• Sonuç bulunamadı

3. ESERLERĠ

1.2. ġiirde Anlam

ġiir diline çok önem veren ve her Ģiirin yeni bir dil olduğunu düĢünen Ġlhan Berk, Ģiirin anlamı üzerine düĢüncelerini de poetikasında, günlüğünde ve mektuplarında dile getirmiĢtir. Türk edebiyatı tarihinde hiçbir sanatçının Ģiirde anlam sorunuyla ilgilenmediğini, bu konuyla ilk ilgilenenin ise Ahmet HaĢim olduğunu belirtmiĢtir. Ahmet HaĢim‟in poetikasına göre; Ģiirde önemli olan, musiki yani söyleyiĢtir; anlam, geri plandadır ve Ģiir herkesin bir Ģeyler anlamasına olanak verecek Ģekilde olmalıdır.12

Yani iyi Ģiir çok anlamlı olmalıdır. Berk‟e göre; Ģiirde

12

Ahmet HaĢim, 1921‟de, Dergâh dergisinde yayımlanan “Bir Günün Sonunda Arzu” adlı Ģiirinin edebî çevrelerde alayla karĢılanması üzerine, aynı yıl, yine Dergâh‟ta, “ġiirde Mânâ” baĢlıklı poetik mahiyette bir yazı kaleme alır. Söz konusu yazıyı, daha sonra “ġiir Hakkında Bazı Mülâhazalar” baĢlığıyla Piyâle (1926) adlı ikinci Ģiir kitabına ön söz olarak koyar. Ġlhan Berk‟in de

anlama bu yaklaĢımından dolayı modern Ģiirimizin kurucusu, Ahmet HaĢim‟dir. Bu bağlamda HaĢim‟in Ģiiriyle Ġkinci Yeni‟nin Ģiirini, dolayısıyla da kendi Ģiirini, akraba kabul etmektedir.

Berk‟in Ģairlik serüveni aslında “anlam”ın esas olduğu Ģiirle baĢlamıĢtır. Sonradan reddettiği Güneşi Yakanların Selamı (1935), Nazım Hikmet etkisinde, toplumsal kaygılarla ve anlaĢılmak için yazılmıĢ bir kitaptır. 1935-55 yılları arasında yazdığı İstanbul, Günaydın Yeryüzü, Türkiye Şarkısı, Köroğlu adlı kitapları da daha çok toplumcu-gerçekçi anlayıĢa bağlıdır ve bunlar da Ģiirsel kaygıdan çok toplumsal kaygılarla yazılan, gücünü anlamdan alan Ģiirlerdir. Galile Denizi (1958) adlı kitabıyla sanatçının Ģiirinde yeni bir dönem baĢlar; artık onun için anlam geri plandadır. Bundan sonra anlamın değil iyi Ģiirin peĢinde koĢan sanatçı, anlam kapalılığına yönelmiĢ ve bu kitaptaki “Saint Antoine‟ın Güvercinleri” Ģiiriyle Ġkinci Yeni‟nin öncüleri arasına girmiĢtir.

Adı geçen Ģiirle baĢlayan süreçte, Ġlhan Berk‟in sanat yaĢamında, Ģiirle ilgili görüĢleri ve buna bağlı olarak da Ģiirleri değiĢmiĢtir. OlgunlaĢan sanat anlayıĢıyla poetikasında iyi Ģiiri Ģöyle tarif etmektedir: “İyi bir şiir, direticiliğe, buyrukçuluğa,

tek anlama her zaman kapalıdır. İyi bir şiir bir yalvaç sözü gibi çok boyutlu ve bütün yorumlara açıktır. Bu yüzden çokanlamlılık her iyi şiirin kodudur. Kendini ordan gösterir. Çok sesli, çok renkli bir yerden geliyordur. Tüketime, harcamaya gelmez, kapar kendini. Anlam yalnız sezilir, duyulur ancak. Bir kez değil birçok kez okumaya açıktır.” (Berk, 2013: 56) Ona göre; iyi Ģiir, çok renkli ve çok anlamlıdır, her okuyan

baĢka anlamlar çıkarabilir. Ama Ģiiri anlamanın akılla da pek ilgisi yoktur; Ģiir, okurun ruhuna göre anlam bulacaktır. Ne kadar akıllı ve zeki olursanız olun bazen Ģiirden hiçbir Ģey anlamazsınız. Berk‟e göre; Ģair, anlamın da aklın da tutsağı değildir. “Usla yaklaşmak şiiri bütün bütün çıkmaza sokar. Ne denli üstüne gidilirse

gidilsin boş bir duvara çarpılacaktır. Us çünkü bir şiiri anlamaya yetmez.” (Berk,

