• Sonuç bulunamadı

Şekil 1. D ale Yaşam K o n isi...47 Şekil 2. M odel Ö rneğinden G örüntüler...217

BÖLÜM I

GİRİŞ

Dil becerileri, dilin anlam a ve anlatm a boyutları içinde değerlendirilm ektedir. D ilin anlam a boyutu için dinlem e ve okum a becerilerinden söz edilirken konuşm a ve yazm a, dilin anlatm a boyutu içinde yer almaktadır.

D ilin anlatm a boyutu içinde yer alan ve kendini ifade etm enin tem el aracını oluşturan konuşma, basit bir şekilde, bir konunun zihinde tasarlandıktan sonra karşım ızdakilere sözle iletilm esi olarak tanım lanabilm ektedir.

D oğuştan gelen bir beceri olsa da konuşm anın doğru ve etkili olm ası, bu alanda alınacak eğitim e bağlıdır. K endiliğinden gelişm eyen diğer beceri alanları gibi konuşm a için de eğitim alm ak ve sürekli çalışm ak gerekm ektedir.

O kula gelm eden önce ana dilini öğrenmiş, konuşm ayı bilen, derdini anlatabilen, isteklerini sıralayabilen öğrencilere karşılık konuşm a eğitimi, öğrencilere yeni bir dil öğretm ek ya da konuşm ayı öğretm ek değil, öğrencilerin konuştukları dil üzerindeki yeterliliklerini arttırmaktır. K onuşm a eğitim inin amacı; öğrencilerin dil kurallarına uygun, etkili ve doğru konuşarak daha iyi iletişim kurabilm esini ve ana dilin yapı ve işlevini sezerek hazırlıklı veya hazırlıksız, bir kişi veya topluluk karşısında duygu ve düşüncelerini ifade edebilm esini sağlam aktır (A ktaş ve Gündüz, 2001: 257; Calp, 2005: 163; Tem izyürek, 2007; Y ıldız, Okur, Arı ve Yılm az, 2008: 154).

B una karşılık, okullarda verilen konuşm a eğitim i yetersiz kalmaktadır.

K onuşm a eğitim inin am aç ve hedeflerine istenilen ölçüde ulaşılam am ası, daha sonraları öğrencilerde anlaşılam ayan bir konuşm a kültürünün ve konuşm a bozukluklarının görülm esine neden olmaktadır.

Yaşam boyu devam eden eğitim in bir parçası olan konuşm a, çevre ya da teknolojinin gelişm esi gibi etkenlerle değişikliğe uğram aktadır. B u süreçte, kitle iletişim araçlarının, özellikle de televizyonun, kişilerin konuşm a biçim ve bilgisinde, olum lu ya da olum suz en az okul ve kurslar kadar önemli rol oynadığı bilinm ektedir.

K itle iletişim araçlarının ve televizyonun yaygınlık kazanm adığı dönem lerde, çocuğun sosyal gelişim inde aile, çevre ve eğitim kurum lan önemli rol oynamaktaydı. Çocuklar yakın çevresinde yer alan kişileri görerek, model alarak öğrenmekteydi. G elişen ve değişen zam anla birlikte televizyon, çocuğun “sosyalizasyonunda” önemli bir yer edinmiştir. Çocuklar, pek çok şeyi televizyondan öğrenerek davranış hâline getirm ektedir. “D eneysel öğrenm eye teorisine g ö r e ” televizyonda birinin hareketlerini izleyen, onu model alarak kişiliğini, bilgisini, isteklerini ve değerlerini değiştirebilm ektedir (Adak, 2004: 27-28; Rigel, 1995: 213).

G ünüm üze gelindiğinde ise çocuk dünyasında fazlasıyla yer alan televizyon karakterlerinin anne-babalardan, arkadaşlardan ve öğretm enlerden daha etkili m odeller oluşturduğunu söylem ek yanlış olm ayacaktır. İzleyenlere, m odel olan davranışlardan biri de televizyondaki karakterlerin konuşmasıdır.

