• Sonuç bulunamadı

2.1. Açık ve Yeşil Alanlar

2.1.2. Açık ve yeşil alanların sınıflandırılması

Kent içi ve çevresinde yer alan açık alanlar genel olarak aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır (Bayraktar,1973):

A.İşlenmiş açık alanlar

A.1. Kentin fiziksel yapısında mutlak bir fonksiyon gereği ayrılmış açık alanlar:

Yollar, otoparklar, mezarlıklar, hava alanları, tarım alanları

A.2.Estetik ve rekreasyonelamaçlar için yer verilen yeşil alanlar (Sosyal ve Özel yeşil alanlar)

A.2.1.Sosyal yeşil alanlar (Topluma açık ve yarı açık alanlar) A.2.1.1.Topluma açık alanlar (Pasif ve Aktif alanlar)

-Pasif Alanlar: parklar, bakış noktaları, vizüel yeşiller (meydanlar, refüjler, bulvarlar, dekoratif yeşillikler)

-Aktif Alanlar: Spor sahaları, yüzme tesisleri, oyun sahaları, çocuk bahçeleri

12

A.2.1.2.Topluma yarı açık alanlar: Resmi daireler, iş yerleri ve çevreleri, tarihi binalar, mabetler ve çevreleri, hastaneler, kür yerleri, okul bahçeleri, özel spor kulüplerine ait sahalar

A.2.2.Özel yeşil alanlar(Ev bahçeleri, Golf sahaları vb.)

B.İşlenmemiş açık alanlar: Doğal yeşiller, tabiatı koruma alanları , arazi, su vejetasyon, şehir ormanları.

Türel (1988)’e göre kent içi ve bölge yeşil alanları şu şekilde sınıflandırılabilir;

 Konut yakın çevresi; cep parkları, mini parklar, çocuk bahçeleri

 Komşuluk ünitesi parkları

 Kent içi yollar, refüjler, yaya bölgeleri

Richter [1982]’e göre, kent açık ve yeşil mekanları;

 Trafik ve ulaşım için düşünülen alanlar [örneğin yaya zonları, otopark yerleri, bağlantı yerleri vb.],

 Atık su ve çöpler için ayrılmış olan alanlar,

 Kamusal ve özel yeşil alanlar [örneğin ev bahçeleri, çatı bahçeleri, toplu konut bahçeleri parklar, küçük hobi bahçeleri, su yüzeyleri, spor ve yüzme tesisleri, botanik ve hayvanat bahçeleri, oyun yerleri, çadır ve kamp alanları, meydanlar, gezinti ve yürüyüş yerleri, mezarlıklar,

 Tarım ve ormancılık için uygun alanlar,

 Mekansal olarak belli bir ortak kullanım için düşünülmüş alanlar [örneğin çocuk oyun yerleri, spor alanları, kamp alanları, botanik ve hayvan bahçesi vb.]

13

 Peyzajın korunması, bakımı ve gelişmesi için öngörülen alanlar [doğa koruma alanları]

 Emisyonlara karşı korunma amacıyla yapılaşmanın müsaade edilmediği koruma alanları,

 Ormanlık alanlar ya da ağaçlandırma ve bitkilendirme amacıyla ayrılmış alanlar olarak ayrılmaktadır [Ayaşlıgil, 1996].

Yeşil alan tipleri, etki alanlarına, işlevlerine göre, bina düzeyinde, ilköğretim ünitesi düzeyinde, mahalle ünitesi düzeyinde, kent ünitesi düzeyinde ve bölge düzeyinde olmak üzere beş grupta incelenmektedir (Demir 2004).

Bina Düzeyinde Yeşil: Yeşil alanların temel birimi bina düzeyinde ele alınmaktadır.Bina düzeyinde yeşil, binanın ön, arka ve yan bahçelerindeki yeşil alanlar olarak tanımlanmaktadır. Bina düzeyinde yeşil, binaya çevresi ile birlikte bir bütünlük kazandırmaktadır.

