• Sonuç bulunamadı

Anadolu Aleviliğini Etkileyen Sosyo-­‐Ekonomik ve Siyasi Etkenler 51

2. Türklerin İslam’ı Kabulleri ve Anadolu’ya Gelişleri

1.3.   Anadolu Aleviliğini Etkileyen Sosyo-­‐Ekonomik ve Siyasi Etkenler 51

Anadolu’ya hicret yoğun olarak XI. yüzyıldan başlayarak XIV. yüzyıla kadar sürmüştür. Moğolların önünden kaçarak Anadolu’ya akın eden Türkmen gruplar Anadolu Selçuklu Hanedanlığını seviyor ama özgürlüklerine fazla düşkün oldukları için vergi verme zorunluluğunu bir otorite çabası olarak görüyorlardı. Göçmen Türklerin otoriteye karşı ayaklanma gerekçelerinden biri bu ekonomik sebeptir.252 XIII. yüzyıl ve sonrasında ictimai, iktisadi ve siyasi açıdan Anadolu’da huzursuzluk, düzensizlik ve asayişsizlik hâkimdi. Bu durumu kullanmak isteyen fırsatçılar dini motifleri ustaca kullanarak siyasi propagandalarını yapmışlardır.

XIII. yüzyılda Moğolların önünden kaçan Türkmen boyları Anadolu’ya kitleler halinde gelmeye başladılar. Moğol istilasıyla had safhaya ulaşan zaten o güne kadar gelen göçlerle Anadolu’daki nüfus artmış, bu durum boylar arasında mesken tartışmalarına sebep olmuştur. Yapılan göçlerle Anadolu Selçukluların toprak rejimi bozulmuş, konar-göçerlerin aksine toprak sahipleri ortaya çıkmıştı. Bu durumdan dolayı göçebelerin otlak ve kışlak bulmalarını zorlaştırmıştı.253 Türkmen boylarının kitleler halinde Anadolu’ya gelişleri sosyal ve maddi açıdan güçlüklere sebep oldu. Çoğu göçebe hayatı benimsemiş olan bozkır Türkmenleri, şehir merkezlerine yerleşmiş Fars kültürünün etkisinde kalan ve İslamlaşmış yerleşik Türkler ile anlaşamıyorlardı. XII. yüzyılda Selçuklu yönetiminde ve merkezi şehirlere medreseli İran unsurunun hâkim olması, şehirli halk ile göçebe Türkler arasında farklılık yaratmıştır. Konargöçerlerle yerleşik hayata geçmiş Türkler arasındaki yaşam tarzları sosyal zıtlaşmaya ve karşılıklı hor görmeye sebep oluyordu.254 Şehirli halk yalnızca Türkçe konuşmayı bilen bu göçebe Türkmenleri hakir görüyor ve onlara “Etrak-i bi-idrak” (idraksiz, akılsız Türkler) diyorlardı.255 Bu söylemin arka planındaki sebeplerden biri Türkmenlerin hala eski inançlarına olan

252 Bk. Anton Josef Dierl, Geschichte und Lehre des anatolischen Alevismus-Bektaşismus (Anadolu

Aleviliği), Çev. Fahrettin Yiğit, 1. Baskı (İstanbul: Ant Yayınları, 1991), 41.

253 Bk. Ahmet Yaşar Ocak, Babailer İsyanı, 2. Baskı, (İstanbul: Dergâh Yayınları, 1996), 39-40; Bk.

Abdulkadir Sezgin, Sosyolojik Açıdan Alevilik Bektaşilik, (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002), 56.

254 Bk. Ocak, Babailer İsyanı, 41.

bağlılığıydı. Müslüman olan göçebe Türkmen gruplar bile hala eski gelenek ve göreneklerine en az Müslümanlaşmamış gruplar kadar bağlıydılar. İslam örtüsü altında eski merasimlerini aksatmıyorlar, tıpkı İslam öncesinde olduğu gibi toplantılarında kadın erkek yan yana oturuyorlar, alkol ve haşhaş kullanımına devam ediyorlardı.256

