• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2. LİTERATÜR TARAMASI

2.1 Orta Yetişkinlik

2.1.2 Üretkenlik

Erik Erikson’ın (1964) Psikososyal Gelişim Kuramı’nın 7. Evresinde tanımladığı üretkenlik kavramı orta yetişkin bireylerin dünyaya, ailelerine, işlerine kısaca bir sonraki kuşağa ve diğer insanlara katkı sağlama hissiyatı üzerine kuruludur. Çoğunlukla ebeveynlik, liderlik, başkalarına hizmet sağlama ve mentörlük yapma davranışları üzerinden gözlemlenir (Azarow, 2003; Erikson, 1950, 1964). McAdams ve St Aubin (1992) topluma katkı sağlamaya yönelik, topluma adanmış aktivitelerin de üretkenlik kapsamında ele alınabileceğini belirtmiştir. Üretkenlik TDK Güncel Türkçe Sözlüğü’nde üretken olma durumu, verilen emeğe ve yapılan masrafa oranla üretilen miktar, ürün verme gücü olarak tanımlanmıştır. Kavram Erikson’ın yanı sıra birçok araştırmacı (Browning, 1975; Peterson ve Steward, 1990) tarafından da orta yetişkinliğin önemli bir unsuru olarak da tanımlanmıştır. McAdams (2001) daha iyi bir duygu duruma erişmek için üretkenliğin güdüleyici olduğuna da vurgu yapmıştır. Kısaca üretkenlik “bir sonraki kuşağı oluşturmada ve onlara rehberlik etmede birincil alaka, ilgi” olarak tanımlanabilir (Erikson, 1964).

Üretkenlik kavramını ele alırken kuramın geliştirildiği yılları da göz önünde bulundurmak gerekir. Teknolojinin ve internetin olmadığı zamanlarda belirtilen üretkenlik kişiler arası etkileşim üzerinden tanımlanmıştı. Günümüzde teknolojinin üretkenliğe herhangi bir etkisinin olup olmadığı bu çalışmada ele alınacaktır.1980’lerde yaşam beklentisi ortalama 47 yaş iken (Butler ve Lewis, 1982), 2019 yılında Türkiye’de bu süre erkeklerde 75.6 ve kadınlarda 81 yaş ile ortalama 78.3 yaş olarak belirlenmiştir (Basın İl Kurumu, 2019).

Orta yetişkinlik kavramında ağırlıklı olarak üretkenlikten bahsetmese de üretkenlik kavramından esinlenerek orta yetişkinliğe vurgu yapan başka bilim insanları da vardı. Ryff ve Heincke (1983) yetişkinlik yıllarına ait dört önemden bahsetmiştir; karmaşa, üretkenlik, bütünlük ve içsellik. Bu kategorilerden üretkenlik ve bütünlük Erikson’dan (1950), karmaşa Neugraten’dan (1968) ve içsellik kavramı ise çeşitli kuramcılardan (Bühler, 1935; Neugarten, 1973) alınmıştır (Ryff ve Heincke 1983). Çalışmalarında katılımcılar kendilerini en üretken olarak orta yetişkinlikte tanımladıklarını belirtmişlerdir. McAdams ve St. Aubin (1992) ise üretkenliğin yedi farklı

