• Sonuç bulunamadı

Ahlaki ve İnsani Görev Olarak İnsan Haklarının Koruması

A. Devletin Sınırları Dışına Çıkan İnsan Haklarının Çiğnenmesine Karşı

1. Ahlaki ve İnsani Görev Olarak İnsan Haklarının Koruması

Tüm durumlarda insanın sıkıntısını hafifletmeyi amaçlayan insanlık ilkesi gelişti. Bu ilke hakkı çiğnenen herkesin yardımı için gereken yapmayı gerektiriyor. Sahada insanlık ilkesinin tatbikini kolaylaştıran durum, insan haklarının evrensel olmasıdır. Bu da onu, müdahalesi yasak olan devletin korunan alanının dışına çıkarıyor. Irak’a müdahale eden devletler kendi hareketlerine meşruiyet kazandırmak için buna dayandılar141. Onlar da aşağıda açıklayacağımız şu dayanaklardır:

a. Irak’ta İnsan Haklarının Çiğnenmesini Durdurmak İçin İnsani Müdahalenin Gerekliliği

Uluslararası toplumun, insan haklarının çiğnendiği herhangi bir mekanda müdahale etme görevini yüklüyor. Bu da Fransa eski başkanı François Mitterrand’ın Uluslararası İnsan Hakları ve Ahlakı Sempozyumu’ndaki bir konuşmasında şu şekilde ifade ettiği şeydir: “İnsan haklarının ilki yaşama hakkıdır. İlk görevi tehlikede olan bir şahsa ya da

139 TÜRKMEN, s. 130.

140 BOCALAL, Selahaddin, ناسنلإا قوقحو يناسنلإا يلودلا نوناقلا ماكحأ يف ةسارد :ةيناسنلإا ةدعاسملا يف قحلا, El- İskenderiye 2008, s. 325.

141 AYV, Sandoz, “؟ملكتن امع :ةدعاسملا يف قحلاو لخدتلا بجاو وأ لخدتلا يف قحلا”, Uluslararası Kızılhaç Komitesi Sayı. 25, 1992, s. 191.

54

yok olmakla tehdit edilen halklara yardım etmektir. Bu görev yetkili olan herkesin boynundadır. Ey gayri resmi örgütler siz bu görevi yüklediniz. Lakin burada devlet, örgütler ve bireyler vardır. Herhangi birinin bu yükümlülüklerden kaçması ve kendini ondan uzaklaştırması mümkün değildir. Tekrar ediyorum insan haklarının ilki yaşama hakkıdır. Bizim ilk görevimiz ölüm tehlikesinde olan herhangi birine yardım etmektir”.

30.05.1989’daki son konuşmasında da bu vurgusunu tekrar etmiştir. Orada şöyle demiştir: “Müdahale etmeme görevi yardım etmeme tehlikesini doğurduğu zaman

durdurulur”142.

İnsanlığı korumaktan maksat şudur: Birey toplum içinde bir üye olmadan önce beşer olması hasebiyle onun temel hakları vardır. Bu hakların korunması gerekir. İnsanlığı korumak, insanlığın dayanışma düşüncesine dayanmaktadır ki tüm devletlerin ortak olduğu ve kendi vatandaşlarının ilişkilerinde uyguladığı medeniyetin asgarisi olmadan devlet kendi başına bu esas üzerine yaşayamaz. Ekonomik ve siyasal ilişkilerde dayanışmayı gerçekleştiremez. Öyle ki kendi vatandaşlarıyla ilişkilerinde barbarlık yöntemlerini tatbik eden devlet uluslararası toplumun ilerlemesini tehlikeye maruz bırakır. Çünkü adalet ve hukuk topluma egemen olmadan onun ilerlemesi mümkün değildir143.

Burada uluslararası topluma, dünyada meydana gelen, özellikle de savaş ve doğal afet durumlarında insani yardıma çok ihtiyaç duyan insan topluluklarını 1948 yılı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 3. maddesinin belirttiği yaşama hakkına istinaden gözetlemeyi zorunlu kılan birçok hukuk metinleri vardır. O maddede şöyle geçmektedir:

“Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır”. İnsani müdahale düşüncesi

insanı korumaya tabi hakların belirlenmesini içeriyor. Nitekim bu haklar meşruiyetini hukuktan alıyor ve insan şahsına bitişiktir. Dolayısıyla onlar siyasal sistemin varlığından önce ve daha üstündür. Bundan dolayı bazıları onu diğer devletlerin işine müdahale etmeme ilkesinden istisna olarak görmüşler. Nitekim müdahale burada insanlığı koruma gerekçesine dayanıyor. Bu haklar iki temel düşüncede özetleniyor. Onlar da yaşama ve özgürlük hakkıdır144.

