• Sonuç bulunamadı

Aloe Vera Jeli: Aloe vera bitkisinin yapraklarından elde edilmektedir Taşıdığı

2 ANTİK ÇAĞ’DA KOZMETİK HAMMADDE VE ÜRÜNLERİ 2.1 Hammaddeleri 2.1 Hammaddeler

Aloe Vera Jeli: Aloe vera bitkisinin yapraklarından elde edilmektedir Taşıdığı

steroller ve amino asitler nedeniyle antiflamatuvar etkisi, sinnamik asit esterleri nedeniyle de ultraviyole (UVA) filtre edici özelliği bulunmaktadır. Bu iki etki aloe vera jelinin, ultraviyole (UV) ışınları ve serbest radikallerden kaynaklanan yaşlanmayı geciktirici özelliğinin oluşmasını sağlamıştır. Ayrıca yara iyileştirici, cildi nemlendirici ve yumuşatıcı bir etkiye de sahiptir 93

.

Zeytinyağı: Antik Çağ’lardan beri bilinen tek yenilenebilir enerji kaynağıdır. Arkeolojik kanıtlar ve eski edebi metinler, Antik Çağ’ların farklı endüstrilerinde zeytinyağının kullanılmasını doğrulamaktadır. Koku üretiminde, kozmetik ilaçlarında, yün dokuma işleminde, eritme ve döküm işlemlerinin son aşamasında yakıt olarak kullanılmaktadır94

.

Balmumu: Diğer maddelerle nemlendirilebilen mükemmel bir yumuşatıcıdır. Özellikle cildin elastikiyetini ve güneşten koruyucularını muhafaza eden koruyuculardır 95

.

Arpa (Hordeum): Green, modern kremlerin arpa içermediğini ancak bazılarının aynı aileden (Poaceae) gelen yulaf unu veya yulaf lapası içerdiğini belirtmektedir96

. Yulaf unu eski zamanlardan itibaren cilt bozukluklarını gidermek ve cildin yumuşaklığını sağlamak için kullanılmaktadır. Yulaf bileşeninin anti-enflamatuar anti-pruritik etkileri Antik Çağ’da tanınır ve yulaf bazlı losyon hala yaraların ve diğer enflamatuar cilt durumlarının yanı sıra yanıklar, ısırıklar ve güneş yanığı dahil çeşitli kaşıntı nedenlerini tedavi etmek amacıyla kullanılmaktadır. Yulaftaki bazı

92 Ali Sezen, a,g,e, s. 242, 243, 254, 255. 93 Özgen Özer, a.g.e., s. 46.

94

Ancient Perfume and Textiles at Pyrgos-Mavrorachi, Cyprus Today Volume XLVI, No.3, 2008, s.7, 10.

95 Maria Rosaria Belgiorno, “Cosmetics” Archaeometry and Aphrodite…, s. 70.

96 Steven Green, “Ars Gratia: Ovid as Beautician”, American Journal of Philology 100: 381-92, 1979, s. 383.

fenoller de cildi serbest radikal hasarından korumaktadır. Yulaf bazlı ürünlerin cildin hidrasyonunu kolaylaştırdığı bulunmuştur.

Burçak (Ervum): Vicia cinsinden bir türdür. Etkili bir yumuşatıcıdır. Celsus, enfeksiyonları yok etmek için bir lapa içinde kullanımı ile bir temizleyici olarak burçaktan bahsetmektedir 97

.

Haşhaş: Green, sağlıklı ciltler için haşhaşın faydaları üzerine yorum yapmaktadır98: “Haşhaş tohumlarında, özellikle de bazı linolenik asit izomerlerinde

bulunan bazı esansiyel yağ asitlerinin, egzama, kuru cilt ve kafa derisi hastalığına karşı etkili olduğu gösterilmiştir.” 99

Antik Çağ’da kadının çekiciliğinin ayrılmaz parçası olan parfüm üreminin Mısır’da başladığı bilinmektedir. Parfüm üretiminde zeytinyağı ya da ceviz yağı ve çiçeklerden elde edilen doğal esanslar kullanılmaktadır. Bu çiçekler arasında Nymhaye Caerulea Savigny (mavi lotus) (Levha I.2) ilk sırada yer almaktadır100. Mısır’da, reçinelerin çoğu kokuluydu ve hem mumyalanmış gövdeler için hem parfüm hem de merhem yapmak için kullanılmışlardır101. Bu güzellik ürünleri

genellikle rahipler tarafından hazırlanmış, hoş kokulu bitkilerden, tohumlardan ve yağlardan yapılmışlardır. Kekik, ıtır, mürrüsafi, sedir ağacı, günlük, amber, misk, sakız, reçine ve çeşitli çiçekler, yapraklar ve kökler kullanılarak hazırlanan kozmetiklerin formülleri çok gizli tutulmaktadır. Kozmetik yapımı bu nedenle çok önemsenen bir sanat olarak görülmektedir102. Antik Mısır’da kadınlar, bazen Kuzey

Afrika ve Yakın Doğu’da yetişen kına çalısının yaprakları ile saçlarını boyamışlardır. Sıcak su ile karıştırıp saçlara uygulanınca değişik bir kızılımsı gölge elde edilmektedir 103.