18

boyutunu (sosyal talep, kendine ve türüne inanç, arzular, üretkenlik endişeleri, taahhütler davranışlar ve kişisel öyküleme) tanımlayarak üretkenliğin çok boyutlu olduğunu belirtmiştir. McAdams ve StAubin (1992) üretkenliği ve üretkenliğe dair endişeleri açığa çıkartmada geliştirdikleri Loyola Üretkenlik Ölçeği’nin faydalı olduğunu belirtmişlerdir. Üretkenlik günümüzde ölçeklerle ölçümlenebilse de orta yetişkinlik dönemindeki üretkenliğin kuşaklara etkisi dışarıdan da gözlemlenebilir. Örneğin Darwin Galapagos adalarına gezisini 20’li yaşlarda gerçekleştirse bile, On the Origin of Species isimli kitabını 50 yaşında yazmıştır. Bir diğer ilginç örnek ise 47 yaşında İskoçya’nın sayfiyesinden Britains Got Talent (Yetenek Sizsiniz benzeri İngiltere’de yayınlanan televizyon programı) isimli programa katılıp çıkarttığı albüm sonrasında sekiz albüm daha çıkartan Susan Boyle, müzik dünyasında ismini unutulmaz kılmıştır. Erikson’ın (1964) Gandhi’nin Hakikati [Gandhi’s Truth] isimli kitabında da vurgu yaptığı üzere orta yetişkinlikteki bireyin üretkenliği Gandhi örneğindeki gibi birçok kuşağı da etkisi altında bırakabilir. Özellikle Pozitif Psikoloji ve iyi oluş çalışmalarında karşılıksız vermenin kişide yarattığı olumlu etkiler ele alınmaktadır (Argyle ve Lu, 1990a, 1990b; Liang, Krause ve Bennett, 2001). Elbette bu noktada üretkenliğin illa çok büyük kitleleri ve kuşakları etkilemek olmadığının da altını çizmek önemlidir. Birey iş yerinde kendisinden sonra gelecek kuşaklarla bilgi birikimini paylaşarak, onlara yol göstererek de üretken olabilir. Bir Sivil Toplum Kuruluşu’nda görev alarak da üretken olabilir ya da evde çocuğuna, torununa kek tarifi öğreterek, mahallesindeki, ülkesindeki ya da dünyadaki bir problemin çözümü için adımlar atarak da üretken olabilir. Buradaki temel amaç görünür olmaktan ziyade iş, aile ya da toplum hizmetleri aracılığı ile kişinin bilgisini, değerlerini, donanımını ve becerilerini başkalarına aktarmasıdır. Kültürümüzde de imece aracılığı ile üretkenlik tezahür etmektedir. Köylerde akşamları yapılan mısır soyma imecesinde bir yandan mısırlar soyulurken bir yandan da yaşlı kadın ve köylüler hikâyeleri anlatır (Kara, 2016, s.380). Günümüzde Sivil Toplum Kuruluşları aracılığı ile topluma faydalı işler yapma üzerinden de yürütülen üretkenlik köy hayatında sosyal yardımlaşma etkinlikleri aracılığı ile görülmektedir. Sosyal yardımlaşma karakterine sahip imecelere örnek olarak evlenmek üzere olan kimsesiz bir gencin düğün hazırlıklarının yapılması, eşi askerde olan kadının tarla işlerine yardımcı olunması ya da evi yıkılan ihtiyaç sahibine yardımcı olmak gösterilebilir (Kaderli, 2008).

19

Üretkenliğin aktarılması için kullanılan kanallara internet de eklenebilir. Örneğin internette yemek tarifi veren ya da el işi öğreten blog ve vlogl sahiplerinin azımsanamayacak kadar büyük bir çoğunluğu 40-60 yaş aralığındadır. Üretkenlik kavramını daha iyi anlayabilmek için belki de üretken olmamanın ne olduğunu ele almak yerinde olacaktır. Erikson’ın üretkenliğe karşı diğer boyutta bahsettiği durgunluk kavramını inceleyecek olursak, durgunluk kavramının depresyonu tanımlarken de kullanılan bir kavram olması şaşırtıcı değildir. Erikson, Erikson ve Kivnick(1986) belirttiğine göre yetişkin libidosunun cinsel üremeden günün teknolojik üretkenliğine kadar çeşitli üretken yollarla olgunluğa erişmesinin çok da net olmadığını belirtmiştir. Elbette üretkenliğin tezahürü için seçilebilecek sınırsız aktivite ve araç söz konusudur. Günümüzde, her yaştan bireyin etkin kullandığı internetin de bir üretkenlik aracı olup olmadığı tartışmasının önü açıktır. İlerleyen bölümde orta yetişkinlik ile internet kavramları üzerine yapılan çeşitli çalışmalar ele alınacaktır.