İlköğretim Ünitesi Düzeyinde Yeşil: İlköğretim ünitesinin alansal büyüklüğü minimum15 hektar, yoğunluğu ise maksimum 350 kişi/ha’dır.Bu alanların 700-1000 konutu ve bir ilköğretim binası bulunur. Alan hesabında, planlamaya esas olan projeksiyon nüfusu dikkate alınır.

Çocuk Oyun Alanları: Çocuk oyun alanları, çocukların yaş gruplarına göre belirlenen oyun oynama isteklerine ve yeteneklerine cevap verebilecek nitelikte oyun elemanlarıyla donatılmış, motorlu taşıt trafiğinden tamamen arındırılmış bir bölgede, güvenli bir şekilde oyun oynayabilmeleri için tasarlanmış ve düzenlenmiş alanlardır.

Mahalle Ünitesi Düzeyinde Yeşil: Mahalle ünitesinin nüfusu genel anlamı ile minimum 15 000 kişi, alanı 45 hektar, yoğunluğu ise maksimum 350 kişi/ha olarak kabul edilmektedir. Mahalle ünitesi düzeyinde donatı elemanlarının çeşitliliği olarak 2 m2oyun ve spor alanı; 2 m2ise mahalle parkı önerilmektedir.

Mahalle Parkları: Halka açık kentsel açık alanların en küçük elemanlarından birisi olan mahalle parkları, daha çok bir geçiş yeri olarak düzenlenen yeşil alanlardır.

14

Minimum 8 dekar olması gereken mahalle parklarının etki alanı 800 m’yi geçmemektedir.

Spor Alanları: Spor alanları insan sağlığı, zihinsel ve bedensel gelişme ve bireyin boş zamanını değerlendirmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Spor alanları, halka açık spor alanları ve spor tesis alanları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Halka açık spor alanları belediyelerin sorumluluğundadır. Hiçbir kayıt ve koşula bağlı olmaksızın, tüm toplumun istediği zaman yararlanabileceği alanlardır. Bu alanlar voleybol, basketbol, tenis, masa tenisi, mini satranç, mini futbol ve futbolgibi yaygın ama fazla malzeme gerektirmeyen spor türlerinden oluşmaktadır.

Kent Ünitesi Düzeyinde Yeşil: Yerleşmeler nüfusça büyüdükçe ve yapı yoğunluğu arttıkça, yeşil alan gereksinimi de artmaya başlamaktadır. Kent düzeyindeki yeşil alanlar, etki alanı itibariyle bütün bir kent halkına hizmet edecek büyüklük ve işlevlere sahiptir. Kent düzeyindeki yeşil alanlarıkent parkları, hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri, refüjler, ağaçlandırılmış yaya yolları ve mezarlıklar oluşturmaktadır.

Kent Parkları: Mahalle parklarından daha büyük bir çerçevede, kent halkına fiziksel, psikolojik ve sağlık yönünden önemli olan, bazı grup elemanlarıyla donatılmış büyük yeşil alanlardır. Kent parkları görsel olarak kentin bir parçası olan ve bölge parkına göre daha küçük ölçülü alanlardır. Kent halkının günlük kullanımı için rahatlıkla ulaşabilecekleri yerlerde planlanan ve yürüyüş, koşu, dış mekanda oturma, piknik yapma, oyun,vb. gibi bireysel ya da grup eylemlerine olanak sağlayan alanlardır.

Kent İçi Yollar ve Refüjler: Nüfusun çoğunluğunun kentlerde yaşadığı ülkemizde, kentlerin kolayca doğaya ulaşabildikleri ekolojik, rekreasyonel, kültürel ve tarihi kullanımlar için planlanarak, bu amaçlar doğrultusunda korunan ve yönetilen şebekeleşmiş çizgisel açık alanlar bütünlüğüdür. Kent içerisinde yer alan bazı yeşilalanlar birbirlerine yaya yolları ya da yürüyüş bantları ile bağlanarak yeşil zinciri oluşturmaktadır. Rekreasyon ve doğa korumanın birlikteliğiyle, açık ve yeşil alan sisteminin bütünlüğü açısından önemlidir. Yeşil zincir, konut ya da diğer yapı alanları arasından geçerek, yeşillendirme çalışmaları ile yayalar ve araçlar için erişimi ve

15

çevresel kaliteyi geliştirmektedir. Yeşil zincir, yeşil koridorla aynı anlam taşımamaktadır. Kent bütününde planlanan yürüyüş alanları ile bir ağ oluşturularak, açık alanlarla kırsal alanların birbirine bağlandığı, kent halkına kırsal alanları kullanma olanaklarının sunulabileceği, işe, okula, alışverişe, otobüs duraklarına, vb.

noktalara yürüyüş gibi yeni olanaklar sunulabilmektedir. Böylelikle araçla ulaşım, yerini yaya ulaşımına bırakacak ve kent içerisindeki araç trafiği yoğunluğu azalacaktır.