2013: 55) Berk, Ģiirin anlaĢılmak için değil de duyurmak, sezdirmek için var olduğuna inanmaktadır. Hatta kapalılığı, iyi Ģiirin Ģartlarından biri olarak kabul

bahsettiği bu poetik metin hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Orhan Okay, Poetika Dersleri, Hece

etmektedir; çünkü iyi Ģiirde önemli olan, ne anlattığı değil nasıl anlattığıdır. Tabii ki iyi Ģiir demek, anlamsız Ģiir demek de değildir. Ġyi Ģiir de bir Ģeyler anlatır; ama anladığımız elle tutulur, açıklanabilir bir Ģey değildir. Aslında Ģiirden ille de bir Ģey anlamamız da gerekmez, bize hissettirdikleriyle, sezdirdikleriyle yetinmeliyiz. Ġyi Ģiir, her okuyana onun bilgisi, kültürü, yaĢam deneyimleri doğrultusunda farklı Ģeyler söyler. Her çağda, her okuyan, Ģiire farklı yorumlar getirir ve Ģiir, onu farklı yolculuklara çıkarır.

Ne var ki Ġlhan Berk, poetikasında Ģiirin herkese bir Ģeyler duyurması gerektiğini söylese de günlüğünde Ģiiri sevmenin onu anlamak için yeterli olmadığını ifade etmektedir. Ona göre; iyi Ģiir, çok katmanlıdır dolayısıyla onu sevmek, anlamak için yetmez. Ġyi Ģiiri anlamak için çalıĢmak, bu uğurda ilim tahsil etmek gerekmektedir. Anlam derinliklerini ve Ģiirin gerçek değerini keĢfetmek ancak böyle mümkündür. “Şiir okumak, şiiri sevmek, herkesin ama herkesin hakkıdır, anlamak

ise herkesin bilgisi, yeteneğiyle ilgilidir. Şiirden anlamak çünkü hekimlik, mimarlık gibi bir bilgi işidir. Gene, şiirden anlamak hekimlik, mimarlık gibi öğrenilir. Salt şiiri sevmek, şiiri anlamaya yetmez.” (Berk, 2014a: 41)

Ġyi Ģiirin çok katmanlı olduğunu düĢünen Ġlhan Berk‟ e göre Ģiirin birçok ilkesi vardır ve bütün ilkeler aynı değere sahiptir. Anlam da sadece bu ilkelerden biridir. Öyleyse içlerinden sadece anlamı alıp gerisini yok saymamak gerekir. Berk, Memet Fuat‟a yazdığı bir mektubunda, bu yüzden bütün gücünü anlamdan alan Ģiirden hiç hoĢlanmadığını belirtmektedir. Ondan öylesine rahatsızdır ki bazen anlamı olan bir dize yazdığında, sırf bu yüzden, o dizeyi silesi geldiğini ifade etmektedir. “Anlam şiirin öbür ilkeleri gibi bir ilke, ne fazla ne eksik. Güzelliği salt

anlama bağlı şiirden sıtkım sıyrıldı (…) Şiirde anlamı olan mısraı çizmek istiyorum.”

(Berk, 2012: 13) Berk, böylece anlama karĢı olmadığını, Ģiirin diğer ilkelerini umursamayan ve tek gücü anlam olan Ģiire karĢı olduğunu belirtmektedir.

ġiirde anlama yaklaĢım, modern Ģiirin sorgulamaya ve tartıĢmaya devam ettiği meselelerden biridir. Denilebilir ki yapılan tanımların ortak noktası, çok anlamlılıktır. Kundakçı (2015: 8) da Berk‟in Poetika‟sından yola çıkarak onunla çok örtüĢen bir Ģiir tanımı yapmaktadır: “İlhan Berk‟in şiir hakkında olgunlaşmış

görev yüklenmemiş, anlam ifade eden ancak tek anlamlılıktan uzaklaşmış ve her okuyucunun kendi yaşanmışlığı doğrultusunda alımladığı özgün bir şeydir.”

(Kundakçı, 2015: 8) Bu tanım, Berk‟in Ģiir anlayıĢına dair buraya kadar anlattıklarımızın en kısa özeti olarak da kabul edilebilir.