• Sonuç bulunamadı

Birinci bölüm Clara’nın, Max’ın evine ziyarete gelmesiyle başlar. Max ve Clara ilk kez yüz yüze görüşmektedirler. Clara radyoda çalışmasının yanı sıra üniversitede psikoloji eğitimi almaktadır. Max, Clara’nın sunduğu radyo programının dinleyicilerindendir. Bir gün Clara’nın programını arar ve hikâyesini anlatır. Max’ın başından geçen olaylar Clara’nın ilgisini çeker

Max uzun süredir hiç kimseyle görüşmediği için Clara’nın gelişi onu heyecanlandırır. Ancak Clara çok rahat tavırlar sergiler ve bir an önce konuya girmek ister. Max’ın kız arkadaşı Jessie sekiz hafta önce ölmüştür. Bu olayın ardından Max günlerce ağlamış ve ölmek istemiştir. Kokain kullanmakta ve insanlardan kaçmaktadır. Ancak Clara’da onu rahatlatan bir şeyler olduğunu fark eder.(s.13)

Clara olayın olduğu odayı görmek ister. Ancak Max buna şiddetle karşı çıkarak, bir daha o odaya adım atamayacağını belirtir. Clara onu tez konusu olarak seçtiğinden

bahseder. Giderken Max’a bir paket sigara verir. Max birlikte bir tane içmeyi teklif eder, ancak Clara sigarayı sadece bu şekildeki konuşma ziyaretleri için radyonun verdiğini, aslında sigara kullanmadığını söyler. Max konuşmaya ihtiyacı olduğu için, Clara’nın gitmesini istememektedir. Tekrar görüşmek üzere anlaşırlar ve Clara evden ayrılır.

İkinci bölüm, Max’ın saat sesinden uyanmasıyla başlar. Çalar saat Jessie öldüğü günden beri aynı saatte yani saat 7’de çalmaktadır. Zorlukla ve sinirli bir şekilde uyanan Max, Clara’yı aramak için holden geçerek telefona doğru ilerler. Ancak Max’ın telefonu görmesiyle birlikte, Clara’nın programını arayıp olanı biteni anlattığı an zihninde canlanır.

Max, sekiz hafta önce kız arkadaşıyla yaptığı son telefon konuşmasını Clara’ya aktarır. Konuşmalardan kız arkadaşının birilerinden korktuğu, bu nedenle yalnız kalmak istemediği anlaşılmaktadır. Jessie bu esnada intihar etmiştir.(s.22)

Max çalar saatle tekrar irkilir ve içinde bulunduğu zamana geri döner. Clara gelir ve gece gördüğü rüyayı anlatmaya başlar. Max bunu önemsiz bulur. Aslında bu düşle birlikte Clara bir yanıt bulduğunu düşünmektedir. Max’ın kendini neden aradığını düşünür ve sonunda onun öyküsünün tümünü anlatacağını anlar. O an Max’ın içinden ona vurmak gelir, ama telefonun çalmasıyla birlikte bundan vazgeçer. Arayan Max’ın Viyana’daki merkezi bürodan patronu Rufus’tur. Kazayı duyduğunu ancak baş sağlığı dileyemediğini söyler. Hukukun huzur verici yanından bahseder ve Max’ı işe geri dönmesi için ikna etmeye çalışır. Ancak Max uyuşturucu bağımlısı olduğunu ve geri dönemeyeceğini söyler. Rufus bu yanıta güler. Çünkü avukatlarının yüzde otuzunun bağımlı olduğunu belirtir.(s.28) Bol şanslar dileyerek konuşmalarını sonlandırırlar.

Üçüncü bölümde Max, Clara’yı evden kovar, ancak Clara Max’ın evinde unuttuğu saç bandı için geri döner. Clara saç bandını bulur, ardından sehpayı itince döşemenin kesilmiş olduğunu fark eder. Bunu Max’a gösterir, Max bir an Clara’yı Jessie’ye benzetir. Döşemedeki bu delik iki yıl önce taşındıkları günden beri oradadır. Jessie’nin kötü gizlenmiş bu yerin güvenli olabileceğini düşünmesini, Max onun saflığına bağlar. Clara delikten içi para dolu bir poşet çıkarır. Max ise bununla hiç

ilgilenmez. Clara bunların kız arkadaşının olabileceğini söyler. Max, Clara’ya onları alabileceğini ve yalnız kalmak istediğini söyler. O gittikten sonra uyuyakalır.

