• Sonuç bulunamadı

3. ANA DĠLĠ EĞĠTĠMĠNDE KONUġMA EĞĠTĠMĠ

3.2. ANA DĠLĠ VE ÖĞRETĠMĠ

YaĢadığımız çağın en önemli değeri, bilgidir. Günümüzde insanların baĢarı ölçütleri, bilgiyi doğru kullanma ve üretebilmedir. Bunların yapılabilmesi için öncelikle doğru düĢünebilen, düĢündüklerini aktarabilen ve anlatılanı doğru Ģekilde anlayan bireyler yetiĢtirilebilmesi gerekmektedir. Bunu yapabilmenin en önemli yolu da bireylere iyi bir ana dili eğitimi vermekle mümkün olacaktır.

ġahin (2001:199), “Eğitim, büyük ölçüde dil aracılığı ile bilgi, tecrübe ve değerler aktarma süreci olduğuna göre, iletişim aracı olan dilin bu süreci kolaylaştırması ya da zorlaştırması mümkündür. Öğrencinin ilk kez karşılaştığı bir terim, eğer onun zihninde yakın anlamları uyandırabiliyor, ana dilindeki bilgi ve sezgileri ile ilişki kurma olanakları veriyorsa öğrenme işlemi kolaylaşacaktır.”diyerek ana dilinin düĢünce üzerindeki etkisini ve eğitimdeki önemini vurgulamıĢtır. Ana dili, adından da anlaĢılacağı üzere ilk olarak bireyin, ailesinden özellikle de annesinden daha sonra da yakın çevresinden öğrendiği ve sonra okulda eğitimini alarak geliĢtirdiği dildir.

Aksan (2000:81), ana dilini, insanın bilinçaltına inen ve bireylerin tolumla en güçlü bağlarını oluĢturan dil olarak tanımlamıĢtır. Ayıca, çocuğun herkesten önce annesinin konuĢtuğu dilin ya da lehçenin ses özelliklerini kazandığını belirterek, ana dilinin anne ile bağlantısına değinmiĢtir.

Bireylerin, baĢkalarıyla hayat boyu sağlıklı ve düzgün iletiĢim kurmaları, kendilerini geliĢtirebilmeleri için ana dillerini iyi kullanmaları gerekmektedir. Ana dili çocuğun içinde yaĢadığı çevrenin ve bağlı bulunduğu toplumsal kültürün bir ürünüdür.

Çocuğun, baĢlangıçta annesi ve yakın çevresinden öğrendiği dil, çocuğun temel ihtiyaçlarını karĢılayacak düzeydedir. Zamanla ana dili çocuğun geliĢime bağlı olarak yaĢadığı çevrenin de etkisiyle onun gereksinimlerine uygun olarak Ģekillenmeye baĢlar.

BaĢlangıçta sadece anneden ve aileden daha sonra da yakın çevreden öğrenilen ana dili, okulda düzenli ve planlı bir Ģekilde öğretilir. Ana dilinin baĢlangıçta geliĢigüzel

30 öğrenildiğini ve daha sonra bu öğrenmenin okulda kasıtlı bir Ģekilde yapıldığını Demirel (2002:6) Ģu Ģekilde belirtmiĢtir:

“Birey, aile ve yakın çevrede başlayan ana dilini, tüm yaşamı boyunca kullanmaktadır. Aile ve yakın çevrede başlayan ana dili öğrenme süreci gelişigüzel kültürleme yoluyla olmakta; bunu okullarda kasıtlı kültürleme yolu izlemektedir.

Okullarda yer alan kasıtlı kültürleme yoluyla ana dili öğretimi dilin kurallarını ve doğru kullanımını bireylere kazandırmayı amaçlamaktadır” (Demirel, 2002: 6).

Ana dili, kiĢinin günlük hayatını devam ettirmesini sağlar. Ancak, Uludağ (2006:89), bilimsel, felsefi, teknolojik, siyasi vb. geliĢmeleri takip etmek için bunun yetmeyeceğini, durumlara uygun gerekli yorumların yapılamayacağını ve sağlıklı bir düĢünmenin gerçekleĢmeyeceğini belirtmiĢtir. Bunu gerçekleĢtirmenin yolu Demir (1996:38)‟e göre, sağlıklı düĢünebilme, olayları doğru anlayabilme ve yorumlayabilme, düĢüncelerini anlatabilme gibi yeteneklerin geliĢtirilmesiyle mümkündür. Dilin iĢleyiĢ düzeninin kavranması ise bu yetenekleri edinebilmenin ön koĢuludur.