Mezarlıklar: Kent halkının ortak kullanım alanlarından olan mezarlıklar kentlerde meydana gelen değişikliklerden en az etkilenen açık ve yeşil alanlardandır. Bu nedenle uzun yıllar halkın kullanımına açık olacak mezarlıkların planlanmasında sadece ölülerin defnedildiği bir yer değil aynı zamanda üzerinde rekreatif faaliyetlerin gerçekleştirildiği park özelliğine sahip alanlar olarak düşünülmelidir.

Bölge Parkları: Kent içerisinde birkaç yüz hektar park kurmak oldukça zordur. Bu durumda kentin periferisinde yer alan geniş kırsal alanlarda ve ormanlarda, koruma amacı ağır basmakla birlikte değişik eğlence alanları, oyun alanları, spor alanları, sergi bahçeleri, doğal bitki köşeleri, vb. fonksiyonları da içeren parklar tesis etmek mümkündür. Bölge parklarının tesis edildiği alan kendine özgü olan doğal karakterini korumalı, kent halkının hafta sonları ve tatillerde tam gün ya da yarım günlük ziyaretleri için planlanmalıdır. Kullanıcılar parka özel otomobil, toplu taşıma araçları, bisiklet ya da yaya olarak ulaşabilmeli, ortalama ulaşım süresi ise 30 dakika ile 1 saat arasında olmalıdır. Park, kent parkındaki fonksiyonların yanında kitlesel giriş, geçiş, otopark, doğa yürüyüşü, kamping, su sporları, piknik, vb. gibi taleplere yanıt verebilecek şekilde planlanmalıdır. Milli parklar ve tabiat parkları da bölgesel düzeydeki yeşil alanlar içerisinde değerlendirilmektedir. Bölge ölçeğinde yer alan bölge parkları, genellikle hafta sonları veya tatillerde tam gün ya da yarım gün için ve genellikle kent dışında planlanmaktadır.

2.1.3. Açık ve Yeşil Alanların İşlevleri

Açık ve yeşil alanlar kentsel mekanlarda farklı işlevleri doğrultusunda farklı büyüklükte ve standartlarda tesis edilmektedir.

16

Yeşil alanlar, kentlinin ruhsal ve fiziksel gereksinimlerinin karşılanması, doğal zenginliklerin korunması, turizmin geliştirilmesi, konut alanlarıyla ticaret ve sanayi alanları arasında tampon bölgelerin oluşturması, yaya ve taşıt dolaşımının kolaylaştırması gibi birçok fiziksel işlevlere sahiptir (Demir 2004). Yeşil alanlar özellikle kentleşmiş alanlarda solunum organı görevi yapmakta, rekreatif ve sportif etkinliklerin yapılması yoluyla kişilerin bedensel ve psikolojik olarak sağlıklı gelişmelerine olanak vermektedirler. Ayrıca insanların bir araya gelerek birlikte eğlenmesine ve dinlenmesine olanak sağlayarak sosyal ilişkilerin kurulmasına, sürdürülmesine ve toplumsal dayanışmanın gelişmesine katkı sağlamaktadır (Aksoylu vd. 2005). Yeşil alanlar başlıca ekolojik ve rekreasyonel işlevlere sahiptir.

Bu işlevlerin sürekli ve etkin bir şekilde yerine getirmeleri için, onlara doğru ve uygun bir yer saptanması gerekmektedir (Demir 2004).

Şahin ve Barış (1998), yeşil alanların işlevlerini rekreasyon, ekolojik ve arazi organizasyonu olmak üzere üç başlık altında toplamıştır.

