• Sonuç bulunamadı

Özel Kanunlarında Düzenlenen Geçici Hukuki Korumalar

HMK m. 406/1’e göre, mahkeme gerekli hallerde mal veya haklarla ilgili defter tutulmasına veya mühürleme yapılmasına karar verebilir. Bu hüküm olmasa da defter tutma ve mühürleme işlemi yapılabilir, ancak uygulamada bir tereddüt yaşanmaması açısından geçici bir hukuki koruma olarak özellikle vurgulanmıştır165.

HMK m. 406/2’ye göre, geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Buna göre ihtiyati tedbir niteliğinde olan geçici hukuki korumalara öncelikle özel kanunlarında bulunan hükümler uygulanır. Bununla birlikte ihtiyati tedbir olarak nitelendirilmelerinden ötürü HMK m. 389 ve diğer maddeleri de uygulama alanı bulur166. İhtiyati tedbir niteliğinde olmayan

162 Abdurrahim Karslı, s. 690.

163 Baki Kuru, s. 653; Cenk Akil, Delil Tespiti, s. 31; Leyla Akyol Aslan, s. 94. 164 Leyla Akyol Aslan, s. 141.

165 Abdurrahim Karslı, s. 691.

166 Evrim Erişir, s. 219-220; Diğer kanunlarda yer alan geçici hukuki koruma tedbirlerinin ya ihtiyati tedbir ya delil tespiti niteliğinde olduğunu ve HMK’da yer alan ihtiyati tedbir ve delil tespiti hükümlerinin kıyasen uygulanabileceğine ilişkin bkz: Baki Kuru, s. 657, Hakan Albayrak, s. 72-73; İhtiyati haciz alanında hüküm bulunmayan hallerde amaç, özellik, menfaat dengesi gözetilerek ve niteliğine aykırı düşmemek kaydıyla ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerin uygulanabileceğine ilişkin bkz: Nazif Kaçak, s. 35.

geçici hukuki korumalara ise ihtiyati tedbiri düzenleyen HMK hükümleri uygun düştüğü ölçüde kıyasen uygulanabilir.

Bir geçici hukuki korumanın ihtiyati tedbir niteliğinde olabilmesi için talep üzerine verilen kararın geçici olması, haksız olması halinde eski hale iade edilebilir olmalı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyip esas dava için bağlayıcı bulunmaması, tedbir talebi ile asıl dava konusu talebin sıkı ilişkili olması ve tedbir kararına uymamanın yaptırıma bağlanmış olması gerekir167.

VI. İş Yargılamasında Geçici Hukuki Korumanın Önemi

İşçi ve işveren arasındaki ilişkiler TBK’nın hizmet sözleşmeleri bölümünde genel olarak ve İş Kanunu ile özel olarak düzenlenmiştir. İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar ise İMK’ya göre özel mahkeme olan iş mahkemelerinde çözümlenir. İMK’da hüküm bulunmayan hallerde, m. 15 uyarınca genel kanun niteliğinde olan HMK uygulanır. Bu nedenle HMK’nın 10. kısmını oluşturan geçici hukuki korumalar da iş yargılamasında uygulama alanı bulur. HMK m. 406, diğer kanunlarda yer alan geçici hukuki koruma tedbirlerini saklı tutmuştur. Bu nedenle HMK’ya yapılan atıf İİK’da yer alan bir geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati haczi de kapsamaktadır. İhtiyati haciz de iş yargılamasında başvurulabilecek geçici hukuki koruma tedbirlerinden biridir.

İş Kanunu m. 20’ye göre haksız fesih sonrası bir ay içinde açılabilecek işe iade davasını ilk derece mahkemeleri iki ayda sonuçlandırır. İMK m. 8’e göre iş mahkemelerinden verilen nihai kararlara karşı tefhim ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesi’nde verilen karara karşı tebliğden itibaren sekiz gün içinde temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay için yargılama süresi m. 8/4’e göre iki aydır. Eğer işe iadeye karar verilirse, İş Kanunu m. 21 gereği bütün bu çalışılmayan süreler için dört aylık ücret ve dört ila sekiz aylık ücret arasında mahkemenin takdir edeceği miktarda iş güvencesi tazminatı ödenir. Ancak uygulamada iş yükü nedeniyle işe iade davaları belirtilen sürelerde

sonuçlanamamakta, bu nedenle kanun koyucunun öngördüğü güvence, işçiye etkin bir biçimde sağlanamamaktadır. Her ne kadar işçi ile işveren ilişkilerini bireysel olarak düzenleyen kanunların hiçbirinde işçiler için özellikle düzenlenmiş bir geçici hukuki koruma tedbiri yer almasa da geçici hukuki korumaların kaynağını Anayasa’dan alır168. Bu nedenle özel bir düzenlemeye gerek kalmadan mahkemeler

ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ya da somut olayda tehlikeyi izale edecek diğer tedbirlere karar verebilmelidir.