Ülkemizde ana dili olarak Türkçenin öğretimi, ilköğretimin ilk kademesinde baĢlamakta ve ilköğretimin ikinci kademesinde devam etmektedir. Daha sonra ortaöğretim ve üniversitede de “Dil ve Anlatım”, “Edebiyat”, “Türk Dili” dersleriyle devam eden ana dili öğretimi, örgün eğitim boyunca devam etmektedir. Aydın (2009:21) ve Özbay (1997:34), ilköğretimin, ilk okuma ve yazma öğretimi ile temel dil becerileri olan dinleme, konuĢma, okuma, yazmanın temel düzeyde kazandırılmasının ve çocuklarda ana dili sevgisi ve bilincinin uyandırılmasının amaçlandığı ilk eğitim basamağı olduğunu ve bundan dolayı, ilköğretimde Türkçe öğretiminin büyük önem taĢıdığını ifade etmektedir.

Kavcar (1998:12), dil eğitiminde asıl hedefin dört temel dil becerisi ya da dil öğrenme alanları olan dinleme, konuĢma, okuma ve yazma becerilerinin hedef kitleye kazandırılması ve geliĢtirilmesi olduğunu belirtmiĢtir. Bu bakımdan ana dili dersi sadece bilgi aktarma dersi değil, aynı zamanda bir beceri kazandırma dersidir. Dil eğitiminin temel amacı, kiĢilerin düĢünme ve iletiĢim becerilerinin geliĢtirilmesidir.

Dille iletiĢimin bir yönünü anlatma, öteki yönünü anlama oluĢturur. Bu nedenle bütün ülkelerin eğitim sistemlerinde dil eğitimine, özellikle ve öncelikle ana dili eğitimine

31 büyük önem verilir. YetiĢmekte olanlara dilin çok iyi bir Ģekilde öğretilmesi için çalıĢılır. Çünkü dil, kültürün temel ögesidir ve insanları birbirine yaklaĢtıran en önemli araçtır.

Ana dili öğretiminde temel hedef bireylere okuma, dinleme, konuĢma ve yazma becerisi kazandırmaktır. Bu becerilerin en fazla en iyi öğretildiği ders Türkçedir. Bu nedenle, Dursunoğlu (2004:242), ilköğretimin ilk kademesinde sınıf öğretmenlerine ve daha sonra ikinci kademede Türkçe öğretmenlerine ve ortaöğretimde edebiyat öğretmenlerine büyük görevler düĢtüğünü belirtmiĢtir. Çocuğun Türkçe eğitiminde, Türkçeyi etkili kullanabilmesinde özellikle ilköğretimdeki eğitiminin ve öğretiminin önemi çok büyüktür.

Çocuklar ana dilini genelde, annesiyle veya çevresindekilerle oyun oynayarak edinmektedirler. Okula geldiklerinde ise düzenli ve planlı bir öğrenme gerçekleĢmektedir. Bu nedenle çocuk okula geldiğinde, onun yaĢı gereği oyuna yeterli zaman ayrılmalıdır. Birtakım yaĢantılar çocuklara oyunlaĢtırılarak öğretilmelidir. Yıldız (2003:18)‟a göre çocuklar, kendilerini ilgilendiren ve önemsedikleri çevre sorunlarını açıklamaya ve anlatmaya çalıĢmalı, onlara baĢlarından geçenleri ve deneyimlerini birbirlerine anlatma olanağı sağlanmalıdır. Bu nedenle ilkokuldaki ana dili dersleri yalnızca çocukların dil yeteneklerini değil aynı zamanda onların yaĢam, deney ve dünya görüĢlerini de geliĢtirme görevi vardır. Bu demektir ki, ana dili dersleri, çocukların hem yaratıcı hem de duygusal ve estetik becerilerini geliĢtirmelidir.

Bireylerin sağlıklı iletiĢim kurmaları, karĢılarındakileri iyi anlamakla ve düĢüncelerini doğru bir Ģekilde anlatmakla mümkün olmaktadır. Bunları yapmanın tek yolu, iyi bir ana dili eğitimi almakla gerçekleĢmektedir. Bireylerin iyi bir ana dili eğitim almıĢ olmaları sadece okuldaki baĢarısını değil, kiĢinin bütün yaĢantısını etkileyecektir.

Çünkü ana dilinin bireylerin kiĢisel geliĢimleri için büyük önemi vardır. Ana dilini iyi kullanan bireyler, düĢündüklerini doğru ifade etmede, baĢkalarıyla kolay iletiĢim kurabilmede ve dolayısıyla akademik hayatta ve iĢ yaĢantısında zorluk çekmezler. Ana dilini iyi kullananlar, düĢünen, üreten, tartıĢan, sorgulayan, problem çözen ve karar verebilen bir kiĢiliğe sahiptirler.

32 Bireyler, ana dilini sadece Türkçe derslerinde değil, diğer bütün derslerde kullanmaktadırlar. Bu nedenle, ana dili öğretimi öncelikle sınıf, Türkçe ve edebiyat öğretmenlerinin görevi olmakla birlikte diğer bütün öğretmenlerin de görevidir.