• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: ÖĞRETĠMDE EDEBĠ ÜRÜN, TÜRLERĠ VE KULLANIMI

2.7. T.C Ġnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Dersi Öğretiminde Kullanılabilecek Edeb

2.7.7. Hikâye (Öykü

2.7.8.2. Ġnkılâp Tarihi Öğretiminde Mektup Kullanılmasının Sınırlılıkları

Mektupların, tarih öğretiminde eğitim-öğretim açısından sınırlılığı ise, bu mektupların duygu ve düĢüncelerin bir ürünü olması nedeniyle çocuğun eleĢtirel düĢünmesini sekteye uğratabilir. Bu durumda mektuplar, tarih öğretiminin kazandırmayı amaçladığı çağdaĢ becerilerin öğrencide geliĢmesini engelleyebilir. Çünkü mektuplar, yazarlarının öznel dünyalarını yansıtmaları ve onların değer dünyalarını sunmaları, öğretim açısından “yazarın gözlüğü ile bakma” tehlikesini beraberinde getirebilecektir.

2.7.9. Roman

Ġnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür (Türk Dil Kurumu Sözlüğü, 2010). Kavcar ve diğerleri (2004) romanı, insanların serüvenlerini, iç dünyalarını, toplumsal bir olayı ya da durumu ayrıntılarıyla anlatan bir tür olarak tanımlamaktadır. Hawthorn (1986), Oxford Ġngilizce Sözlüğü‟nde romanı Ģu Ģekilde tanımlamaktadır; “Roman, belirli uzunluğa sahip, içinde geçmiĢ ya da çağdaĢ zamanlardaki gerçek hayatın temsilcileri olan kiĢilerin ve olayların az ya da çok bir kompleks plan içinde canlandırıldığı kurgusal mensur anlatım ve ya hikâyedir.” (Akt.: Özdemir, 2000: 6). Tural (2000b:15-19) ise, romanın tahkiye türünden bir edebi tarz olduğunu belirterek, Ģöyle bir tanımlama yapmaktadır: “Bir ben‟in duyduğunu, düĢündüğünü tasavvur veya tecrübe ettiğini; baĢkalarının merakını, heyecanını ve ilgisini uyandıracak tarzda anlatması tahkiye (narration), olay ağının ve ben‟lerin çoğalması ise, tahkiye tarzının roman adlı türünün oluĢmasını hazırlar. Merak unsurunun çoğalarak, insan, zaman ve mekânı zenginleĢtirip Ģekillendirdiği tahkiyeli eserlere roman denir.”

Roman, diğer edebiyat türleriyle karĢılaĢtırıldığında yeni bir türdür. Nitekim roman sanatının ilk baĢarılı örneği sayılan “Don KiĢot XVII. Yüzyılın” ürünüdür. Roman türü asıl XVIII. Ve XIX. Yüzyıllarda geliĢmiĢtir. Bu geliĢmede, basın tekniğinin ilerlemesinin, okuryazarlığın halk tabakası arsında yaygınlaĢması sonucu yazarların halka yönelmesinin ve halktan kiĢilerin günlük yaĢayıĢlarının el alınmasının büyük payı vardır. Böylece roman, XIX. Yüzyılda özellikle Ġngiltere, Fransa ve Rusya‟da önemli geliĢme göstermiĢtir. XIX. Yüzyılda romanın en belirgin özellikleri, anlatımda ardardılık, olay örgüsü, çevre ve karakterlerin ayrıntılı iĢleniĢidir. XX.

Yüzyılda roman anlayıĢında önemli ölçüde değiĢmeler olmuĢtur. XX. Yüzyıl romanı, psikoloji, sosyoloji ve tarih alanlarındaki geliĢmelerden etkilenmiĢtir. Batıda; Ġspayol edebiyatında Cervantes, Fransız edebiyatında Stendhal, Balzac, Flaubert, Hugo, Zola; Ġngiliz Edebiyatında Dickens, Joyce, Woolf; Alman edebiyatında Goethe, Mann, Döblin; Çek- Avusturya edebiyatında Kafka; Rus edebiyatında Gogol, Dostoyevski, Tolstoy bu alanda sayılabilecek yazarlar arasında yer alırlar (Kavcar ve diğerleri, 2004: 100-103).