Pauleit ve Duhme (2000), yeşil alanların işlevlerini; rekreasyonel, estetik, çevresel koruma ve doğa koruma olarak ele almıştır.

Barış (1995) ve Barış vd. (2004) çalışmalarında yeşil alanların işlevlerini; Havanın serinletilmesi, Bağıl hava neminin artısı, temiz hava temini, havanın filtrelenmesi, gürültünün absorbsiyonu, oksijen üretimi, sera etkisinin azaltılması ve enerji tasarrufu olarak belirtmişlerdir.Levent and Nijkamp (2005) yeşil alanların işlevlerini ekolojik, ekonomik, sosyal ve planlama olarak 4 grupta toplamıştır.

Açık ve yeşil alanların işlevleri çeşitli araştırıcılardan derlenerek aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir:

2.1.3.1 Sosyal

Yeşil alanlar, kent ormanları ve ağaçlık alanlar kent sakinlerinin psikolojik sağlığının gelişmesine katkıda bulunmakta ve sosyal ihtiyaçları için önemli ortamlar sağlamaktadırlar (Sanisaet al. 2006). Bu alanlar kentlerin neden olduğu nüfus yoğunluğu ve stres gibi birçok sorununu azaltmada önemli etkilere sahiptir. Özellikle

17

kent içi ve çevresinde doğru alan kullanım planları ile yerleştirilmiş yeşil alanlar kentlerin nüfus yoğunluğunu azaltma ve toplumsal sosyal faaliyetler için önemli imkanlar sağlamaktadır. Yeşil alanlar kent içinde bulunan farklı sosyal sınıflara sahip insanların beraber rekreasyonel aktivitelerde bulunduğu alanlardır. Bu alanlar farklı sosyal sınıfların bir arada bulunması ve etkileşimlerinin kurulmasını sağlamaktadır.

Kentlerin vertikal yapısı ile insanların çevresini algılamasını engelleyen yapılar ile ölçü bakımından denge kuran yeşil alanlar, bu kitlelerle sağlıklı bir psikolojik yapı kurulmasını sağlarlar.

Park alanları, “kent içi yeşil alan oluşturma niteliği ile yeşil alan ve yapılı çevre arasında dengeli arazi kullanımının sağlanması açısından kentsel bir öneme sahip olmasının yanı sıra aynı zamanda toplumsal rolü yüksek olan ortak kullanım mekanlarıdır. Farklı insanların karşılaşması, tanışması, konuşması, kentsel yaşamı paylaşması gibi sosyal ihtiyaçların karşılanması ve sosyo-kültürel süreklilik ve gelişmenin sağlanması açısından, toplumsal iletişimin gerçekleştiği kültürel odak noktaları olarak da nitelendirilebilirler. Toplumsal boyuttaki bu ilişkiler, konut dokusu içerisinde etkin ortak kullanım mekanları oluşturulması, kentsel mekanın sosyal ve mekansal boyutlarda daha etkili kullanılması ve mekanı oluşturan işlevlerin olabildiğince canlı tutulması amacında; anlam ve aktivite çeşitliliği açısından ayrıcalıklı bir öneme sahiptir ve konut alanlarında da aynı etkinliği göstermektedir.

Park alanları, kentte canlı bir çevre yaratılmasında, yoğun kent merkezinde insan/çevre ilişkisinin kurulmasında ve kentsel dolaşım ve aktivite alanlarının oluşturulmasında etkin bir öğe” olarak açık ve yeşil alan varlığı anlamında kentsel yaşam kalitesinin sosyal açıdan da mekana indirgenmesi sebebiyle, önemli bileşenlerinden biri olarak nitelendirilebilir (Onsekiz, 2003).