G ünün her anında, içinde bulunulan insan topluluğunun konuşm alarına tanık olunduğu gibi artık, günün her anında televizyondaki konuşm alara da tanık olunabilm ektedir. B u tanık olma, kimi zam an her yerde bulunan ve telefon gibi araçlarla da kolayca kullanılabilen televizyondan gelen konuşm a seslerini duym ak şeklinde olurken kimi zam an da tıpkı televizyon insanları gibi konuşan insanlarla karşılaşm ak şeklinde de olabilm ektedir. B u açıdan düşünüldüğünde, televizyondaki konuşm aları ve bu dilin konuşm a diline etkilerini incelem ek önemlidir.

B ir haber, etkinlik ya da sanat gösterisinin am aç ve içeriğinin aktarılm asında kullanılan televizyon dili, aynı zam anda dil kullanım ına örnek oluşturduğu için dinleyici ya da izleyicilerin benzer durum larda, kendi dil kullanım larını da dolaylı bir biçim de etkilem ektedir (Özsoy, 1998: 81).

Televizyonun konuşm a dilini etkilem esi, büyük ölçüde televizyonun izlenm e süresiyle ilgilidir. Eğitim seviyesinin gelişm em esi, okum a alışkanlığının kazanılm am ası gibi ya da ekonom ik nedenlerle çok seyredilen televizyon, yaşam ın doğal b ir parçası hâline geldikten sonra daha çok izlenm eye başlam ış ve dolayısıyla dil de daha önemli hâle gelmiştir.

Çocuklar günün büyük b ir bölüm ünde televizyon seyretm ekte olduklarından böylece

“d il öğrenm e alanı olarak da en çok m ed ya yı” model alm aya başlam ışlardır.

Günüm üzde, duyarak öğrenilen dil karşısında çocuk, tek yönlü bir iletişim ile

sorgulam aktan vazgeçtiği m edyanın dilini “g ü nlük konuşm a b iç im i” olarak kabul etm ektedir (Tandaçgüneş, 2004: 202).

RTÜ K (t.y.) verilerine göre, “sürekli olarak hayatım ızın içinde bulunm aları

sebebiyle radyo ve televizyonların, dilde iyi veya kötü alışkanlıklar oluşturmada, okuldan daha önem li ro l oynadıkları” ileri sürülebilm ektedir. Çünkü kişiler

E rcilasun’a (1998) göre, “kelim elerin doğru söylenişle, doğru y e r ve anlam da

kullanılışını” okuldan önce televizyonla tanışarak ve sonrasında gereğinden fazla

kullanarak televizyondan öğrenm ek durum dadırlar.

B u nedenle insanların televizyon karakterlerinin konuşm a biçim lerini örnek alması,

“kendi dili için eksen tu tm a sı” ve “fa r k ın a varm aksızın orada kullanılan kalıp kullanım ları a lm a la r ı” kaçınılm azdır (Tom bul, 2006).

B u kaçınılm az durum içinde, televizyonun eğitim le ilişkisini incelem ek gerekm ektedir.

G ününün büyük bir bölüm ünde izlenm esiyle televizyon, Ö zkan’a (2004) göre

“toplum sal fa y d a gözetilerek ya yın yapıldığında birçok eğitim kurum unun yaptığ ı işlevi tek başına yapab ilecek duru m d a d ır”.

Son zam anlarda teknolojide yaşanan gelişm eler de b ir eğitim aracı olarak televizyonu destekler niteliktedir. Teknolojik gelişm eler; G ani’ye (1996) göre

“neredeyse eğitim ve öğretim faaliyetlerini öğretm enin elinden a larak M e d y a ’y a teslim eder h a le ” getirm iştir bizleri.