Telefon çalar, Max arayanın Clara olduğunu zanneder. Telefondaki Maria Huygstetten’dir. Aramasının sebebi Jessie’nin köpeği Jacques Chirac’tır ve Max’ın köpeği geri almasını ister. Max, Jessie’yi hatırlattığı için köpeği istememektedir.(s.37)

Sonunda Max, köpeği Maria’dan geri almak için uzun zamandan sonra dışarıya çıkmaya karar verir. Bu durum ona da çok garip gelir, çünkü içinde bulunduğu yabancılaşmanın farkına varır. İnsanların bakışlarından ve yoğun kalabalıktan duyduğu rahatsızlığı Jacques Chirac’ı düşününce atlatır.(s.38)

Köpeğin eve gelmesiyle Max kendini biraz daha iyi hisseder ve kokain etkisini gösterene kadar onunla oyalanmaktadır.

Dördüncü bölümde, Max köpeğiyle yürüyüşe çıkar ve çevredeki her şey ona Jessie’yi hatırlatır. Jessie’yle birlikte geçirdikleri günlerden kalma bir alışkanlıkla benzin istasyonundan beyaz bir Magnum alır. Kendisi yemek istemez ve yiyecekleri de çöpe atma alışkanlığı değildir. Bu bahaneyle dondurmayı Clara’ya götürmeye karar verir.(s.41–42)

Çarşamba ve pazar günleri Max için bir anlam taşımaktadır. O günleri anlamlı kılan ise Clara’nın radyo programının o günlerde yayınlanıyor olmasıdır. Clara’nın radyo istasyonunu aramaya koyulur. Radyo istasyonunun araba park yerine geldiğinde sadece iki arabanın olması dikkatini çeker. Arabalardan birinin plakasının Viyana’ya kayıtlı olması onu rahatsız eder. Saat gecenin ikisidir ve Max’ın orada bulunmasından dolayı kapıcı şüphelenir. Max umutsuzca Clara’yla görüşmek istediğini söyler. Kapıcıdan olumlu yanıtı alır almaz ikinci kata köpeğiyle birlikte çıkar. Saçma olduğunu düşünse de Clara’ya onun için dondurma getirdiğini zorlukla söyler.(s.46)

Clara, Max’ın sadece başından geçenleri anlatmasını istediğini, bunun dışında hiç bir şeyle ilgilenmediğini soğuk bir tavırla belirtir. O an her şey durur ve Max kendini zor bir çıkmazın içerisinde hisseder. Daha fazla dayanamayarak getirdiği dondurmayı da alıp oradan koşarak uzaklaşır.

Beşinci bölümde, Max Clara’nın evindedir ve kendini iyi hissetmektedir. Neler olduğunu yavaş yavaş hatırlar. Muhtemelen Clara’nın ona içki vermiş olduğunu düşünür. Clara, Max’a köpeği nereden bulduğunu ve adının niçin Jacques Chirac olduğunu sorar. Max, köpeğin adını Jessie’nin koyduğunu söyler. Clara, Max’ın kız arkadaşının adını öğrendiği için sevinç çığlığı atar. Araları düzelir, hatta Clara küçük şakalar bile yapmaktadır.(s.54)

Clara’nın oturduğu yer küçük, şirin bir dairedir. Birlikte mutfakta kahve içerler. O sırada Clara Max ile söyleşi yapmak için küçük teybini hazırlar. Bu duruma Max bir anlam veremez. Clara ise söz verdiğini, onunla sabah bir anlaşma yapmış olduklarını hatırlatır.”Buraya taşınmayı isteyen sensin, diyor Clara, böylece bir anlaşma yapmış

olduk.”(s.54)

Max, Clara’ya telesekreterindeki mesajdan bahsetmeye başlar. Arayan kişi tarafından tehdit edildiğini aktarır.”Dün akşam telesekreterimde bir mesaj vardı,

diyorum. Yanına üç yüz bin mark katarak istenen şifreyi yollama zamanının çoktan geldiğini söylüyordu.”(s.55)

