• Sonuç bulunamadı

B. Teminat Mektubu veya Kontrgarantinin UCP ve ISP98 Kurallarına Tab

I- Akreditif Tanımı ve ĠĢleyiĢi

Eğer uluslararası ticarette büyümenin; alıcının satın aldığı mal ve hizmetleri düzenli Ģekilde ödeyebilmesi ve satıcının da arz edeceği mal ve hizmetleri üretebilmesi için yeterli likiditeyi sürekli Ģekilde yaratmasına dayandığını düĢünürsek; artan likidite talebi nasıl karĢılanmalı sorusu gündeme gelir. Bu sorunun cevaplarından bir tanesi „„ihracat kredisi enstrümanları‟‟dır. BaĢlıca ihracat kredileri akreditif, ihracat kredi sigortası ve ihracat kredi garantisidir. Kredilendirme yerel ekonomi için önemli olduğu kadar uluslararası ticaretin geliĢiminde de çok büyük önem taĢır. Kredi mekanizması, alıcıya ödemeyi daha uzun vadede gerçekleĢtirme, diğer bir deyiĢle ödemeyi erteleme olanağı verir. Açık hesap Ģeklindeki bir ticari iĢlemde; satıcının bedeli tahsil etmeden önce mal veya hizmeti alıcıya teslim ederek belirli bir vadede ödemeyi kabul etmesi yolu ile alıcıya kredi finansmanı sağlaması mümkündür. Ancak satıcı bu Ģekilde hizmet veya mal bedelinin ödenmeme riskini üstlenmek zorunda kalacağından, özellikle alıcıyı yeterince tanımaması durumunda belirli bir vadede mal veya hizmet bedeli tahsili, tercih edeceği bir yöntem olmayacaktır. Satıcı gerekli likiditeye sahip olsa da bedelin ödenmeme riskini üstlenmek konusunda istekli olmayacaktır. Ġhracat kredisi; satıcının yüklenmek istemediği ödenmeme riskinin üçüncü bir tarafa (akreditifte amir banka) aktarılması yoluyla bu sorunu çözer.81

Her halûkarda akreditif, bir güvence, diğer bir deyiĢle „„belirsizlikleri azaltma‟‟ ihtiyacını karĢılamaya yarayan bir ödeme aracıdır. Akreditif kullanımı, mali

81 Janet Koven Levit, A Bottom-Up Approach to International Lawmaking: The Tale of Three

Trade Finance Instruments, The Yale Journal Of Internatıonal Law, Vol. 30: 125, sh. 132, http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=900469

belirsizlikleri azaltma ve bir güvence sağlama özelliği dolayısıyla özellikle 2. Dünya SavaĢı sonrasında artan bir ivme kaydetmiĢtir.82

UCP600 1 ve 2. maddelerinde akreditif Ģöyle açıklanmıĢtır:

Akreditif, adı ve tanımlaması nasıl olursa olsun, amir bankanın akreditifin Ģartlarına uygun bir ibrazı karĢılayacağına iliĢkin yükümlülüğünü oluĢturan dönülemez nitelikte herhangi bir düzenleme anlamına gelir.

Ġbrazın karĢılanması,

a. akreditif belgelerin ibrazı üzerine kullanılır (available by sight payment) biçimde açılmıĢ ise ibrazda ödeme yapmak,

b. akreditif vadeli ödeme esasına göre kullanılır (available by deferred payment) biçimde açılmıĢ ise vadeli ödeme yükümlülüğüne girmek ve ödeme vadesinde ödeme yapmak,

c. akreditif poliçe kabulü ile kullanılır (available by acceptance) biçimde açılmıĢ ise lehtar tarafından çekilen poliçeyi kabul etmek ve poliçenin ödeme vadesinde ödeme yapmak,

anlamına gelir.

