• Sonuç bulunamadı

1. KALEBENDLİK CEZASI HAKKINDA

3.6. Şerhler

Sözlük anlamı açma, yarma430

anlamına gelen şerh kelimesi, bir yazı veya konuşmayı kolay anlaşılabilmesi için izah etme, açıklama manalarına gelmektedir.

Şerhler suçluların akıbetleri ve hükümlerin muhteviyatları hakkında bizleri aydınlatıcı bilgiler içermesi bakımından oldukça önemlidirler. Kalebend defterlerinde genellikle hükümlerin üzerinde çapraz bir şekilde yazılan şerhlerin yazım için gerekli boşluk bulunamadığı veya birden fazla yazıldığı için sığdırılamadığı takdirde hükmün yanına veya altına yazılabildiği de görülebilmektedir.

Hükümlerin ardından defterin en önemli parçası olan ve sayıları toplamda 468'i bulan şerhler genel olarak üç çeşide ayrılarak 3.3. numaralı grafikteki gibi gösterilebilir.

Grafik 3.3. Şerhlerin Türlerine Göre Dağılımı.

430 Sami, a.g.e., s. 773. Itlak Şerhleri; 192 Vürud Şerhleri; 125 Diğer; 151

17 numaralı Kalebend Defteri'nde toplam 192 adet bulunan ve sayıca en fazla olan ıtlak şerhleri, suçluların cezalarını çektikten sonra tahliye olunmaları için yazılan ıtlak hükümlerinin birer özeti niteliğindedir. Bu şerhler, ıtlak hükümleri yazıldıktan sonra suçluların kalebend veya diğer cezalara çarptırılması için yazılan suç hükümlerinin üzerlerine yazılmaktaydı. Itlak şerhlerinde önce şahsın adı zikredilerek, tahliyesi için kimlerin ilâm veya arzuhal verdiği, şahsa neden merhamet edildiği, şahsın kendi halinde olduğu, bazen şahsın işlediği suçları bir daha işlememesi şartının konduğu bazen de şahsın devlet görevlisi ise görevinden alınıp alınmadığı belirtilerek "… afv u ıtlâkıçün emr-i şerîf yazılmışdır" şeklinde emir verilerek son bulurdu.

İkinci önemli şerh çeşidi vürud şerhleri'dir. Sayıları 125'i bulan bu şerhlerin yardımıyla ceza verilen suçluların akıbetinin ne olduğu anlaşılabilmektedir. Suç hükümlerinde suçlular için ceza ve ceza yeri belirtildikten sonra çoğu zaman hükmün sonunda kale dizdarı veya sürgün mahallinin yöneticisine hitaben, "… vusûllerini

müşʻir iʻlâm eylemen bâbında431

", "… vusûlünü der-aliyyeme iʻlâm ve işâret eylemen

bâbında432

", "… vüsûlerini der-i devlet-medârıma tahrir ve iʻlâma mübâderet

eylemen bâbında433

" ve benzeri emirler yazılarak suçluların ceza mahalline ulaştıklarında merkezin bilgilendirilmesi emredilirdi. Merkezin bilgilendirilmesi sonucunda ise asıl hükümlerin üzerlerine vürud şerhleri düşülürdü. Mesela; İstanbul'da Cebecilerin on dokuzuncu neferatından Cebeci Hasan'ın olması gerekenden daha yüksek fiyata koyun eti satması sebebiyle Cemaziyelahir 1183/Ekim 1769 tarihinde Seddülbahir Kalesi'ne kalebend edilmesi için yazılan hükmün sonunda kale dizdarından suçlunun oraya ulaştığında İstanbul'u bilgilendirmesi istenmiştir434. Cebeci Hasan'ın kaleye ulaşması üzerine Seddülbahir Kalesi dizdarı el-Hâc Ahmed İstanbul'a bir ilâm göndererek sahsın kalebend edildiği bilgisi verilmiştir. Merkeze ulaşan bu ilâmın üzerine "iʻlâmı verilen emrin kaydı

bâlâsına şerh verilmek buyuruldu" denilerek435, suçlunun kaleye ulaştığı bilgisinin,

431 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 45/1. 432 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 173/4. 433 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 51/3. 434 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 22/1. 435 BOA, C.BLD, nr. 11/533.

asıl hükmün üzerine şerh düşülerek belirtilmesi emredilmiştir. Bazı hükümlerde ise

İstanbul'un bilgilendirilmesi emredildiği halde herhangi bir şerh düşülmezken436

, hükümde istenmediği halde merkezin bilgilendirildiği de düşülen şerhten açık bir şekilde görülmektedir.437

Ancak bu durumlar istisnai durumlardır.

