• Sonuç bulunamadı

2.4. Yargıda Etkinliğin Ölçütleri

2.4.2. Yargılamanın hakkaniyete uygunluğu

2.4.2.5. Üç Dereceli Yargılama Sistemi

Üç dereceli yargılama sistemi, ilk derece mahkemesi kararlarına karşı, en üst dereceli mahkemeden önce ikinci derecede bir kanun yolunun olmasıdır. Başka bir

276 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. Windisch Avusturya Davası. (Esas hk) Karar Tarihi: 27.09.1990 Davalı Devlet: Avusturya, Başvuru no: 12489/86.

277 Gözübüyük ve Gölcüklü, 2007, a.g.k., 292.

85

anlatımla, vergi mahkemesi kararına karşı önce bölge idare mahkemesine başvurulması;

bölge idare mahkemesi kararına karşı da Danıştay’a başvurulmasının mümkün olduğu yargılama sistemidir.

Uyuşmazlıkların çözümünde genel yetkili olan ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlar, tarafları, mahkemenin çeşitli nedenlerle davayı hukuki gereklere uygun olarak karara bağlayamamış olması veya tarafların sübjektif değerlendirmeleri nedeniyle tatmin etmeyebilir.278 Yerel mahkeme kararlarının yanlış olma ihtimali her zaman mümkün olduğundan ve tarafların da mahkemenin verdiği kararlarla tatmin olması bakımından hemen her hukuk sisteminde kanun yolu müessesesi kabul edilmiştir.

Davanın taraflarına yerel mahkeme kararının yeniden incelenmesi ve gerekiyorsa değiştirilmesi için tanınmış bir başvuru yolu olan Kanun yolu, Türk usul hukukunda olağan kanun yolu ve olağanüstü kanun yolu olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kanun yolu, yargı organları tarafından verilmiş nihai kararlara karşı varsa hata ve yanlışlıkların veya hukuka aykırılıkların giderilmesi amacıyla davanın taraflarına tanınmış çeşitli başvuru yollarını ifade eder.279

Fransız yargı sisteminde üç dereceli bir yargılama sistemi söz konusudur. Fransız yargı sisteminden etkilenen Türk idari yargısında ise iki dereceli bir yargılama söz konusudur. Bu iki dereceli yargılama sisteminde vergi uyuşmazlıklarıyla ilgili, vergi mahkemelerince kurul halinde verilen kararlar, Danıştay’da temyiz edilmekte; tek hâkimle verilen kararlar ise bölge idare mahkemelerinde itiraz edilebilmektedir. Ancak Fransız yargı sisteminde üç dereceli bir yargılama sisteminin olması, adli yargı kolunda 5235 sayılı Kanunla düzenlenen istinafın Türk idari yargısında da gerekli olduğu düşüncelerini kuvvetlendirmiştir.280

2.4.2.5.1. İstinaf mahkemeleri

İstinaf, ilk derece mahkemesinin verdiği karara karşı en üst dereceli mahkemeden önce ikinci derecede başvurulan, bazı durumlarda vakıa mahkemesi bazı durumlarda ise temyiz makamı olarak kullanılan kanun yoludur.281 Klasik anlamda istinaf, ilk derece mahkemesince incelenen vakıaların istinaf aşamasında aynen tekrarlanması; dar anlamda

278 Kızılot ve Kızılot, 2009, a.g.k., 565.

279 Karakoç, 2011, a.g.k., 858-859.

280 E. Saygın (2011). İdari yargıda istinaf mahkemesi tartışmaları üzerine bir analiz. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 69(1-2), s. 647. http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuhfm/issue/view/1023000928 (Erişim Tarihi: 28.04.2016).

281 Yılmaz, 2005, a.g.k., 327.

86

istinaf ise, ilk derece mahkemesi kararının esas ve usul açısından hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesidir.282 İdari yargıda istinaf mahkemeleri, bölge idare mahkemeleridir. Üç dereceli olarak faaliyet gösteren bir yargılama sisteminin ikinci derecede bulunan bir parçası olan istinaf incelemesi sonucunda verilen bazı miktardaki davalara ilişkin kararlar kesin değildir, üst mahkemenin yapacağı temyiz incelemesine tabidir.283

2.4.2.5.2. İdari yargıda istinaf mahkemelerinin gerekliliği

İlk derece idare ve vergi mahkemeleri ile temyiz incelemesi arasında, ikinci derece bir denetim mekanizması ve kanun yolu olan istinaf kanun yolu uygulaması; ilk derece mahkemesi kararının, önce istinaf denetimine tâbi olması, bundan sonra temyiz yolu açık olması halinde temyiz kanun yoluna gidilebilmesini öngören üç dereceli bir yargılama sistemidir.284 Bu yargılama düzeninde önce ilk derece yargılaması yapılmakta, ardından bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi yapılmakta ve son olarak da Danıştay’da temyiz incelemesi yapılmaktadır.

