• Sonuç bulunamadı

2. MEZAR STELLERİ

2.1. Mimari Öğeye Sahip Olan Steller

2.1.1. Üçgen Alınlıklı Steller

Mezar stellerinde üst yapı elamanı olarak üçgen alınlığın kullanımı ilk olarak Arkaik Dönem’de karşımıza çıkmaktadır144. Klasik Dönem’de üçgen alınlık pek

tercih edilmezken145, Hellenistik Dönem ve sonrasında stellerde üçgen alınlık kullanımı yaygınlaşmaktadır146. Roma Dönemi’nde alınlıkla kompozisyon alanı

arasındaki arşitravın ortadan kalkması, alınlığın silme üzerine işlenmesi, akroterlerin şematikleşmesi veya bazı örneklerde düz bırakılması dönemin karakteristik özelliği olarak yansımaktadır147. M.S. 2. ve 3. yy’a gelindiğinde mezar stellerinin formunun

büyük ölçüde koruduğu, ancak geç antik dönemle birlikte tüm sanatlarda görülen yozlaşmanın mezar süsleme biçimlerine de yansıdığı görülmekte ve her bölgenin

143 Fıratlı, 1965: 271.

144 Neumann, 1979: 31, lev. 17a.

145 Atalay, Klasik Dönem mezar stellerinde görülen üst yapıdaki bezemelerin hem tamamlayıcı motif

hem de süsleme elamanı olarak kullanıldığını düşünmektedir. Bk. Atalay, 2012: 19.

146 Pfuhl ve Möbius, 1977: lev. 1, no. 2; Atalay, 2012: 21. 147 Saraçoğlu, 1997: 19-20.

yerel olarak kendi stilini uygulamaya başladığı bilinmektedir148. Söz konusu radikal

değişimin izlerine en çok taşra atölyelerinde rastlanmaktadır.

Üst kısımda üçgen alınlık bulunan steller Pisidia Bölgesi’nde bulunan steller arasında sayısal olarak en sık karşılaşılan mezar steli grubudur (kat. no. 5 (lev. 6), 13 (lev. 14), 14 (lev. 15)149, 15 (lev. 16), 16 (lev. 17), 17 (lev. 18), 19 (lev. 20)150, 20 (lev. 21)151, 23 (lev. 24), 24 (lev. 25)152, 25 (lev. 26)153). Kat. no. 26 (lev. 26) numaralı stelin üst bölümü kırık olmasına rağmen hem kenarında yer alan pilasterler hem de kompozisyon alanında betimlenen el figürünün, sağlam olarak ele geçmiş ve benzer biçimsel özelliklere sahip kat. no. 25 (lev. 26) numaralı stelden dolayı bu başlık altında değerlendirilmiştir.

Bu gruba giren mezar stellerinin biçimsel olarak; ön cephede her iki yanında bulunan pilasterlerle sınırlandırılan kare veya dikdörtgen kompozisyon alanı (aedicula), üçgen bir alınlık, üstte köşe ve tepe akroterleri, tympanona işlenen rozet motifi, kartal ve Medusa figürleri en temel özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Mezar stellerinin alt bölümü ayrıntılı işlenmemiş ancak bazı örneklerde yerde dik durmasını sağlayan zıvana çıkıntısı (predella) bulunmaktadır (kat. no. 10 (lev. 11), 23 (lev. 24)). Stellerin ön cephe dışındaki bölümleri tıraşlama yapılmadan kabayonu olarak bırakılmıştır. Stelin kalınlığı genel olarak eşit iken bazı örneklerde alttan yukarıya doğru daralan formdadır (kat. no. 5 (lev. 6), 13 (lev. 14)).