Tanzimat‟tan sonra Türk edebiyatında yer alan hikâye ve romanın kültür geleneğimizde eski bir yeri vardır. Türklerin Ġslamiyet‟i kabulünden önceki devirlere kadar giden destanlar ve ozanların söyledikleri, bu türün ilk örnekleridir. Ġslamiyet‟ten sonra Dede Korkutan baĢlayarak içine Hint, Ġran, Arap gibi doğu ve Ġslam unsurlarının karıĢtığı halk hikâyeleri ile divan edebiyatında poetik ve sembolik karakteri ağır basan mesneviler de hikâye geleneği içinde düĢünülmelidir (Öztürk, 2002: 25). Türkçeye, Fransızcadan girmiĢ olan roman türünün ilk örnekleri Fransız romanından yapılan tercümelerdir. Bizde; Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Recaizade Mahmut Ekrem, Halit Ziya UĢaklıgil, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, ReĢat Nuri Güntekin, Peyami Safa, Refik Halit Karay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Kemal Tahir, Tarık Buğra, Orhan Kemal, Atilla Ġlhan, Vedat Türkali, Oğuz Atay, Adalet Ağaoğlu, Buket Uzuner, Turgut Özakman, Ayla Kutlu vb. bu alanda sayılabilecek yazarlar arasında yer alırlar (Kavcar ve diğerleri, 2004: 104; Kahraman, 1986: 30).

Romanlar aĢağıda sıralanan nedenlerden dolayı tarih öğretimi ve Ġnkılâp Tarihi öğretimi için iĢlevsel birer öğretim materyali olarak kabul edilebilirler;

 Milli kimliğin oluĢmasında ve geliĢmesinde katkı sağlaması,

 Olayların meydana geldiği dönemin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi koĢulları hakkında önemli ipuçları vermesi,

 Mizaç ve kültürü çok iyi aksettirmesi,  Tarihe ıĢık tutması,

 Günümüz olaylarına yol göstermesi,  Tarihi yeniden zihninde canlandırması,

 GeçmiĢi yeniden yaĢatması,

 Tarihi Ģahsiyetleri ders kitaplarına göre daha gerçekçi betimlemesi,  Tarihi olaylara derinlik ve anlam katması,

 Öğrencilerin geçmiĢe yönelik ilgi ve meraklarını artırmasıdır.

Tarihsel romanlar, hem içlerinde barındırdıkları tarihsel bilgiden faydalanma hem de kitlelere ve öğrencilere tarihi sevdirmek, onlarda tarihe yönelik olumlu tutum ve ilgi oluĢturabilmek amacıyla hazırlanmıĢ eserler oldukları için tarih öğretimi açısından önemlidir; çünkü yapılan araĢtırmalar, tarihsel romanların tarih konularının öğretiminde, öğrencinin hem tarihi sevmesini hem de öğrencinin etkin, meraklı, araĢtırmaya istekli hale gelmesini (Düzgün, 2008), öğrencilerin bilgi ve kavrama (Öztürk, 2002) düzeylerine olumlu yönde katkı sağladığı ve değer aktarımı ve ulusal bir tarih bilincinin yaratımında önemli rol oynadığı (ġimĢek, 2006a) ve öğrencilerin olguları, isimleri ve olayların tarihlerini ezberlemeleri yerine, insanların hislerini, inançlarını ve eylemlerinin altında yatan nedenleri kavramalarını sağlar (Top, 2009: 33). Yine araĢtırmalarda öğrenciler ve öğretmenlerin (ġimĢek, 2006b) öğretimde tarihsel romanlara olumlu baktıklarını, derslerde kullanılmasını önemsedikleri belirtilmektedir.