Akreditif; coğrafi bakımından birbirinden uzak taraflar arasındaki mal (veya hizmet) satıĢının ödeme mekanizması olarak adlandırılabilir. Böyle bir iĢlemde; mal veya hizmetin alıcısı, diğer bir deyiĢle amir, yerel bir bankadan mal veya hizmet sağlayıcı lehdar adına bir vesikalı kredi açmasını ister. Alıcının talimatına istinaden akreditifi açan banka, mal veya hizmet sağlayıcıya; akreditif metninde belirtilen dokümanların bankaya ibraz edilmesi ve akreditifin diğer koĢullarının yerine getirilmesi halinde belirli bir miktarda ödeme yapmayı taahhüt eder. Ġstenen dokümanlar genellikle ticari faturalar, konĢimento ve diğer yükleme

82 Frans P. De Rooy, Documentary Credits, Kluwer Law and Taxation Publishers,

belgeleri, sigorta, gümrük ve diğer denetim belgeleridir. Bu dokümanlar, alıcı ile satıcının imzaladığı satıĢ sözleĢmesi koĢullarında anlaĢılan miktar ve kalitede malın teslim edildiğini ispat etmeye yarar. Eğer mal veya hizmet sağlayıcısı akreditif koĢullarına uygun dokümanları bankaya ibraz ederse akreditif düzenleyen banka mal veya hizmet bedelini kendisine öder. Banka sadece doküman üzerinden inceleme yapacağından; ödeme, dokümanların veya doküman üzerindeki bilgilerin doğru veya geçerli olup olmamasından bağımsız olarak gerçekleĢtirilecektir. Akreditifi açan banka ödemeyi yaptıktan sonra, amirden bedeli tahsil yoluna gidecektir. Dolayısıyla, akreditifin belge ibrazına dayalı bir ödeme metodu olduğu söylenebilir. Ancak, akreditif sadece bir ödeme mekanizmasından ibaret değildir. Aynı zamanda, taraflar için bir güvence sağlamaktadır. ġöyle ki; satıcı satıĢ sözleĢmesinde belirlenen koĢullar çerçevesinde düzenlenen akreditif koĢullarına uygun hareket ettiği takdirde, sağladığı hizmet veya teslim ettiği malın bedelini tahsil edeceğinden, akreditif açan banka güvencesinde emin olmaktadır. Alıcı ise talep ettiği mal veya hizmetin gene anlaĢılan koĢullarda teslim edilmediği takdirde herhangi bir ödeme yapmayacağından emin olmaktadır.

Özet olarak, vesikalı kredi, diğer bir deyiĢle akreditif; esas ticari iĢlemden bağımsız olarak düzenlenen, belgeye dayalı, mal veya hizmet tesliminin belgelerle ispat edildiği bir güvence ve ödeme aracıdır.83

Akreditif Yargıtay tarafından ise şu şekilde tanımlanmaktadır:84

YHGK‟nun 4.11.1964 gün ve T/E. 962 K. 637 kararında da belirtildiği gibi belgeli akreditif, mal satın almıĢ bir kimsenin banka ile yapmıĢ olduğu anlaĢma üzerine o bankanın belli belgelerin satıcı tarafından ibrazı karĢılığında, bu satıcıya satıĢ parasının ödenmesini hedef tutan bir akittir.

83

Gemot FohIer, Fraud in the Letter of Credit Transaction and its Possible Arbitration, pg.18, http://digitool.library.mcgill.ca/R/?func=dbin-jump-full&object_id=30297&local_base=GEN01- MCG02

84 Seza Reisoğlu, Türk Hukukunda ve Bankacılık Uygulamasında Akreditif („„Akreditif‟‟),

1. Teyitsiz Akreditif

Genellikle ihracatçının ülkesinde bulunan ihbar bankası, amir bankanın ödeme taahhüdünü teyit etmeksizin, lehine bir akreditif açıldığını ihracatçıya bildirir. Akreditifle ilgili herhangi bir taahhütte bulunmaz; ihbar ettiği akreditifin gerçekliğini ve doğruluğunu kontrol etmek dıĢında herhangi bir sorumluluğu ve riski yoktur.85

Teyitsiz olarak açılan ve ödemenin, vesaikin amir bankaya ulaĢmasından sonra yapılması öngörülen akreditiflerde genellikle rambursman otorizasyonu86 gönderilmez ve ödeme amir bankanın giĢelerinde gerçekleĢir.

