• Sonuç bulunamadı

3. ULUSLARARASI CEZA MAHKEMELERĠ

3.1 Uluslararası Ceza Mahkemeleri

3.1.1 Tarihsel geliĢimi

3.1.1.1 Ġkinci Dünya savaĢı öncesi

Ülkelerin toprak bütünlüklerini büyütmek, kuvvetlerini artırma yolundaki öfkelerinin sonunda olan muharebe veya savaĢ sonucunda ortaya çıkan çokça savaĢ suçları ve çiğnenen insan haklarının geçmiĢi uzun seneler öncesine dayandığı herkes tarafından kabul edildiği düĢüncesine göre bu cürümleri isteyenlere cezai müeyyide uygulama düĢüncesinin de tabii ki bu kadar eski bir

74

GÜNGÖR, Gülnur (2016) Uluslararası Ceza Mahkemesi Ve Devlet Egemenliği Ġle ĠliĢkisi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Samsun., s.6

tarihi olmalıdır. Bu mevzudaki ilk izler 16. yüzyıla kadar ulaĢmaktadır. O zaman Fransa topraklarını aĢan bir biçimde bir grup savaĢ suçlarını yargı önüne taĢıyan bir yargıyla günümüzde Uluslararası bir ceza mahkemesi ile mukayese etmek doğru bulunmasa da, ulusal ceza mahkemelerinin tesirsiz kalması durumunda uluslararası kapsamda bir mahkeme oluĢturma fikrinin ilk kez geçen yüzyılda zihne gelen bir fikir olmadığını da benimsemek gereklidir76

. Bu gidiĢatın ilk hamlesini 1974 senesinde kurulan Roma-Germen Ġmparatorluğu yargısında, Landvogt Peter von Hagenbach‟ın yargılanması oluĢturmuĢtur. 15. y.y. ortalarına doğru, Almanya‟nın Breisach Kenti‟nin valisi olarak hizmet veren Hagenbach, egemenliğindeki kesimde 1477 Nancy SavaĢı‟na kadar devam etiği yıkıma dayalı sistemin sebebi ile hüküm giymiĢtir. Konuya mutabık olan mahkeme sadece Hagenbach‟ın hüküm giymesi düĢüncesi ile oluĢturulmuĢ (ad hoc) ve çeĢitli milletlerden 28 hâkimden (uluslararası) kurulmuĢtur. Bu mahkeme, Breisach Kenti‟nde yaĢanan cinayette, Tanrı ve insanların uyguladığı kanunları çiğnemekle cürmeden Hagenbach‟ı yargılamıĢ ve ölüme hapsetmiĢtir77

.

Uluslararası Kızılhaç Örgütü'nün mit baĢkanı olan Moynier‟in 1872‟de Alman- Fransız Muharebesi'nden etkilenmesi sonucunda hazırlamıĢ olduğu UCM Tasarısı, 1864 tarihi taĢıyan Cenevre SözleĢmesi‟nin ihlallerini engellemek ve hüküm giydirmekle yetkili uluslararası bir adalet kurumu oluĢturmayı hedeflemekteydi. Düzenlenen bu kararname büyük ölçüde yankı uyandırmıĢ ve uluslararası telâkki ve hukukçuları tarafından benimsenmiĢ, lakin genel bağlamda negatif düĢünceler ortaya çıkmıĢtır. Bu durumda oluĢturulacak bir uluslararası yargının güvenlik güçleri olarak atfedilmediğinden dolayı fayda sağlamayacağını, siyasi yollarla problemlere çözüm bulunabileceğini, yargıçların seçilmesi, infaz gibi olguların önüne geçilemeyeceğini desteklemiĢler ve sonuç itibari ile ilk tasarı baĢarısızlıkla son bulup tarihin tozlu sayfalarına eklenmiĢtir78

.