Keskin (2008), derslerde tarihi romanın kullanmanın önemini Ģöyle açıklamaktadır: “Ders kitaplarında sunulan tarih bilgileri öğrenci tarafından belirli bir süre sonunda unutulmakta iken tarihi roman okumakla bilgilerin kalıcılığı ve anlaĢılması kolaylaĢmaktadır. Belirli bir olay örgüsü içerisinde verilen tarihi zaman, mekân, bilgiler, kültürel değerler, bakıĢ açıları, kavramlar, karakterler tarihi olayların öğrencilerce öğrenilmesini sağlamaktadır. Kahramanların heyecanlarını, neĢe ve hüzünlerini tarihi romanlarla yaĢayan okuyucu o dönem yaĢamıĢ hissine kapılarak milli manevi değerlerinin farkına vararak ve tarihi olayların arka plânlarını öğrenerek çok yönlü düĢünme ve değerlendirme imkânına sahip olacaktır.” Ata (2000) da tarihî romanların, bir tarih ders kitaplarının tamamlayıcı bir parçası olarak sınıf ortamına getirilmesi gerektiğini ayrıca hemen hemen bütün dünyada ders kitaplarının ansiklopedik yapısından kaynaklanan sınırlılıkları, tarihî roman gibi yardımcı araçların sınıf içi etkinliklerde kullanılmasını gerekli kıldığını ifade etmektedir.

Tarihi romanlara dayalı tarih öğretimi sonucunda öğrenciler geçmiĢi öğrenerek, bugünle yüzleĢmeyi ve yarına hazırlıklı olmayı öğrenmekteler (Van Middendorp ve Lee, 1994: 120). Tarihi roman tarihin anlaĢılmasına yardım eder. Tarihi roman olaylara

derinlik ve mana verir. Mazinin bir kısımlarına renk, sıcaklık ve hakikat ilave eder. Tarihi romanlar sadece zevk ve vakit geçirmek için bile okunuyor olsa sağlam tarihi bilgiler verir (Moffatt Ph.D., 1957: 157).

Öztürk ve Otluoğlu (2002) da tarihi romanların, olayların meydana geldiği dönemin sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi koĢulları hakkında önemli ipuçları verdiğini bu özelliklerinden dolayı ders kitaplarını tamamlayan bir öğretim aracı olarak tarihi romanların kullanılabileceğini belirtmektedirler.

GümüĢ (1999) de tarihçilerin belgelerle, tarih bilincinin verdiği imkânlarla maziye yapılan yolculuk sırasında “temizlediği döĢenmiĢ tasları” birde tarihsel roman yazarının “parlattığını ve tozların yerine rengârenk tozlar serptiğini, siyah beyaz görünen tarihi renklendirdiğini” söyleyerek tarihsel romanların tarihe renk kattığını vurgulamaktadır. Romanlar, ders kitapları veya akademik eserlerde sunulandan daha keyifli bir tarih sunarlar. Tarih bilimi tarihi insandan soyutlarken; romanlar tarihi, tarihsel olayların insanlar üzerindeki etkileriyle, somut insan çatıĢmalarıyla anlatır. Ders kitapları ansiklopedik bir yapıda olduğu için, onlar tarihe canlılık getiren detaylara sahip değildir (Naci, 1997: 58). Bu yüzden AkkuĢ (2007) tarihsel romanların, öğrencilerin ders kitaplarında bulunan bilgiye ek olarak tarih öğretim programını zenginleĢtirmek için kullanılabilecek bir öğretim materyali olduğunu ifade etmektedir.

Roman çeĢitleri konusunda farklı sınıflandırmalar yapılmaktadır. Konularına ve iĢleniĢlerine göre sınıflandırmaktadır. ĠĢleniĢine göre romanlar; Romantik Roman, Realist Roman, Naturalist Roman ve Fantastik Romanlar olarak sınıflandırılırlar. Konularına göre ise Ģöyle tasnif edilirler: Macera Romanları, Tahlil Romanları, YaĢamöyküsel Roman, Töre Romanı, Sosyal Roman, Egzotik Roman ve Tarihi Romandır. Tarih ve T.C Ġnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinin öğretiminde ise; geçmiĢe ait özel bir tarihsel dönemde yer alan eylemlerin, devrin hakim düĢüncesinin ve gündelik hayatın gerçeklikle ele alınmaya çalıĢıldığı tarihsel romanlar öğretim materyali olarak kullanılabilirler; ayrıca toplumun sosyal sorunlarını ortaya koyan sosyal romanlardan da istifade edilebilir.

