• Sonuç bulunamadı

A. II MEŞRUTİYET DÖNEMİ TARİH YAZARLARI

3- Ahmet Refik ve Tarih Eğitimi

Harbiye mektebini birincilikle bitirerek Askeri Rüştiye’ye öğretmen olan Ahmet Refik; burada coğrafya ve Fransızca dersleri vermiş, öğretmenlik tecrübesini zaman içerisinde geniş kitlelere hitap etme ve okumayı sevdirme isteğine ve şevkine dönüştürmüştür. Ahmet Refik, harp okulunda tarih öğretmenliği yapmasının yanı sıra İstanbul Darulfünun’unda Osmanlı tarih kürsüsünde müderrislik de yapmıştır. 175

Yaşıtları arasında hoca, müverrih olarak adlandırılan Ahmet Refik, devlet arşivlerine ilk el atan, eski belgeleri ilk karıştıran kişidir. Kendisi halka tarihi sevdiren kişi olarak nam salmış bir popüler tarihçidir.Bu bağlamda Ahmet Mithat Efendi’den sonra halka tarih okutan kişi olması bakımından büyük önem arz etmektedir.

Ahmet Refik, Yarım yüzyılı aşan yaşantısı içinde öğrencilik yıllarından başlayarak yüzü aşan kitap yayınlayan, gazete ve dergilerde el değmemiş konularda her birini halkın beğendiği konularda adlar bulan, binlerce araştırma dizisi, tarihi hikaye, tarihi tefrika yazmıştır.176

Ahmet Refik, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Ziya Gökalp gibi Osmanlı Devleti’nin çöküşü karşısında Türkçülük anlayışını benimsemiştir. Osmanlı Devleti içerisindeki Türklerin kendilerini tanımaları, İslam ve dünya uygarlığındaki rollerini ve hizmetlerini görebilmeleri için mazilerini hatırlamalarını sağlamak amacıyla

‘Geçmiş Asırlarda Osmanlı Hayatı’ isimli yazı dizisini hazırlamıştır. Bu eserlerinde

ağırlıklı olarak Türk milletinin gücünden, İstanbul’un dünyanın kuvvet merkezi olduğundan bahsederek Türkçülük anlayışını zihinlere nakşetmeye çalışmıştır.

Ahmet Refik, Fransız ve Alman tarihçilerinin etkisiyle içinde bulunduğu durumu birleştirmeye çalışmış ve tarihin eğitici-ahlaki yönüne ağırlık vermiştir. Bunu yaparken de bilimsel yöntemin kullanılabileceğini ifade etmiştir. Ahmet Refik tarihin: ‘‘en müşkül zamanlarında ibret ve ders verebilen bir niteliğe’’ sahip olması

175 Aslı Avcı Akçalı, İrfan Davut Çam, a.g.m, s.128.

176 İbrahim Caner Türk, Osmanlı Son Dönem Tarihçi-Eğitimcisi Ahmet Refik(Altınay) ve Tarih

gerektiğini ifade etmiştir. Tarihin yararlarından biri olarak gördüğü bu anlayışı daha çok okullara ve halka yönelik eserlerinde uygulamıştır.

Ahmet Refik’e göre tarihçiler geçmişte yaşanan başarıları ve yaşanmış olan hezimetleri parlak bir üslupla dile getirmelidir. Ona göre milli duyguların oluşmasında ve oturmasında, vatan sevgisinin yerleştirilmesinde tarihçilere ve tarih öğretmenlerine büyük görevler düşmektedir. Ahmet Refik tarih eğitimine dair düşüncelerini, ‘Tedrisat-ı Tarihiyye ve Tarih Kitapları, Yeni Kitaplar’ adlı makalesinde dile getirmektedir. Bu eserde tarihin önemi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca ders kitaplarının önemi ve yeniden tanzim edilmesinin önemi anlatılmıştır. Bu eserde ayrıca Tevfik Paşa’nın ‘Osmanlı Tarihi’ ile Ahmet Rasim’in ‘Resimli ve

Haritalı Osmanlı Tarihi’ isimli eserleri tanıtılmıştır. 177

Ahmet Refik, söz konusu makalede tarihin önemine dair şunları ifade etmektedir:

‘’Tarih-i milliyeye doğru yazılan asar, bir milletin muhafaza-i mevcudiyeti için en mühim abidelerden ma’duddur. Bu abidelerin her biri ihtiva ettikleri şayanı ibret vakayi, mucib intisal faziletler(hayret verici örnek faziletler), içtinabı elzem fenalıklarla(sakınılması gereken fenalıklar) ahfada en parlak bir ayine-i hakayık(hakiki ayna) vücuda getirirler.İşte bu sebebe mübinedir ki(açıktır ki) milliyet politikasının en ziyade revaç bulduğu asrı hazırda tarih-i milliyeye pek ziyade ehemmiyet verilmeye başlamış, tarih dersleri vatana vefakar, sadık, fedakar evlatlar yetiştirmek için en mühim bir dersi vatanperverhane olmak üzere tedris edilmeye başlamıştır.’’