Adalet Bakanlığı hem yargı reformu stratejisi kapsamında hem de İsveç ulusal mahkemeler idaresi ile 2007 yılından itibaren yürüttüğü ikili işbirliği programı kapsamında belirlenen hedeflere ulaşmanın önemli bir aracı olarak istinaf mahkemelerini görmekte ve idari yargıda mevcut yapının revize edilerek istinaf mahkemelerinin kurulmasını amaçlamaktadır. Dolayısıyla istinaf ile amaçlananları şu şekilde özetleyebiliriz:285

 Danıştay’ın iş yükünün makul bir seviyeye çekilmesi,

 Danıştay’ın daha önemli konulara derinlemesine girebilmesi ve birincil görevi olan içtihat oluşturması,

 Davalara daha hızlı bir şekilde bakılabilmesi, kararların daha kısa sürede verilmesi,

 Bireylerin etkin hukuki korumadan yararlanması,

 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkının etkin korunması,

282 Yılmaz, 2005, a.g.k., 327.

283 M. Avcı (2011). İdari yargıda istinaf. Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 96, s. 180 http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/ViewPDF-2011-1139 (Erişim Tarihi 28.04.2016).

284 O. Sancakdar (2012). İdari Yargıda İstinaf Sistemi Üzerine Düşünceler. Danıştay ve İdari Yargı Günü 144. Yıl Sempozyumu. Yayın No: 83, S. 19.

285 Saygın, 2011, a.g.k., 641.

87

 Son dönemde yargıya karşı güvenin kaybolduğuna dair çıkan söylemlerin önüne geçilmesidir.

2.4.2.5.3. İstinafın değerlendirilmesi

Türk idari yargısına yeni bir düzenleme olarak getirilen istinaf incelemesinin olumlu yanları olduğu gibi olumsuz yanları da mevcuttur. Öncelikle istinaf düzenlemesi üç dereceli bir yargılama sistemini öngörmektedir. Üç dereceli bir yargılama sistemi, iki dereceli bir yargılama sistemine nazaran daha güvenlidir.286 Ayrıca istinaf mahkemelerinin yasal ve fiziksel alt yapı bakımından adli yargı alanına kıyasla daha hazır bir konumda olması, ilk derece mahkemesi kararından memnun olmayanlar için yeni bir yargılama usulü sunacak olması ve en önemlisi Danıştay’ın gerçek fonksiyonu olan içtihat oluşturma işlevine hizmet edecek olması287 bakımından istinaf kanun yolunun Türk vergi yargısına olumlu katkılar sunacağı düşünülmektedir.

6545 sayılı Kanunla birlikte bölge idare mahkemelerinin görev tanımı değişmiştir.

İstinaftan önceki uygulamada vergi mahkemelerinde, tek hâkimle verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesinde itiraz yoluna başvurulmaktaydı. Bölge idare mahkemelerinin bu konuda verdikleri kararları ise kesindi. İtiraz incelemesinde vergi mahkemelerinde görülen konusu 30.000 Türk Lirasına kadar olan davaların itiraz üzerine incelemesi, bölge idare mahkemeleri tarafından yapılmakta; bunun dışındaki davalar temyize gitmekte ve Danıştay’ın iş yükünü artırmaktadır. Ancak idari yargıda istinaf düzenlemesiyle birlikte 5.000-100.000 Türk Lirası arasındaki davalarda, istinaf incelemesi üzerine bölge idare mahkemelerinin kararları kesin; konusu 100.000 Türk Lirasını aşan davalarda bölge idare mahkemelerinin verdikleri kararlara karşı Danıştay’da temyiz yoluna gidilebilmektedir (İYUK, md.46). Bu durumda konusu, 100.000 TL’ye kadar olan davaların Danıştay’a götürülemeyecek olması Danıştay üzerinde bir rahatlama sağlayacaktır. Sınırlı sayıda olan istinaf mahkemelerinde zamanla içtihat birliği sağlanmasıyla da temyiz başvuruları da azalacak, yükümlü lehine bir kararın kesinleşmesiyle idare de bu konuda yapmış olduğu uyuşmazlığa sebebiyet veren konular üzerinde daha dikkatli davranacaktır.

