• Sonuç bulunamadı

1. KALEBENDLİK CEZASI HAKKINDA

3.2. Defterde Yeralan Hüküm Çeşitleri

3.2.1. Kalebend veya Diğer Cezaların Verildiği Suç Hükümleri

3.2.1.1. Tekrar Hükümleri

Kalebend defterlerinde aynı suç ve şahıslar ile ilgili bazen çeşitli sebeplerden dolayı birden fazla hüküm yazılabilmektedir. Ele alınan 17 numaralı Kalebend Defteri'nde 34 hükmün bu şekilde tekrar yazıldığı tespit edilmiştir.

355

Genel olarak bir kere tekrarlanan bu hükümlerin iki, üç bazen de dört kere tekrarlanabildiği görülebilmektedir. Yazılan yeni hükümler için, ilk hükmün üzerine şerh düşülerek neden veya kime hitaben bu yeni hükmün yazıldığı belirtilmiştir. Bazen de bu şerhin içerisinde "bir varak zirde, iki varak zirde" şeklinde bir ibare yazılarak bu yeni hükmün hangi sayfada olduğuna işaret edilmiştir.

Hükümlerin yeniden yazılmasının nedenlerinden birisi civardaki farklı bir bölgenin yöneticisine hitaben gönderilmesidir. Suçluların birden fazla bölgede suç işlemesi sebebiyle birden fazla hüküm yazılarak suçların işlendiği farklı mahallerin yöneticilerine gönderilmiştir.

Mesela; [61/3] hükmü "Sivas Mütesellimi'ne ve Sivas Kadısı'na ve … Kalʻası Dizdârı'na" hitaben yazılırken bu hükmün üzerine, "… Sivas Mütesellimi'ne ve Tokad Naibi'ne ve … Kalʻası Dizdârı'na bir kıtʻa emr-i şerîf dahi tahrîr ve bir varak zîrde kayd olunmuştur" şeklinde bir şerh düşülerek yenilenen hükmün kime hitaben yazıldığı ve nereye kaydedildiği belirtilmiştir. [66/1]'de ki bu ikinci yazılan hüküm ise şerhte belirtildiği gibi "Sivas Mütesellimi'ne ve Tokad Naibi'ne ve … Kalʻası

Dizdârı'na" hitaben kaleme alınmıştır.356

Bazı hükümlerde düzeltme yapılması gerektiğinde ilgili yerlerin düzeltilmesi amacıyla da yeniden bir hüküm yazılabilirdi. Mesela:

"Rikâb-ı hümâyûnumda Çavuşbaşı olan Mîr Abdülkerim İzzet dâme mecduhûya ve Kengiri Kadısı'na hüküm ki

Fî'l-asl Kengiri sükkânından olup el-yevm Âsitane-i saʻadetimde ikâmet üzere olan Seyyid Hüseyin nâm kimesnenin bî-edebâne sû-i hareketine binâen vatan-ı aslîsine nefy ve iclâsı fermânım olmağın imdi mezbûr nâkîbü'l-eşrâf çavuş mübâşeretiyle Kengiri'ye nefy ve irsâl olunmağla sen ki mevlâna-i mûmâ-ileyhsin vusûlünde merkûmu menfiyyen Kengiri'de ikâmet etdirüp bilâ-emr-i şerîf âhar

356

mahalle hareketine cevâz ve ruhsatdan mübâʻadet ve vusûl ve ikâmeti nâkîbü'l-eşrâf

çavuş-ı mûmâ-ileyh ile Der-aliyyeme iʻlâma mübâderet eylemen bâbında"357

şeklinde yazılan Zilhicce 1186/Mart 1773 tarihli hükmün üzerinde karalamalar yapılarak düzeltmeler yapılmıştır. Hükmün üzerine düşülen şerhlerde hükmün tashih olunarak aşağıda kaydedildiği belirtilmiştir. Bu şekilde hüküm yeniden yazılarak kaydedilmiştir.358

Bazen yazılan hükümler çeşitli sebeplerle ilgili yöneticilere

ulaştırılamayabilirdi. Bu sebeple yeni hükümlerin kaleme alındığı görülmektedir.

İstanbul'da Dergâh-ı mualla Yeniçerilerinin Elli Birinci Bölük neferâtından Ekmekçi Hüseyin, ekmeğin gramajından çalmak suçundan birkaç kere tenbih olunmasına rağmen bu suçu işlemeye devam etmesi sebebiyle Safer 1186/Mayıs 1772 tarihinde yazılan hüküm neticesinde Seddülbahir Kalesi'ne kalebend edilmiştir.359

Ekmekçi Hüseyin'in Rikab-ı hümayun'a gönderdiği Arzuhalde durumunun kötü olduğunu bildirmesi ayrıca emr-i âlîye uygun hareket edeceğini taahhüt etmesi ile İstanbul Kadısı es-Seyyid İbrahim'in de ilâm etmesiyle şahsın serbest bırakılması için Rebiyülevvel 1186/Haziran 1772 tarihinde bir hüküm yazılarak Seddülbahir Kalesi'ne gönderilmiştir. Ancak gönderilen bu hüküm denizde yol alırken kaybedildiği için durum İstanbul'a bildirilerek yeniden bir emir yazılması istenmiştir. Bu sebeple yeniden bir emir kaleme alınmıştır. Mesela:

"Seddülbahir Kalʻası dizdârına hüküm ki

Dergâ[h]-ı muʻallam Yeniçerilerinden Elli Bir Bölüğün neferâtından Hüseyin nâm yeniçeri gelüp mezkûr Kumkapu kurbunda İncirdibi nâm mahalde etmekçi olup tabh eylediği nân-ı azîzin her iki pâreliğinde on beş dirhem noksân olduğuna binâen bundan akdem bâ-fermân-ı âlî Seddülbahir Kalʻası'na kalʻabend olunup ahvâli diğer gûn olduğun bundan akdem merkûme arzuhâliyle inhâ ve mezbûr ıslâh-ı nefs idüp

357 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 208/1.