Kalebend defterlerinde yer alan diğer bir şerh çeşidi ise bilgilendirme amaçlı yazılan şerhlerdir. Bu şerhler belirli bir kural ve kaideye dayanarak yazılmayan, çeşitli konular veya bilgiler ihtiva eden şerhlerdir. Bu şerhlerin kimilerinde tarih yazılırken kimilerinde sadece konu hakkında bilgilendirilmeye gidilerek herhangi bir tarih yazılmamıştır. Toplam 151 adet bulunan bu şerhlerde; "Baş Muhasebeye ilm ü

haber kâ’imesi dahi verildi"438

, "Tersâne zindân kâtibi tarafına ilm ü haber kâ’imesi verilmişdir"439

, "Kaydı Ordu-yu hümâyûn'da440", "Kaydı Rikâb-ı hümâyûn'da

olmamağla ıtlâkı bilâ-der-kenâr yazılmışdır"441

, "Tekrâr kalʻabendiçün emr-i şerîf yazılmışdır"442

, "Tekrâr nefyiçün emir yazılmışdır"443, "Emr-i hümâyûn-ı

şevket-makrûn sudûr itmedikçe ıtlâk olunmamak içün bâ-fermân-ı âlî şerh verilmişdir"444

, "Beş varak bâlâ'da bir kayd dahi vardır445", "Trabzon Mutasarrıfı ve Canik Muhassılı Mîr Ali dâme mecduhû'ya hitâben der-kenârı mûcebince bir kıtʻa emir

dahi yazılmışdır446

", "Bâ-fermân-ı âlî iş bu emr-i şerîf Haseki-i Hassa mübâşeretiyle şehr-i Zilkade'de tebdîl ve müceddeden kayd ve atik fermân şehr-i mezkûr battâl

tobrasında hıfz olunmuşdur447

", "İş bu emr-i şerîf zâyîʻ olunmağla zâyîʻden beyâz

buyuruldu ile bir kıtʻa emr-i şerîf yazılmışdır448

" gibi hükümler ve suçlular ile ilgili çeşitli konularda açıklayıcı bilgiler verilmektedir.

436 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 151/1. 437 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 28/1. 438 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 45/4. 439 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 43/3. 440 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 28/3. 441 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 49/1. 442 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 102/1. 443 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 104/1. 444 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 9/1. 445 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 103/2. 446 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 97/1. 447 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 155/3. 448 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 99/1.

17 numaralı Kalebend Defteri'ne göre Kalebend cezası daha çok, siyasi suçların dışında kalan suçlar için, halkın huzur ve asayişi ile devletin işleyişini bozmaya yönelik faaliyetlere verilen bir ceza türüdür, denilebilir.

Bu defterle yapılan çalışma neticesinde davaların işleyişi ile ilgili edinilen bilgilerden, merkez ile halk arasında bir iletişimsizlik olmadığı ve devletin sınırları içerisinde halkın huzur ve güvenliği ile mümkün mertebe ilgilendiği söylenebilir.

236 sayfadan oluşan 17 numaralı Kalebend Defteri'nde toplam 790 adet hüküm yer almaktadır. Bu hükümlerin 546'sını kalebend veya diğer cezaların verildiği suç hükümleri oluştururken bu hükümlerden bazıları çeşitli sebeplerle yeniden yazılmak suretiyle tekrarlanmıştır. Geriye kalan hükümlerin 197'si ıtlak, 25'i uyarı, 5'i mahkeme sonucuna göre kararın verilmesinin istenildiği hükümler ve 1'i de emir hükmü şeklinde ayırılabilir. Kalan 16 hüküm ise üzeri çizilmek suretiyle iptal edilen hükümlerdir.