142 HACER, s. 65.

143 NECM, Abdülmüzz Abdül gaffar, يلودلا ميظنتلا يف ثوحب, Kahire, s. 89-90. 144 https://tr.wikipedia.org(04.05.2016).

55

Çiğnendikleri zaman insani müdahaleyi gerektiren hakları belirlemek için 19. asır hukukçularının gösterdiği üstün çabaya da değinmek gerekir. Bu haklar temel bir hak üzerine yoğunlaşıyorlar. O da yaşama hakkıdır. Özgürlük hakkı ise ancak bazı istisnai durumlarda dikkate alınır145.

Irak yönetiminin uygulamaları halkına karşı olduğu için bu durum Iraklı vatandaşların en basit hakları olan yaşama haklarından mahrum bırakılmalarına yol açtı. Nitekim bu durum, Iraklı sivilleri ölüm tehlikesinden kurtarmak için Irak’a müdahale için bir gerekçe sayılmaktadır. Bir insan tarafından onun kardeşi olan diğer bir insana karşı ahlaki bozulma artarsa ve insan onuruna yakışmayacak şekilde halklara muamele yapılırsa uluslararası ailenin onları savunmak için hemen müdahale etme hakkı vardır146.

Koalisyon devletleri de Irak’a insani müdahaleyi bu şekilde gerekçelendirdiler. Nitekim o müdahale kutsal insani bir görevdir. Irak’a insani müdahale operasyonundan sonra Fransa Başkanı’nın doğrudan vurguladığı da buydu. Nitekim şunu dile getirmiştir: İnsan haklarının çok çiğnendiği görüldüğü zaman eli kolu bağlı bir şekilde beklemek mümkün değildir. Bilakis bu çiğnemelerin durdurulması gerekir. Bu durum ilgili devletin yapısıyla çelişmemektedir. Çünkü devletin siyasi kurumlarının temeli olan insanın korunması amaçlanmaktadır. Bu da düzenli insan topluluklarının oluşturulmasıyla daima istenen amaçtır147. Dolayısıyla Irak’a insani müdahalenin liderleri, bu müdahalenin uluslararası dayanışma bilinci ve insanlığın siyasetin önünde olmasının bir sonucu olduğunu düşünmektedirler. Çünkü insanlık hayatta kalmayla bağlantılıdır. Bu da açlık, soğukluk, hastalık ve diğer zorluklar gibi yaşama hakkının başına gelen temel zorluklarla mücadele etmeyi gerektiriyor. Zira Amerika Eski Dışişleri Bakanı George Marshall şunu ifade etmiştir: “Kendi halkının haklarını düzenli bir şekilde bilmeyen hükümetlerin başka

devletlere saygı göstermesi beklenemez”148.

O zaman tüm Irak halkının yaşadığı kötü şartların ortasında koalisyon devletleri, insan haklarının bu çiğnenmesini durdurmak için insani müdahalenin çözüm olduğunu kabul ettiler. Nitekim Güvenlik Konseyi’nin 688 sayılı kararının çıkarılması için çalıştır.

145 NECM, s. 92. 146 NECM, s. 92.

147 MUHAMMED, Osman Abdurrahman Abdüllatif, “ يناسنلإا يلودلا نوناقلا نيب بوعشلا ةحلصمل يلودلا لخدتلا ةوقلا قطنمو”, Uluslararası Hukuk Dergisi, Cilt. 63, Sayı. 63, s. 8.

56

Bunun yanı sıra insancıl zorunluluğu gerçekleştirme çerçevesinde bireysel önlemler aldılar. Bununla kendi hareketlerine bir nevi meşruiyet kazandırmak için yaptılar. Burada Irak devleti sınırlarının dışına çıkan insan hakları evrenselliğine dayandılar. Aşağıda bunu detaylı bir şekilde ele alacağız.

b. İnsan Haklarının Evrenselliği ve Mutlak Egemenlik İlkesinin Gerilemesi

Uluslararası ilişkilerde insan hakları meselesiyle kesintili olan uluslararası önemden sonra dünya devletlerinin artık uluslararası ilişkilerde temel bir mesele haline gelen bu yeni olguya cevap vermeleri gerekir. Çünkü devletlerin kendi vatandaşlarına yaptığı muamele artık bir iç mesele değildir. Dolayısıyla devletlerin ve uluslararası örgütlerin buna müdahale edebilmesi gerekir149.