Mezar stellerinin belirli mimari şekilleri yansıtmasının yanı sıra esas şekillerin basitleşmesiyle meydana gelen sade şekiller de görülür. Mimari eleman olarak arşitravın işlenmediği üçgen alınlıklı stellerin çoğunluğu düz bırakılmıştır. Stel alınlığını çevreleyen simanın alçak kabartma olarak detaylandırılışı, bezemelerin daha çizgisel olması en temel özellik olarak karşımıza çıkar154. Ancak stelin tapınağı 148 Saraçoğlu, 1997: 20. 149 Horsley, 2007: 212, lev. 316. 150 Horsley, 2007: 202, lev. 298. 151 Horsley, 2007: 175, lev. 267. 152 Horsley, 2007: 206, lev. 305. 153 Horsley, 2007: 168, lev. 245.

154 Kat. no 3 (lev.4), 4 (lev.5), 6 (lev.7), 10 (lev.11), 13 (lev.14), 14 (lev.15), 15 (lev.16), 17 (lev.18),

anımsatır şekilde tasarlanmış olan üçgen alınlığın altında, mimari yapılarda görülen alçak kabartmalı diş sırasıyla süslenmiş örneklere de rastlanmaktadır155 (kat. no. 20, (lev. 21)).

Bezemelerin daha çizgisel yapılmasından kaynaklı olarak akroter ve alınlık konturları belirginleştirilmiş ancak ayrıntıların yüzeysel verildiği stellerde üçgen alınlık adeta bir fon üzerinde duruyormuş gibi gösterilmeye çalışılmıştır156. Alınlığın üzerinde yer alan tepe ve köşe akroterlerinin herhangi bir bitkisel süsleme yapılmadan düz biçimde bırakıldığı örnekler sayısal olarak çoğunluktadır157. Bunun yanında tepe akroteri süslenmezken, köşe akroterlerinde basit bitkisel süsleme olan (kat. no. 13 (lev. 14)) veya her iki akroter üzerinde bitkisel süslemelerin görüldüğü örnekler de bulunmaktadır (kat. no. 24 (lev. 25)).

Alınlıklı steller hem alçak (kat. no. 5, 17, 19, 24, 25) hem de yüksek kabartma (kat. no. 13, 14, 15, 16, 20, 23) olmak üzere iki farklı biçimde tasarlanmıştır. Stellerde görülen tympanonun biçiminde benzerlik görülse de üzerinde bulunan tasvirler, motifler ve bezemeler bakımından çeşitli farklılıklar göze çarpmaktadır. Alınlığın yüzeysel işlendiği bazı örneklerde çizgisel olarak işlenmiş bitkisel motifler kullanılırken (kat. no. 5, 19, 24), bazılarında herhangi bir süsleme unsuruna rastlanmamaktadır (kat. no. 17 ve 25). Yüksek kabartma tekniğinde yapılmış olanlarda ise (kat. no. 13, 14, 15, 20, 23) rozet158, disk159, kartal160 ve Medusa başı161

gibi bezemelerle süslenmiştir. Ancak stellerin bazılarında görülen betim kalkan, rozet

155 Kat. no 3, 4, 6, 10, 13, 14, 15, 17, 19, 20, 23.

156 Saraçoğlu, 1997: 20. kat. no. 5 (lev.6), 7 (lev.8), 8 (lev.9), 10 (lev.11), 24 (lev.25), 25 (lev.26)

numaralı steller bu tanımlamaya uygundur.

157 Kat. no. 5 (lev.6), 10 (lev.7), 15 (lev.16), 16 (lev.17), 20 (lev.21), 23 (lev.24).

158 Kat. no. 5 (lev.6), 13 (lev.14), 19 (lev.20). Rozet motifi yaprak sayısı farklılıklar göstermektedir.

Kat. no. 5 (lev.6) dört yapraklı, kat. no. 13 (lev.14) sekiz yapraklı, kat. no. 19 (lev.20) altı yapraklı işlenmiştir. Rozet motifi, Eski Mezopotamya, Aşağı ve Yukarı Mısır ile Akdeniz sanatında yaygın olarak kullanılmıştır. Bk. Köse, 2013: 212.

159 Kat. no. 23 (lev.24).

160 Kat. no. 14 (lev.15) ve kat. no. 15 (lev.16). Kartal figürünün ikonografik anlamı bu çalışmada

bölüm 3.1.1. “Ayakta Duran Figürler”değinilmiştir.