Yunan ana karasında ise güzel kokulu merhemler ve tırnak boyaları kullanıp, zambak ve çeşitli otların yetiştirilmesine katkı sağlayarak devam etmişlerdir104

.

97 Celsus (Aulus Cornelius), De Medicina, 2. 33, 5.5, 5.16. 98 Steven Green, a.g.m., s. 390.

99 Marguerite Johnson, a.g.e., s. 60,61,63,64,81. 100

Nuran Şahin, a.g.e., s. 105, 106.

101 Maria Rosaria Belgiorno,“Cosmetics” Archaeometry and Aphrodite…, s. 64.

102 Uzantı 10, s.15.

103 Ülfet Yıldırım, a.g.e., s. 36. 104

Yukarıda sözü edilen bilgilere ek olarak, yanaklarını ve dudaklarını, mevcut alkanetimize (sığırdili) benzeyen (Levha I.3) polderos adlı bir kökle renklendirmişlerdir105. Dairesel noktalar şeklinde uygulanan bir başka kozmetik olan

ruj ise kızılcık otu ve dut gibi gibi bitkilerden elde edilerek uygulanmaktadır106. Saç

boyası da bu dönemde kullanılmaktadır107. Boya, saçları sarılaştırmak, kızıla ya da

siyaha boyamak, hem saç rengini değiştirmek hem de ilk beyazları kapatmak için uygulanmıştır. Sherrow’a göre108, en erken boyalar meyveler, çiçekler, sebzeler,

papatya, çivit, bakkam ağacı, kına bitkisi ve cevizin kabuğunun özünden elde edilerek hazırlanmaktadır. Bu dönemde özellikle sarı saç, çok beğenilmekte ve safran çiçeklerinden elde edilen bir madde, güneş ışınlarının da etkisiyle saçı sarartmaya yardımcı olmaktadır109. Yunan kültüründen etkilenilerek Roma İmaparatorluk

Dönemi’nde çeşitli parfüm ve kozmetiklere ilgili gösterilmiştir110

. MS 1. yüzyılda Roma kentinde beyaz tenlilik çok önemli bir olgudur. Birçok kadın, daha açık tene sahip olmak için fasulye unu gibi ürünleri kullanmışlardır 111

.

Kozmetiklerin tamamı zarar vermemektedir. Yüksek sosyeteden kadınlar, cilt bakımı için sıklıkla fasulye lapasından kompresler uygulamışlardır: “Fasulye lapası. Günışığında Stephanus’un hamamına giderseniz, sarkmış göbeği için bunu kullanmayan bir kişi bile göremezsiniz, bu size bir hoş geldin hediyesidir112.”

Fasulye lapasının benzeri bir tıbbi kullanımı da bulunmaktadır. Celsus bunu, çürük ve lekeleri yok etmek ve ‘hastalığı vücuttan atmak’ amacıyla sıcak kompres olarak tavsiye etmektedir 113 . Ovidius ayrıca safranın göze uygulanmasından bahsetmektedir 114 . Güller gibi, haşhaş da doğal dudak boyası elde etmeyi

105 W. A. Poucher, a.g.e., s.10. 106

Hilary J.Deighton, a.g.e., s. 51. 107 W. A. Poucher, a.g.e., s.10.

108 Victoria L. Sherrow, For Appearance' Sake: The Historical Encyclopedia of Good Looks, Beauty,

and Grooming, Oryx Basım, Phoenix, 2001, s. 136. 109 Ülfet Yıldırım, a.g.e., s. 139, 140.

110

Uzantı 10, s. 16. 111 Uzantı 7.

112 Martial, Epigrammata, IX. 37, VI. 93.

113 Celsus (Aulus Cornelius), De Medicina V 18; II, 33. 114

sağlamaktaydı 115. Ancak hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, alıntılarda açıkça

görülen bu konudaki titizliğin sadece kadınlara özgü olmamasıdır 116

.

Roma İmparatorluk Dönemi’nde doğal renk açıcı olan papatyadan çok fazla söz edilmezken kına bilinmektedir. Sherrow117

da Romalıların erken zamanlarda koyu renkli saçı tercih ettiklerini bildirmektedir. Ancak Gallia’dan getirilen sarı saçlı kölelerden sonra açık renkli saçlar beğenilmeye başlanmıştır. Romalı kadınlar, saçlarını açmak için denedikleri maddelerin saç kaybına neden olması üzerine, esirlerin sarı saçlarından yapılma perukları kullanmışlardır. Bunun yanı sıra diğer bir yol da, altın tozu serperek saçlarına sarışın bir görüntü vermek olmuştur 118

.

