz; ancak bunlardan sadece bir tanesini kapsamlı olarak algılayabiliriz.

Resim 27: Meydan Savaşları Çizimi. Page From A Notebook Showing Figures

Fighting On Horseback And On Foot - By Leonardo Da Vinci. (http://www.leonardodavinci.net/drawings.jsp#).

Önce havada at ve askerlerin hareketlerinden savrulan tozlarla karışan top dumanını göstermeniz gerekir… hava dört bir yandan oklarla dolu olmalı,ve top mermileri uçarken bir duman izi bırakmalı… eğer düşmüş birini gösterirseniz bedeninin kanlanmış toz ve çamurla kaplandığı yeri göstermeniz gerekir… diğerleri ölüm acısı içinde, dişlerini sıkar, gözlerini yuvarlarken, yumruklarını bedenlerine bastırırken ve bacakları kıvrılmış

olarak gösterilmeli… ölü bir atın üzerine yığın halinde düşmüş bir sürü insan da gösterilebilir (Nicholl, 2012, s. 506).

Resim 28: Atlar için eskiz, 1503- 1504, siyah ve kırmızı mürekkep, 196x308mm, Windsor Şatosu, Kraliyet Şatosu, Kraliyet Kütüphanesi, Londra, (Özükan, 2008, S. 100- 101).

Leonardo Da Vinci anatomi, figür, mitoloji gibi temalarının yanında hayvan figürlerini de inceleme konusu olarak almıştır.

Leonardo birtakım figürler çizmek istediği zaman,.. çizmek istediği türden insanların toplandığı yerlere gider, yüzleri ve davranışlarını, giyimlerini, bedenlerini nasıl hareket ettirdiklerini gözlerdi. Aradığı şeye benzer bir şey bulunca da, metal uçlu kalemiyle hep kemerine asılı duran küçük bir deftere kaydederdi (Lomazzo, 1584, 106-7; PC 2.259. Giraldi: Akt: Nicholl, 2012, s. 353).

Resim29 : Profile Of A Man And Study Of Two Riders - By Leonardo Da Vinci (http://www.leonardodavinci.net/images/drawings/Profile-of-a-man-and-study-of-two- riders.jpg)

“Söyle, taşkınlıkla söyle […] niçin göz rüyadayken bir şeyi, uyanıkken düş gücüyle gördüğünden daha açık bir biçimde görür?” (Vezzosi, 2009, s.1)

Resim30: Anghiari Savaşı (Tavola Doria), 1503- 1505, Ahşap Üzerine Yağlı Boya, 85x115 Cm. G. Hoffman Koleksiyonu, Münih. (Özükan, 2008, S. 95).

Bir cismin şeklinin gerçek bilgisi onu farklı yönlerden görmekle elde edilir. Yani bir insan uzvunun gerçek şeklini ifade etmek için… yukarıda belirtilen kuralı izleyeceğim, uzvun dört yanı için dört sunum yapacağım. Ve kemikler için de beş tane yapacağım, onları ortadan keseceğim ve içlerindeki oyuğu göstereceğim, birisi ilikle dolu olacak, diğeri mantarsı, boş ya da katılaşmış olacak (Nicholl, 2012, s. 603).

 Cisimleri betimlemektedir.

 Cisimlerin devinen hareketlerini belirlemektedir.

 Cisimlerin birbiriyle düzenini ve dağınıklığını incelemektedir.

Bedenimle dünyaya yerleşirim ve bilincinle, sürekli oluşmakta olan bilincinle bu dünyada açı oluştururum. Dünyadaki görüş noktası olan bu bedenimi bu dünyanın nesnelerinden biri olarak belirliyorum (Merleau – Ponty). ‘Bedenimin karşısında değilim, bedenimin içindeyim, daha doğrusu bedenim’ (Merleau – Ponty). Buna göre Condillae nesneyi şöyle tanımlar; ‘Duyulara ve ruha kendini sunan şey. Her cisim duyuların önüne düşün bir nesnedir, sahip olunan her fikir kendini ruha sunan nesnedir.’ Tanım ne kadar belirgin de olsa nesne kaygandır. M. Dufrenne bu kayganlığı şöyle belirler: (algılanmış nesnenin kaygan bir yapısı vardır: o algıladığım şu nesnedir, çünkü bana sunulmuştur. Ama o aynı zamanda şeydir, algının tüketemediği yabancı gerçekliktir. Buna göre düşüncemizin tüm içeriğini de dış özneyle nesne bir bütün oluşturur, bilincimizde nesnel dünyaya kavuşur: kendi kendinin bilinci aynı zamanda dünyanın bilincidir ve dünyanın bilinci de aynı zamanda kendi kendinin bilincidir (Timuçin, 1994, s. 185, akt, Tunalı, 2011, s. 3-4)