76

ESER, Albin (2007).“Uluslararası Ceza Divanı”, Uluslararası Ceza Divanı, Feridun Yenisey(drl.), Ġstanbul Yaylacık Matbaası,2007, s.27

77

AZARKAN, Ezeli (2003), Nürnberg‟den La Haye‟ye Uluslararası Ceza Mahkemeleri, Beta Basım Yayım; Kırklareli.,s.85

78

ÖNOK, R. Murat (2003); Tarihi Perspektifiyle Uluslararası Ceza Divanı, Ankara: Turhan Kitapevi., s.75

20. y.y. da mühim bir geliĢme olarak benimsenen ve düĢünülen La Haye BarıĢ Konferansı‟nda Rus Çarı II. Nicholas‟ın önerisi ile bir araya gelinmiĢtir. 24 Ağustos 1898 kayıtlı buyruk ile, devletler arasındaki münasebetlerin artırılması, silahsızlanmanın korunması ve barıĢ düĢüncesinin nihayete erdirilmesi için böyle bir toplantının gerçekleĢtirilmesi gerektiği gündeme taĢınmıĢtır79

.

1899‟da La Haye‟de 26 devlet temsilcilerinin birlikteliği ile Birinci BarıĢ Müzakeresi gerçekleĢtirilmiĢtir ve devamında “Uluslararası UyuĢmazlıkların BarıĢçı Yollarla Çözümüne ĠliĢkin La Haye SözleĢmesi” imza altına alınmıĢ, akabinde 1907 yılında yeni La Haye SözleĢmeleri ‟ne ek maddelerle muharebe esnasında tâbi olmak zorunda oldukları bir takım kaideler kabul edilmiĢtir80

. BarıĢ müzakeresinde bulunan 26 devlet arasından hakemlik heyeti oluĢturulmuĢtur. Lakin bu meclisin hakiki anlamda bir karar yetkisi bulunmuyordu ve yalnızca ülkeler arasında ortaya çıkan sorunların çözüme kavuĢma sürecinde, eğer ülkeler meclis yetkisini kabul ederse salt maddî bir adım atılmıĢ olabilirdi. Ġlk müzakere de problemin aĢılması için yeterli yeterli sonuçların bulunmaması sonucunda 1907‟de La Haye‟de II. BarıĢ Müzakeresi yapılmıĢ, bu konferansta 156 ülke yetkilisi bulunmuĢtur. Velâkin bu toplantının sonunda da uluslararası kontrolü sağlayabilecek bir murakabe mekanizması ortaya çıkarılamamıĢtır81

.

La Haye Konferansı sonucunda protokole eklenen yeni kurallar ile insanlığa karĢı suçlar olgusunun ilk kıvılcımı yakılmıĢtı. Sonuç itibari ile bu toplantı sonucunda, en azından silahlı arbedelerin oluĢturulmasına iliĢkin insancıl yasalar nizamnamelerinin, büyük bir titizlikle, sistematik ve geniĢ çaplı bir Ģekilde olması, insan hakları kapsamında çok mühim bir terakki oluĢturmuĢ, aynı sırada cürüm olgusunun temeli bu Ģekilde atılmıĢtır82

.

Bütün bu teĢebbüslerin sonunda doğru manada uluslararası ceza mahkemesi oluĢturma fikri Birinci Dünya SavaĢı sonucunda hayat bulmuĢtur. Rusya, Ġtalya ABD, Ġngiltere, Japonya ve Fransa‟nın teĢekkülü ile Ġtilaf Devletleri ve 79 Tezcan vd.,2014, s.32 80 Tezcan vd,2014, s.32 81 Azarkan, 2003 s.276 82 Azarkan,2013 s.276