Antik Çağ’da tüysüz bir vücut ise kadınsı bir ideal olarak görülmektedir119. Plinius kadınların vücut tüylerini yok etmeleri gerektiğini belirtmektedir 120

. Bacaklar ve genital bölgelerdeki istenmeyen tüyler121 birçok farklı yolla yok edilmiştir: koparılmış, ponza taşıyla kazınmış, yakarak temizlenmiş ya da zift ya da reçine ile kazınmışlardır122. İstenmeyen kılların yok edilmesi, Sümerler gibi

Mezopotamya toplumlarını içeren tarihten önceki çağlardan bu yana süregelen bir alışanlık olmuş ve Anadolu insanları tarafından da uygulanmışlardır. Türk topluluklarının Arap toplumlarıyla kaynaşmaya başlamasıyla, toplumumuz tarafından daha da benimsenen bu alışkanlık, Müslümanlıkla birlikte artmıştır123

. Ayrıca Osmanlı Dönemi’nde kullanıldığı bilinen ve hamamlarda uygulanması nedeniyle hamamotu olararak da adlandırılan bir madde ile de istenmeyen tüyler yok edilmiştir.

2.1.3. Hayvansal Maddeler

Kimyasal olmayan gruplar, yararlı ve kapsayıcı içerik listeleri oluşturmak için sınıflar olarak tanımlanmaktadır. Bu sınıftaki biyolojik ürünlerin çoğu, bitkilerden

115

Marguerite Johnson, a.g.e., s. 80. 116 Hilary J.Deighton, a.g.e., s. 29.

117 Victoria L. Sherrow, a.g.e., s. 136.

118 Ülfet Yıldırım, , a.g.e., s. 225, 226. 119 Kelly Olson, a.g.m., s. 301. 120

Plinius (Gaius, Secundus), Naturalis Historia, 26.164.

121 Depilasyon, cildin yüzeyinin üstündeki tüylerin çıkarılması; epilasyon, tüm kılların yok edilmesi işlemidir. Bkz. Marguerite Johnson, a.g.e., s. 116.

122 Kelly Olson, a.g.m., s. 303. 123

elde edilen karışımlardır, ancak bazı hayvansal türevli malzemeler de dahil edilmiştir. Lonolin ve Lanolin Türevleri, bitki ve hayvandan elde edilen proteinler gibi ayrı bir kimyasal sınıf olarak tanımlanmaktadır. Diğer biyolojik bileşenler Hayvansal Yağlar ve Bitkisel Yağlar veya Esansiyel (Uçucu Yağlar) olarak sınıflandırılmaktadır. Hayvansal Yağlar ve Bitkisel Yağlar, bir grup olarak, doymamışlığı azaltmak veya ortadan kaldırmak için hidrojene edilmiş olanlar da dahil olmak üzere normal olarak hayvan ve bitki dokularında bulunan Yağ Asitlerinin (trigliseritler) gliseril esterleridir. Hayvansal Yağlar ve Bitkisel Yağlar, doğrudan kozmetikte, yumuşatıcı araçlar ve yağlayıcılar olarak kullanılmaktadır124

. Propolis (Arı Reçinesi) ve arı sütü ise hayvansal ekstreler grubu içerisinde tercih edilen bileşiklerdir 125

.

Kozmetik tozlar genellikle doku sağlamak ve cilde yapışmasına yardımcı olmak için kullanılan yüzde 10 civarında yağ içermektedir. Bu yağlar genellikle hayvansal yağlardan, örneğin kazlardan elde edilmektedir 126

. Antik Çağ’da kullanılan bazı hayvansal maddeler şunlardır;

Kollajen: Yunanca bir kelime olup, yapıştırıcı anlamına gelen “Kolla” ve üretim anlamına gelen “Genno” kelimelerinden meydana gelemektedir. Kollajen; özellikle deri, kıkırdak, kemik, tendonlar ve ligamentlerin bir bileşenidir ve deride koryum tabakasını oluşturan kollajen lifleri deriye dayanıklılık ve esneklik sağlamaktadır. Bu nedenle kollajen hidrolizatı estetik cerrahi, göz hekimliği, diş hekimliği, eczacılık, kozmetik ve biyoteknolojide yararlanılan önemli bir doğal biyolojik materyaldir. Kozmetik sanayinde çeşitli amaçlarla kullanılan proteinlerden olan kollajen proteininin kozmetik fomülasyonlarda kullanılma sebebinin cildin yapısını ve fonksiyonunu korumak, görünüşünü iyileştirmek olduğu bilinmektedir127

.