Tarihî romanın ne olduğu ya da hangi romanın, tarihî roman olduğu konusuna iliĢkin tanım ve ölçütlerde görüĢ farklılıkları vardır; fakat çoğu tanım, ünlü Ġskoçyalı tarihi roman yazarı Sir Walter Scott'un romanlarından yola çıkarak yapılmaya çalıĢılmıĢtır (Ata, 2000: 162). Tarihsel roman yazımının ilk kez Ġngiltere‟de Sir Walter

Scoot‟la ortaya çıktığı ön kabulünden hareketle, Oxford Edebiyat Terimleri Sözlüğü‟ne bakıldığında konuyla ilgili Ģunların söylenmiĢ olduğunu görülmektedir (Baldick 1990): “Bazı yazarların, geçmiĢe ait özel bir tarihsel dönemde yer alan eylemleri, devrin hakim düĢüncesi ve giyiniĢini gerçeklikle ele almaya çalıĢtıklar bir roman tarzı.” (ġimĢek, 2006a: 68). Tarihi roman Ġngilizce “ historical roman” , Almanca “historische roman”, Fransızca “ roman historique ” adları ile anılmaktadır (Yılmaz, 2000: 43). Mershon‟a göre tarihi karakterleri ve durumları ilham kaynağı olarak kullanan romanlara ve resimli kitaplara genellikle tarihi roman denir (Ata, 2000:161).

19. yüzyıl baĢlarında Avrupa'da Walter Scot'un Waverley‟i ile baĢlayan ve bizde de Namık Kemal'in Cezmi isimli romanıyla 19. yüzyılın ikinci yarısında ilk örneklerini veren tarihî roman, gerek Osmanlı Devleti'nin yıkılıĢ ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluĢ yılları atmosferi içerisinde birtakım millî değerlerin aktarılması ve insanımızın kendi tarihi etrafında sağlam ve zinde bir Ģuur edinmesini sağlamak için çokça yazılmıĢ, çokça okunmuĢ bir roman türü olarak görünmektedir. Hüseyin Nihal Atsız, Kemal Tahir, Tarık Buğra ile hem sanat hem ideolojik endiĢelerle yazılan tarihî romanların yanında Abdullah Ziya Kozanoğlu, Feridun Fazıl Tülbentçi, Turhan Tan, ReĢat Ekrem Koçu, Oğuz ÖzdeĢ, Mustafa Necati Sepetçioğlu gibi tarihi sorgulamayı ya da topluma tarihî romanla mesajlar vermeyi her zaman düĢünmeyen, sadece tarihî macerayı hedefleyen popülist zihniyetle de tarihî romanlar yazılmıĢtır. Klâsik anlatım tarzlarının kullanıldığı bu romanlarda herkesçe malûm olan tarihî olay ve kiĢiler basit bir dille, zaman zaman da halk arasında dolaĢan folklorik unsurlarla beslenerek anlatılmaktadır. Bu romanları okunur kılan dokularına yerleĢtirilmiĢ olan macera unsurunun olmasıdır (ArgunĢah, 2002: 11).

Çağın (2000), bugünkü Türk Cumhuriyeti‟ni kuran mücadelenin bir ayağı silahlarla sürdürülmüĢse bir ayağının da kalemle yapıldığını, bu savaĢın bizzat içinde yer alan yazar ve Ģairler eserlerinde bu temayı konu aldıklarını ifade etmektedir. Bu durum sonraki yıllarda da devam etmiĢtir. Bu temayı ele alan çok sayıda eser verilmiĢtir. Türk edebiyatında KurtuluĢ SavaĢını konu alan ve T.C. Ġnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinde öğretim materyali olarak kullanabilecek; Halide Edip Adıvar (AteĢten Gömlek, Vurun Kahpeye, Türkün AteĢle Ġmtihanı), Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Sodom ve Gomero, Ankara, Zoraki Diplomat), Mehmet Niyazi (Çanakkale MahĢeri), Ömer Seyfettin (BaĢını Vermeyen ġehit, Bomba), Kemal Tahir

(Yorgun SavaĢçı, Esir ġehrin Ġnsanları), Tarık Buğra‟nın (Küçük Ağa)‟sı gibi pek çok roman bulunmaktadır.