161 Kat. no 10 (lev.11). Medusa başının ikonografik anlamı ve kullanımı bk. bu çalışma bölüm 3.1.3

veya disk motiflerini andırsa da kesin bir yargıda bulunmak güçtür162. Bu durum

taşra üslubunun etkisini ve mimari ögelerin işlenmeyip kabaca bırakılmış olabileceği düşüncesini akla getirmektedir. Kuzeybatı Pisidia Bölgesi’nde ele geçen alınlıklı mezar stellerinin bezeme unsurlarında da benzer uygulama görülmektedir163. Ayrıca

işçiliğin kalitesiz oluşu ve kullanılan malzemenin yapısı nedeniyle de bu betimlerin detaylıca tanımlanması zorlaşmaktadır.

Alınlıklı stellerin tapınağı anımsatan ön cephelerinin bazılarında kompozisyon alanını çevreleyen her iki kenarında kaide164 (kat. no. 13, 23, 24, 25), üzerine oturan

pilasterler ve pilasterlerin üst kısmında genelde bezemesiz silmeli başlıklar kullanılmıştır (kat. no. 23, 24, 25, 26). Ancak kat. no. 10 ’da betim alanını sağ ve solda sınırlandıran pilasterlerin yerine köşeli kesilmiş silmeler kullanılmıştır.

Kompozisyon alanı genel itibariyle dikdörtgen formlu, yüzeysel niş alanında tek panodan (kat. no. 13, 16, 19, 23, 24, 25, 26 oluşmaktadır. Bazı stellerde (kat. no. 14) derin dikdörtgen niş, bazılarında ise (kat. no. 20) derin kare niş görülmektedir. Tıraşlanmış betim alanında niş ve aediculanın ortadan kalktığı ve figürlerin düz silme şeklinde bir kaide üzerinde verildiği örnekler (kat. no. 5, 15, 17) bulunmaktadır. Bu stellerde kompozisyon alanı kenarlardan herhangi bir mimari öğe ile sınırlandırılmamıştır. Düz silme şeklinde verilen kaidelerin kalınlıkları figürlerin boyutu ve işleniş biçimiyle doğru orantılıdır. Figürlerin stilize veya alçak kabartma olarak işlendiği stellerde (kat. no. 5, 8) ince silme şeklinde kaide, orta yüksek ve yüksek kabartma olarak işlendiği stellerde ise (kat. no. 15, 17) kalın silme şeklinde kaide kullanılmıştır. Işık, bu stelleri çıkmalı olarak tanımlamış olup, stellerde kaide yapılmasının kişisel beğenilerle ilgili olabileceğini iddia etmiştir165.

Değerlendirilen mezar stelleri içinde kat. no. 5, 14, 19, 20, 24, 25’te Grekçe yazıt mevcuttur. Yazının kazındığı alanlar farklılık göstermektedir. kat. no. 5 ve kat. no. 27’de yazıt kabartma alanının üst çerçevesine kazınırken, kat. no. 6, 14, 19, 20’de yazıt kabartma alanının alt kısmında oluşturulan düz yüzeye yazılmıştır. Bu iki

162 Kat. no. 9 (lev.10), 20 (lev.21), 24 (lev.24). 163 Çelik, 2017: 61-65.

164Bu kaide “ayna tersi form” olarak tanımlanmıştır. Bk. Polat-Becks ve Metin, 2014: 146. 165 Işık, 1988: 17.

uygulamanın dışında kat. no. 10166, 24, 25’te yazıt kabartma alanının iç yüzeyinde

yer almaktadır.

Özetle, üçgen alınlıklı stellerde akroter ve alınlığın konturları belirgin olup, ayrıntıların çizgisel işlendiği ve üçgen alınlığın adeta bir fon üzerinde duruyormuş izlenimi verildiği görülmektedir (kat. no. 5). İncelediğimiz örnekler dışında, ayrıntıların yüzeysel işlendiği üçgen alınlıklı stellerin benzerlerine Eumeneia Antik Kenti167 ve Kuzeybatı Pisidia Bölgesi’nde yer alan Apollonia yöresinde rastlanmaktadır168. Ancak Eumeneia ve Kuzey Pisidia stellerinin dikdörtgen prizma

şekilde tasarlanmış olan gövde yapısı kat. no. 5 numaralı stelimizden ayrılan yanını oluşturmaktadır.

