• Sonuç bulunamadı

3.3 Halfeti’de Cittaslow Hareketi’nin Toplumsal Düzeyde Karşılığı

3.3.1 Sosyal Boyut

3.3.1.3 Şehirde Yaşam Kalitesi

Cittaslow hareketinin belki de en önemli hedefi sürdürülebilir kalkınma ile toplumsal refah içerisinde yaşam kalitesini en iyi seviyeye getirmektir. Sürdürülebilirliğin çevresel boyuta, kalkınmanın ekonomik boyuta karşılık geldiği bu

kavramların özünde esasında şehirlerdeki ortamı daha yaşanabilir kılmak ve toplumsal yaşamı da daha kaliteli hale getirmektir. Bu noktada Cittaslow’un istisnasız hemen her krtiteri yaşam kalitesini iyileştirmeye yöneliktir. Burada insanların temel doğal hakları sayılabilecek; yaşam hakkı, eğitim hakkı, barınma hakkı, kendini ifade etme hakkı, eşit vatandaşlık hakkı gibi kuralları kapsayacağı gibi, yerelde de şehir sakinlerinin daha rahat ve huzurlu ikame edebilecekleri hakları da kapsayabilmektedir. Buradaki temel espiri şehrin imkanlarını insan merkezli bir anlayışla planlamak ve şehirdeki yaşamı insanların sosyal yaşamlarına hizmet edebilecek şekilde tasarlamaktır. Konu hakkında ilçe sakinleri ile yaptığımız mülakatlarda yerel halkın görüşleri aşağıdaki gibidir.

“Burada yaşamaktan çok memnunum. Bak buradaki huzuru hiçbir yere vermem. Olumsuz yanları varsa da en güzel yanı şu doğalı, şu güzel havayı, oksijeni hiçbir şeyine paylaşamam.”(Katılımcı 17, Kadın, 38 yaşında) “Buranın huzuru var, temiz bir havası var. Benim çocuklarım Antep’tedir. Ben emekli olduğumdan beri burada oturuyorum. Sırf enerjisi için. Ben şahsen memnunum ama aileler sıkıntı çekiyor burada.”(Katılımcı 20, Erkek, 71 yaşında)

“Doğma büyüme buralı olduğumuz için başka yerde kalamayız. Bizim kültürümüz burası. Bir tane oğlum burada tekne kaptanıdır. Ama diğer çocuklarım dışarıda okul okudular. Onlar dışarda yaşıyor. Şehir bize ağır geliyor. Gittiğimiz yerleri bulamıyoruz. Burada hiç olmazsa istediğimiz yere yürüyerek gidebiliyoruz, canımız sıkıldığı zaman Yeni Halfeti’ye gidiyoruz.”(Katılımcı 9, Erkek, 63 yaşında)

“Çok memnunuz! Ben yukarıyı (Yeni Halfeti) sevmiyorum. Orada da evim var ama orayı sevmiyorum. Sessiz kafamı dinliyorum. Emekli yeridir burası. Burayı başka yere değişmem. İnsan yaşlandıkça kalabalık yer kaldırmiy. Sessiz yer ariyi. Sakin yer ariyi. Şimdi oğlum Antep’te öğretmen. Gidiyim 2 gün 3 gün 4’ü zor buluyi. Sıkılıyorum apartmanda.”(Katılımcı 10, Erkek, 73 yaşında)

“Burada yaşamaktan memnunuz ama şartlar daha da iyi olabilir. Ben burada doğdum büyüdüm. On yıldır burada yaşıyorum ve artık şehirde yaşayamam, sevmem. “İyiye gidiyor. İşimize bağlı, iş olursa, kazanç olursa zaten yaşam kalitesini de arttırıyor.” (Katılımcı 3, Kadın, 40 yaşında) “Bu yollar biraz daha genişlese, halkımız perişan oluyor. Araba koyacak yerlerimiz yok. Piknik alanlarımız genişlese. Su geldi ya, daraldı buralar. Hareket alanı hiç yok.” (Katılımcı 6, Kadın, 70 yaşında)