Max gitmesi gerektiğini söyler ancak Clara gitmek istemesinin kokaine bağlı olduğunu düşünerek Max’ın ceketinin cebinde bir torba dolusu olduğunu ona hatırlatır. Clara onun kokain ihtiyacını karşılar ve giderken onu üzerinden kilitler. O sırada Clara’nın çalışma masasının üzerinde açık vaziyette duran gazete gözüne çarpar. Aslında Max’ın gazete değil de gazetede resmi olan kişi dikkatini çekmiştir. Max, Arkan denilen bu kişiyi tanımaktadır ancak pek sevdiği söylenemez.(s.59) Clara’nın çalışma masasındaki gazetenin o sayfasının açık olmasının rastlantı olup olmadığını düşünür. Clara’nın onun için bırakmış olduğu kasetlerden birinin üzerinde “Onu ilk kez nerde gördüm” yazmaktadır. Böylece Max, teybi eline alarak Jessie’yi ilk nerede gördüğünü anlatmaya başlar. (s.61)

Altıncı bölümde, henüz on üç yaşında olan Jessie sınıfta bir sıranın üzerinde oturmakta ve kaybolmuş gibi etrafa bakınmaktadır. Onları Shershah tanıştırır. Jessie onlarla aynı sınıfta değildir, çünkü onlardan beş yaş küçüktür. Max ve Shershah birkaç haftadır sürekli beraberdirler. Aynı odada kalmaktadırlar. Max kasete bunları

anlatırken birden aklına Shershah ve Jessie’nin ilişkisi gelir. Aslında onların arasındaki tek bağ uyuşturucudur. Bir gece Jessie, Max ve Shershah’ın odasına gelir. Onlara yumurta isteyip istemediklerini sorar. Burada kastedilen yüz elli marklık uyuşturucu maddedir. Paraları olmadığı için kabul etmezler. Birkaç kez Jessie’le birlikte Hollanda’ya gitmişlerdir. Jessie’nin ilgisi Shershah’a karşıdır. “Jessie Shershah’a

kene gibi yapışmıştı. O istediği sürece onun yanından ayrılmıyordu. Çok sık birlikte olmaları Shershah gibi biri için şaşırtıcıydı, ama ona elini sürdüğünü hiç sanmıyorum…”(s.68) Konuşması sırasında Max’ın midesi bulanır ve Clara ona

banyoya gitmesi için yardım eder.

Yedinci bölüm radyo istasyonunda geçmektedir. Clara cam bölmede işini yaparken Max'ta Clara dâhil orada bulunan tüm çalışanları gözlemlemektedir. Clara programına başlar. Max radyo istasyonundaki iş düzenini ve Clara'nın tavırlarını görünce aklında Viyana'daki aldatıcı dönem olarak adlandırdığı günleri canlanır.

Max bu düşüncelerin ardından kendini sorgulamaya başlar ve büronun düzenini özlediğini fark eder. Kafasını toparlamaya çalışır ama kulağında yine bir uğultu vardır. Jessie'yi yerde nasıl bulduğunu düşünmeye başlar. Ancak sonunda orada ne aradığını, orada niçin bulunduğunu düşünmeye başlar. Gözlerini açtığında ilk olarak ses teknisyenin elindeki tükenmez kalemdeki sarı-kırmızı ve mavi renkler dikkatini çeker. Yıllar öncesi onunda evinde böyle bir kalemi vardır. Teknisyenin Clara'ya kahve koymak için kalemini unutup gitmesini fırsat bilerek Max kalemi cebine koyar. Sonra Clara’yla vedalaşıp, radyo istasyonundan ayrılır. Bir taksi çağırır ama ona binmek yerine gülümseyerek koşmayı tercih eder.

Sekizinci bölümde taksici ona artık taksiye binmek isteyip, istemediğini sorar. Max’ta taksiciye çok iyi bir bahşiş alacağını, ancak Clara'nın radyo programını açmasını ister. Programı dinlerken bir yandan da kolundaki dijital saate bakmaktadır. Saat Jessie'nin saatidir ve Max'a onu hatırlatır. O an Max, Clara'nın programını dinlerken aynı anda dürbünüyle onu görebileceğini düşünür. Ama dürbünü Jessie'nin babasının evinde kalmıştır. Max'ın, Jessie henüz on dört yaşındayken babasının evine gittikleri gün hayalinde canlanır. Jessie başına bir avcı kepi takmış ve babasının