İncelenen defter türü Kalebend olmasına karşın bu defterde yer alan cezaların tümü kalebendlik cezalarından ibaret değildir. Defterde 330 kalebendlik cezasının yanı sıra, 202 nefy, 14 zorunlu ikamet, 5 cezirebendlik, 4 palankabendlik, 3 zindanbendlik, 3 manastırbendlik, 3 kürek ve 1 kısas cezası yer almaktadır ki bu kısas cezası adam öldürmek fiiline karşılık verildiği için defterde yer alan en ağır cezadır. Ayrıca kalebendlik cezasını içeren hükümlerin değerlendirilmesi neticesinde bu cezanın sebepleri ile diğer cezaların sebepleri arasında pek fazla fark olmadığı neticesine ulaşılabilir.

Bu dönemde; adam öldürmek, mal ve eşya yağmalamak, ahali arasında fitne ve fesat çıkarmak, ahaliye eziyet etmek gibi suçların çok sayıda işlendiği tespit edilirken

hemen hemen her hükümde "kendi halinde olmamak" gibi bir ifadenin göze çarptığı görülmektedir.

Bahsedilen suçlar ise daha çok erkek reaya ve Seyfiye sınıfına mensup kişiler tarafından işlenirken kadınların suç işleme oranı erkeklere göre oldukça düşüktür. Burada dikkate değer önemli bir nokta, kadınlara işledikleri suçlara karşılık kalebendlik cezası yerine daha çok nefy cezasının uygun görülmesidir. Bunun sebebi ise nefy cezasının kalebendliğe göre daha hafif bir ceza olmasından kaynaklanabilir. Öte yandan gayr-ı müslimler ile müslümanlar arasında herhangi bir fark gözetilmeden benzer suçlara benzer cezalar verilirken gayr-ı müslimlere manastırlarda manastırbendlik cezası da verilebilmektedir.

Hiçbir suç hükmünde suçluların ne kadar süre ceza çekeceği belirtilmezken bu durum hükümlerde "ıslâh-ı nefs edinceye dek" gibi muğlak ifadelerle belitilmektedir. Buna karşın defterde tespit edilen kalebendlik süreleri ise 0,5 ay ile 3 yıl 4 ay arasında değeşiklik arz etmektedir.

İncelenen Kalebend defterine göre bu dönemde Osmanlı sınırları içerisinde yer alan hemen hemen bütün bölgelere dair suç hükümlerine rastlanmıştır. Gerek Osmanlı Devleti'nin başkent olması gerekse bu gün olduğu gibi bu coğrafyanın en kalabalık şehri olması münasebetiyle suç işleme oranında İstanbul en ön sırada yer almaktadır. Diğer taraftan İstanbul'da suç işleyen şahısların büyük bir çoğunluğu kalebend edileceği zaman Seddülbahir Kalesi veya Bozcaada Kalesi'ne gönderilirken, nefy cezasında ise Bozcaada veya Bursa'nın daha çok tercih edildiği göze çarpmaktadır. İstunbul'dan Seddülbahir Kalesi'ne gönderilen bu suçlular daha çok Kapıkulu askerlerinin çeşitli sınıflarına mensup olan ve aynı zamanda esnaflıkla uğraşan kişilerin olduğu tespit edilmiştir.

Genel olarak bakıldığında ise Seddülbahir, Samsun ve Kütahya Kaleleri kalebenlik için en çok kullanılan kaleler olurken, Bursa, Bozcaada ve Midilli Adası da en çok tercih edilen sürgün mahalleri olmuştur. Buralarda bir müddet ceza çeken

suçlulardan bazıları ıslah olmaları veyahut kendilerinin ve yakınlarının tahliye için yazdıkları Arzuhaller vasıtasıyla affedilerek salıverilmişlerdir. Bunun yanı sıra salıverme hadisesi yaşanırken, kendi halinde olmak, benzer suçları bir daha işlememek, sefere katılmak veya başkent İstanbul'a bir daha gelmemek gibi bazı şartların ileri sürüldüğü de pek çok hükümden anlaşılmaktadır.

