• Sonuç bulunamadı

2. Türklerin İslam’ı Kabulleri ve Anadolu’ya Gelişleri

1.1.   Alevilik Nedir? 43

Alevi sözcüğü Arapça ’da Ali’ye mensup, Ali’ye ait anlamlarına gelmekle214 beraber bilim adamlarının “Alevi” terimini; “Hz. Ali’ye taraftar olma, Hz. Ali yolundan gitme” anlamında kullandığını söyleyebiliriz. Yaygın sözlük manasına göre; “Hz. Ali’ye bağlı ve ondan yana olan kimse” demektir. Bütün anlamlara göz attığımız da Alevi terimi için Hz. Ali’yi sevip, onun soyunun yani Ehl-i Beyti’nin yolunu takip etmek şeklinde yorumlayabiliriz. Hz. Ali’yi sevmek ve saymayı “Alevilik”, seven ve sayan kişiye de “Alevi” denmiştir.215 Bu sevginin normal denecek boyutu olduğu gibi, mübalağa boyutunda yaşayanlar ve dile getirenler de olmuştur.

213 Bk. Mehmet Ersal, Alevi-Bektaşi İnanç Sisteminde Hiyerarşik Yapı: Çubuk Havzası Aleviliği

Örneği (İzmir: Doktora Tezi, 2013): 19.

214 Bk. Fığlalı, Günümüz İslam Mezhepleri, 530. 215 Bk. Eröz, Türkiye de Alevilik-Bektaşilik, 41.

İslam siyasi tarihinde bu kavram ilk defa Hz. Muhammed’in vefatını müteakip Raşit halifeler döneminde kullanılmıştır. Halife seçimlerinin olması ve ilk üç halifenin de vefatından sonra şiddetlenen halife tartışmaları neticesinde Hz. Ali’nin halife olmasını isteyenlere “Aleviyye” ya da “Şiatü Ali” denmiştir. Bu kullanımıyla Alevi tabiri Hz. Ali tarafını tutan siyasi bir topluluğu ifade eder.

Hz. Ali’nin soyundan gelenlere de “Alevi” denmiştir.216 Hz. Ali’nin soyundan özellikle de Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in soyundan gelenlere “seyyid, şerif, emir” gibi lakaplar kullanılıyorken, Emevi Devleti’nin son dönemlerinden itibaren bu kavramlara ek olarak “Alevi” kavramı da kullanılmaya başlanmıştır.217 Günümüzde hala Mısır, Suudi Arabistan, Yemen ve İran gibi ülkelerde “Hz. Ali’nin soyundan gelenler” manasında “Alevi” kavramı kullanılmaktadır.218 Abbasiler döneminde de bir dönem Hz. Ali’nin soyundan gelenleri anlatmak için Alevi kavramı kullanılmıştır.219 Abbasiler döneminde özellikle devlet kurmak isteyen sülaleler, siyasal alanda kendini kabul ettirebilmek ve başarı sağlamak için “Alevi” soyuna bağlılığını dile getirerek var olmaya çalışmıştır.220 Bu yaklaşımdan dolayı soyu Hz. Ali’ye dayansın ya da dayanmasın birçok aile soyunun Hz. Ali’ye dayandığı iddiasında bulunmuştur.

Alevi terimi Hz. Ali’ye bağlı ve ondan yana olan kimseler için kullanılan bir tabir olduğu için Y. Ziya Yörükan bu bağlılığın zamanla derece derece değişerek farklı aşamalardan geçtiğini belirtmiş ve bu aşamaları sıralamıştır. Yörükan’a göre “Alevilik” ilk olarak halife seçiminde Hz. Osman’dan yana değil Hz. Ali’den yana olanlar için kullanılmıştır. İkinci kullanım Hz. Ali’nin neslinden gelen, bazen de Ali oğullarının taraftarlarına “Alevi” ismi verilmiştir. Üçüncü olarak, daha Hz. Ali’nin sağlığında halifeliğe en layık ve en üstün sahabe olarak gören bazı kimselere; dördüncü olarak, Hz. Ali’ye imamlığın Allah ve peygamber tarafından verildiğine inanan, masumluk, teberri, takiyye gibi kavramları ortaya atan Şia Aleviyye’si için

216 Bk. Abdulbaki Gölpınarlı, Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri, (İstanbul: İnkılap

Yayınları, 2005), 18.