bastonunu da tüfek olarak hayal etmiştir. Balkondan dürbünle kenti izleyip güvercinleri vurduklarını düşlemişlerdir. O sırada Shershah yanlarına gelir ve oyunları sona erer. Clara'nın programı devam ederken Max'ta cep aynasının üzerine döktüğü tozu çekmektedir. Ancak Clara'nın yaptığı anons bir anda dikkatini çeker. Clara özel bir durum olduğunu ve dinleyicileri arasında Shershah adında birisi varsa onu aramasını söyler. Bunu duyan Max hemen taksiciden telefonunu ister ve programı Shershah olduğunu söyleyerek arar. Clara onu hemen tanır. Max ise Shershah'ın öldüğünü söyler. Clara, biraz Shershah'tan bahsetmesinin ona iyi gelebileceğini, ona yardım etmek istediğini söyler. Max bunu kabul etmez. Çünkü onu öldürdüğünü söyler ve telefonu kapatır.

Max eve döndüğünde Clara perişan bir haldedir. Tartışırlar. Clara Max’ın Shershah’ı öldürmüş olduğuna ve kız arkadaşının intiharına inanmadığını belirtir. Max umursamaz ve kayıt yapmak için yalnız kalmak istediğini söyler. Clara evden ayrılır.

Dokuzuncu bölümde Max, çocukluk dönemindeki her yaz tatilini olanaksızlıklar yüzünden evde geçirmek zorunda olduğunu anlatır. Ancak Shershah ve Jessie'nin Viyana'ya gidecekleri yaz, bu durum değişir. Çünkü ikisinin de ehliyetleri yoktur ve Max'ın arabasına ihtiyaçları vardır. Bu yüzden çıkacakları tatile onu da davet ederler.(s.96)

Yolculuk boyunca Shershah uyur, Jessie ise sigara sarıp, Max ile sohbet eder. Dört günlerini uyuşukluk içerisinde geçiren gençler, en sonunda Jessie'nin ısrarı üzerine zorlukla kendilerini dışarı atarlar. Jessie, Opernring’te bir galeriye girmesi gerektiğini ve diğer ikisine onu beklememelerini söyler.(s.103)

Sonrasında Jessie gelir ve eve dönerler. Eve döndüklerinde onları Jessie’nin babası Herbert ve kardeşi Ross beklemektedirler.

0nuncu bölümde, Clara eve döner. Profesörünün Max’ın anlattığı olayları inandırıcı bulmadığını söyler. Aralarında bir gerginlik yaşanır. Max, Clara’nın bir anlık boşluğundan faydalanıp bilgisayarındaki dosyaları siler. Kasetleri de yanına alarak evden çıkar. Max, kendi evine geldiğinde kapısının açık olduğunu fark eder. Bu durum onu korkutur ve cebindeki radyodan çaldığı kaleme sarılır. O an köpeği yanında olsa daha güvende olabileceği düşünür. Ama onu Clara’nın yanında bırakmıştır.

Jessie’nin bir köpek sahibi olmak istemesinin de aynı sebebe dayandığını hatırlar.(s.110) Tüm cesaretini toplar ve eve girdiğinde her yerin aranmış ve dağıtılmış olduğunu görür. Daireden hızla çıkar ve Clara’ya gider. Ancak Clara evde değildir. . Evi o halde bulmak onu korkutmuş ve gördüğü Jessie’ye ait olan sarı pijama onu etkilemiştir.

Leipzig’te sarı pijamalarıyla Jessie’nin onu uyandırdığı ve işe uğurladığı günü anımsar. Bir gün öncesi, ona benzediği için aldığı sarı rüzgârgülünü Max’ın eline tutuşturur. O gün Rufus’un bürosuna ilk kez gider. İşten eve yedide döner ve akşamları Jessie’yle yürüyüş yaparlar. Bu hatıraları düşündükten sonra kendini biraz rahatlamış hisseder. Kalkıp teybini alır.(s.120–121)

On birinci bölümde, Jessie, Shershah ve Max’ın Viyana’da bulundukları sırada eve dönünce Herbert ve Ross ile karşılaştıkları gün anlatılmaktadır. Herbert ve Ross’un Jessie’yle kucaklaşmalarından sonra Jessie onları Max ve Shershah’la tanıştırır. Jessie Viyana’ya Max’ın arabasıyla geldiklerini anlatır. Viyana’da bulunmalarının nedeni tatil geçirmek değil, birlikte iş yapmaktır. Herbert Jessie’nin elindeki tüm uyuşturucu maddeleri sattığını öğrenince memnun olur. Jessie dışında her ikisine de denemeleri için kokain verir.(s.127)

Plana göre Jessie, Max ve Shershah’la Bari’de buluşup biletleri onlara verecektir. Sonrasında birlikte Viyana’ya döneceklerdir.