İşçi, uzun süre işinden ayrı kalsa da İş Kanunu m. 21 uyarınca onun çalışmadığı süreye karşılık gelecek şekilde dört aylık ücret emredici olarak belirlenmiş olup boşta geçen süre ücreti dört ayı geçemez. Nitekim asıl dava ile elde edilemeyecek hukuki koruma, geçici hukuki koruma ile sağlanamaz169. Doktrinde

ileri sürülen bir görüşe göre, işçinin sadece dört aylık ücretine hak kazanması davaların uzunluğu göz önüne alındığında170 hakkaniyetli değildir, işçi tüm boşta

geçen sürenin ücretine hak kazanmalıdır171. Diğer görüşler ise İş Kanunu ile

davanın dört ayda bitirileceği düzenlendiğinden süre kısıtlamasının uygun olduğu172 ile dört aylık sınırlama yeterli olmasa da davanın kanunda öngördüğü

sürede bitmemesinin ekonomik sonucunun işverene yüklenmesinin menfaat dengesine aykırı olduğu 173 yönündedir. İşçinin uzun ve belirsiz yargılama

süresinden zarar göreceği muhakkaktır, ancak davanın uzamasının işverenin kusurundan kaynaklanmadığı ve ekonomik sonuçların tamamının işverene yüklenmesinin de menfaat dengesine aykırı olduğu yönündeki görüşe katılıyoruz.

Sadece işe iade davaları değil, HMK m. 320 gereği iş mahkemelerinde görülen tüm davalar duruşma aralıkları ve duruşma sayısı yönünden kısıtlamaya

168 Bkz. Yuk. Bölüm 1, II.

169 Saim Üstündağ, İhtiyati Tedbirler, s. 39. 170 Bkz. dn. 211.

171 Öner Eyrenci/Savaş Taşkent/Devrim Ulucan, Bireysel İş Hukuku, Beta Yayınları, 5. Baskı, İstanbul, 2014, s. 176; Sarper Süzek, İş Hukuku, Beta Yayınları, Yenilenmiş 10. Baskı, İstanbul 2014, s. 641.

172 Ali Güzel, İş Güvencesine İlişkin Temel İlke ve Eğilimler Işığında Yasa Tasarısının Değerlendirilmesi, İstanbul Barosunca Düzenlenen Türk İş Hukukunun Güncel Sorunları 2001 Temmuz Toplantısı, İş Güvencesi Yasa Tasarısının Değerlendirilmesi, İstanbul 2001, s. 42.

173 A. Can Tuncay, “İş Güvencesi Yasası Neler Getiriyor?”, Çimento İşveren Dergisi, C. 17, S.1, Ocak 2003, s. 10; Polat Soyer, Feshe Karşı Korumanın Genel Çerçevesi ve Yargıtay Kararları Işığında Uygulama Sorunları, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2005 Yılı Toplantısı, İstanbul 2005, s. 61.

tabiidir. Buna göre tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikat yapılması hariç dava iki duruşmada görülür ve duruşmaların arasındaki süre bir aydan uzun olamaz. İşe iade ve işçilik alacaklarına ilişkin diğer davalarda işçiyi ne zaman sona ereceği öngörülemeyen asıl dava sonucunun kesinleşme süresinin meydana getireceği zararlara karşı korumak ve taraflar arasında menfaat dengesi kurmak adına iş yargılamalarında geçici hukuki koruma tedbirleri yaygınlaştırılmalıdır. Bununla beraber, kanunla öngörülen sürenin aşıldığı her dava ile adil yargılanma güvencesi ihlal edilmektedir. Adil yargılanma ihlalinin dengelenmesi ancak geçici hukuki koruma ile mümkündür.

İKİNCİ BÖLÜM

İŞÇİLİK ALACAKLARININ ÖDENMESİ DIŞINDAKİ

TALEPLERDE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA TEDBİRLERİ

I. İşçinin Kendisine Teslim Edilmiş Araç, Gereç ve Malzemeyi Tedbiren İade Etmesi