217 Bk. Ahmet Yaşar Ocak, “Alevi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV

Yayınları, 1989), 2: 369

218 Bk. Ali Yaman, Alevilik & Kızılbaşlık Tarihi, 2. Baskı (İstanbul, Nokta Kitap, 2012), 20. 219 Bk. Kılıç, Yükselen Alevilik, 29.

kullanılmıştır.221 Cevat Meşkur’un Alevilik hakkında yaptığı tanımlamaların birinde, gulat manada kullanıldığını öne sürerek, Hz. Ali’ye uluhiyet makamı veren veya peygamberliğin Hz. Ali’ye verildiğini iddia eden gulatın tamamına verilen isim olduğunu belirtmiştir.222

Şii ve Alevilerin, Hz. Ali’yi sevmek, düşmanlarını sevmemek hususundaki görüşlerini Sünniler de benimserler. Mehmet Eröz bu konuyu: “Ali taraftarlığı demek olan ‘Şia’, ‘Şiilik’ ve ‘Ali’yi sevmek’ demek olan ‘Alevilik’, Sünniler için de kullanılabilecek sıfat ve vasıflar olur”223 şeklinde yorumlamıştır. Yani bu ortak yorumda Sünniler de Şiiler ve Aleviler gibi aynı görüşe sahiptirler. İslam Mezhepleri Tarihinde “Alevi” kavramı çok genel bir anlamda Şia ile eş anlamlı olarak yorumlanmıştır. Normalde Şia demek Hz. Ali’ye taraftar olma anlamındadır.224 Buna göre “Alevi”, Allah ve Hz. Muhammed tarafından Hz. Ali’nin devlet başkanlığına tayin edildiğine inanan, imametin kıyamete kadar Hz. Ali ve Hz. Fatıma soyuna veya Haşimiler’e ait olduğuna inanan grupların ortak adı olmuştur. Bu yoruma göre Şia mezhebinin İmamiyye, Zeydiyye, İsmailiyye, Nusayriyye ve diğer Şii gruplarına da Alevi denir. Çünkü bu zümreler Hz. Ali ve ona sevgi bağlılık adına ortaya çıkmış, siyasi zümreleşme hareketlerine katılmışlar ve ortaya koydukları isimlere göre farklı farklı adlar almışlardır. Bu grupların tamamını kapsayan Alevi kavramı siyasi ve dini zümreleşmenin adı olmuştur.225

Alevi terimi tarikatlar içinde kullanılan bir tabir olmuştur. Bu tarikatlar silsilelerini Hz. Ali’ye dayandırdıkları için “Alevi tarikatlar” olarak isimlendirilmiştir.226 Tasavvuf geleneğinde her tarikat ashaptan birine bağlanır. Kendilerini nispet ettikleri yere göre isim alırlar. 227 Mesela Nakşiler ve Mevleviler kendilerini Hz. Ebubekir’e bağlarlar. Anadolu’da Bektaşiler ise kendilerini Hz. Ali’ye bağladıkları için kendilerine aynı zamanda Alevi de denmiştir.

221 Bk. Yörükan, Anadolu’da Aleviler ve Tahtacılar, 443-444.

222 Bk. Cevat Meşkur, Mezhepler Tarihi Sözlüğü, Çev. Mehmet Mahfuz Söylemez, Mehmet Ümit,

Cemil Hakyemez (Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2011), 47.

223 Eröz, Türkiye’de Alevilik Bektaşilik, 46.

224 Bk. Şehristani, Milel ve Nihal, Çev. Mehmet Öz, 2. Bakı (İstanbul: Litera Yayınları, 2011), 135. 225 Bk. Sönmez Kutlu, Alevilik Bektaşilik Yazıları, Aleviliğin Yazılı Kaynakları, Buyruk, Tezkire-i Şeyh

Safi, 1. Baskı (Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2006), 254.

226 Bk. Ocak, “Alevi”, 2: 369

227 Bk. Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimler ve Deyimleri Sözlüğü, (Ankara: Otto Yayınları 2014),