358 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 208/2.

359

te'dîb olunduğun ve fî mâ-baʻd kendü hâlinde olup hılâf-ı emr-i âlî ve mugâyir-i nizâm hareket etmeyüp noksân işlememek üzere taahhüdünü Etmekçiler Kethüdâsı ve nizâm ustalarından mufarrazu'l-esâmî yedi nefer kimesneler Meclis-i şerʻa ihbâr ve nefsine ve hîn-i mutâlebede ahsârına tekeffül etmeleriyle kefâletleri tescîl olup mahbûs-ı mezbûr Hüseyin'in Kalʻa-i merkûmeden afv ve ıtlâkını istidʻâ eyledikleri Anadolu Kazaskerliği pâyesiyle İslambol Kadısı olan Mevlâna Seyyid İbrahim edâmallahu teʻâlâ fazâiluhu iʻlâm eylediğine binâ’en iʻlâmı mûcebince ıtlak olunmak içün iş bu sene-i mübâreke evâil-i Rebiülevvelinde emr-i şerîfim sâdır olup lâkin emr-i mezkûr deryâda gider iken birtakrîb zâyîʻ olduğun bildirüp zâyîʻden müceddeden emr-i şerîf itâ olunmasını istidʻâ ve Divân-ı hümâyûnumda mahfûz kuyûd-ı ahkâma mürâcaʻat olundukda ber-vech-i meşrûh mezbûrun ıtlâkı içün tarih-i mezkûrda emr-i şerîfim verildiği mukayyed olunmağın mukaddemâ sâdır olan emr-i şerîfim mûcebince amel olunmak içün yazılmışdır.

Evâhir-i Ra. Sene 1186"360

Hükümlerde konu veya verilen ceza ile ilgili değişiklikler de yapılabiliyordu. Bu sebeple yeniden yazılan hükümler de bulunmaktadır.

İstanbul'da Hassa Mimarbaşı Kethüdası olan sabık Seyyid Mehmed ile halifelerinden Seyyid İbrahim ve Bekir'in, Hassa Mimarbaşının izni olmadan bazı binaları kapatıp bazılarına ruhsat vererek düzenin bozulmasına neden olmaları

sebebiyle Receb 1187/Eylül 1773 tarihinde yazılan hükümle361

Silifke'ye nefy edilmeleri emredilmiş, fakat güzergahları üzerindeki Kütahya'ya vardıklarında hasta ve yaşlı olmaları, Silifke'nin mesafesinin de fazla olması sebebiyle hallerine merhameten burada ikamet ettirilmeleri için yeniden bir hüküm yazılmıştır. Buna göre: "Kütahya Naibi'ne hüküm ki 360 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 182/1. 361 BOA, A.DVNS.KLB.d., nr. 17, s. 233/5.

Sen ki mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin Rikâb-ı hümâyûnuma mektûb gönderüp İslâmbol'da sâbıka Hassa Mimarbaşı Kethüdâsı es-Seyyid Mehmed ile halifelerinden Seyyid İbrahim Hassa Mimarbaşı mûmâ-ileyhin izn ve haberi olmaksızın hod-be-hod ebniyenin baʻzısına paydos ve baʻzısına ruhsat verüp ihtilâl-i nizâma ve ızrâr-ı enâm-ı hâlilerine cesâretlerinden nâşi emsâline ibreten te'dîbleri muktezî olduğuna binâ’en zâbitleri maʻrifetiyle ahz ve Silifke'ye nefy olunmak içün sâdır olan emr-i şerîfim mûcebince nakîbü'l-eşrâf Çavuşlarından Seyyid Mehmed Çavuş mübâşeretiyle mahall-i menfâlarına giderler iken Kütahya'ya vusûllerinde mezbûrân alîl ve ihtiyâr ve hasta ve sâhib-i farrâş ve rükûb ve nüzûle adîmü'l-iktidâr olup sefîl ve ser-gerdân ve mübâşir-i mûmâ-ileyh dahi vale? ve hayrân olduğundan mâʻada medîne-i mezbûrdan Silifke tarafına varıncaya dek emn-i tarîk dahi meslûb olmağla hâl-i perîşânların bi'l-iltimâs arz ve Divân-ı hümâyûnumda mahfûz kuyûdât-ı ahkâma mürâcaʻat olundukda Hassa Mimarbaşı Kethüdâsı sâbık Seyyid Mehmed ile halîfelerinden Seyyid İbrahim ve Bekir ber-vech-i muharrer töhmet-i merkûmeye cesâretlerine binâ’en zâbitleri maʻrifetiyle ahz ve Silifke'ye nefy ve iclâları içün iş bu sene-i mübâreke evâil-i Receb'inde emr-i şerîfim sâdır olduğu mastûr ve mukayyed olunmağın iʻlâmın mûcebince bâlâda mezkûr'ül-esâmî üç nefer kimesneler mahall-i menfâları olan Silifke'ye iclâdan afv ve hâllerine merhâmeten Kütahya'da menfiyyen ikâmet etdirilmek içün emr-i şerîf yazılmışdır.

Evâsıt-ı Ş. Sene 1187"362

Benzer Belgeler