Anadolu’da nüfus oranın yükselmesi, sosyal ve ekonomik dengenin bozulması, devlet idaresinin keyfiliği ve idarenin halkına yabancılaşması gibi bütün bu sebepler belirli bölgelerdeki halkın ayaklanmasına sebep olmuştur. Selçuklu döneminde 1240’da meydana gelen Babai İsyanı, bozulan iktisadi ve sosyal düzen neticesinde vuku bulmuştur. Selçuklu devleti, devlet işlerinde Türkmenlerin yerine İranlı unsurları tercih ediyor, bürokrasinin önemli mevkilerine İranlıları getiriyordu. İranlılar Türkmenlere karşı iyi davranış içinde değillerdi.257 Devletin kendilerine yabancılaştığını hisseden Türkmen gruplar istenilmeyen vatandaş olduklarını düşünüyorlardı. İdari yolsuzluklarla toprak ve vergi nizamının sarsılması göçebe hayat süren Türkmen grupları daha olumsuz etkilemiştir.258 Toprak nizamının bozulması neticesinde arazi bulma sıkıntısı ortaya çıkmıştır. Hayatlarını idame etmek için zorlu bir süreç yaşayan Türkmenler, kendilerini kurtaracak semavi bir şahsiyet beklemişlerdir. Bu süreçte ortaya çıkan Baba İlyas Horasani onların bu beklentilerini karşılamak için, aslında iktisadi-sosyal içerikli bunalım neticesinde ortaya çıkan sorunu dini karakter ortaya koyarak çözüme ulaştırmaya çalışmıştır.259 Türlü siyasi- iktisadi sorunlardan bunalmış olan halk Baba İlyas Horasaniyi kurtarıcı (mehdi) olarak görmüştür. Eski araştırmaların çoğunda Babai ayaklanması mezhebi bir ayaklanma olarak görülürken, son dönemdeki bilim adamların tetkikleri bunun sosyo-ekonomik nedenlerden kaynaklı bir isyan olduğunu belirtmişlerdir. Burada Şiilikten Sünni inanca geçen “mehdi” inancını idarecilere karşı siyasi muhalefetin fiili mücadeleye dönüştüğü durumlarda dini olarak teşvik unsuru olarak kullanıldığını görüyoruz. Göçebe Türkler arasında birçok taraftar edinen Baba

256 Bk. Mélikoff, Uyur İdik Uyardılar, 185. 257 Bk. Ocak, Babailer İsyanı, 42.

258 Bk. Ocak, Babailer İsyanı, 39; Bk. Çetinoğlu, Safeviler ve Kızılbaş Türkler, 47. 259 Bk. Turan-Yıldız, Tarihten Günümüze Anadolu Aleviliği, 15.

İlyas’ın ve halifesi Baba İshak’ın başlattığı Babailik hareketi tüm Anadolu’ya hatta Rumeli’ye yayılmış ve Bektaşiliğe dönüşmüştür.260

Osmanlı Devleti’nin ilerleyen dönemlerinde savaş alanında toplar kullanılmaya başlamış atlı süvarilerin yerini yaya askerler almıştır. Yaya savaşmayı bilemeyen ve kolay disiplin olmayan Türkmen gruplar aileleriyle birlikte kırsal bölgelere dönüp yerleşmiştir.261 Şehir merkezinde kalan Türkler Sünnileşirken kırsal bölgelerde ise Sünni eğitimden uzak batıni içerikli inanca bürünen Türkmen gruplar yaşamıştır. Şehirdeki halk kırsal kesimde ya da göçebe yaşama sahip bu kitleleri din dışı görerek ötekileştirmeye başlamıştır. Şahkulu İsyanı olarak kayıtlara geçen isyanın en önemli sebebi yine sosyo-iktisadi sebeplerdir. Adaletsiz ve zorba yönetildiklerini düşünen fakir Türkmen halkı, topraklarına el koyulup topraksızlaştırılmaları ve ağır vergiler altında ezilmeleri isyanın başlamasının en önemli sebebidir.262

Farklı coğrafyalardaki Aleviliği tek bir kalıp çerçevesinde yorumlamak doğru değildir. Anadolu Aleviliğini Ehl-i Beyt sevgisi ekseninde doğal, sosyal ve siyasal koşulların etkileşimiyle şekillenen bir yapıdır.263 Çünkü ırk olarak Türklerin İslam’ı kabul edişlerindeki süreçten başlayarak sahip oldukları sosyal yapı ve tarihi serüvenleri içinde edindikleri siyasi, sosyal ve iktisadi tecrübeler onların inanç oluşumları üzerinde etkisi olduğu muhakkaktır. Anadolu Aleviliğini de bu etkenler altında incelemek bizi en doğru sonuca ulaştıracaktır.