2. Teyitli Akreditif

„„Teyit‟‟ terimi uzun bir süre belirsizliğini korumuĢ ve ilk baĢlarda „„dönülemez‟‟ terimi ile aynı anlamda kullanılmıĢtır. Teyit terimi tartıĢılırken tüm taraflar, bunun „„güçlendirme‟‟ ile aynı anlama geldiğini kabul etse de dönülemez ile farkı 1930 yılına kadar resmi olarak belirlenmemiĢtir. Paris Bankalar Birliği‟nin87

akreditiflerle ilgili yayınlamıĢ olduğu 1924 tarihli kurallar dizininde Ģöyle denilmektedir: „„Teyitli akreditif terimi, dönülemez akreditif terimi ile eĢ anlamlıdır.‟‟ Buna mukabil, Amsterdam ve Rotterdam Bankalar Birliği ile Hague ġehri Menkul Kıymetler Borsası Birliği‟ nin88

altı yıl sonra 1930 yılında yayınlamıĢ olduğu akreditifler ile ilgili mevzuatın 6. maddesinde Ģöyle denilmektedir:

85 Frans P. De Rooy, Documentary Credits, sh: 35 86

Rambursman otorizasyonu, akreditiften bağımsız olarak düzenleyen bankanın Rambursman bankasına verdiği talimat veya yetkidir. Bu yetkiye dayanarak rambursman bankası; ödeme talep eden bankanın talebine istinaden, rambursman otorizasyonu veren bankanın verdiği yetki ve belirlediği koĢullar dahilinde; gene bu bankanın hesabını borçlandırarak ödemeyi talep eden bankaya ödemede bulunur. Daha fazla bilgi için bkz: ICC, 525 sayılı broşür

87 Union Syndicale des Banquiers de Paris et de la Provence

88 The Regulations of the Amsterdam Bankers‟ Association of Amsterdam, the Rotterdam

Bankers‟ Association of Rotterdam and the Association for Money and Stock Exhcnage Business in the Province of Hague

6. madde: Herhangi bir banka diğer bir bankayı dönülemez bir akreditife teyit eklemek ile görevlendirebilir. Görevlendirilen banka, teyidini eklediği tarihten itibaren amir bankanın düzenlediği ve lehdar tarafından kabul edilmiş olan akreditif altındaki yükümlülüklerin yerine getirileceğini garanti etmiş olur.

Dolayısıyla, teyitli akreditif terimi 1930‟dan sonra açıklık kazanmıĢ ve bundan otuz yıl sonra da bütün dünyada bu Ģekliyle kabul görmüĢtür.89

UCP600, 2. maddede belirtildiği üzere; teyitli akreditiflerde akreditifi açan banka, dönülemez akreditifini teyit etmesi için diğer bir bankadan talepte bulunur ve söz konusu banka da akreditifi teyit ederse, akreditif Ģartlarının yerine getirilmesi ve akreditifte öngörülen vesaikin ibrazı kaydıyla teyit eden banka,

Akreditifte vadesiz ödeme öngörülüyorsa, ödemenin akreditifte öngörüldüğü Ģekilde yapılması,

Akreditifte vadeli ödeme öngörülüyorsa, akreditif Ģartlarına göre saptanan tarihte ödemenin yapılması,

Akreditifte poliçe kabulü öngörülüyorsa, teyit eden banka üzerine çekilen poliçelerin muhatabı sıfatıyla bunların kabul edilmesi ve vadelerinde ödenmesi,

ile yükümlüdür ve bu yükümlülüğünü yerine getirmek için önce akreditifi açan bankanın yükümlülüğünü yerine getirmesini bekleyemez ve bunu isteyemez. UCP600, 2. maddede belirtildiği gibi teyit, amir bankanın kesin yükümlülüğüne ek olarak teyit bankasının, uygun bir ibrazı karĢılayacağına veya iĢtira edeceğine iliĢkin kesin bir yükümlülüğü; teyit bankası ise amir bankanın talebi veya verdiği yetki üzerine akreditife teyidini ekleyen banka anlamına gelir.

89