O sırada telefon çalar arayan Clara’dır. Clara telefonda ağlamaya başlayınca Max onun nerede olduğunu öğrenip, köpeği de alarak Clara’nın yanına gider. Onu bir Cafe’de perişan halde otururken bulur. Onu mutlu etmek için cebinden kasetleri çıkarır ve masanın üzerine koyarak ondan özür diler.(s.130)Her şeye rağmen Clara artık bu işi sürdüremeyeceğine inanmaktadır. Max ise vazgeçmemesinden yanadır ve ona destek verir. Clara profesörün onun çalışması hakkındaki söylediklerini anlatır.”Notlarımı

birkaç kez okuduktan sonra diyor, benliğimdeki zayıf yönlerden kaynaklanan kısıtlar yüzünden, bu tür bir çalışmanın gerektirdiği biçimde elimdeki konuyla tam olarak özdeşleşmeye hazır olmadığımı söylüyor.”(s.133)

Bu düşünce Max’a pek inandırıcı gelmez. Bu sohbet esnasında Clara ilk kez gerçek adının Lieschen (Lisa) Müller olduğunu söyler.(s.134) Max, Clara’nın anlattıklarını profesörün inandırıcı bulmaması üzerine onun birini öldürdüğünü söylemesini önerir. Bu teklif Clara’yı önce şaşırtır ama sonrasında yüzünde bir gülümsemeye neden olur. Cafe’den birlikte çıkarlar. Clara sinirlerinin yatışması için bir arkadaşında kalacağını söyler. Max ise bir taksiye biner ve onun uzaklaşmasını taksinin camından izler.(s.136)

On ikinci bölümde Clara’nın evde sarı bir peruk ve siyah uzun çizmelerle dolaşmasına Max bir anlam veremez. Clara doğum günü partisi vereceğini söyler ve bazı insanların onu bu haliyle tanıdıklarını anlatır. Max ona aldırmadan ses kayıt cihazını eline alır. Herbert ve Ross ile yedikleri akşam yemeğini anlatmaya başlar. Jessie’nin babası Herbert ile iş konuşmalarından sonra akşam yemeğine çıkarlar.

O sırada Clara etrafta dolaşarak Max’ın tüm dikkatini dağıtmaktadır. Tekrar yoğunlaşarak Max anlatmaya devam eder. Shershah ve Max son model zırhlı ve donanımlı bir arabayla Bari’ye doğru yola çıkarlar. Max arabadaki tuhaflıkları fark eder. Ancak Shershah bu konuda vurdumduymazdır (s.141)

Sınırdan rahatlıkla geçerler. O sırada Clara’nın koluna dokunması üzerine bağırarak tepki verir. Clara parti için alışveriş yapacağını ve onun ortadan kaybolmasını ister. Max evine birilerinin girdiğini ve evi darmadağın ettiklerini ona anlatır. Clara bu duruma şaşırır ama onun birkaç saatlik bir yürüyüşe çıkabileceğini söyler. Max, Clara’nın onu anlamadığını düşünür.

Köpeği de alarak dışarı çıkar. Merdivenlere oturarak Shershah’la yaptığı yolculuğu anlatmaya devam eder. Max çok yorulmuş ve Bari’ye kadar nasıl dayanacağını bilmemekte ve korkmaktadır. Dinlenmesi için Shershah biraz uyumasını önerir. Daha sonra fenalaşınca Max’ın asıl ihtiyacı olanın uyuşturucu olduğunu anlar ve bu ihtiyacını karşılarlar. Merdivende bu yolculuğu anlatırken Max bir an düşünür ve orada tükendiğini çünkü işini yapamamaktan korktuğunu fark eder. Hâlbuki şimdi yapacak bir şeyi olmadığını yani amaçsızlığın verdiği boşluğu fark eder.(s.145–146)

On üçüncü bölümde, Shershah ve Max yolda mola verirler. O sırada arabaları çalınır. Sonra otostop çekerek kent merkezine ulaşırlar. Jessie’yle buluşmalarına yarım saat gecikmişlerdir. Sonunda Jessie’yle buluşurlar ancak uçağı kaçırırlar. Bunun üzerine yemek yemek için bir büfeye girerler. Jessie orada büfe sahibinden aldığı siyah bir telsizle görüşme yapar.(s.154)