Koalisyon devletleri Irak’a müdahale gerekçelerinde insanın temel haklarına saygıyı korumaya dayanmaktadırlar. O hakların başında da yaşama hakkı gelmektedir. Çünkü bu hak çeşitli uluslararası sözleşmelerde bulundurulmuştur. Devletlerin onu onaylaması evrensel yapısını ve herhangi bir devletin sınırları dışına çıktığını kabul etmek anlamına geliyor. Çünkü egemenlik kavramının uluslararası gelişmelere karşı nispeten gerilediğini söylemek mümkündür. Öyle ki egemenlik bir amaç değil bir araç olacaktır150. Egemenlik insanın en yüce amaçlarından olması hasebiyle egemenliğin iç ve uluslararası kamu yararını gerçekleştirmek için çalışması gerekir. Egemenlik insanın temel haklarının çiğnenmesine müsaade etmiyor. Özellikle devletler kendi egemenliklerini kullandıklarında uluslararası hukuka ve onun içerdiği insan hakları ve onuruna saygı yükümlülüklerine bağlı kalmaları gerekir151.

BM; insan hakları meselesini, herhangi bir devletin iç egemenliğine giren alanların dışına çıkarmak için önemli bir rol oynadı152. Nitekim sözleşmenin önsözü, BM üyelerinin insanlığın onur ve değerinde insanın temel haklarına inanma zorunluluğu çağrısında bulunuyor. Bu 55. maddede de vurgulanmıştır. O maddede şöyle geçmektedir:

149 ABDURRAHMAN, s. 144.

150 RUSSBACH, Olivier, ONU contre ONU: Le Droit İnternational Confisqué, La Découverte, Paris 1994, P. 40.

151 TÜRKMEN, s. 27-29.

57

“Uluslararasında barışçıl ve dostça ilişkiler sağlanması için zorunlu olan istikrar ve refah koşullarını yaratmak üzere Birleşmiş Milletler… ırk, cinsiyet, dil ya da din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine bütün dünyada etkin bir biçimde saygı gösterilmesini, kolaylaştıracaktır”. 6. maddenin desteklediği de bunlardır.

Orada şöyle denilmektedir: “Üyeler, 55. maddede belirtilen amaçlara ulaşmak için,

gerek birlikte gerekse ayrı ayrı, örgütle işbirliği içinde hareket etmeyi yüklenirler”. Aynı

şekilde BM Sözleşmesi bazı durumlarda 3. maddenin 1. fıkrasına dayanarak insani müdahaleyi kabul etmiştir. O maddede şöyle geçmektedir: “ırk, cinsiyet, dil, din erkek ve

kadın ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirliğini sağlamak…”153.

Sözleşme düşüncesi, ismiyle evrensel olduğu ortaya çıkarılmak istenen 1948 yılı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesiyle yayıldı. İnsan haklarıyla ilgili sözleşme metinleriyle uluslararası toplumun tüm yerleşim yerlerinde onu desteklemek ve iç hukuk düzeyinden uluslararası hukuk düzeyine çıkarmakla meşgul olmasını meşru kılmanın temel kuralı oluşturuldu.

İnsanın devletin sınırları dışına çıkma esasına göre koalisyon devletleri Kuzey Irak’a müdahalelerini gerekçelendirdiler. Nitekim GK, Irak hükümeti ile onun halkından bir grup özellikle Kürtler arasında olan tartışmayı ki o da insan haklarının çiğnenmesiyle ilgiliydi her ne kadar dolaylı da olsa uluslararası barış ve güven için tehdit kabul etti. Yani Türkiye ve İran sınırına doğru aşırı bir sığınmacı akınının olması Güvenlik Konseyi’ne göre uluslararası barış ve güven için tehdit sayılmaktadır. Bu aynı şekilde 1971’de Hindistan ve Pakistan arasında da oldu. Buradan sivil vatandaşların baskı ve şiddetten kaynaklanan aşırı göçü ile uluslararası barış ve güven arasında ilişki olduğu sonucuna varıyoruz154.

Böylece insan haklarının evrenselliği, dolaylı olarak insan haklarının çiğnenmesi ve uluslararası barış ve güvenin tehdit edilmesi düşüncesi arasında bir bağ oluşturuyor. GK 688 sayılı karara göre koalisyon devletlerinin toplumsal güven çerçevesinde müdahale etmelerine bir meşruiyet ekliyor. Bunun yanı sıra insan hakları meselesi

153 http://www.ombudsman.gov.tr(13.05.2016).

58

devletin sınırları dışına çıkmaktadır. Bu da aynı şekilde onların Irak’a bireysel olarak müdahalelerine meşruiyet ekliyor. Tüm yönleriyle koalisyon devletlerinin Irak’a insani müdahalelerine bir nevi meşruiyet ekleyen bu gerekçelere değindikten sonra onları değerlendirmek gerekir. Aşağıdaki başlıkta bu değerlendirmeyi ele alacağız.