P ostm an’a (2004: 163) göre “şu anda A m erika B irleşik D ev le tle ri’nde izlenmekte

olan köklü eğitim atılım ının sınıflarda değil evde, televizyon aygıtının önünde gerçekleştiğini ve okul yöneticileriyle öğretm enlerin yetki alanında değil, televizyon kanalı yöneticileriyle kom edyenlerin alanında m eydana geldiğini sö y le m e k ” yanlış

olm ayacaktır. A nlatılm ak istenen, televizyonun eğitimi denetlem e gücünü ele geçirm iş olmasıdır. Postm an, televizyonu da bir “öğretim pro g ra m ı”” olarak isim lendirm ekte ve bu öğretim program ının okul öğretimini geride bıraktığını söylem ektedir. B ir başka deyişle, televizyon hızla birinci öğretim program ı haline gelmektedir.

Televizyonun aile, okul ve öğretm enlerin önüne geçtiği düşüncesi son zam anlarda daha da kabul gören bir düşünce hâline geliyor olsa da eğitim de “televizyon

yayınlarından öğretm enin yerin i tutm ak için değil, a m a öğretim i zenginleştirm ek iç in ” yararlanılm alıdır (Türkoğlu, 1983).

Televizyon, Ö zfırat’a (1998) göre “gündem oluşturma, saptam a ve yönlendirm e

yönündeki e tkile riyle” tüm ulusu aynı anda harekete geçirebilecek güçtedir.

Özellikle, televizyonun Z ülfikar’a (2009) göre “halkın kültür seviyesini yükseltm ek,

m evcut dili korum ak ve g e liştirm e k ” gibi var olan görevini tam anlam ıyla yerine

getirmesi durum unda, her yaştan ve kültürden insana ortak, doğru ve etkili b ir dili yaratabilecek durumdadır.

K işilere rahatlıkla ulaşabilen televizyon bu özellikleriyle G ünşen’e (2006) göre “h a lk

eğitiminde, Türkçeyi doğru ve g ü zel kullanm aya özendirm ede ne büyük im kândır ”.

Televizyonun birçok evde, birkaç tane bulunduğu günüm üzde artık sorun, televizyonunun çocukları etkileyip etkilem ediği ya da nasıl etkilediği olmamalıdır. A rtık sorulması gereken soru A dak’ın (2004: 34) da belirttiği gibi “olum suz etkiyi

na sıl en a za indirerek, televizyonun olum lu işlevlerinden n a sıl fa y d a la n a b iliriz”

olmalıdır.

Bunun için televizyonu yasaklam ak, olum suz yönleri üzerinde durm ak ya da G üven’in (2011) belirttiği gibi “okullarda araç gereç eksikliğini vu rg u la m a k” yerine yeni yöntem lerle televizyonu doğrudan ya da dolaylı konuşm a eğitim inin içine katm ak ve B atuş’un (2003: 447) belirttiği gibi “bu aygıtı en akılcı ve fa y d a lı biçimde

ku lla n m a k” gerekm ektedir.

G elişen dünyaya uyum sağlamak, teknoloji ile birlikte gelen sorunları ortadan kaldırabilm ek ve eğitim e zarar veren konular üzerinde olum lu çalışm alar yapabilm ek araştırm acıların görevlerinden biridir.

1.1.PR O B L E M C Ü M LESİ

Televizyonun özellikle çocuklar için olum lu ve olum suz yönleri ele alınırken, konuşm a bu yönler içinde gerektiği kadar yer bulam am aktadır. Çalışma, öncelikle var olan durum u ortaya koym ak için „ Televizyonun konuşm a üzerindeki etkileri

nelerdir? ’ sorusundan yola çıkılarak hazırlanm ıştır.

Televizyonun konuşm a üzerindeki etkilerini, yararlanm aya dönüştürebilm ek için ise

„K onuşm a eğitim inde televizyondan nasıl yararla nabiliriz? ’ sorusu çalışm a için bir

sonraki çıkış noktası olmuştur.

1.2 A LT PR O B L E M L E R

Çalışm anın alt problem leri şu sorulardan oluşmaktadır;

1. A nkette yer alan bireyi tanım aya yönelik değişkenler arasındaki ilişki nasıldır?

2. Ö ğrencilerin televizyondaki konuşm alar karşısındaki tutum u nasıldır?