Max trenle gidecekleri haberine pek sevinmez. Sabaha karşı büfeden ayrılırlar. Jessie limana gezmeye gitmek ister. Shershah hiç üzerine alınmaz Max hemen onu götürebileceğini söyler. Limana geldiklerinde konuşmaya başlarlar. Max ona kurtlar, aslanlar, sümüklü böceklerin ne demek olduklarını sorar. Ancak Jessie yaşadığı olayları ve yaptığı işi kendi üslubuyla anlatır.(s.157–158) Hayvanların değişimi sırasında Jessie’nin bekleme görevi vardır. Aslında hayvanlar olarak tabir ettiği insanlardır. Bir anda Shershah’ın onu niçin sevmediğini sorar. Max ise onun sevgi konusunda özürlü olduğunu söyler. Viyana’ya vardıklarında Ross onları istasyonda karşılar. Ross’un elinde Max ve Shershah’ın çalınan arabada bıraktıkları tütün kesesi ve kasetlerin olduğu bir poşet vardır. Max o an arabanın çalınmadığını anlar ve bayılır. Vücudunda hiç su kalmamıştır ve bu yüzden bir süre hastanede kalır. Daha sonra annesi onu almaya gelir ve okulun yeni dönemi başladığında Shershah ve Jessie’yi ortalarda hiç göremez. Jessie’den ayrı geçirdiği bu birkaç günde onu ne kadar sevdiğini anlar.

On dördüncü bölümde, Max öyküsüyle ilgili kayıt yapmayı bitirdikten sonra yürüyüşe çıkmaya karar verir. Clara’nın dairesine döndüğünde Max Clara’ya doğum günü için aldığını söylediği dondurmayı verir. Clara dondurmayı arkasında açık olan pencereden dışarı fırlatır. Clara’nın bu hareketine orada bulanan bir kız güler. Max onun hukuk bürosundaki sekreterine benzediğini düşünür. Clara’da Max’ı kızla tanıştırırken onu “sekreterin Maria’ya benzeyen” şeklinde takdim eder. Böylece Max Clara’nın büroya gittiğini ve hakkındaki her şeyi araştırdığını anlar.(s.162) Tekrar Clara ve arkadaşının yanına gider. Kendini kötü hisseder ve fenalaşır Clara sakinleşmesini söyler. Max kendine geldiğinde Clara başucunda diz çökmüş diğerleri mutfaktan çıkmışlardır.

On beşinci bölümde Clara ve Max Leipzig’ten Viyana’ya doğru yol almaktadırlar. Max nereye gittiklerini bilmektedir, ama bunu Clara’ya hiç sormamıştır. Aynı yoldan Jessie’yle birlikte geçtiklerini hatırlar. O sırada Clara’nın bir insanın nasıl hukuk okumaya karar verdiğini hep merak ettiğini söylemesi üzerine Max kendinden bahsetmeye başlar.(s.173)

Clara hocasının Max’ın cinayet işlediği haberine ve Bari kasetine ne kadar heyecanlandığını anlatır. Ancak Clara doldurdukları kasetlerin Max’a tedavi etkisi yapabileceği ve çalışma bitmeden Max’ın iyileşmesinden duyduğu kaygıyı dile getirir. Clara artık onu iyi tanıdığını ve onun gibi birinin uzun süre pasif kalamayacağını Jessie’nin ölümünden dolayı kapıldığı suçluluk kompleksinden çıkabileceğini söyler.(s.176–177) Bu konuşmalar ve yolculuk Max’ı sinirlendirir ve direksiyonu kendine doğru çekerek kazaya neden olur. Clara çok korkar ve ağlamaya başlar.”Senin için büyük bir tehlike olmamın nedeni benim hayatıma

beş paralık değer vermemem, senin ise vermen. Onun için sözlerine dikkat et.”(s.178)

Kimseye bir şey olmaz ve yola devam ederler. İhtiyaç molası verilir. O sırada Max arabanın bagajında banknotlar olduğunu görür. Yemek yerken bir yandansa kaçakçıların kullandıkları botlar hakkında konuşurlar. Clara polise karşı daha donanımlı olan bu jet botlardan bahsederken Max‘ın gözünde Shershah ve Jessie canlanır. Max uzun süre Jessie’nin neler yaşadığını öğrenmek istemiş olduğunu, onun

Benzer Belgeler