EK-1: Gramajı noksan ekmek üretmesi sebebiyle hakkında kalebend kararı verilen Ekmekçi İsmail'in Seddülbahir Kalesi'ne gönderilmesine dair hüküm ve üzerine düşülen ıtlak şerhi.

EK-2: Gramajı noksan ekmek üretmesi sebebiyle hakkında kalebend kararı verilen Ekmekçi İsmail'in Itlak hükmü.

EK-3: Sabık Midilli Naibi Veliyyüddin'in Bursa'ya Nefy edilmesine dair hüküm.

EK-4: Sabık Surre Emini el-Hâc Hüseyin'in önce Mısır'a Nefy edilmesi ve daha sonra kendi çiftliğinde ikamet ettirilmesine dair hüküm.

EK-5: Görevinde ihmalkarlık ve tembellik etmek gibi çeşitli suçlardan dolayı Bozcaada'ya Cezirebend olunmasına karar verilen Zindan Hasekisi İbrahim hakkındaki hüküm.

EK-6: Tahsildar ve Yazıcı Hasan Kumbarooğlu Mustafa'nın Ağriboz Kalesi'nde Zindanbend olunmasına dair.

EK-7: İstanbul Rum Patriği iken keşişhaneyi aşırı borca sokup, reayaya eziyet etmekten dolayı Aynaros Adası'na nefy edilen Selahim'in buradan firar etmesi üzerine Kalyate Manastırı'nda Manastırbend olunmasına dair hüküm.

EK-8: Papa Çerço'nun Eğridere Palankası'na Palankabend olunmasına dair.

EK-9: Galata'da haksız yere adam öldüren Ases Mehmed bin Ahmed'in mahkemede suçu sabit görüldüğünden Kısas hükmü icra olunmak için Seddülbahir Kalesi'ne gönderilmesine dair.

EK-10: Eşkiyalık ve hırsızlık yapan Sarıoğlu Ahmed'e ibret için Kürek cezası verilmesine dair.

EK-11:Konya Mütesellimi Mehmed Emin'in, Niğbolu muhafazasına memur Vezir Süleyman Paşa'ya aid olan mal-ı seferyiyyenin bir kısmını göndermemesi üzerine eğer bu ücreti eda ve teslim etmez ise Kalebend olunacağına dair Uyarı hükmü.

EK-12: Kıbrısa sürgün edilecek olan Tazade es-Seyyid Mehmed'in çavuş ve sefinesi gelinceye dek Boğazhisarı'nda tevkif edilerek firar etmemesi için gece gündüz muhafazasına ihtimam gösterilmesine dair Emir.

EK-13: Adam öldürmek ve fukaraya eziyet etmek gibi çeşitli suçlar işleyen Çorbacı Mustafa isimli şahsın mahkeme sonucu suçu sabit görülür ise Kalebend edilmesine dair.

EK-14: Bursa'ya Nefy edilmesi emredilen Emir Mustafa ve Seyyid İsmail'in menfaya ulaştığına dair 22 R. sene [1]184 tarihli Vürud şerhi ve daha sonra Itlak edildiklerine dair Evâsıt-ı N. Sene [1]186 tarihli Itlak şerhi.

EK-15: Belgrad Kalesi.

EK-16:Dıraç Kalesi.

EK-17: Limni Kalesi.

EK-18: Magosa Kalesi.

EK-19: Selanik rıhtımı ve kalesi.

EK-20: Kanlı Kule, Selanik.

EK-21: Sinop Kalesi.

EK-22: Tuna bölgesindeki çeşitli kaleler 1.

EK-23: Tuna bölgesindeki çeşitli kaleler 2.

EK-24: Varna Kalesi.