İnsanlaşma süreci içinde üretilen ilk sanat yapıtları, çalışmanın, toplumsal bilincin belli tarihsel aşamalarında ortaya çıkmaya başlamış ve ancak bundan sonra, insan- doğa ilişkileri içinde, yaşamın estetik düzeyde özümlenmesi söz konusu olmuştur. “Bütün nesneler birlikte veya kendi başarına, çevrelerindeki havaya, her biri tam olan ve sonsuz görüntü yayarlar. Yayılan bu görüntüler o nesnenin doğasını, rengini ve biçimini yansıtır” (Suh, 2010,s. 99).

‘Sanat, biçim vermektir, bir yapıta ancak biçim sanat niteliği kazandırabilir. Rastgele, gelişigüzel, gereksiz bir şey değildir biçim. Biçimin yasalar ve kuralları insanın madde üzerindeki üstünlüğünü gösterir; bunların yardımıyla yaşantı ve elde edilen her türlü başarı bozulmayacak bir biçimde korunur. Bu yasalar, sanat için de, yaşam için de gereklidir’ (E. Fischer, Sanatın Gerekliliği, S. 125. Çev. Cevat Çapan, İstanbul, 1974, Akt, Tunalı, 2012, S.82).

Resim 31: Study Of Horses For The Battle Of Anghiari - By Leonardo Da Vinci (http://www.leonardodavinci.net/drawings.jsp#).

Resmin birinci ilkesi, temsil ettiği nesnelerin üç boyutlu olarak yerleştirilmiş olması ile ilgilidir. Bu nesneleri çevreleyen farklı uzaklıklardaki zeminler resmin ön planındaki dikey düzlem içerisinde yer alırlar. Resimde bunu sağlayan, perspektif’in üç kuralıdır: uzaktaki nesnelerin belisizleşmesi; eğimlerinin belirsizleşmesi ve renklerin belirsizleşmesi. Bu üç kuraldan ilki göze (gözün yapısına) diğer ikisi ise öz ile göz etrafından görülen nesneler arasındaki atmosfere dayanır. Resimdeki ikinci temel ilke, hareketin doğru yansıtılması ve bütün insanların birbirinin aynısı olmaması için, figürlerde çeşitliliktir (Suh, 2010, s. 14).

Resim 32: Study for the Trivulzio Equestrian Monument - by Leonardo da Vinci. (http://www.leonardodavinci.net/drawings.jsp#)

‘… özne dünyayı ve kendini düşünürken yalnızca şeyleri değil, tüm durumları, konumları, ilişkileri de nesneleştirir. Nesne buna göre kendisi özneye sunan şeydir öznedeki sunumdur. Dış dünyayı türünün yapısal koşullara göre algıladığımız kesindir. Buna göre bu dünyayı algılama biçimim vardır. ‘dünyayı doğru olarak algılayıp algılayamadığımızı sormalıyız, tersine dünya biçim algıladığımız şeydir diyebilmeliyiz’ der (Merleau Ponty, Merleauponty, Akt, Tunalı, 2011, 3-4).

Resim33: Savaş Atları İçin Eskiz 1503- 1504, Kâğıt Üzerine Mürekkep Kalem, Uffizi Galerisi, Floransa. (Özükan, 2008, S. 97).Study of battles on horseback - by Leonardo da Vinci. (http://www.leonardodavinci.net/drawings.jsp#)

 Işık kaynağını tüm uzamsallardaki vuruşunu incelemektedir.  Ölçek olarak aldığı bir takım Realler bulunmaktadır.

 Bir nesneyi betimlemeden önce plan yaparak ortaya çıkacak sonucun ayırtına varmaktadır.

 Gerçek şekiller sayesinde şekillerin bilgilerini elde etmiş ve bilgileri zihinsel görme aracı olarak kullanmıştır.

Benzer Belgeler