Kentsel parklar, insanları bir araya getiren yerler ve simgeler olmaları nedeniyle birey ile toplum arasında iletişimin sağlanmasına yardımcı olurlar. Birden fazla insanın aynı mekanda bir araya gelmesi her an bir sosyal aktivite oluşturmaktadır. Bu kapsamda, insanların kentsel açık mekanda geçirdikleri süre ne kadar çok olursa, diğer kentlilerle karşılaşma olasılığı o kadar artacaktır. Bu karşılaşmalar, kutlamalar, eylemler, konserler, gösteriler ve pasif iletişim olarak niteleyebileceğimiz hareketlerle gerçekleşebilmektedir. Diğer insanlarla bir arada bulunmak, onları izlemek ve

18

onlardan etkilenmek yalnız kalmaya oranla daha olumlu etkiler ve deneyimler sağlamakta ve arzu edilen kentli kimliğinin oluşmasına neden olabilmektedir. Bu açıdan parklar, salt yeşilin bulunduğu alanlar olmanın ötesinde sosyal yaşamın güçlenmesine ve yüz yüze iletişimin gerçekleşmesine olanak tanır(Özdemir, 2007).

2.1.3.2. Rekreasyonel

Açık ve yeşil alanlar, genellikle toplum fertlerinin boş zamanlarını değerlendirmeleri için oluşturulan rekreasyonel alanlardır. Açık ve yeşil alanlar rekreasyon gereksinimlere hizmet verecek mekanları oluşturarak, toplumun her yaş statüsündeki bireyleri için eğlence, dinlenme, oyun, spor faaliyetlerine olanak vermektedir. Ayrıca insanları araya getirerek onların doğayla ilişki kurmalarına aracı olmaktadır. Açık ve yeşil alanlar sadece rekreasyon etkinlikleri için mekan sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda donatı elemanlarının (banklar, bilgilendirme panoları, otobüs durakları, sokak aydınlatmaları, flamalar, fıskiyeler ve heykeller)kullanımı ile rekreasyonel kullanımı daha güçlü hale getirmektedirler (Demir 2004).

Yeşil alanlar birçok rekreasyonel aktivite için olanak sağlayan sosyal cazibe alanlarıdır. Kentsel yeşil alanların rekreasyonel değeri, yer verilen etkinlikler ve doğrudan kullanım değerinden oluşmaktadır. Kullanım açısından yeşil alanların ulaşılabilirliği,kullanılabilirliği ve çok fonksiyonlu oluşu önemlidir. Bu bağlamda yeşil alanların rekreasyonel değerinin belirlenmesinde sosyal istekler göz önüne alınmaktadır (Levent and Nijkamp 2005).

2.1.3.3 Ekolojik

Ekoloji, çevre sorunlarının ortaya çıkışı ile birlikte son 40-50 yıl içinde, üzerinde çok durulan bir konu haline gelmiştir. Bunun başlıca nedeni, son yüzyıldaki teknolojik ve sosyal gelişmelere paralel olarak oluşan yaşam konforunun değişimi ve bozulmasıdır. Bu olayların başlıcaları; sera gazlarına neden olan endüstri kirliğinin ve buna bağlı olarak CO2 gazının değişimi ve artışıdır. Bu değişim canlıların yaşam dengesini bozarak, kentsel ve kırsal yaşam alanlarını olumsuz yönde etkilemektedir.

Ayrıca dünya nüfusu ve insanların gereksiniminin artması, doğanın baskı altında kalmasına sebep olarak, yaşam dengesini insanlar lehine bozmaktadır.

19

Yeşil alanlar, kentsel mekanda doğal habitatlar yaratmaları ve sağlıklı çevreler oluşturmaları açısından kent makroformu ve yaşamı için önemli alanlardır. Ayrıca bu alanlar, çevre kalitesini hem ekolojik hem de ekonomik anlamda artırmaktadır (Özdemir, 2007).

Parklar; oyun mekanları ve spor alanlarını da bünyesinde barındırması, kentte daha geniş alan kaplaması ve yapay ve/veya doğal bitki örtüsüyle kent içerisinde ekolojik çeşitliliği desteklemesi nedeniyle kentsel açık alan planlamasının temel öğelerinden biri olarak tanımlamaktadır (Thompson 2002).

Başlangıçta insan müdahalesiyle kısmen değiştirilmiş ve içerisinde doğal koşulların bulunduğu yeni çevreye kent ekosistemi denilmektedir (Alptekin 1992). Kent ekosistemini, tek bir ekosistem olarak veya park ve göl gibi birkaç ekosistemin birleşimi olarak tanımlamak mümkündür (Bolund et al. 1999).

