• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE RAUF BEY

2.6. Amasya Genelgesi ve Rauf Bey

Rauf Bey, Ankara’ya geldiğinde rahatsızlanmış ve biraz dinlenmişti. Ali Fuat Paşa Havza’ya geçmiş olan Mustafa Kemal Paşa’ya çektiği telgrafta: “Tanıdığı bir zatın, bazı arkadaşlarla birlikte İstanbul’dan Ankara’ya geldiğini, nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda emir beklediklerini yazmıştır. Şifreli olan telgrafta ismi açıklanmayan tanıdığı zatın gizlenmiş olmasına şaşıran Mustafa Kemal Paşa; Ankara’dan ayrıldığınızı belli etmeyecek tedbirleri aldıktan sonra, isim ve kıyafet değiştirerek, İstanbul’dan gelen arkadaşları da yanınıza alarak, birkaç gün içinde hemen yanıma geliniz”195 diye cevap vermiştir.

Hazırlıklarını tamamlayan Rauf Bey ve diğer arkadaşları, 12 Haziran 1919’da Tosya-Osmancık-Merzifon yoluyla Havza’ya hareket ettiler. Altı gün sonra, 18 Haziran’da ulaştıkları, Havza’ya birkaç kilometre olan Değirmenler mevkiinde, Mustafa Kemal Paşa’nın Havza’dan ayrılıp Amasya’ya geçtiğini öğrendiler. Ertesi sabah yola koyulan kafile akşam Amasya’ya vardı.

19 Haziran 1919’da Amasya’ya vardıklarında, Mustafa Kemal Paşa telgrafta adı gizlenen tanıdığı zatın, Rauf Bey olduğunu anlamıştı. Bu duruma “Pek güzel! Ama adını saklayarak beni üzmenin ne anlamı vardı?”196 diye içinden geçirerek arkadaşlarını karşılamıştır. Akabinde Kazım Karabekir Paşa’ya telgraf çekerek Ali Fuat Paşa ve Rauf

194 ATASE A, ATA-ZB, 17/8AA

195 Atatürk, Nutuk, s.23 Cebesoy, Milli Mücadele Hatıraları, s.120

52

Bey’in Amasya’ya geldiklerini, genel durum hakkında görüşeceklerini ve kendilerine bildireceklerini belirtmiştir197.

Rauf Bey ile Mustafa Kemal Paşa Amasya’da buluştuklarında ikisi de samimi birer arkadaş idiler. Ancak halk tarafından kabul görme nezdinde Rauf Bey bir adım önde idi. Çünkü kendisi bütün memlekette, hatta yurt dışında ve bilhassa İngiltere ve Almanya’da “Hamidiye Kahramanı” olarak nam salmış, saygı duyulan bir kimseydi. Bahriye Nazırı olarak da arkadaşları arasında siyaseten en yüksek makama ulaşmış idi. Halk tarafından tanınan, sevilen, saygı duyulan biriydi. Amasya’ya hükümetle ilişkisini kesip, sivil olarak gelmesi halk nezdinde padişahçı olmaması dolayısıyla kabul görmüştü.

Mustafa Kemal Paşa ise; memlekette ve aydınlar içerisinde Anafartalar kahramanı olarak tanınmış olmasına rağmen geniş halk kitlelerine ulaşamamıştı198. Anadolu’da Enver Paşa’ya duyulan kızgınlığın etkisiyle, bütün sivrilmiş kumandanlara şüphe ile bakılıyordu. Neticede Amasya’ya ulaştığında “fahrî yaver-i hazret-i şehriyari” ünvanı almış, müfettişlik görevi ile asker kişiliği ön planda idi. Rauf Bey ise eski Bahriye Nazırı olarak siyasi kimliği ile öndeydi. Tabii bunlar bir ayrıştırma oluşturmuyor sadece Milli Mücadele için gerekli olan askeri ve siyasi dehanın kuvvetini gösteriyor ve Milli Mücadele Hareketi’ni başarıya ulaştırması açısından önem taşıyordu.

Rauf Bey ve arkadaşları ile Mustafa Kemal Paşa, yapılacak mücadelenin şahsiyattan çıkartılıp, bütün bir milletin birlik ve dayanışmasını sağlayacak şekilde olabilmesi için, Amasya’ya geldiklerinde vatanın kurtuluşu adına bir toplantı gerçekleştirdiler. Toplantıda, öncesinde Mustafa Kemal Paşa tarafından hazırlanan müsvedde incelenerek, görüş birliğine vardıkları kararları, Erzurum’da kolordusunun başında olan Kazım Karabekir Paşa’ya da bildirip muvafakatini aldılar.

21/22 Haziran 1919 gecesi hazırlanan genelgenin esas noktaları şunlardı: “Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir

İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi göstermektedir

197 ATASE A, İSH Kol. 346/119

53

Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır

Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını gür bir sesle cihana duyurmak için her türlü baskı ve kontrolden uzak, milli bir heyetin varlığı zaruridir

Anadolu’nun her bakımdan en güvenli yeri olan Sivas’ta hemen milli bir kongrenin toplanmalıdır

Bunun için bütün illerin her sancağından milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olan en kısa zamanda yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir

Doğu illeri adına 23 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanmalıdır. O tarihe kadar öteki illerin temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse, Erzurum kongresinin üyeleri de Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket etmelidir”199.

Genelge metnini Ali Fuat Paşa tereddütsüz imzalarken, hemen imzaladığını belirten Rauf Bey’in200, Nutuk’ta ise imza için çekingen davrandığı belirtilmiştir: Rauf Bey, misafir olduğundan bu müsveddeye imza koymak için kendini ilgili ve yetkili görmediğini, Mustafa Kemal Paşa da bunun tarihi bir hatıra olarak imzalaması gerektiğini belirtmiş ve bunun üzerine imzalamıştı201. Refet Paşa ise imzadan çekinerek tamimdeki bazı maddeleri anlayamadığını, yeni bir devlet mi kurma kararındayız diye düşüncesini dillendirince, maddeleri Ali Fuat Paşa tarafından izah edildikten sonra imzalamıştır202. Mustafa Kemal Paşa’ya göre maddeler basit ve anlaşılmayacak bir husus yoktu.

Müşterek çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkan Amasya Genelgesi, Milli Mücadele’nin tanınması ve tüm halka duyurulması bakımında önemli olmuştur. Bakıldığında İstanbul Hükümeti’ne karşı bir isyan niteliğindeydi. Zira Mustafa Kemal Paşa bu bölgeye hükümet adına asayişi düzeltmek için gönderilmişti. Şüphesiz bu genelgeye Milli Mücadele’nin ilk işaret fişeği olarak, tahmin edilenin üzerinde alaka duyulmuştur. Rauf Bey’ler buradan Erzurum’a geçerek kongre hazırlıklarına başlamışlardır.

199 Atatürk, Nutuk, s. 22

200 Kutay, Yüzyılımızda Bir İnsanımız, c.III, s.230 Kandemir, Rauf Orbay, s.36

201 Atatürk, Nutuk, s. 23

54