3. Öğrenci görüşlerine göre televizyondaki kişiler mi yoksa aile, öğretmen, arkadaşlar mı daha güzel konuşur?

4. Öğrenci görüşlerine göre güzel konuşm a nereden (aile, okul, televizyon) öğrenilir?

5. Televizyonun konuşm a üzerinde etkileri nelerdir? 6. Televizyonun konuşm a eğitim indeki yeri nedir?

7. A nkette yer alan değişkenler ve m addeler arasındaki ilişki nasıldır?

1.3 Ö N EM

Çalışm anın öncelikli önem ini, araştırm a için seçilen konu oluşturm aktadır. K onuşm a

eğitim i, Türkçenin eğitimi ve öğretim i üzerine yapılan çalışm alarda diğer beceri

alanlarına yönelik konulara göre çok daha az yer alan bir araştırm a konusudur.

Öğrenci görüşlerinden yararlanılarak, televizyonun konuşm a üzerindeki etkilerinin belirlendiği çalışm adan elde edilen bulgularla hem Türkçe eğitim ine hem de sosyal bilim ler adı altında farklı disiplinlere yararlanılabilecek özgün ve güncel veriler sunulabilm esi, araştırm anın bir diğer önem ini oluşturm aktadır.

Çalışm anın bir başka önemi ise araştırm acı tarafından geliştirilen m odel örneği ile konuşm a eğitim inde televizyondan yararlanm a düşüncesinin som ut bir önerisinin sunulabilmesidir.

1.4 VARSAYIMLAR

1. Bu araştırm a için seçilen örneklem evreni tem sil etmektedir.

2. A raştırm anın farklı illerdeki uygulam aları için orada bulunan öğretm enler gönüllü olacaktır.

3. A raştırm aya katılacak öğrenciler, yapılacak çalışm alar için isteklidir.

4. A raştırm aya katılan öğrenciler yaş, cinsiyet, öğrenm e düzeyi vb. bakım dan eş yapıdadır.

5. A raştırm aya katılan öğrencilerin ankete verdikleri yanıtlar doğruyu yansıtm aktadır.

6. A raştırm a için seçilen araştırm a yöntem i araştırm acının am acına uygun ve yeterlidir.

7. A raştırm a için kullanılan anket, konuyla ilgili düzey belirlem ek için yeterlidir.

8. A raştırm a için geliştirilen tek bir m odel örneği anlatılm ak isteneni verm ektedir.

1.5 SIN IR L IL IK L A R

Y apılan tez çalışması;

1. 2011-2012 eğitim -öğretim yılıyla,

2. Kocaeli, M anisa, Hatay, Bartın, Eskişehir, Kars, Şırnak ve K ilis illerinde bulunan 7 köy okulu ve 7 m erkez okul olm ak üzere toplam 14 okulda okuyan

938 ilköğretim ikinci kadem e (6, 7, 8. sınıf) öğrencisiyle,

3. Sunduğu m odel örneğinde tek bir durum ve kişi bulunm asıyla, 4. K onuşm a eğitimi ve televizyon konusuyla sınırlıdır.

1.6 TANIMLAR

Konuşm a: B ir konunun zihinde tasarlanm asının ardından karşım ızdakilere sözle iletilmesidir.

K onuşm a Eğitim i: Ö ğrencilerin konuştukları dil üzerindeki yeterliliklerini arttırmaktır.

Televizyondan Yararlanm a: Televizyonun doğrudan ya da dolaylı olarak eğitime katkı sağlamasıdır. 1.7.SİM G E L E R VE K ISA L T M A L A R TV M EB akt. R T Ü K t.y. TRT B B C K urum u) TD K A AP 2 X Sd P Televizyon

M illi Eğitim Bakanlığı A ktaran

Radyo ve Televizyon Ü st K urulu Tarih yok

Türkiye R adyo ve Televizyon K urum u

B ritish B roadcasting Corporation (İngiliz Radyo ve Televizyon

Türk Dil K urum u

A m erican A cadem y o f Pediatrics K i-K are

Serbestlik derecesi A nlam lılık düzeyi

BÖLÜM II

ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