Kat. no. 14’deki stelde Suriye tipi olarak adlandırılan, derin nişli bir aedicula ve alınlığın ortasında, gövdesi cepheden, başı profilden verilmiş bir kartal figürü yer almaktadır. Alınlık bölümünde tasvir edilen kartal figürü daha çok Phrygia Bölgesi’nde karşımıza çıkmaktadır. İzmir Kültür Müzesi’nde yer alan 247 envanter numaralı mezar steli169 ile Çavdarhisar’da bulunmuş olan kapı betimli mezar

stelleri170 formsal özellikleri ile stelimizle benzerlik göstermektedir.

Tıraşlanmış betim alanında niş ve aediculanın ortadan kalktığı ve figürlerin silme şeklinde bir kaide üzerinde verildiği kat. no. 15 ve kat. no. 17 için form yönüyle benzer steller Isparta Müzesi171, Manisa Müzesi172 ve Uşak Müzesi’nde173

bulunmaktadır. Karşılaştırma örneklerinde de figürler, çalışmamızda değerlendirilen steller gibi (kat. no.15 ve 17) tıraşlanmış düz bir zemin üzerinde oluşturulan silme şeklindeki kaide üzerine işlenmiştir. Tepe ve köşe akroterlerinin yer aldığı örneklerde tympanonda stilize kartal figürü bulunurken, tepe akroterlerinde basit bitkisel

166 Ayrıca kat. no. 10’da, üst panoda yer alan kemer üzerine de tek satır Grekçe yazıt kazınmıştır. 167 Söğüt, 2011: 83-84.

168 Çelik, 2017: 50, res. 12b. 169 Waelkens, 1986: lev. 32. 170 Waelkens, 1986: lev. 12, no. 80. 171 Brixhe vd., 1987: no. 2, 3, 5, lev. V.

172 Işık, 1988: kat. 5, lev. 3; kat. 66-67, lev. 34; kat. 76, lev. 39. 173 Işık, 1988: kat. 18, lev. 9.

bezekler kullanılmıştır. Stellerin arka yüzleri tıraşlanmadan, alt kısımları ise düz biçimde bırakılmıştır.

Kat. no. 23, 24, 25, 26 numaralı steller ise Burdur’un Gönen ilçesinde ele geçirilmiş olan stellere form yönüyle benzemektedir174. Bu örneklerde tıpkı

değerlendirilen steller (kat. no. 23, 24, 25, 26) gibi her iki yanda yükselen düz pilasterler üst yapıdaki üçgen alınlıkla birleşmektedir. Akroterlerin yüzeyleri işlenmeden düz bırakılmıştır. Karşılaştırma örneklerimizde olduğu gibi değerlendirilen örneklerde de tympanonda disk veya kalkan motifleri düz veya işlenmiş biçimde verilmiştir.

19 numaralı stelde, her iki kenarı sınırlandıran pilaster üzerinde yükselen üçgen alınlık ve sivriltilmiş tepe akroteri bulunmaktadır. 19 numaralı stelinin mimari tasarımının benzeri Isparta Müzesi’nde bulunmaktadır175. Son olarak 13 ve 16

numaralı stellerin ana gövdesi üzerinde, her iki yanda silmelerle çerçevelenmiş kompozisyon alanı ve bunun üzerinde üçgen bir alınlık içine yerleştirilmiş rozet betimi ve tepelerde stilize akroterler bulunmaktadır. Stelin üst bölümüyle formsal olarak benzer örnek Zeugma’da bulmuştur176. Ayrıca alınlığın her iki kenarında

detayları işlenmemiş akroterler görülmektedir. Kat. no. 13, akroterlerinde stilize verilen bitkisel bezemeler yönüyle Zeugma örneğinden farklılık gösterir.

Benzer Belgeler