2. İnsan Haklarını Koruma Gerekçelerinin Değerlendirilmesi İnsan haklarını koruma gerekçesinin ve Irak’a yapılan müdahalenin inandırıcılığından şüphe duyulmaktadır. Bu şüphenin iki gerekçesi vardır. Birincisi Iraklılar yıllardır baskı ve zulümden sıkıntı çekiyorlardı. Bu şu soruyu akla getirmektedir: 1991’den önce birçok hak ihlalleri gerçekleştiği halde o tarihten önce Irak’a niye müdahale edilmedi? İkincisi insan haklarını çiğneyen sadece Irak değildi. Burada insan haklarını daha fazla çiğneyen ülkeler vardır. Lakin oralara müdahale edilmedi.

a. Uluslararası Toplumun 1991’den önce Irak Yönetiminin İnsan Haklarını İhlal Etmesini Görmezden Gelmesi

Koalisyon devletlerinin Irak’a insani müdahale köklerinin insan hakları ideolojisi içinde bulunduğunu iddia etmekteler. Lakin bu tavır insanların öldürülmesi ve köylerin yıkılması gibi Irak halkının yıllardır çektiği ve tekrar eden her ihlalin ardından alınsaydı o iddia da kabul edilirdi.

Aynı şekilde 1987 yılında Irak askeri güçleri, gazlı silahlarla Erbil ve Süleymaniye saldırdı. Bu saldırıda kaç kişinin yaşamını yitirdiği konusunda farklı rakamlar var. Bazı kaynaklar “yüzlerce” olarak nitelendirirken, bazıları 5000 rakamını veriyor 155.

Irak hükümetinin yaptığı ihlaller, özellikle de Halepçe olaylarından sonra bu durum zulüm gören ve hakları özellikle de yaşam hakları çiğnenen o şahısları korumak için müdahaleyi gerektirmiyor muydu? Uluslararası toplum niye bu olaylara uzak durdu. Halbuki dünya televizyonları Halepçe dramını haber bültenlerinin başında veriyorlardı.

155 CORDESMAN, Anthony H. , Military Balance in the Middle East-X, The Northern Gulf: Iraq, Center for Strategic and International Studies, 28 December 1998, P. 33.

59

Irak’a müdahale edilmeden önceki şartlara baktığımızda, Irak yönetiminin daha önce iç intifadaları bastırmasının da, Kuveyt’i istila ettiğinden beri Irak’a verilen ceza dizisini genişletme çerçevesinde ona müdahale edilmeye uygun olduğunu görüyoruz156. Irak’a uluslararası insani müdahale deneyimini İkinci Körfez savaşının sonucundan ayırmamız mümkün değildir. Nitekim Irak’ta siyasi yönetime baskı aracı sayılan bu askeri müdahalede siyasi gerekçeler insani gerekçelere ağır basıyor. Dolayısıyla insan haklarını koruma gerekçesinin, sadece koalisyon devletlerine uygun olduğu zaman tatbik edilmesi ve durum onlara uygun değilse tatbik edilmemesi ikna edici bir gerekçe değildir. Ayrıca onlar bundan önce Irak halkının geleceğiyle ilgilenmediler.

b. İnsan Haklarını Korumak İçin Yapılan Müdahalenin Seçilmesi İnsan haklarını koruma gerekçesi, Irak Kürtlerini korumak için müdahale eden uluslararası toplumun tutumunu gerekçelendiremediği için eleştirilmektedir. Nitekim uluslararası toplum diğer devletlerde olan aynı hatta daha fazla şiddetli ihlallere göz yumdu. Burada insani müdahalenin çifte standartlığı vardır157.

Sarah Brown batı devletlerinin özellikle de ABD’nin Irak’a karşı politikasını eleştirmektedir. Çünkü Iraklı Kürtleri korumak için müdahale ettiği vakit diğer oluşumların baskısına göz yumdu158. Aynı şekilde Rusya yönetiminin Çeçenistan’a yaptığı muamele Amerika Dışişleri Eski Bakanı Warren Minor Christopher’in onayıyla oldu159. Nitekim o, Yeltsin’in yapması gerekeni yaptığını ifade etti. Aynı şekilde Sarah Brown bizim zihnimize şu soruyu atıyor: Uluslararası muamelede Kürtler arasında niçin ayırım yapılıyor? Kürtleri isyana teşvik eden batı niye Irak hükümeti isyanı bastırdıktan sonra müdahale etti160?

Birçok durum, siyasi yaklaşımları örtmek için yapılan insani müdahale operasyonlarının özel çıkarları gerçekleştirmeyi amaçladığını ortaya çıkardı. Onların dışı insani yararları müdafaa etmekti. Ama iç yüzü ise sömürge çekirdeğini taşıyordu161. 156 HACER, s. 73. 157 SÜLEYMANİ, s. 130. 158 ABDURRAHMAN, s. 220. 159 SÜLEYMANİ, s. 130. 160 ABDURRAHMAN, s.209. 161 ROBERT, Adam, “ تانيعستلا يف ةيلودلا ةسايسلا يف ةيناسنلإا اياضقلا رود”, 1999, s. 151.

60