Yükümlünün aleyhine olan durumlarda da, yükümlü kararın neticesinin ne olabileceğini önceden bileceği için idari çözüm yollarına başvuruyu tercih edebilecektir. Bu durum yargının iş yükünü azaltacağı gibi yükümlüleri zamansal ve parasal açıdan israftan

286 Avcı, 2011, a.g.k., 189.

287 Saygın, 2011, a.g.k., 647.

88

kurtaracaktır. Ayrıca adil yargılanma hakkı kapsamında vatandaşlara üç dereceli bir yargılama hizmeti sunularak yüksek miktardaki davalarda bireyin uğrayacağı zarar çok olacağından, bireye üçüncü bir inceleme imkânı tanınmasıyla da adil yargılama ilkesine uygun bir yargılama gerçekleşebilecektir. Ayrıca konusu 5.000 Türk Lirasının üzerinde olan her vergi davasının, istinaf mahkemeleri olan bölge idare mahkemelerinde incelenecek olması, ilk derece mahkemelerinin karar verirken daha dikkatli ve titiz davranmalarına sebep olabilecektir.288 Ayrıca, istinaf mahkemelerinin kurulması ile Danıştay’ın dava yükünün azalacak olması, Danıştay’ın, hukuku geliştirmek ve içtihat birliğini sağlamak olan asıl görevini daha iyi bir şekilde yapabilmesine de katkı sağlayacaktır.289 Bu açılardan değerlendirildiğinde istinaf kanun yolunun yargıda etkinliğin sağlanmasında olumlu katkıları olacağı söylenebilir.

Yargıda etkinliğin sağlanabilmesi için, uyuşmazlıkların hakkaniyete uygun olarak adil yargılanma ilkesi çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekir. Bu nedenle bireylerin yargı mekanizmalarına ulaşmada maddi ve şekli engellere takılmaması gerekir. Ancak istinaf düzenlemesiyle sayısı 28 olan (aktif olarak 25)290 bölge idare mahkemelerinin 7’ye düşürülmesi291 bireylerin yargıya ulaşma olanağını azaltacaktır. Ayrıca ilk derece mahkemelerindeki tecrübeli hâkimlerin istinaf mahkemelerine geçirilmesi de ilk derece mahkemelerinin etkinliğini azaltacaktır. Dolayısıyla ilk derece mahkemelerinde verilen kararların büyük çoğunluğu istinafta tekrardan detaylı bir şekilde incelenerek iş yüküne sebep olacak bu da ilerleyen zamanlarda davaların daha yüzeysel açıdan değerlendirilmesine neden olacaktır.292 Ayrıca istinaf mahkemelerinin önce 8 ilde kararlaştırılması, daha sonra bir takım siyasi faktörler ve terör nedeniyle bu sayının 7’ye düşürülmesi; mahkemelerin farklı illere taşınması; 2015 yılında aktif bir şekilde başlayamaması sorunların olduğunu göstermektedir.293

İstinaf’a 5.000 TL üzerindeki davaların gidecek olması; 5.000–100.000 TL arasındaki davaların da istinafta kesinleşecek olması; 100.000 TL üzerindeki davaların

288 Avcı, 2011, a.g.k., 189.

289 Avcı, 2011, a.g.k., 189.

290 HSYK-2014 yılı faaliyet raporu. s. 64 http://www.hsyk.gov.tr/dosyalar/faaliyet/faaliyet-raporu-2014/2014-faaliyet-raporu.html (Erişim tarihi: 26.04.2016).

291 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (2016). Bölge idare mahkemeleri ile idarî yargı ilk derece mahkemeleri 2016 yılı ana kararnamelerine ilişkin duyuru. http://www.hsyk.gov.tr/duyurular/2016/mart/kararname-duyuru/kararname.html (Erişim Tarihi: 14.04.2016).

292 K. Özdemir, Y. Hız ve Y.S. Balo (2005). Türk yargısında yapısal çözüm arayışları ve bölge adliye (İstinaf) mahkemeleri. Adalet Dergisi, S. 21, s. 11.

293 M. Avcı (2016). İstinaflar Paneli. Yayınlanmamış Bildiri. Eskişehir Barosu 29.02.2016.

89

ise Danıştay’da temyiz edilebilecek olması, her ne kadar yargılamanın makul sürede görülmesi ve yargının iş yükünü azaltacak olması bakımından önemli ise de hakkaniyete uygun bir yargılamaya ters düşeceği de düşünülmektedir.294 Çünkü “hak, haktır; büyüğe, küçüğe bakılmaz.” Dolayısıyla belirlenen parasal sınırlar bir yandan yargının iş yükünü hafifletirken, bir yandan da bireyin yargıya başvurusunu engelleyerek adil yargılama ilkesine ters düşmektedir.

Görülmektedir ki istinaf düzenlemesinin olumlu yanları olduğu gibi bir takım olumsuz yanları da vardır. Önemli olan etkin bir yargılamanın oluşturulmasıdır. Bunun için de gerekli olan düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir. İlk başlarda aksaklıkların olması ihtimal dâhilindedir. Ancak uzun süreden beri tartışılan, üzerinde önemle durulan istinaf kanun yolunun Türk vergi yargısına olumlu katkı sağlayacağı düşünülmektedir.