‘’Filhakika tarih, hissiyatı vataniyenin muharriki yeganesidir(vatan duygusunu oluşturan yegane unsurdur) Vatan’ın ihtiva ettiği bütün sanayinin, bütün güzelliklerin, bütün büyüklüklerin dasitan mevahirini, meraretli zamanlarını, bir lisanı sükun ve müessirle anlatan yegane nakildir. Mazinin şir dil-aviz hamaseti(geçmişin idrak edilecek çekici

düşmanlığı) ancak sahaifi tarihde mütalaa olunur. Vatan’ın geçirdiği felaketlerin bütünü asarı tarih sahifelerinde görülür.İşte o zaman sevgili vatanın bütün sevabıkını anlar ve vatana amak(derin) bir muhabbet, zeval na-pazir(sonu gelmeyen) bir samimiyetle merbut bulunur.’’ 178

Ahmet Refik, aynı eserinde tarihin nasıl anlatılması gerektiğini de şöyle izah etmiştir:

‘’Tarih-i hubbu vatan tevlidine(vatan sevgisi ortaya çıkarmasına) yegane saik olması inkar kabul etmez bir hakikattir. Bu hakikatin en ziyade takdir edilmediği bir yer varsa o da memleketimizdir. Şimdiye kadar her biri birer dasitani selatin(sultanlar destanı) unvanına şayan olarak yazılan tarihlerimizde Osmanlı milletinin safahat-i tekamülü, Osmanlı toprağının uluviyet ve kıymeti, vatana merbut(bağlı) hatıratı tarihiyye ve içtimaiye layık olduğu şekilde tasvir edilmemiştir. Osmanlı tarihleri o surette yazılmalı, vekayi-i tarihiyye ve hayat-ı içtimaiye ile onların mahalli cereyanı olan eczayı vatan o suretle tasvir olunmalıdır ki bu tarihleri mütelaa eden bir ehli vatan,mesela eski sarayın muzlim sürülerle gölgeli bahçelerini, İstanbul’un mai simalarına doğru yükselen minareleri, yeşil sarmaşıklı ağaçlar arasında ebediyete doğru serfuru eden(baş eğen) mezar taşlarını, üzerleri değerli şeylere meyleden, birer manzume-i beliğ teşkil eden kitabelerle müzeyyen çeşmeleri, bir zamanlar vatanın müdafaası için en mühim bir nokta-i istinad teşkil eden kala kadime enkazını temaşa eylediği zaman kalbinde amak bir Osmanlılık hissi peyda olmalı, ecdadımızın bu bekayayı asrını bir meftuniyeti milliye ile (milli bir aşkla) temaşa eylemelidir.’’179

Çeşitli araştırma dizileri, tefrikalar ve tarihi hikayeler de kaleme almış olan Ahmet Refik, ortaokul ve liselerde tarih dersi kitabı olarak okutulan ‘Tarih-i

Umumi’, ‘Muhtasar Tarih-i Umumi’, ‘Resimli ve Haritalı Tarih-i Umumi’, ‘Muhtasar Osmanlı Tarihi’, ‘Muhtasar Resimli Tarih-i Osmani’, ‘Küçük Tarih-i

178 Ahmet Refik, ‘Tedrisat-ı Tarihiyye ve Tarih Kitapları, Yeni Kitaplar’, Servet-i Fünun,1910, s.358-

359.

Osmani’, ‘Yeni Osmanlı Tarihi’, ‘Türkiye Tarihi’, ‘Tarih Bilgisi’, ‘Tarih Okuyorum’, ‘Tarih Öğreniyorum’ gibi kitapların yazarıdır.

Eserleriyle Türklerin tarihteki ilerlemelerini, başarılarını genç nesillere aktarmayı amaçlayan Ahmet Refik, her daim tarihin eğitici ve ahlaki yönüne önem vermiştir. Ancak bunun da bilimsel yöntemlerden ayrılmadan yapılmasını istemiştir.

Ahmet Refik özellikle halka yönelik kaleme aldığı çalışmalarında tarihin ibret ve ders verici niteliği üzerinde durmuştur. O tarihçilerin geçmişin başarılarını ya da başarısızlıklarını parlak bir üslupla dile getirmesi gerektiğini vurgularken aynı zamanda milli duyguların ve vatan sevgisinin yaratılmasında, tarihçilere ve tarih öğretmenlerine büyük sorumluluklar yüklemiştir. Ahmet Refik Bey, özellikle Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşının da etkisiyle Türkçülük fikrinin etkisinde kalmış; eserlerinde, vatan, millet, tarih sevgisi gibi kavramların üzerinde durmuştur.

180