Arşiv Kaynakları BOA, A.DVN.KLB., nr. 53/30. BOA, A.DVN.KLB., nr. 54/23. BOA, A.DVN.KLB., nr. 54/30. BOA, A.DVN.KLB., nr. 54/39. BOA, A.DVN.KLB., nr. 54/41. BOA, A.DVN.KLB., nr. 54/61. BOA, A.DVN.KLB., nr. 55/22. BOA, A.DVN.KLB., nr. 56/22. BOA, A.DVN.KLB., nr. 56/30. BOA, A.DVN.KLB., nr. 56/53. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/14. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/18. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/19. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/3. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/38. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/39. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/40. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/41. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/42. BOA, A.DVN.KLB., nr. 57/55. BOA, A.DVN.KLB., nr. 58/39. BOA, A.DVN.KLB., nr. 59/38. BOA, A.DVN.KLB., nr. 60/11. BOA, A.DVN.KLB., nr. 60/37. BOA, A.DVN.KLB., nr. 60/52. BOA, A.DVN.KLB., nr. 60/52. BOA, A.DVN.KLB., nr. 61/37. BOA, A.DVN.KLB., nr. 62/29. BOA, C.ADL., nr. 63/3800. BOA, C.ADL., nr. 65/3890. BOA, C.BLD, nr. 11/533. BOA, C.BLD, nr. 11/546. BOA, HAT, nr. 269/15705.

Araştırma ve İncelemeler

ACAR, Tuğba, 3 Nolu Nefy ve Itlak Defteri'nin (S. 1-110) Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Tokat 2006.

AKDAĞ, Mustafa, "Celali Fetreti", Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, c. 16, S. 1.2, Ankara 1958, s. 53-107.

AKGÜNDÜZ, Ahmet, "Ebüssuûd Efendi", DİA, c. 10, İstanbul 1994, s. 367.

AVCI, Mustafa, "Osmanlı Uygulamasında İnfazı Özellik Gösteren Hapis Türleri: Kalebendlik, Kürek ve Prangabentlik", Yeni Türkiye Türkoloji Özel Sayısı III, S. 45, Ankara 2002, s. 128-147.

---, Hukuk Tarihimizde Hapis Kurumu, Diyarbakır 2000. ---, Osmanlı Ceza Hukuku, Konya 2008.

AYDIN, M. Akif, "Osmanlı Hukukunun Genel Yapısı ve İşleyişi", Türkler, c. 10, Ankara 2002, s. 15-20.

BARDAKOĞLU, Ali, "Eşkıya", DİA, c. 11, İstanbul 1995, s. 463-466.

BARKAN, Ömer Lütfi, "Bir İskan ve Kolonizasyon Metodu Olarak Sürgünler", İktisat Fakültesi Mecmuası, c. 13, S. 1-4, İstanbul 1952, s. 56-78.

---, "XV. Asrın Sonunda Bazı Büyük Şehirlerde Eşya ve Yiyecek

Fiyatlarının Tesbit ve Teftişi Hususlarını Tanzim Eden Kanunlar", Tarih Vesikaları, c. 1, S. 5, İstanbul 1941. s. 326-340.

BATMAZ, Efdal Şükrü, "Osmanlı Devletinde Kale Teşkilatına Genel Bir Bakış", OTAM, S. 7, Ankara 1997, s. 1-10.

BAYINDIR, Abdulaziz, "Örneklerle Osmanlı'da Ceza Yargılaması", Türkler, c. 10, Ankara 2002, s. 69-82.

BAYRAKTAR, Güler, Osmanlı Devleti’nde bend Cezası (5 Numaralı Kalʻa-bend Defteri, Z. 1150- B. 1151), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Tokat 2003.

BİLGİN, Vejdi, "Klasik Dönem Osmanlı Hukuk Düşüncesinin Temel Özellikleri", Türkler, c. 11, Ankara 2002, s. 52-60.

ÇAĞATAY, Uluçay M., "Sürgünler-Yeni ve Yakın Çağlarda Manisa'ya ve Manisa'dan Sürülenler", Belleten, c. 15, No: 60, Ankara 1951, s. 507-592.