Kent dokusu içerisinde yer alan açık ve yeşil alanlar kent ekolojisi açısından büyük öneme sahiptir. Açık ve yeşil alanlar kentin mikroklimasını etkileyerek kentin ekolojik yönden olumlu etkisini arttırmaktadır. Bununla beraber, iklimsel konforu bozan, toz, gürültü ve zararlı gazları absorbe ederek etkisini azaltmak, kontrolsüz büyümeyi engelleyici tampon etki yaratmaktadır (Korkut ve ark. 2010).

2.1.3.4 Havanın serinletilmesi

Ağaçların ve yeşil alanların havayı serinletme etkisinin varlığı yapılan çalışmalarla çok net ortaya konmuştur. Bu, ağaçların gölgeleme etkilerinin bir sonucu olmaktan çok bitkilerin evaporasyon ve diğer fizyolojik işlemler için enerji tüketimlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bitki örtüsü, ısıyı kısa süre içinde bitkiyle kaplı alanların sıcaklık derecesinin yükselmesine neden olacak biçimde küçük hücrelerinin içerisinde depolamamaktadır. Güneş enerjisinin ortalama olarak % 60-75'i fizyolojik işlemler için kullanmaktadır. Vejetasyon örtüsüne sahip olmayan kentlerde bunun tersine güneşten alınan enerji havanın ve bina kütlelerinin ısıtılmasında kullanılmaktadır (Barış vd.2004).

20

2.1.3.5 Temiz hava temini

Bernatzky (1982), kentlerde temiz hava sağlamada iki farklı yöntemin olduğunu bildirmiştir:

• Kent merkezlerinde oluşan meteorolojik depresyon alanları nedeniyle ortaya çıkan rüzgarlar,

• Alçak alanlara doğru hareket eden serin hava,

Bu etkiler sürekli olarak artan bir ivme göstermekte, kente merkezinde depresyon alanları sonucundan hareket eden hava yeşil alanlar içerisinden geçerse hava filtrelenerek serinlemektedir. Bunun sonucunda da hava temizlenmiş ve aynı zamanda da serinlemiş olacaktır.

Bu işlemde her bir ağaçayrı bir soğutucu gibi hareket etmektedir. Çünkü toplam yaprak alanı miktarı, taç kısmının kapladığı alandan 10 kat daha fazladır ve dolayısıyla serinletme etkisi çim yüzeylerle karşılaştırıldığında daha etkindir. Yeşil alanların serinletme, filtreleme etkileri boyutlarından çok yaprak miktarlarına bağlıdır.

Bu nedenle konifer dediğimiz yaprak dökmeyen herdem yeşil türler, yaprak alanlarının fazlalığından dolayı yaprak döken ağaçlara göre havayı daha fazla temizleme kapasitesine sahiptirler. Buna karşın koniferler hava kirliliğine daha duyarlıdır ancak yaprak döken türler gazları absorbe etmede daha iyi sonuç vermektedir. Sonuç olarak bu tip alanlarda karışık türler kullanmak daha etkin sonuçlar vermektedir.

2.1.3.6 Havanın filtrelenmesi

Yeşil alanların en önemli etkilerinden birisi çevre zararlılarını azaltmasıdır. Bu sebeple özellikle hava kirliliğini azaltmada önemli rol oynarlar. Bu işlemi havadaki partikül maddeleri absorbe ederek gerçekleştirir. Yaprak yüzeyindeki mum tabakası ve yaprak tüyleri havadaki tozları absorbe etmektedir (Sahin 1989).

21

Yapılan çalışmalar, ağaçların ve yeşil alanların havayı filtrelemede önemli rol oynadığı, yeşil alanların olduğu bölgelerde polen dışında toz oluşumlarının görülmediği belirlenmiştir.