Almanya, Avusturya- Macaristan Ġmparatorluğu, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan‟dan meydana gelen Ġttifak devletleri aralarındaki muharebeyi ittifak devletleri kaybetmiĢtir. SavaĢ sonucu bağlaĢık devletler, savaĢ suçlarının ve mücrimlerinin bulunması ve suçlulara verilecek yargının belirlenmesi düĢüncesi ile bir kurul oluĢturmuĢlardır. Kurul üyeleri içerisinde uluslararası vasıflı bir ceza mahkemesinin oluĢturulması konusunda fikir farklılıkları ortaya çıkmıĢtır. Heyet üyelerin büyük bir kısmı, savaĢ kaideleri ve yöntemlerinin bozulması sebebi ile karar verilmesinin yüksek bir uluslararası mahkemenin onayı ile yapılmasını öngörürken, ABD‟li mensuplar, uluslararası bir yargılamaya iliĢkin prosedür, uygulama ve yöntem olmadığı gerekçesi ile karĢı düĢüncede olduklarını bildirmiĢlerdir. Kurultay, baĢlıca muharebe suçlularının mesuliyetleri ve bunlara uygulanacak cürümlerle ilgili rapor düzenleyip anlaĢmalı ülkelere ulaĢtırdıktan 9 ay sonra, müttefik ülkeler, Almanya ile 28 Haziran 1919 yılında Versay AnlaĢması‟nı imzaladılar83

.

Müttefik ülkeler yargılanmak için Almanya‟ya 900 kiĢiden oluĢan bir liste sunarak bu kiĢilerin yargılanıp cezai müeyyidesini istemiĢ ve lakin Almanya bu 900 kiĢiden oluĢan listeye itiraz ederek sadece 45 kiĢiden oluĢan isim listesini yargılanmak için belirlemiĢ ve listedekilerden yalnızca 12 kiĢi hüküm giymiĢti. Bu sonuçla uluslararası ceza mahkemesi oluĢturulması kapsamında düĢündükleri fikirler yerine gelmemiĢ ve gerçekleĢtirilmemiĢti84

.

Birinci Dünya SavaĢı sürmekte iken, Ġngiltere, Fransa ve Rusya 24 Mayıs 1915‟te ilan ettikleri paydaĢ bir beyanname ile Osmanlı Devleti topraklarında yaĢayan Ermenilerin katliam gerçekleĢtirdikleri gerekçesini ortaya atarak bu kıyımda hatası olan Türk görevlilerinin de mesuliyetli bulunup hüküm giymeleri gerektiği düĢüncesini ifade etmiĢlerdir. Ġtilaf devletleri ve Osmanlı Ġmparatorluğu arasında 10 Ağustos 1920‟de Sevr AnlaĢması kabul edilmiĢ ve tam bildirilmese de bazı bahsedilen iddialar üzerine yeni kurallar oluĢturulmuĢtur. Bu maddeler Türk askerlerinin ve resmî yetkililerinin muharebe devam ederken Ermeniler‟in içerisinde tutulduğu söylenilen büyük bir katliam yapıldığı düĢüncesi gibi aslı olmayan tutarsız iddialardır. Bu teĢebbüsler

83

Güngör,2016, s.23

ile Ġtilaf Devletleri Almanya Ġmparatoru'na uygulayamadıkları yaptırımları Osmanlı Devleti görevlilerine uygulamak istemiĢlerdir85

.

SavaĢ sonunda imzalanan barıĢ anlaĢmaları gereğince uygulanması gereken ise uluslararası ceza mahkemesi kurma düĢüncesi, Milletler Cemiyeti Genel Kurulu‟nca, yargılamaların ulusal yargı makamları kanalıyla yapılmasının daha uygun olacağının belirtildiği kaydedilmiĢtir86

.

Birinci Dünya SavaĢı‟nın hemen akabinde imzalanan antlaĢmalar, uluslararası adaletin yerini bulması sebebiyle imzalanmıĢ ve bu düĢünce ile çok önemli ilerlemeler kaydedilmiĢti. Lakin ülkelerin özgür bir Ģekilde sorunlarını dile getirememeleri ve getirdiklerinde de adaletin sağlanamaması yapılan tüm giriĢimlerin baĢarısızlıkla sonuçlanmasına vesile olmuĢtu. Uluslararası Ceza Mahkemesi‟nin kurulması süresinin bu kadar uzamasının nedeni de yine devletlerin hâkimiyetleri anlamındaki endiĢeleri ile açıklanabilir87

.