ÇAĞBAYIR, Yaşar, Ötüken Türkçe Sözlük, c. 1-5, İstanbul 2007. ÇAĞRICI, Mustafa, "Fitne", DİA, c. 13, İstanbul 1996, s. 156-159. DAĞLI, Şamil, "Kısas", DİA, c. 25, Ankara 2002, s. 488-195.

DAŞCIOĞLU, Kemal, "Osmanlı Döneminde Rüşvet ve Sahtekarlık Suçları ve Bunlara Verilen Cezalar Üzerine Bazı Belgeler", Sayıştay Dergisi, S. 59, Ankara 2005, s. 119-124.

ECEHAN, Abdullah, "Osmanı Devleti'nin Sürgün Politikası ve Sürgün Yerleri", Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, c. 1-5, 2008, s. 12-29.

ERİM, Neşe, "Osmanlı İmparatorluğunda Kalebendlik Cezası ve Suçluların Sınıflandırılması Üzerine Bir Deneme", Osmanlı Araştırmaları, c. 4, İstanbul 1984, s. 79-88.

ERTAŞ, M. Yaşar, "Osmanlı Devletinde Sefer Organizasyonu", Osmanlı, c. 6, Ankara 1999, s. 590-597.

GENÇ, Y.İhsan, KÜÇÜK, Mustafa, GÜNDOĞDU, Raşit, SATAR, Sinan, KARACA, İbrahim, YILDIRIM, H. Osman, YILMAZ, Nazım, Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Ankara 2010.

İLGÜREL, Mücteba, "Osmanlılarda Eşkiyalık Hareketleri", DİA, c. 11, İstanbul 1995, s. 466-469.

İNALCIK, Halil, "Türk Tarihinde Töre ve Yasa Geleneği", Doğu Batı, S. 13, Kasım-Aralık-Ocak, 2000-2001, s. 157-175.

---, Osmanlı'da Devlet, Hukuk, Adalet, İstanbul 2000.

İŞBİLİR, Ömer, "XVIII. Yüzyılın İlk Yarısında Osmanlı Devletinde Limni Kalebentleri", Zindanlar ve Mahkumlar, İstanbul 2006, s. 48-56.

---, "Osmanlı Ordularının İaşe ve İkmali: I. Ahmed Devri İran Seferleri

Örneği", Türkler, c. 10, Ankara 2002, s. 151-158.

KAŞIKÇI, Osman, "Osmanlı Medeni Kanunu: Mecelle", Osmanlı Ansilopedisi, c. 6, Ankara 1999, s. 519-532.

OĞUZOĞLU, Yusuf, "Dizdar", DİA, c. 9, İstanbul 1994, s. 450-481. ÖZCAN, Abdülkadir, Atam Dedem Kanunu, İzmir 2013.

ÖZTÜRK, Osman, "Osmanlılarda Tanzimat Sonrası Yapılan Hukuki Çalışmalar ve Mecelle-i Ahkam-ı Adliye", Osmanlı, c. 6, Ankara 1999, s. 504-518. PAKALIN, Mehmet Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c. 1-3,

İstanbul 1983.

SAMİ, Şemseddin, Kamus-ı Türkî, İstanbul 1987.

SERTOĞLU, Mithat, Osmanlı Tarih Lügatı, İstanbul 1986. SEZEN, Tahir, Osmanlı Yer Adları, Ankara 2006.

ŞEN, Murat, "Osmanlı Hukukunun Yapısı", Osmanlı Ansiklopedisi, c. 6, Ankara 1999, s. 327-339.

ÜÇOK, Coşkun, "Türk Hukuk Tarihi Bakımından Devlet Arşivinden İstifade İmkanları", Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, c. 8, S. 1-2, Ankara 1951, s. 696-702.

1983 yılında Çankırı'da doğdu. Dikmen Lisesi'nden mezun olduktan sonra 2002 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'ne başlayarak 2006 yılında mezun oldu. Yine aynı üniversitede tezsiz yüksek lisans eğitimini bitirdikten sonra 2010 yılında Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı'nda çalışmaya başladı. Halen burada çalışmaya devam etmektedir.

Benzer Belgeler