Ağaçlar öncelikle partikül maddelerin depolanmasını sağlayacak biçimde havanın taşıma kapasitesini arttırır. Parklardaki ağaçlar partikül maddelerin %85’ini, caddedeki ağaçlar ise yaklaşık %70 ‘ini bir rüzgar perdesi ya da bitkisel duvar oluşturarak filtrelemektedir. Bitkilerin yapraksız olduğu kış aylarında bile ağaçlar % 60 oranında etkinliklerini devam ettirmektedirler (Şahin 1989, Barışvd.2004). Bu kirletici partiküllerin bir kısmı bitkinin yapraklarında absorbe edilirken, bir kısmı da yaprak yüzeyinde tutulmaktadır. Bu nedenle bitkilerdeki bozunumları engellemek için bu partiküllere dayanıklı bitki türlerinin seçilmesi önem arz etmektedir.

Yabancı partiküllerin filtrelenmesinde en önemli kriter yaprak alanlardır. Bu nedenle ağaçlarda filtreleme etkisi çalı ve çim alanlara göre daha fazladır.

Partikül maddelerin çoğunluğu ağaçların değişik organları tarafından tutulurken bir kısmı da emilmektedir. Tutulan partiküller maddeler genellikle yağmurla yıkanarak veya yaprakların sonbaharda dökülmesi sonucunda yeniden toprağa karışmaktadır.

Sonuç olarak, vejetasyon birçok kirletici maddenin sadece geçici olarak uzaklaştırılmasına yardımcı olmaktadır (Barıs vd. 2004).

2.1.3.7 Gürültünün absorbsiyonu

Kentsel alanlarda insanların yaşam konforunu olumsuz olarak etkileyen önemli etmenlerden birisi de gürültüdür. Aşırı gürültü, insan vücudunda fizyolojik ve psikolojik olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Gürültü yoğunluğunun artışı ve sürekliliği önemli ve kalıcı rahatsızlıklara neden olabilmektedir.

Gürültü önlemede yapay malzemeler daha etkin olmasına rağmen, estetik ve maliyetlerin yüksek olması nedeniyle bitkisel malzemeler tercih edilmektedir.

Bitkiler gürültüyü yaklaşık 7 dB kadar azaltmaktadır. Ayrıca bitkiler yaprakları ve dalları ile beyaz gürültü sağlarken, insan kaynaklı gürültüyü de azaltmaktadır.

22

Özellikle şehirler arası yolların yerleşim alanlarına yakın geçtiği yerlerde bitkilerle gürültü perdeleri tesisi günümüzde önem kazanmaktadır. Ancak yeşil alanların gürültü önlemede belirgin bir şekilde etkili olabilmeleri için en az 10 m. genişliğinde olmaları gerekmektedir (Şahin 1989).

2.1.3.8 Oksijen üretimi

Ağaçların bir yıl boyunca ürettikleri net oksijenin miktarı, ağaç biokütlesinin karbonu tutmasına ve bitkinin fotosentez aktivitesine bağlıdır (Nowaket al. 2007).

Oksijen üretimine yönelik bütün ifadeler çok değişik hesaplamalara dayanmakta ve ortaya çıkan sonuçlar birbirinden oldukça farklı olmaktadır. Oksijen esas olarak bitki metabolizmasının ve az miktarda atmosferik su buharının ayrışmasının bir ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Atmosferik oksijen 1.18 x 1015 t olarak hesaplanmaktadır.

Dünyadaki tüm bitkilerin yıllık net oksijen üretimi 70 x 109 t’dir ve her 17000 yılda atmosferik oksijen yenilenmektedir. Üretim miktarı çok az olmakla birlikte, biyolojik işlemlerde kullanılan ve atmosfere verilen oksijen miktarı hemen hemen aynı kalmaktadır. Bununla birlikte fosil yakıtların yanması ve bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu çok büyük oranda potansiyel oksijen yok olmaktadır (Bernatzky 1982, Barış vd. 2004).

Dünyadaki tüm bitkilerin yıllık net oksijen üretimi 70 x 109 t’dir ve her 17000 yılda atmosferik oksijen yenilenmektedir. Üretim miktarı çok az olmakla birlikte, biyolojik işlemlerde kullanılan ve atmosfere verilen oksijen miktarı hemen hemen aynı kalmaktadır. Bununla birlikte fosil yakıtların yanması ve bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu çok büyük oranda potansiyel oksijen yok olmaktadır (Bernatzky 1982, Barış vd. 2004).

Benzer Belgeler