“Bir sıkıntısı yok. Gelen ziyaretçiler çok da seviyorlar. Çok da beğeniyorlar. Biz de memnunuz. Büyük şehre gitmek istemem. 10 tane daire verseler yine gitmem. İstediğim para değil huzur.”(Katılımcı 7, Kadın, 55 yaşında) “Burada huzur var, misafirlerimiz genelde İstanbul’dan geliyor. egsoz dumanı yok, ses yok. Buraya gelen doymuyor. Halfeti ekol. Buraya gelen dondurmasını alıyor, kebabını yiyor, tekne seferi yapıyor, Rum kaleye gidiyor. Buraya gelen mutlu oluyor. Biri de demedi yav bu ne rezillik. Ha! bize sorarsan eksiklik var. Onlar da tamamlanabilir.(Katılımcı 4, Erkek, 63 yaşında)

“Şehirlerde kirada oturuyoruz ve şimdi Ankara’da bir dairenin kirası 1500 liradan başlıyor. Yani böyle sessiz ve sakin yerlerde yaşamak lüks değil. Üstelik çok doğal ve sağlıklı. Aslında bu bir yaşam tarzı. Şimdiki büyük şehirlerdeki şartlarla kıyaslandığında burada yaşamak mümkün ve pahalı da değil. Ancak böyle doğal mekanlarımız da kalmadı. Bu kültür mirasını korumamız gerekiyor.” (Katılımcı 16, Kadın, 47 yaşında)

“Burada yaşlı insanlar ve işçiler kalıyor. O gün çocuklarla beraber saydık. 50 tane ev ya var ya yok. Hepsi Yeni Halfeti’ye taşınmış. Burada soba sorunu oluyor, yaşlı insanların sağlık ihtiyaçları oluyor ve burada okul olmadığı için çocukların eğitimleri için yeni Halfeti’ye taşınmak zorunda kalıyorlar. Burada doğru dürüst bir cami yok, oruç zamanında sıkıntı çekiyoruz. Burada bir ana okul bile yok. Dubalar çok kötü görünüyor. Daha güzel restoranlar getirilebilir. Duabalar ayrıca Fırat nehrini de kirletiyor.

Kendi has mimarisini bozmadan restore edilebilir. Boşalan evler küçük butik otellere çevrilebilir.”(Katılımcı 3, Kadın, 40 yaşında)

Yapılan görüş ve yorumlardan ilçe halkının şehirde sosyal hizmet noktasında eksikler olduğunu dile getirmekle beraber memnun olduklarını ifade etmekteler. Ancak bu memnuniyetin Cittaslow kapsamında yapılan çalışmaların neticesi olduğu söylenemez. Aksine yerel halkın dile getirdikleri temel sorun ve istekler esasında Cittaslow kriterlerinin ilçede uygulamadaki noksanlıkların bir sonucu olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle yerel halkın ilçedeki huzur ve mutluluğu büyük oranda şehrin doğal havası, tarihi birikimi, kalabalık olmaması, insan ruhuyla barışık zengin kültürel mirasının neticesi olduğu söylenebilir.

Şehirdeki yaşam kalitesiyle ilgili görüşler iki eksende toplanabilir. Yaşlı insanlar genel olarak sağlık hizmetler ve imkanlar yönüyle şikayet etse Halfeti’de yaşamaktan memnun ve mutlu olduklarını dile getirmekteler. Ancak gençler için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Gençler ilçede gençlere yönelik sosyal aktivite ve imkanların eksikliğinden şikayet etmekte. Yapılan gözlemlerden de anlaşıldığı kadarıyla ilçenin doğal havasının, kültürel zenginliğin ve tarihi mirasının yerel halkında sosyal yaşamıyla bütünleşmiş ve halk her yönüyle evrensel insani değerlere hitap eden böyle bir şehirde yaşamaktan memnun. Ancak şehirde Cittaslow kriterleri kapsamında sosyal hizmetler, sağlık hizmetleri, hastane ve ilk yardım, çevre ve alt yapı çalışmaları ve ilçede son yıllarda turizm faaliyetleri sonucu oluşan şehrin kalabalıklaşması gibi bazı problemler şehirdeki yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir.